Buradasınız
Tehlike Yine “Geliyorum” Dedi!
Arel Üniversitesi’nden bir öğrenci
Ben Arel Üniversitesi Sefaköy yerleşkesinden bir öğrenciyim. 23 Ekimde gece saatlerinde üniversitenin yanındaki hafriyat alanında istinat duvarının çökmesiyle birlikte üniversite binamızın büyük bir bölümü yıkıldı. Olayı duyduktan sonraki tek tesellim herhangi bir can kaybı yaşanmaması oldu.
Bu yıkımın hafta içi öğrenciler içindeyken gerçekleşebileceği ihtimalini düşünmek bile istemiyorum. Çünkü okulda dört bin kişiyiz ve böyle bir tehlike anında kontrollü bir tahliye imkânsız. Benim ne hissettiğimi soracak olursanız; okul üzerime yıkılmış gibi hissediyorum. Çünkü o bina yıkılırken aslında yıkılan bir “bina” değildi sadece. Dört bin kişinin hayalleri, emekleri, umutları da yıkıldı. Olan yine her zamanki gibi biz gençlere oldu. Okulumun yıkılma anlarını arkadaşlarımın gönderdikleri videolardan takip ettim. Görüntüler dehşet vericiydi.
Aslında tehlike yine “geliyorum” dedi. Biz okulda ders işlediğimiz saatlerde de inşaat nedeniyle yoğun sesler ve sallantılar oluyordu. Öyle ki sesten ve korkumuzdan camları açmıyorduk. İçten içe bu günün geleceğini biliyor ve hissediyorduk. Tıpkı Amasra’da madende hayatını kaybetmeden önce içeride yoğun gaz olduğunu söyleyen madenciler gibi… Orada da alınabilecek önlemler maliyet olarak görülüp alınmadığı için insanlarımız göz göre göre ölüme gönderildi. Eğer üniversitedeki yıkım gündüz saatlerinde olsaydı bu kez büyük ihtimalle bizler canımızdan olacaktık.
Bugün önlem almayı maliyet olarak görenler insanların hayatını hiçe sayan patronlar sınıfıdır. Bu yıkımın da sorumluları her yere pıtrak gibi üniversite diken iktidar ve sermaye sahipleridir. İnşaatları kontrolsüz ve denetimsiz yapanlar, buna göz yumanlardır. Biz gençler olarak işyerlerinde, madenlerde, inşaatlarda, okullarda güvenlik önlemlerinin alınmasını istiyoruz. Artık ölümlere tahammül edemiyoruz, etmeyeceğiz. Bu ölümlere ve böylesi koşullara son verecek olan da bizim örgütlü mücadelemizdir.
- Asgari Ücret Asgari Zam Gördü!
- Balıkesir’de ZSR Mühimmat Fabrikasında İşçi Katliamı
- İş Kazalarına Karşı Daha Fazla Örgütlenelim
- Hitachi Energy’de Anlaşma İmzalandı, Grev Sonlandırıldı
- TİS Yetki Sistemi, Sorunlar ve Çözüm Arayışları Toplantısı Düzenlendi
- Selçuk, 5 Küçük Kardeş ve Annelik
- DİSK Asgari Ücret Taleplerini Açıkladı
- Kartal’da Binlerce Emekçi Haykırdı: “İnsanca Yaşamak İstiyoruz!”
- Önümüzdeki En Büyük Engel Sömürü Düzenidir
- Kanatları Kesik Gençler Ülkesine Yolculuk
- 1-0 Önde Olmak İçin Örgütlü Mücadeleye!
- 2021 Tüm Emekliler Sendikası’ndan Tekirdağ’da Eylem
- Emek, Barış ve Demokrasi Güçleri’nden Gözaltılara Karşı Eylem
- Kadınlar Şiddete, Eşitsizliğe, Yoksullaştırma Politikalarına Boyun Eğmiyor
- BES Kandırmacası ve İptal Eziyeti
- As Plastik ve Bayraklı Belediyesi İşçilerinden Eylemler
- Polonez Direnişçileri: 100 Gündür Buradayız Kazanmadan Gitmeyiz!
- 5 Kardeş Neden Öldü?
- Esir miyiz?
- Hesap Sormadıkça İş Cinayetleri Devam Edecek!
Son Eklenenler
- İşçi Dayanışması yayınlandığı ilk günden bu güne biz işçilere kocaman bir sınıf olduğumuzu, yaşamlarımızın, sorunlarımızın ve çözüm yollarının ne kadar yakın olduğunu anlatmaya devam ediyor. Yazıların kaleme alınmasından görsellerin hazırlanmasına,...
- İstanbul Planlama Ajansının (İPA) Ekim ayı araştırmasına göre, İstanbul’da ortalama stres seviyesi 10 üzerinden 6,9 çıktı. Aslında bu veri sadece İstanbul’u yansıtmıyor. Mersin olsun, İstanbul olsun hiç fark etmiyor: Stres seviyemiz artıyor,...
- Sevgili işçi kardeşlerim, başlıktaki sözlere gelmeden meramımın tamamını anlatmak için 6 ay geriye gitmem gerekiyor. Mayıs ayının son haftasında iki azı dişime kanal tedavisi için Dokuz Eylül Üniversitesi diş bölümüne randevu alarak gitmiştim. İki...
- “Zeytinyağlı yiyemem aman/ basma da fistan giyemem aman…” Kütahya ya da Bursa yöresine ait olduğu düşünülen bu türkü düğünlerde, keyifli eş dost toplantılarında hep bir ağızdan söylenir. Hatta eğlenceli ritmi karşılıklı oynamaya da teşvik eder....
- Hayat pahalılığı, geçim sıkıntısı korkunç boyutlara ulaştı. Emekçiler olarak temel ihtiyaçlarımız olan barınma, beslenme gibi ihtiyaçlarımızı karşılamakta zorlanıyoruz. Aldığımız maaşlarla kirayı mı ödeyelim, karnımızı mı doyuralım diye kara kara...
- Kapitalist sistemde yaşıyoruz ve bu sistemin yol açtığı büyük-küçük pek çok sorunla boğuşuyoruz. Peki sorunlarımızı çözmek için ne yapıyoruz? Örneğin pek çoğumuzun ailesinde çocuk, hasta, yaşlı ya da engelli olduğu için bakıma muhtaç yakınlarımız...
- İşçi Dayanışması çıktığında her birimiz ilk görüşte etkilendiğimiz yazıyı seçiyoruz. Neden etkilendiğimizi, yazının bizi nasıl etkilediğini, neyi düşünmemizi sağladığını anlatıyoruz birbirimize. Bu yazıyı herhangi bir arkadaşımıza nasıl ve neden...
- Mutsuzluk ve umutsuzluk gençler arasında adeta bir salgın gibi yayılıyor. Etrafımıza, arkadaşlarımıza bakıyoruz, yaşamdan tat alamadığını söyleyenlerin sayısı her geçen gün artıyor. “Her günüm bir öncekiyle aynı”, “yarından bir beklentim yok”, “bana...
- Biz işçiler haftanın her günü vardiyalı bir şekilde 24 saat çalışırız. Yeri gelir Pazar mesai yaparız. Dinlenmeye, ailemize vakit ayırmaya zaman bulamayız. Sanki biz işçiler için hayat sadece çalışmaktan ibaretmiş gibi. Fabrikada mühendis bir...
- Eskiden her sorunun beni bulduğunu, bu sorunları yaşayan tek kişinin ben olduğumu düşünüyordum. Sonra UİD-DER ile tanıştım ve İşçi Dayanışması’nı düzenli olarak okumaya başladım. Bir genç olarak, gençlik yazılarını okudukça bu sorunları yalnızca...
- Ben büyük bir tekstil fabrikasında çalışıyorum. Başta Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek olmak üzere siyasi iktidar sözcülerinin, asgari ücret zammının hedeflenen enflasyon oranına göre yapılacağını her fırsatta söylemelerine rağmen asgari ücrete...
- Son günlerde sohbet edebildiğim her insana Türkiye’deki Suriyeliler hakkında ne düşündüklerini soruyorum. Devamındaysa nerede dünyaya geldiklerini, neden göçüp büyük kentlere geldiklerini soruyorum. Son olarak aile büyüklerinin nerelerden göçerek...
- Sevgili işçi kardeşlerim, 8 yaşına kadar babasız, 8 yaşından sonraysa hem anasız hem de babasız büyümüş sayılırım. 12-13 yaşıma kadar mahallede ve çalıştığım fabrikada anası-babası yanında olan arkadaşlarıma imrenmiş, onları kıskanmışımdır. O halimi...