Buradasınız
Pandeminin Gençler Üzerindeki Etkisi ve Eğitim Sorunu
2020 Mart ayında ilk açıklanan pandemi vakasından sonra dünyada olduğu gibi Türkiye’de de çok şey değişti. Toplumun tüm kesimleri korku ve panik atmosferine sürüklenip işi olan işçiler haricinde herkes eve hapsedilmeye çalışıldı. Etkileri belki yıllarca devam edecek olan sorunlarla karşı karşıya kaldık. Pandeminin yarattığı sorunlardan en çok etkilenenler ise kadınlar, çocuklar, gençler oldu elbette. Bir anda okullarından uzaklaştırılıp evlerine hapsedilen gençler dört duvar arasında ne yapacaklarını şaşırdılar. İlk başta okula gitme zorunluluğunun ortadan kalkmasını gülümseyerek karşılayan gençler, çocuklar aslında okulun kendileri açısından neredeyse tek sosyalleşme alanı olduğunu fark ettiler kısa sürede. Okulların kapatılmasının yanı sıra bir de kendi yaş grupları için sokağa çıkma kısıtlamaları getirilince neye uğradıklarını şaşırdılar. Ailelerin çocuklarıyla çatışmaları, asosyallik, yalnızlık hissiyatı giderek derinleşti, psikolojik sorunlar arttı. Yazın Bursa’da direnişlerini devam ettiren Cargill işçilerini ziyaret etmiş, derneğimizin 15.yılı dolayısıyla hazırladığımız etkinlikte coşkumuzu direnişçi işçilerle ve çocuklarıyla paylaşmıştık. O gün genç kardeşlerimize pandemi sürecinde yaşadıklarını sormuş, duygu ve düşüncelerini almıştık. Geleceğini Arayan Gençlik: Yarınlar İçin Mücadele Edelim kampanyamız çerçevesinde, bu söyleşiye yer veriyoruz:
Zeynep: Bu yıl YKS sınavına girdim ve online eğitimin ne kadar zor olduğu hakkında görüşlerimi belirtmek istiyorum. Bir buçuk yıldır bu online eğitimde çok fazla umutsuzluğa kapıldık. Çünkü genel olarak evdeyiz hiçbir yere çıkamıyoruz. Arkadaşlarımızı göremedik. Uzaktan eğitimde dersler bizi biraz zorladı. Bilmediğimiz konuları öğrenmek zor oldu. Çünkü yapamadığımız sorular oluyordu. Onları soramıyorduk. Online eğitimde aslında anlaşılmazlık da oluyordu. Bu yıl üniversite sınavına girdim. Sınav biraz değil bayağı bir zorladı bizi. Aslında hiç beklediğimiz gibi değildi.
Pandemide tüm öğrenciler eğitime eşit bir şekilde erişebildiler mi?
Zeynep: Aslında tüm öğrencilerle eşit şartlarda kesinlikle olmadık. Herkes aynı imkâna sahip değildi evinde. Mesela ben bile bana ait bir odam ve düzenim olmasına rağmen çok zorlandım, internette kesintiler çok fazla yaşadım. Bir anda dersten atmalar, dersin yarısında çıkartmalar, sesin gitmemesi gibi bağlantı sorunları yaşadık. Benim yine de evde bir düzenim vardı ama düzeni olmayan arkadaşlarım da vardı. Yurtlarda kalan arkadaşlarım vardı. Daha sonra eve çıkmak zorunda kaldılar çünkü yurtları kapattılar. Onlar daha fazla etkilendiler bu durumdan ve biz onlarla aynı sınava girdik. Aynı üniversitelere gitmek için çalışıyoruz ama onlar daha zor bir yoldan geçecekler. Ben de daha zorlu bir yoldan geçmiş olacağım. Çünkü benden daha iyi olanlar var. Mesela okula gidenler de oldu kaçak göçek de olsa. Maddi durumu iyi olanlar evine özel öğretmen çağırdı. Ama biz online’dan devam ettik. Bu aslında haksızlık. Bu durumda hepimizin aynı sınava girmesi de büyük bir eşitsizlik.
Ceylin: Liseye yeni geçtiğimde başladı bu online eğitim süreci. Online eğitim sürecinde çok fazla olumsuzlukla karşılaştım. Bunlardan birincisi internet sorunuydu. İnternet sürekli gidip geliyordu. Ben internet çeken bir yerde olmama rağmen sürekli kesintiler oluyordu. Farklı bölgelerden arkadaşlarımız, Doğu’daki öğrenciler mesela çok zorlandılar. Burada bir eşitsizlik olduğunu düşünüyorum.
Ben sadece kendi açımdan değil pek çok öğrenci açısından düşündüğümde çok fazla olumsuzluk yaşandığını görüyorum. Ben de 9 ve 10’uncu sınıfımı neredeyse tamamen online eğitimle geçirdim. Ve bu durum çok yorucuydu. Evlere tıkılmış olarak sadece ders gördük. Ve bu dersler hiç etkili bir sonuç yaratmadı. Çünkü ilk defa gördüğümüz derslerdi, ilk defa liseye geçmiştik. Lisede ilk defa gördüğümüz konular vardı. Bunlara iyi bir şekilde çalışamadık. Yani o ortama ayak uyduramadık aslında. Çünkü bunun bir altyapısı yoktu. Bize “şunu yapmalısınız” diye bir eğitim de verilmedi.
Psikolojik açıdan çok etkilendik ve psikologlar, rehber öğretmenleri bize hiç yardımcı olmadı. Bizimle hiç irtibat kurmadılar. Ki bu dönemde ihtiyacımız olan rehber öğretmenleri ile görüşmekti. Ve bunu da alamadık.
Ne tip psikolojik sorunlar yaşadınız, bu sorunlara yol açan neydi?
Ceylin: Okula gittiğimiz zaman okulda bir voleybol kursuna gidiyorduk. Bir aktivitemiz oluyordu, arkadaşlarımızı görüyorduk. Bu pandemi sürecinde dışarı çıkamadığımız için hem arkadaşlarımızı göremedik hem bir aktivite yapamadık, dışarı çıkıp nefes alacak bir durumumuz olmadı. Çünkü bizim yaş grubumuza belli sınırlamalar getirildi. Dışarı çıkabileceğimiz saatlerde de canlı derslerimiz oldu. Yani sadece ödev yapıp ders çalışan bir insan haline geldik. O yüzden çok fazla psikolojik sorunlar yaşadık, bunalımlara girdik. Çünkü ders stresimiz çok fazlaydı. Notlarımızın iyi olmasını istiyorduk çünkü önümüzde bir üniversite sınavı var. Bu eşitsiz koşullarda üniversite sınavına girip en iyisini yapmamız bekleniyor. Ve bize bunlar için bir fırsat yaratılmıyor. Sadece yapmamız bekleniyor. Bunun gibi bir sürü sorun yaşadık, psikolojimiz bozuldu. Devlet kurumlarından, okuldan da rehberlik ve psikoloji açısından hiçbir yardım alamadık.
Zeynep: Bir buçuk yıldır evdeyiz. Bize bir iki saatlik dışarı çıkma izni verildi. Online derslerimiz de vardı, dışarı çıkamadık ve zaten arkadaşlarımız çok uzakta oturuyordu. Otobüse binmemiz yasaktı. Gidebileceğimiz bir yer yoktu. Dört duvar arasında insan çok fazla bunalıyor. Hapis hayatı yaşıyorduk resmen. Gencim, 18 yaşındayım, dışarı çıkıp gezmek istiyorum. Bir sürü aktivite yapmak istiyorum. Ama yapamıyorum, bu sefer insan umutsuzluğa kapılıyor. İlerde ne olacak? Okul okuyoruz mesela. Üniversite kazanacağım, ama üniversite kazandıktan sonra ne yapacağım? İş bulabilecek miyim, bulabildiğim işle geçinebilecek miyim? İlerideki hayatım nasıl olacak diye sürekli düşünmek insanı kemiriyor. Bu düşünce ile baş etmek çok zor. Bu yüzden gençlik olarak çok umutsuzuz. Geleceğe bakamıyoruz, karanlık görüyoruz. Çünkü aslında bir hayatımız yok. Evde zaman geçmiyor, ömür geçmiyor.
Pandemi girdi ailelerimiz işten atıldı. Ekonomik zorluklar oldu. Mücadeleyi biliyoruz ama mücadele etmekte çok zorlanıyoruz. Yani devam ediyoruz yaşamaya. Bazen bir umut görüyoruz ama yine de çok zor oluyor bu şekilde devam etmek.
Bugün biraz daha umut gördüm. Çünkü sizin yaşlarınız bizden çok büyük. Gençler de var aranızda ama biz aslında biraz daha bizi anlayan büyükler olduğunu fark ettik. Çünkü haberlere çıkıyor büyükler, gençlerin sorunlarına kimse değinmiyor. Biz kendi halimizde, 18 yaş arası kendi kendimize konuşuyoruz. Ama biz kendi kendimize konuşmak istemiyoruz. Büyüklere sesimizi duyurmak istiyoruz. Bizim hakkımızda konuşulsun, bizi iyiye teşvik etsinler istiyoruz. Sizin bugün burada yaptığınız etkinliğinizden de bizi anlayan büyüklerimiz olduğunu anladık. Sesimizi duyurmamıza yardım ettiğinizi anladık. Etkinlik için de çok teşekkürler…
Ceylin: Etkinlikteki videolarınız çok güzeldi. Hâlâ bir umudumuzun olduğunu ve işçilerin yalnız kalmadığını hissettik. Bunun için de çok teşekkür ederiz. İyi ki varsınız ve iyi ki yanımızdasınız!
- İnşaat, Depo, Belediye İşçileri, Çiftçiler Mücadeleye Devam Ediyor
- Hatay’da Barınma Hakkı Mitingi
- Grevdeki Befesa İşçilerine Dayanışma Ziyareti
- Onların Kârı Bizim Hayatımızdan Değerli Olamaz
- Aydınlık Günleri Getirene Dek
- Kemal Türkler Kavgamızda Yaşıyor!
- Sendika Düşmanlığına, Ücret Gaspına Karşı İşçi Mücadeleleri
- Kemal Türkler’i Anıyoruz, Mücadeleci Sınıf Sendikacılığı Anlayışına Sahip Çıkıyoruz
- Örgütlü Olan Kazanır!
- Eti Krom İşçilerinin Mücadelesi Kazanımla Sonuçlandı
- Belediyelerde İşten Atma Saldırısına Karşı İşçilerin Mücadeleleri Devam Ediyor
- KESK ve Emekli Örgütlerinden Türkiye Genelinde “Sefalete Teslim Olmayacağız” Eylemleri
- Sağlık Çalışanlarından Eylem: Kadına Şiddete Hayır!
- Elektrik Kaçağıyla Ölmek Kaza Değil Cinayettir!
- Eti Krom Patronunun Tutumu Ne Anlatıyor?
- Sendikal Baskılar Sürerken Mücadele Eden İşçiler Kazanıyor
- TÜİK’in Kayıp Sepeti
- Türk-İş, DİSK ve Hak-İş’ten Ortak Basın Açıklaması
- Çorlu Tren Katliamının 6. Yılında Hayatını Kaybedenler Anıldı
- İsrail’in Gazze Katliamı Dokuzuncu Ayında Protesto Edildi
Son Eklenenler
- İngiltere’de geçtiğimiz haftalarda üç çocuğun öldürülmesinin ardından bu cinayetlerden göçmenleri ve Müslümanları sorumlu tutan güruhlar sokaklara dökülmüştü. Ülkede göçmen ve Müslümanları hedef alarak ırkçı saldırılar başlatan faşist çetelere karşı...
- İstanbul Bakırköy Metro şantiyesinde Bayburt Group taşeronu Modüler Teknik firmasında çalışan DİSK Dev Yapı-İş üyesi inşaat işçileri ücretleri aylardır ödenmediği için 12 Ağustosta Bayburt Group önünde eyleme başladı.
- Herkesin dilinde olan basit, masum bir soru… Ama aynı zamanda soranın da cevaplayanın da belli düşünce kalıplarına hapsolduğunu gösteren bir soru: Senin memleket nere? Fabrikada yeni işe başlayan birine, sokakta, otobüste, parkta tanıştığımız birine...
- İki kız kardeş, 15 yaşındaki Esmanur Argun ve 18 yaşındaki ablası Elif Argun, Urfa Viranşehir’den tarım işçisi olarak Bursa’ya gelmişlerdi. İşe giderken onları taşıyan traktörün devrilmesi sonucu hayatlarını kaybettiler. Kısacık yaşamları gibi...
- Tekgıda-İş Sendikasına üye oldukları için işten atılan Polonez işçilerinin sendikalı çalışma hakkı ve işe iade talebiyle başlattıkları direniş sürerken 9 Ağustosta İstanbul Valiliği önüne giderek seslerini duyurmaya çalıştılar. Türk Harb-İş...
- Geçtiğimiz günlerde Cerrahpaşa Üniversitesine bağlı Murat Dilmener Hastanesinin su tesisatının patlaması üzerine, yeni doğan yoğun bakım ünitesinin tavanı çöktü. Solunum cihazına bağlı bir bebek hayatını kaybetti. Solunum cihazına bağlı olan ve...
- UİD-DER’e gelmeden önce de bu dünyada olup bitenlere karşı öfkeliydim. Bir şeyler yapmak istiyordum fakat ne yapacağımı bilmiyordum. Yani öfkemi doğru yerekanalize edebilmiş değildim. UİD-DER sayesinde kapitalist bir sistemde yaşadığımızı ve tüm...
- 31 Mart yerel seçimleri sonrası belediye işçilerine yönelik işten atma ve ücret gaspı saldırıları devam ediyor. İşten atılan işçiler işe iade talebiyle direnişe başlarken ücretleri gasp edilen, düşük ücret dayatılan işçiler de çeşitli eylemlerle hak...
- Sokak köpeklerinin katledilmesinin önünü açan yasa geçtiğimiz günlerde AKP’li ve MHP’li vekillerin oylarıyla Meclisten geçti. Yasa hazırlanırken ve oylanırken yaşananlara baktığımızda nasıl bir düzende yaşadığımızı daha iyi anlıyoruz. Yasa gündeme...
- 6 Şubat depremlerinin üzerinden bir buçuk yıl geçmesine rağmen deprem bölgelerinde barınma sorunu bile çözülmüş değil. Depremden sonra TOKİ, 18 ilde 674 bin 238 konut yapılmasını hedeflediğini açıklamıştı. Şimdiye kadar teslim edilen konut sayısı...
- İkinci Dünya Savaşının son aylarında ABD’nin Hiroşima’ya atom bombası atması ve yüzbinlerce insanın ölümüne neden olması insanlık tarihinin en büyük katliamlarından biri olarak acıyla hatırlanmaya devam ediyor. Bu büyük katliamın 79. yıldönümü olan...
- 28 Temmuz 1914’te dünyanın o güne kadar gördüğü en kanlı savaş başladı. Tam dört yıl süren ve 20 milyon insanın ölümüne, milyonlarcasının yaralanmasına ve sakatlanmasına, kentlerin yakılıp yıkılmasına yol açan bu savaş tarihe Birinci Dünya Savaşı...
- İspanya’da bir duvarda şöyle yazıyor: “El que nos roba es de aqui y rico no inmigrante y pobre.” Yani “Bizi soyanlar göçmen ve yoksul değil, buralı ve zengin.” Bu kısacık bir duvar yazısı içinde bulunduğumuz durumu çok çarpıcı bir şekilde anlatıyor...