Buradasınız
Yangınlar da Sorumsuzluk da Aynı!
İzmir, Aydın, Bolu, Uşak, Manisa ve Karabük’te toplam 8 ayrı bölgede çıkan yangınlar nedeniyle ormanlar yine küle döndü. Günlerdir süren orman yangınları, müdahalenin de gecikmesiyle birlikte yerleşim yerlerine sıçradı; çok sayıda ev ve sanayi bölgesi hasar gördü. Yangınlarda hayvanlar da zarar gördü. Yangının çıktığı bölgelerde doğa siyaha büründü ve gökten is yağdı.
Günlerdir süren orman yangınlarında sadece 3 bölgedeki, İzmir Yamanlar, Urla ve Bolu Göynük’teki yangınlar kontrol altına alınabildi. Elbette bölgedeki her şey kül olduktan sonra... Fakat İzmir Karşıyaka’da 40 kilometrekareyi etkisi altına alan yangında onlarca yerleşim yeri küle döndü. Aydın Bozdağan’da yangın üç gündür sürüyor. Manisa Gördes’te süren yangın rüzgârın şiddeti gerekçe gösterilerek günlerdir kontrol altına alınamadı. Karabük Ovacık ve Uşak Eşme’de de ekiplerin karadan ve havadan müdahalesi yetersiz kaldı, yangın henüz söndürülmüş değil.
Büyük bir yangın için küçük bir kıvılcım yetiyor. Yangınları önlemekten sorumlu olanlar insana ve doğaya değer vermeyen sömürü düzeninin, insana ve doğaya değer vermeyen açgözlü efendileri olunca hasarın büyüklüğü de her geçen gün artıyor. Her yıl 2 binden fazla orman yangını çıkıyor. Bu yıl da çok sayıda yangına maruz kalacağımız daha Haziranın ilk günlerinde Diyarbakır ve Mardin’de çıkan ve 15 kişinin hayatını kaybettiği, 78 kişinin yaralandığı, çok sayıda hayvanın zarar gördüğü yangından belliydi. Ardından birçok noktada çıkan yangınlarda yine benzer bir vurdumduymazlık sergilendi. Haber bültenleri yangınların nedeninin “anız yakan vatandaşlar” olduğunu propaganda ederek, siyasi iktidarın sorumluluğunu gözlerden gizledi, gizliyor.
Yangın söndürme uçaklarına, helikopterlere ve personele kaynak ayırmaması, orman yangınlarının söndürülmesi gibi hayati bir konuya bile rant gözüyle bakması, bu alanda bile özelleştirmelere gitmesi siyasi iktidarın niteliğini ortaya koymaktadır. Siyasi iktidar sanki orman yangınlarının olacağı ve önlem alınması gerektiği belli değilmiş gibi, ancak tepkiler üzerine son dakikada temin ettiği yetersiz kiralık uçak ve helikopterlerle yangına müdahalede bulunuyor. Bölgedeki emekçiler yapılanların son derece yetersiz ve göstermelik olduğunu ifade ediyor.
Yangının etkisi azaldıktan sonra ilgili bakanlar topluma hesap vermek yerine medyaya çıkıp Erdoğan’a teşekkür ediyorlar, kendilerini aklama yarışına giriyorlar. Ormanların küle dönmesini “normal” bir durum olarak görmemizi istiyorlar. Savaşa ve sermayenin ihtiyaçlarına, lüks ve şatafata sınırsız kaynaklar akıtırken orman yangınlarını durduracak, etkili müdahalede bulunacak uçak, helikopter gibi ekipmanlara kaynak ayırmayı bütçeye yük olarak gösteriyorlar. Ağaca, hayvana, toprağa, suya, havaya kısacası doğaya sahip çıkacak bir sorumluluğu bu düzenin egemenlerinden beklemek beyhude. İçinde bulunduğumuz Ağustos ayı bizlere hem 25 yıl önceki 17 Ağustos depremini, hem geçtiğimiz günlerde yasalaşan sokak hayvanlarının katledilmesine onay veren yasayı hem de günlerdir tanık olduğumuz kahredici orman yangınlarını bir araya getiren kara bir tablo ortaya koyuyor. Bu kara tablo doğayı, kentleri, canlıları korumak için sermaye iktidarına karşı birlikte mücadele etmemiz gerektiğini bir kez daha gösteriyor.
Sağlıkta Talan, Hep Yalan Dolan!
“Kenyalılar Bile” mi?
- İktidar’ın “Vergide Adalet” Yalanı
- “Kenyalılar Bile” mi?
- Yangınlar da Sorumsuzluk da Aynı!
- Sağlıkta Talan, Hep Yalan Dolan!
- 1999’dan Bugüne Önlem Yok, Adalet Yok!
- “Şu Ablanız Çok İyi Bir Dinleyicidir”
- Patronların Saldırılarına İşçiler Mücadeleyle Cevap Veriyor
- Polonez İşçileri Genel Müdürlük Önünde Haykırdı
- Umudunu Kaybetme!
- İş Cinayetinde Ölen Zafer Açıkgözoğlu Anıldı
- Sorunlarımızın Kaynağı Göçmenler mi?
- İnşaat, Depo, Belediye İşçileri, Çiftçiler Mücadeleye Devam Ediyor
- Hatay’da Barınma Hakkı Mitingi
- Grevdeki Befesa İşçilerine Dayanışma Ziyareti
- Onların Kârı Bizim Hayatımızdan Değerli Olamaz
- Aydınlık Günleri Getirene Dek
- Kemal Türkler Kavgamızda Yaşıyor!
- Sendika Düşmanlığına, Ücret Gaspına Karşı İşçi Mücadeleleri
- Kemal Türkler’i Anıyoruz, Mücadeleci Sınıf Sendikacılığı Anlayışına Sahip Çıkıyoruz
- Örgütlü Olan Kazanır!
Son Eklenenler
- Türkiye İşçi Sendikaları Konfederasyonu Türk-İş, 20 Ağustosta Türkiye genelinde bölge temsilcilikleri önünde ve kent meydanlarında kitlesel basın açıklamaları gerçekleştirdi. Basın açıklamalarına Türk-İş’e bağlı sendikaların yöneticileri ve üyesi...
- Antep’te Akcanlar Tekstil’de vergi kesintileri ve 7’li vardiya sistemine geçilmesi nedeniyle 17 Ağustosta iş bırakan işçilerin direnişi sürüyor. CarrefourSA’nın İstanbul Esenyurt’ta bulunan deposunda 12 Ağustosta başlayan direniş devam ediyor....
- KESK ve emekli örgütlerinin çağrısıyla 16 Temmuzda Ankara, İstanbul, Eskişehir, Antalya, Bursa ve Diyarbakır gibi büyükşehirler başta olmak üzere pek çok kentte “Sefalete Teslim Olmayacağız!” eylemleri gerçekleştirildi. Ankara ve İstanbul’daki...
- Siyasi iktidarın vergi politikası doğrudan emekçileri hedef alıyor. Hemen her şeye yapılan fahiş zamlar yetmiyormuş gibi bir de durmaksızın vergi ödemek zorunda bırakılıyoruz. Açlık sınırındaki ücretlerle geçim mücadelesi verenleri vergi rekortmeni...
- Dükkânda televizyon açıktı ve haber bülteninde “Kenya’da halk sokaklarda” haberi dönüyordü. O sırada içeri giren bir müşteri bir süre televizyona baktıktan sonra “Ya abi! Şu Kenyalılar bile sokağa çıkıyor, biz halen sesimizi çıkaramıyoruz” dedi ve...
- İzmir, Aydın, Bolu, Uşak, Manisa ve Karabük’te toplam 8 ayrı bölgede çıkan yangınlar nedeniyle ormanlar yine küle döndü. Günlerdir süren orman yangınları, müdahalenin de gecikmesiyle birlikte yerleşim yerlerine sıçradı; çok sayıda ev ve sanayi...
- “Sağlıkta dönüşüm” adı altında gerçekleştirilen saldırı politikalarının sonucu olarak sağlıkta özelleştirmenin önü alabildiğine açıldı. Zamanla kamu hastanelerinde verilen sağlık hizmeti niteliksiz ve yetersiz hale getirildi. Böylelikle iktidarın...
- 17 Ağustos 1999 Marmara depreminin üzerinden 25 yıl geçti. Marmara depremi bu toprakların gördüğü en büyük felaketlerden biriydi. Deprem kuşağında olduğu bilinen Türkiye’de egemenler yine emekçilerin canını hiçe saymıştı. ‘99 depremine kadar irili...
- UİD-DER, 15-16 Haziran Genel Direnişinin 54. yılında adına yaraşır bir anma gerçekleştirmişti. Ben de o salonu dolduran ve yüreği mücadele için atan işçilerle aynı heyecanı yaşamıştım. Etkinlik sonrasında her yaştan UİD-DER’li işçilerin sohbetlerini...
- Bursa’da Gemlik Gübre Sanayi A.Ş’de çalışan 6 işçi DİSK’e bağlı Lastik-İş Sendikasına üye oldukları için işten atıldı. Lastik-İş Sendikası, işverenin işçilerin sendikalı çalışma hakkına saldırarak işçi atmasını ve içeride baskıyı arttırmasını...
- Polonez işçileri Çatalca’da sürdürdükleri direnişlerinin 28. gününde şirketin Ataşehir’deki Genel Müdürlüğü önünde düzenledikleri eylemle taleplerini bir kez daha haykırdılar.
- Bizim için bu filmin bir anlamı da filmi göçmen bir işçi arkadaşımızla beraber izlememiz oldu. Arkadaşımız filmde yalın bir dille anlatılan gerçeklerin benzerlerini yaşadığını aktardı. Filmdeki bir sahne önemliydi. Filmin ana karakterlerinden biri...
- Zafer Açıkgözoğlu, İstanbul Üniversitesi Çapa Tıp Fakültesi Hastanesinde taşeron olarak çalışan 26 yaşında gencecik bir işçiydi. Henüz 1 aylık işçi olduğu hastanede altyapı eksikliği yüzünden patlayan kanalizasyonda temizlik yapması istendi. İtiraz...