İş Cinayetlerine Dur Diyelim

İzmir Metrosunda inşa çalışmaları esnasında meydana gelen patlamada 2 işçi öldü, 4 işçi yaralandı. Zonguldak’ta kaçak maden ocağında gazdan zehirlenen 2 işçi öldü. Tuzla’daki Torlak Tersanesinde sabaha karşı, geminin arka bölümünü temizleyen 1 işçi halatın kopması sonucu gemiye düşerek öldü. Temmuz ayı içerisinde bir veya iki gün içinde yaşandı bütün bu ölümler. Yol inşasında, gemi inşasında veya madende yaşananlar gösteriyor ki biz işçilerin yaşamı sermaye düzeninde sadece pamuk ipliğine bağlıdır.

Can güvenliği istiyorsak bilelim ki örgütlenmeliyiz. Patronlar, kârlarından başka hiçbir şeyi emniyet altına almazlar. Ölen işçiler patronların umurunda mı? Nice maden ocağı sahibi yeterli düzeyde “iş sağlığı ve güvenliği” önlemlerini almıyor, üstelik “kaçak” maden ocağı işletiyor. Tuzla’da on binlerce işçinin sigortası dahi yok. Torlak Tersanesinin sahibi MHP’li bir milletvekilidir. Meclis sıralarında işçilerin mi patronların mı hakkını koruyacak?

İzmir’de Metro inşaatında çalışan işçiler Öztaş Şirketler Grubu’nun işçileriydi. Öztaş, “siz hayal edin biz inşa edelim” sloganıyla dünyaya açılmış. Çok sayıda inşaat ihalesi almış. Peki, bütün bu inşaatlar kimin üzerinde yükseliyor? Cevap basit, sömürülen ve ölen işçilerin üzerinden. Taşeron firmalar, kaçak madenler, vekillerin tersaneleri veya uluslararası firmalar, kısacası sermaye, işçiyi ezerek, sömürerek, kanını akıtarak büyüyor bu düzende.

Yüksekten düşen, zehirlenen, patlamada ölen işçilere rağmen, patronlar ve onların sözcüleri suçu işçilerin üzerine yıkıyorlar. Her fırsatta bizi dikkatsizlikle, acelecilikle, yetersizlikle suçlayarak suçlarını örtmeye çalışıyorlar. Toplumun bir kesimini bu yalanlarına inandırıyorlar da. Hayatını kaybeden işçinin yerine yeni bir işçi alınıyor. Patronların düzeni hiçbir şey olmamış gibi yeni işçiler öğütmek üzere devam ediyor yoluna. İşçiler örgütlenmeden, patronların kanlı çarkını durdurmadan günler ölüm haberleriyle gelmeye devam edecek.