Buradasınız
Karnımızı Doyurmak Değil Sağlıklı Beslenmek İstiyoruz
Sancaktepe’den bir gıda işçisi

Günümüzün önemli bir kısmını çalıştığımız işyerlerinde geçiriyoruz. Şirketlere yemek hizmeti veren bir yemek şirketinde çalışıyorum. Yemek çıkardığımız yerlerin arasında fabrikalar, şantiyeler var. Bari işyerlerimizde sağlıklı ve dengeli beslenelim diyoruz ama ne yazık ki burada da yemeklerin kalitesi ve miktarı düştü. Bunun nasıl olduğunu anlatmaya çalışayım.
Yemek şirketleri, gıda ürünlerine sürekli gelen zamları birim fiyatlarına yansıtmak istediğinde ilk itiraz edenler hizmet verdiğimiz şirketlerin patronları oldu. İşçinin yemeğini tıpkı iş güvenliği önlemlerinde olduğu gibi maliyet olarak gören patronlar “ne kadar ucuza kapatırız” derdine düştüler. Yemek şirketleri de işi kaçırmamak için fiyatları fazla yükseltmemeye çalışırken kârlarını da düşürmek istemediler. Verdikleri yemeğin maliyetini düşürmenin yollarını aradılar, buldular da! Daha ucuz olduğu için yemek yapımında kalitesiz, içeriğinde ne olduğu belli olmayan ürünler kullanılmaya başlandı. Bu durum hem besin değeri olarak yemeklerin kalitesini düşürdü hem de sindirim problemlerini arttırdı. Bir diğer yöntem ise kişi başına düşen yemeğin miktarını azaltmak… Sonuç olarak işçiler doymamaya, doysalar bile gerçekte ihtiyaç duydukları vitamin ve mineralleri alamamaya, sindirim problemleri yaşamaya başladılar.
Şu anda bir şantiye projesinde çalışıyorum. Ağır ve çok tehlikeli şartlarda beden gücünü kullanarak çalışan işçilerin “doymuyoruz” şikâyetleri son zamanlarda iyice arttı. Bunun üzerine şantiye işvereni daha fazla yemek vermemizi istedi. Yaptığımız sözleşmede belirlenen gramajın üzerinde yemek verirsek fiyatı arttırmamız gerektiğini söyledik. Bize verdiği cevap “bari yardımcı yemekleri fazla verin de doysunlar, sesleri kesilsin” oldu. Şirketimiz de öyle yaptı, makarna, pilav, börek gibi yardımcı yemeklerin miktarını biraz arttırdı. Tabii bu durumda işçilerin beslenmesi karbonhidrat yoğunluklu oldu. Yani işçilerin karnı artık doyuyor ama aslında sağlıklı beslenmiyorlar.
Sağlıklı beslenmek en temel insan hakkıdır. Biz sadece karnımızı doyurmak değil bedenimizin ihtiyaç duyduğu vitamin ve mineralleri alabileceğimiz besinler tüketmek istiyoruz. Oysa bu düzen evlerimizde, işyerlerinde, okullarda sağlıklı gıdalara ulaşmamızı engelliyor. “Gizli açlığa” mahkûm ediliyoruz. Patronların kârı düşmesin de ne olursa olsun! Hakkımız olan sağlıklı gıdaya ulaşmak için, hem ücretlerimizin arttırılması, hem zamların geri çekilmesi hem de işyerlerinde nitelikli yemek verilmesi için mücadele etmekten başka seçeneğimiz yok.
- “UİDER” Değil, “UİD-DER”
- Sırrı Abimizi Mücadelemizde Yaşatacağız
- Erol Eğrekler ve İşçi Sınıfı
- Patronlar “Kullan At” İşçi İstiyorlar!
- İşçi Sınıfı Olarak Ders Çıkaralım
- Grönland’ın Buzulları ve Egemenlerin Kâr Arzusu
- Dünü Unutmadan, Bugüne ve Geleceğe Bakabilmek…
- Emekliliği Kim Bitirdi?
- Servis mi Eziyet mi?
- Yamyam Fareler Gibi Olmamak İçin…
- “Keşke Bizim de Bahçeli Bir Evimiz Olsaydı”
- “Polonez İşçileri Kazanmış”
- Kumarla Köşeyi Dönenler Neye Dönüyor?
- Düşük Ücret Dayatmasına Karşı Örgütlü Mücadeleye
- “Geçinemiyorsan Memleketine Dön”
- Neden Hayattan Sıkılıyoruz?
- Rakip Değiliz
- Savaşı Kınamak Sorumluluktan Kurtulmaya Yeter mi?
- Sağlık Alanında Birleşik Mücadele Şart!
- İyi ki Varsın UİD-DER
Son Eklenenler
- Sabahın ilk anlarına değin usulünce bekledikleri güneşin, en uzun huzmeleri mahallerinden içeri girdiğinde onlar çoktan bulut gibi yüklenmişlerdi. Öyle üstünkörü değil, öyle aniden değil, yarım yamalak değil; biriktirmiş de planlamış da gelmişlerdi...
- Geçtiğimiz günlerde ana-baba-oğul UİD-DER’li iki dostumu konuk ettim, içten bir sohbet eşliğinde zaman su gibi aktı. Bu vesileyle hem eskiye hem bugüne dair düşündük, konuştuk. Onlar gittikten sonra aklımda şu soru yankılandı: Nasıl oldu da aynı...
- İzmir Kemalpaşa’da grevde olan Petrol-İş üyesi Temel Conta işçileri, patronun grev kırıcılığını tespit ettirmek için açtıkları davanın duruşması öncesi Bayraklı Adliyesi Ek Binası önünde basın açıklaması gerçekleştirdiler. İstanbul Şişli Belediyesi...
- İnsanların kardeşçe yaşayacağı bir dünya özleyen, böyle bir dünyayı kurabilecek tek güç olan örgütlü işçi sınıfının mücadelesine inanan, o mücadelede yer alan nice şair, yazar, sanatçı var. Nâzım Hikmet ve Orhan Kemal bu sanatçılardan ikisidir....
- Tuzla’da bulunan Reckitt Benckiser’de Petrol-İş Sendikasında örgütlü işçiler 27 Mayısta greve çıktılar. Bizler de UİD-DER’li işçiler olarak grevci işçileri mücadelelerinde yalnız bırakmıyoruz. Grevlerinin 17. gününde işçi kardeşlerimizi tekrar...
- İsrail devleti Ekim 2023’ten bu yana Filistin halkına yönelik bir soykırım gerçekleştiriyor. Egemenler kimi zaman bu katliamı sözde kınadıklarını belirtseler de İsrail’le her türlü ekonomik ve politik ilişkiyi sürdürmeye devam ediyorlar. Egemenlerin...
- ABD Başkanı Trump, göçmen karşıtı politikalarını sürdüyor. Göçmenleri hedef alarak açık bir savaş ilan eden Trump’ın ABD’sinde, göçmen işçi ve öğrencilerin vizeleri iptal ediliyor, göçmen işçiler tutuklanıyor ve sınır dışı ediliyorlar. ABD’li...
- 15-16 Haziran Büyük İşçi Direnişi bundan tam 55 yıl önce bu topraklardaki işçi sınıfının tarihine altın harflerle yazıldı. O tarihten bu yana örgütlü işçi sınıfı bu iki günü anarak yaşattı ve yaşatmaya devam ediyor. 15-16 Haziran, örgütlü işçi...
- 12 Haziran, Birleşmiş Milletler tarafından 2002 yılında Dünya Çocuk İşçiliği ile Mücadele Günü ilan edildi. Ne yazık ki o zamandan bu zamana çocuk işçiliğin azalması bir yana, 1800’lü yıllara benzer koşullar yaratıldı. Patronlar için tatlı kârlar...
- KESK Ankara Şubeler Platformu ve emekten yana siyasi partiler 11 Haziranda, ABD Büyükelçiliği önünde siyonist İsrail devletinin Filistin halkına uyguladığı soykırımı, Türkiye limanlarından İsrail’e askeri malzeme taşınmasını, Gazze’ye insani malzeme...
- İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı İZELMAN, İZENERJİ ve Egeşehir şirketlerinde çalışan yaklaşık 23 bin işçi, 29 Mayısta greve çıkmıştı. DİSK’e bağlı Genel-İş Sendikası üyesi işçiler, Türk-İş’e bağlı Belediye-İş sendikası üyeleriyle aynı işi...
- Yaşamın hangi alanına bakarsak bakalım, her başarının ancak büyük emekler vererek, sabırla çalışarak elde edildiğini görürüz. Henüz ilk denemede iyi sonuçlar elde etmek, hedefe ulaşmak mümkün değildir. Özellikle toplumsal alanda hiçbir değişim bir...
- Kültür Radyo Televizyon (KRT) çalışanları, düşük ücret dayatması, aylardır maaşlarının, yemek haklarının ödenmemesi, ağır çalışma koşulları, artan iş yükü ve baskıya karşı iş bırakma eylemlerini sürdürüyor. 4 Hazirandan bu yana iş görmekten kaçınma...