Buradasınız
2024: Emeklilere Zulüm Yılı
Sancaktepe’den emekli bir işçi
Otuz yıl boyunca kesintisiz çalışmış, ücreti daha cebine girmeden SGK primleri ve vergileri kesilmiş, EYT’li emekli bir işçiyim. 2024 yılı Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından emekliler yılı ilan edildi ama emekliler sefalet içinde yaşamaya mahkûm edildi. Milyonlarca emekli Hazine katkısıyla 10 bin lira maaş alıyor. Bu parayla ev kirası bile ödenemiyor, en temel ihtiyaçlar karşılanamıyor. Emekli maaşlarına zam yapılması talebi ise kaynak olmadığı söylenerek reddediliyor. Emeklilere gelince bütçe yok ama Marmaris Okluk koyunda yazlık, Bitlis Ahlat’ta kışlık saray için toplam 1,9 milyar liralık kaynak bulunabiliyor. İliç’te 9 işçi kardeşimizi toprak altında bırakan, çevre katliamına yol açan Anagold şirketinin 7,2 milyon dolarlık vergi borcu silinebiliyor. 2024’te patronlardan 2 trilyon liralık verginin alınmayacağı açıklanıyor. Hazine garantili yollara, köprülere, hastanelere, havaalanlarına bütçeden sebil gibi para akıtılıyor. Sormak gerekmez mi, kimin parasını kime veriyorsunuz?
Tüm kaynakları patronlara aktaranlar, patronların vergi borçlarını silenler sıra biz işçi ve emekçilere, emeklilere gelince üç kuruşluk borçlarımızın peşine düşüyor, faturasını ödeyemediğimiz elektrik ve doğalgazımızı kesiyorlar. 2024 yılı emekli yılı değil, olsa olsa emeklilere zulüm yılıdır. Milyonlarca emekli aldığı üç kuruşluk emekli maaşıyla çocuklarının desteği olmadan yaşayamaz duruma getirildi, onuru incitildi. Sefalete mahkûm edildi, evden dışarı çıkamaz hale getirildi. Park ve bahçelerde çay kahve içmeden oturmaktan, elleri boş dolaşmaktan başka sosyal yaşamları kalmadı, insani ihtiyaçları yok sayıldı. Sağlık hizmetlerine, sağlıklı beslenmeye ihtiyaç duydukları bir yaşta bunlara ulaşamaz hale getirildi, adeta ölüme terkedildi. İktidar üzerindeki sorumluluğu kaynak yok diye atarak, emeklileri banka promosyonlarına, bayram primlerine muhtaç duruma düşürdü.
Bugünün işçisi yarının emeklisi işçi kardeşlerim, emekli kardeşlerim, bilelim ki bize reva görülen bu sefil yaşamı değiştirebiliriz. Yeter ki birlik olalım, taleplerimizi birlikte haykıralım. Bizler çalışma yaşamından emekli olduk, yaşamdan değil. Bu nedenle yaşamımıza, çocuklarımızın geleceğine sahip çıkmak zorundayız. 1 Mayıs yaklaşıyor. Taleplerimizi haykırmak, hesap sormak, bize dayatılan sefaleti kabul etmediğimizi göstermek için, 1 Mayıs ruhuyla birleşmek zorundayız.
- Hesap Sormadıkça İş Cinayetleri Devam Edecek!
- Belediye İşçileri Hakları İçin Mücadele Ediyor
- “Şehrin En Güzel Yerindeki Mezar”
- Toplumu Zıvanadan Çıkarttılar
- Ne Kadar Örgütlüysek O Kadar Nefes Alırız
- Bursa’da Gelirde ve Vergide Adalet Eylemi
- Belediye İşçileri ve Sağlık Emekçileri Ücret Gasplarına Karşı Eylemler Yapıyor
- Sesimizi Duyurmak İçin Grevdeyiz
- Bunlar Bu Cesareti Nereden Alıyorlar?
- Filistin Sendikalarından Eylem Çağrısı
- Taksim’de İsrail’in Saldırıları Protesto Edildi
- Direnişçi İşçilerle Omuz Omuza!
- İktidar ve Sermaye Sahipleri Doymak Bilmiyor
- Ankara Gar Katliamının 9. Yılında Barış Karanfilleri Anıldı
- 10 Ekim Katliamında Hayatını Kaybedenler Ankara’da Anıldı
- Sınıf Dayanışmasıyla Daha Güçlü Hissediyoruz
- Fernas İşçilerine Dayanışma Ziyareti
- Elba Bant Grevine Dayanışma Ziyareti
- KESK: “Geçinemiyoruz! Yoksulluğa Karşı Mücadelede Birleşiyoruz!”
- UİD-DER’in Lübnan Sendikalar Birliğinin Dayanışma Çağrısına Yanıtı
Son Eklenenler
- Son zamanlarda pek çok insanın aklında, dilinde aynı sorular var: Biz nasıl bir toplum olduk böyle? Nasıl olur da insanlar bu kadar kötü olabilir? Teşbihte hata olmaz derler. Toprağı düşünelim. Toprakta her zaman zehirli bitkiler yetişebilir. Ama bu...
- İşyerinde, mahallede, parkta, sokakta, kahvede… Sohbetler döner dolaşır hep aynı soruya bağlanır: “Ne olacak bu memleketin hali?” Soru bakidir, cevabı ise yaşadığımız koşullara, ait olduğumuz sınıfa göre değişiklik gösterir. Çünkü işçi ve...
- Şair “Kuşların vurulduğu zamandır şimdi” demiş. Gerçekten de haksızın haklı, hırsızın namuslu, haydudun yiğit sayıldığı zamandır şimdi. Her gün yeni bir “bu kadarı nasıl olur?” sorusuyla başlıyoruz güne. Geçtiğimiz günlerde Bursa’da bir tekstil...
- Yaklaşık iki ay boyunca hakları için mücadele eden, bu süreçte polisin ve jandarmanın saldırısına maruz kalan, gözaltına alınan Fernas işçilerinden biri arkadaşlarından birinin çocuğunun ilk adımını direniş alanında attığını söylemişti. Bir başka...
- Bir an için hafızamızı kaybettiğimizi düşünelim. Annemizin, babamızın, kardeşlerimizin, evlatlarımızın kim olduğunu, nereli olduğumuzu, yaşadığımız evi, ne iş yaptığımızı hatırlamadığımızı hayal edelim. Bütün yüzlerin, sokakların yabancı olduğunu...
- Bugünlerde kiminle konuşsak, herkes sorunlardan bahsediyor. Tezgâh başında, sokakta, pazarda, toplu taşımada, markette, bir hastanenin ya da bir okulun bahçesinde… Eğitimden sağlığa, kira derdinden geçim sıkıntısına, işçi ve emekçilerin gündemleri...
- İstanbul’da Maltepe Belediyesi ile İzmir’de Buca Belediyesi işçileri, Denizli’de Pamukkale Üniversitesi İktisadi İşletmelerde çalışan işçiler, toplu iş sözleşmesi görüşmelerinde anlaşma sağlanamaması üzerine greve çıktılar. Çeşitli illerden gelerek...
- “Benim derdim ne biliyor musunuz? Bir anonim şirket nasıl yönetiliyorsa, Türkiye de öyle yönetilmelidir. Yoksa bileklerine bağlıyorlar prangayı, yürü yürüyebilirsen. Bu ülke bu şekilde sıçramaz.” Erdoğan’ın 2015’te söylediği bu sözlerin amacı işçi...
- İspanya’da 29 Ekimde yaşanan sel felaketi Valencia bölgesinde 250 insanın yaşamını yitirmesine neden oldu. Onlarca insan hâlâ kayıp. Şehir, evler harap olmuş durumda. Felaket boyunca kendi başının çaresine bakmak zorunda kalan, sevdiklerini,...
- Kanada’nın batı eyaleti Britanya Kolumbiyası limanlarında işçiler, 4 Kasım itibariyle 72 saatlik grev kararı aldılar. Geçtiğimiz yıldan bu yana Kanada’nın çeşitli limanlarında gerçekleştirilen kısmi grevlerin ardından gelen yeni grev kararı, devam...
- Son zamanlarda siyasi iktidar vergi düzenlemeleri konusunda sınır tanımayan bir performans sergiliyor. O kadar ki hiç harcamadığımız ya da hiç almadığımız şeylerden bile vergi almak için kolları sıvadı. 100 bin liranın üzerinde kredi kartı limitine...
- “N’olmuş yani, yarın süte daha fazla su karıştırır satarsın, yapmadığın iş sanki!” Kemal Sunal’ın oynadığı “Yüz Numaralı Adam” filminde geçen bu cümle trajikomik bir durumu ifade ediyor. İzlerken gülüyoruz ama yaşadığımız tam da bu. Soralım...
- Tarih boyunca gelmiş geçmiş tüm sultanlar, komutanlar, yöneticiler, iktidarlar insanların ve toplumların algılarını şekillendirmeye, psikolojilerini yönetmeye odaklanmışlardır. Başka türlü egemenliklerini koruyamayacaklarını bildiklerinden toplumun...