“Almış dizginleri eline
Bir avuç vurguncu müteahhit toprak ağası
Onların kemik yalayan dostları
Onların sazı cazı villası doktoru dişçisi
...
İnsan sormadan edemiyor: Neden küçük bir azınlık mutlu yaşarken üreten alın teri döken işçi sınıfı acılar çekiyor? Üretenler çoğunlukta olduğu halde kötü şartlarda neden yaşıyor?
Çalıştığım fabrikadan bir örnek vermek istiyorum. Metal sektöründe, sendikalı ve seksen işçi çalışıyoruz. Ağır koşullarda, sağlıksız bir ortamda çalışıyoruz. Havalandırmalar yetersiz ve sabah akşam metal tozu yutuyoruz. Kimi işçiye maske veriliyor kimisine verilmiyor. İşçiler bu durumdan kurtulmak için üretim müdürüne başvurup “tazminatımı verip beni işten atın” diye yalvarıyorlar.
Düşük ücret ve kötü koşullardan kurtulmak için müdürlere yalvarmak gerçek çözüm değildir. Bu durum gerçekte patronların yararınadır. Kimi işçi düşük bir tazminat alıp işten çıkıyor. Örgütsüzlüğün neden olduğu bu durum insana acı veriyor. İşçiler mücadele yolunu seçselerdi işyerinde durum çok farklı olurdu. Yaşadığımız sorunları düzeltecek olan biz işçileriz. Patronlar bizim örgütsüzlüğümüzü fırsat bilerek bir vampir gibi kanımızı emiyorlar. Sorunlarımızı çözmek, kötü çalışma koşullarına son vermek için örgütlenmeliyiz.
“Almış dizginleri eline
Bir avuç vurguncu müteahhit toprak ağası
Onların kemik yalayan dostları
Onların sazı cazı villası doktoru dişçisi
...Bir seçim sürecinde daha burjuva siyasetçiler, yani patronların siyasi temsilcileri sahnedeler. Milyon dolarlık reklam kampanyaları eşliğinde, işçileri yalanlarına inandırmak için kapı kapı geziyorlar. İşçilere, emeklilere...