Buradasınız
İş Kazalarına Karşı Daha Fazla Örgütlenelim
Ankara’dan iş güvenliği uzmanı bir işçi

Merhabalar dostlar. Yaklaşık 9 yıldır iş güvenliği uzmanı olarak çalışıyorum. Aslında yapmamız gereken çok daha fazla şey varken yasalar, yönetmelikler, patronların baskıları ve işçilerin canını umursamamaları nedeniyle temel olarak yapabildiğimiz şey işçilerin Kişisel Koruyucu Donanımları (KKD) olmadan sahaya girmelerine izin vermemek. Tabii ki bunu işverenin sağlaması gerekiyor. İşçilere işe giriş eğitimlerinde zimmet tutanağı imzalatıyoruz. Patronlar verse de vermese de KKD malzemelerini aldıklarına dair belgeyi imzalatmamızı istiyor. İşte burada biraz vicdanlı ama asıl olarak da örgütlü ve kendine güvenen bir uzman olmak çok önemli oluyor. Çünkü vicdanlı olmak, vicdanı olmayan kapitalist sistemde tek başına bir işe yaramıyor. Ben UİD-DER’de örgütlü, bu nedenle de işçi sağlığı ve iş güvenliği meselesine mesleki değil sınıfsal bakan, patronun baskısından yılmayan bir uzman olarak kesinlikle bu donanımları almadan işçilerin imza atmasına izin vermiyorum.
Yüksekte çalışan bir işçiye emniyet kemeri vermeden vermiş gibi imzalatmak kapitalizmin ahlaksızlığına boyun eğmektir. Yüksekte çalışmalarda can güvenliği için mutlaka emniyet kemeri giyilmesi ve güvenli bir yere bağlanması gerekiyor. İşçi düştüğünde işveren “Ben kemer vermiştim, imzası var. İşçinin kendisi sorumlu” diyerek bütün suçu işçiye atıyor.
Biz UİD-DER’de örgütlü işçiler, biraz inatçı olduğumuz için mevsim şartlarına ve işe göre bu malzemeleri patrona zorla da olsa aldırıyoruz. Gün geliyor işçiler bunun için bize teşekkür ediyor. “Sayende bir montumuz, botumuz oldu” diyorlar, hatta hediye bile aldıkları oluyor. Elbette bir şeyler yapabildiğimi görmek beni mutlu ediyor ama olması gerekeni yaptığım için işçilerin bana teşekkür etmesi, hediye getirmesi bir yandan da beni düşündürüyor ve üzüyor. İşçilerin, hakkı olan verildiği için teşekkür etmek yerine hakkı olanı almak için mücadele ettiği bir örgütlülüğe nasıl gelebiliriz diye düşünüyorum, bunun için uğraşıyorum.
Biz UİD-DER’li iş güvenliği uzmanları, bulunduğumuz işyerlerinde kazalar olmasın, işçiler sakatlanmasın, ölmesin diye uğraşıyoruz. Fakat hem üretimde çalışan işçiler, hem iş güvenliği uzmanı olan biz işçiler daha fazla örgütlenmedikçe bu uğraşlar da yetersiz kalıyor. Bütün sorunlarımıza hep birlikte ses çıkarmadıkça, örgütlenmedikçe ölümler, kazalar, sorunlar bitmeyecek. İşte bu nedenle bizim mücadelemiz işçi sınıfının örgütlülüğünü her alanda var etme ve büyütme mücadelesidir.
- Erlau İşçileri Sendikal Hakları İçin Mücadele Ediyor
- Esenyurt Belediyesi’nde Kayyum Yönetiminin İşten Atma Saldırısı Protesto Edildi
- Liseliler Ayakta: “Öğretmenime Dokunma!”
- Çayırhan Maden Ocağında Patlama: 2’si Ağır 14 İşçi Yaralandı
- Herkese Birinci Sınıf Sağlık Hizmeti İddiası ve Gerçekler
- Mücadelenin Gençlerinden Sokak, Slogan ve Meydan
- Eğitim Sen’den ve Üniversite Öğrencilerinden Tutukluların Serbest Bırakılması İçin Eylem
- Kuzey ve Güney: İki Sınıfın Gerçek Hikâyesi
- Boykota Destek Genişledikçe İktidarın Saldırıları Büyüyor
- Büyük İnsanlığın Safında Bir Kalem: Sabahattin Ali
- İşçi Sınıfı Tarih Bilinci Kazanırsa İlerler
- O Yılan Kapitalizmdir, Sana da Dokunur Kardeşim
- Maltepe’de Milyonlar Bir Araya Geldi
- KESK İstanbul Şubeler Platformu: “Levent Dölek Serbest Bırakılsın!”
- Kapitalist Karanlığa Karşı Mücadeleyi Büyütelim
- Eğitim Sen: Baskılar Bizi Yıldıramaz
- “Hadi Siz de Birlik Olun, Korkmayın!”
- Zenginlik ile Yoksulluk Arasındaki Uçurum!
- Rejimin Saldırıları Yeni Gözaltılarla Sürüyor
- Amasra Madenci Katliamı Davasından da Adalet Çıkmadı
Son Eklenenler
- İzmir’de Tekgıda-İş Sendikasının örgütlü olduğu Oryantal Tütün Paketleme (OTP), TTL Tütün ve Sunel Tütün fabrikalarında süren grevler anlaşmayla sonuçlandı. Genel-İş Sendikasında örgütlü İzmir Konak Belediyesine bağlı MER-BEL işçileri düşük ücret...
- Dünyada ve Türkiye’de olup bitenler üzerine sohbet ederken genç bir işçi kardeşimiz, “valla artık haberlere bakmıyorum, zaten benim kendi derdim başımdan aşkın” dedi. Aslında hepimizin derdi başından aşkın. Ama belki de bu nedenle çevremizdeki...
- Sömürüye başkaldırının sembolü, tüm dünya işçilerinin ortak duygularla ve taleplerle alanlara çıktığı, evrensel bir mücadele günü olan 1 Mayıs yaklaşıyor. Yüreği 1 Mayıs coşkusuyla, sınıfsız ve sömürüsüz bir dünya özlemiyle çarpan tüm işçilere selam...
- 2 Nisan 2024’te İstanbul Beşiktaş’ta Masquerade isimli gece kulübünde çıkan yangında 29 işçi yaşamını yitirmişti. Aileler aradan geçen bir senede adaletin sağlanmamış olmasına, asli kusurluların tutuklanmamasına tepkili. Mahkemeye sunulan ikinci...
- Arjantin’de faşist devlet başkanı Javier Milei’nin 2023 yılı sonunda iktidara gelmesinden bu yana işçiler üçüncü kez genel greve çıktı. Genel İş Konfederasyonu’nun (CGT) çağrısıyla 10 Nisan Perşembe günü ülke çapında 24 saatlik grev gerçekleşti....
- Panayırdaki gösteri için adam avazı çıktığı kadar bağırarak müşteri çekmek istiyormuş ama gösteri o kadar kötüymüş ki kimse adama kanıp gösteriye gitmiyormuş. Panayır açılalı epey olmuştur ve çığırtkana kanarak girenlerin söyledikleri de kulaktan...
- İşçi Sınıfının Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü 1 Mayıs yaklaşıyor. Peki, hangi koşullarda karşılıyoruz 1 Mayıs’ı? İşçiler, emekçiler olarak hepimiz ağırlaşan sorunlarımızın çözülmesini, üzerimizdeki baskının hafiflemesini istiyoruz....
- Kocaeli Gebze’de bulunan Alman sermayeli Erlau Metal fabrikasında işçiler, Birleşik Metal-İş Sendikası Gebze 1 No’lu Şube’de örgütlendi. Sendika yakın zamanda Çalışma Bakanlığından yetki belgesini almasına rağmen işveren yetki itirazında bulundu....
- Kasım 2024’te Esenyurt Belediye Başkanı Prof. Dr. Ahmet Özer tutuklanarak görevden alınmış ve ardından belediyeye kayyum atanmıştı. İşçiler üzerinde baskı uygulayan kayyum yönetiminin tazminatlarını ödemeden, haklı gerekçe göstermeden pek çok işçiyi...
- Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) geçtiğimiz hafta Özel Program ve Proje Uygulayan Eğitim Kurumlarına Öğretmen Atama ve Yönetici Görevlendirme sonuçlarını açıkladı. Sonuçların açıklanmasının ardından eğitim sendikaları atamaların ölçülebilir ve somut...
- Gerek dünyada gerekse yaşadığımız ülkede öyle olaylar, öyle gelişmeler yaşanıyor ki ilk bakışta her şey çok bilinmeyenli bir matematik denklemi gibi karmaşık ve anlaşılmaz görünebilir. Nasıl ki matematikte karmaşık problemleri çözebilmek için...
- İrfan Yalçın’ın “Ölümün Ağzı” romanı, 1940’lı yıllarda Zonguldak köylüsünün “mükellef” adı altında bedavaya çalıştırıldığını belgeleyen bir tanıklıktır. Dönemin tek partili rejiminde, İsmet İnönü madeni teftişe gittiğinde, karşısına dizilen...
- Ha geldi, ha gelecek, yok yok bu sene gelmeyecek derken Yaren leylek Bursa’nın Karacabey ilçesinde, Uluabat Gölünün kıyısında balıkçı Âdem amcayla buluştu. On dört yıllık dostluk! Adı gibi yarenlik yapıyor Âdem amcaya. Aslında kimsenin haberi...