Buradasınız
Parmaklarınız Koparsa Merak Etmeyin, Buzdolabında Buzumuz Var!
GOSB’dan bir kadın işçi

Gebze Organize Sanayi Bölgesinde çalışan bir metal işçisiyim. Çalıştığım fabrikada defalarca iş kazası oldu ve iş kazası sonucunda parmaklarını kaybeden birçok arkadaşımız var. Bir kaç gün önce yine bir iş kazası yaşandı ve işçi arkadaşım başparmağını kaybetti. Bütün bu yaşananlara rağmen arızalı olduğu bilinen pres makinesini, “malzeme acil” diyerek çalıştırmaya devam ettiler. Yani bizim canımızı hiçe sayarak işe devam ettirdiler.
Çokça yaşanan iş kazaları karşısında arkadaşlarımızla bir araya gelip bir karar aldık. Bundan sonra kendimizi tehlikeye atacak hiçbir işi yapmayacağız ve arızalı makinelerde çalışmayacağız. Çalıştığımız pres makineleri eski ve bakımsız. Bazı presler kendiliğinden butona basmaksızın hareket ediyor. Ansızın “kalıp” inebiliyor. Hiçbir makinede sensör yok. Sürekli bir üretim baskısı, daha fazla ürün çıkarma telaşı içerisinde çalışıyoruz. İşyerinde işçi güvenliğinin hiçe sayılması beraberinde iş kazalarını getiriyor. İş kazaları fabrika yönetiminin ve aynı zamanda bu olumsuz koşullara rağmen çalışmak zorunda kalan işçilerin gözünde sıradanlaşmış durumda. Bu kaza sonrasında arızalı makinede çalıştırmak istediklerinde çalışmayı durdurduk. Tehlikeli bir ortamda çalışmak istemediğimizi bildirdik. Bu davranışımız karşısında makineler bakıma alındı.
İşyeri yönetimi bir şeylerin değiştiğini görmüş olmalı ki hiç durdurmadıkları makinelerin hepsini durdurup bizleri toplantıya çağırdılar. Konumuz İş Sağlığı ve Güvenliği. Uzmanımız sağ olsun tek tek anlattı. Ne gibi durumlarda kaza olur? Nasıl gerçekleşir ve nasıl önlemler alınır? Nedense tek önlem işçinin dikkatli olması! Çalıştığımız makinelerin, preslerin hiçbirinin sensörü yok. Sayın uzmanımız bunlardan hiç bahsetmedi. Sonrasında sayın fabrika doktorumuz devam etti: “Günlük bakımlarımızı yapalım, dişlerimizi fırçalayalım, tırnaklarımızı keselim.” Kendimi ilkokula yeni başlamış öğrenci gibi hissetim. Sayın hocam öyle sıradanlaştırdı ki olayı, en son parmak kopma durumlarında “buzdolabımız var, buzdolabında buzumuz var” dedi. Bir arkadaşımız söz alarak “bunları anlatmak yerine sensör taktırsak daha güvenli çalışsak iyi olmaz mı?” dedi. İşyeri müdürleri cevap vermekte gecikmedi. “Sensör olsa iş kazası olmayacak mı, burada hangi kaza sensör yüzünden? Tabi sensöre karşı değilim ama fabrikamızın da çıkarlarını düşünmek zorundayız. Maliyet çok yüksek buradan ekmek yiyoruz” dedi. Emekli olup da çalışmak zorunda olan amcamız; “benim burada parmaklarım kopsa kim sahip çıkacak, bana kim bakacak? Maliyet çok yüksekmiş, yeter artık bizim canımızdan daha mı değerli sizin paranız!” dedi. Patronun avukatları çoğaldı. Diğer müdür, “Bu konu 4 yıldır gündemimizde en yakın zamanda çözeceğiz, çözeriz diyorlarsa kesin çözerler” dedi. Toplantı çok gergin ve tartışmalı geçti ve sonunda biz arızalı makinelerde çalışmayacağımızı söyledik. Onlar da en kısa zamanda sensörlerin takılacağını açıklamak zorunda kaldılar.
Bu toplantı bitti bitmesine ancak patronların ve onların uşakları gözünde biz işçilerin ne olduğunu bir kez daha gördük. Daha bir hırslandık. Basit bir sensörü bile önemli bir maliyet olarak görüyorlar. Biz işçilerin ise canı yanıyor, kanı akıyor. Kopan parçalarımız onlar açısından basit bir buzdolabı-buz hikâyesine dönüşüveriyor. Gözlerini kâr hırsı bürümüş, aklı ve yürekleri buzlanmış patronlar, bizim kanlarımız üzerinden yükseliyor ve zenginleşiyorsunuz. Size en iyi cevap biz işçilerden gelecek. Birlik olan ve mücadele eden işçilerden!
Türk-İş Kongresinin Düşündürdükleri
- Çocuk İşçilikle Mücadele İşçi Sınıfının Örgütlü Mücadelesinin Büyümesiyle Mümkün
- 301’i, Soma’yı, O Günden Beri Hiç Unutmadık…
- Nurtani İçin Adalet, Adalet İçin Mücadele Gerek
- Sorumluluğu İşçiye Yıkmanın Yolu: “Ya Güvenli Çalış Ya Hiç Çalışma”
- “Benim Suçumdu Abla”
- Toplu Konut Değil, Toplu Mezar!
- Örgütlenmeye İhtiyacımız Var
- Kâr Hırsı Doğayı ve İşçileri Katlediyor
- Gençlerimiz Ölmeye Devam Ediyor
- Kocaeli’de “MESEM’e ve Çocuk İşçiliğine Son”Eylemi
- Sağlıksız ve Kötü Çalışma Koşullarına Karşı Birleşelim
- Mesleki Eğitim mi Kâr Hırsı mı?
- Hayatımızı Değiştirecek Parolayı Unutmayalım!
- Gizli Açlık Tehlikesi Büyüyor
- Biz Mücadele Edersek Her Şey Düzelir!
- Hasköy Sanayi Sitesinden Sonra Şimdi Sıra Kimde?
- Ya Beni İşten Atarlarsa?
- İSG-SEN Ankara’da Siyah Baret Eylemi Yaptı
- Patronların Prestiji Yangın Riskinden Daha Önemli
- “El Cerrahisi 7/24 Yanınızda”
Son Eklenenler
- Diyelim ki hayatınızda ilk kez bir koşu yarışmasına katılacaksınız ve yeterince idmanlı değilsiniz. İsteklisiniz, azimlisiniz ama diğer koşuculara göre hazırlığınız yetersiz ve deneyimli değilsiniz. Böyle bir yarışmada birinci olmanız şaşırtıcı...
- Bir dünya devi olan Amazon’un işçileri en ağır koşullarda çalıştırılmaya devam ediyor. Amazon Tuzla Depo’da çalışan işçiler olarak bizler de ağır iş yüküne, mobbinge, işyeri içinde zor bölümlere sürülme gibi uygulamalara maruz kalıyoruz.
- Türkiye’de çok genç yaşta emekli olunduğundan, emeklilerin sosyal güvenlik sisteminin sırtında kambur olduğundan, aylıklarının arttırılmasının kaynakların heba edilmesi anlamına geldiğinden bahsediyor. Bu sözlerle, sınıfımızın emeklilerini yük,...
- Geçtiğimiz haftalarda Sakarya’da iki çiftçi ürettikleri karpuzları yola atıp parçalamışlardı. Bu öfkelerinin nedeni toptancının son anda karpuzları almaktan vazgeçmesiydi. Belli ki evine, çoluğuna çocuğuna rızkını götüremeyecek olmanın öfkesiydi...
- Eskişehir Seyitgazi’de 23 Temmuz sabah saatlerinde çıkan orman yangınına müdahale etmeye çalışırken 5 orman işçisi ve 5 AKUT gönüllüsü alevlerin içinde kalarak hayatını kaybetti, 14 kişi de yaralandı. Türkiye haftalardır orman yangınlarıyla...
- Gün geçtikçe artan enflasyon, hayat pahalılığı, işsizlik çocukları da işçiliğe zorluyor. İSİG Meclisi verilerine göre 2025 yılının başından beri 24 çocuk işçi, iş cinayetleri sonucunda hayatını kaybetti.
- Akkuyu Nükleer Güç Santralinde taşeron şirkette çalışan Türk ve Rus işçiler son üç aydır ödenmeyen ücretlerinin ödenmesi için 23 Temmuzda iş bıraktı.
- Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES), 23 Temmuzda üniversite hastaneleri önünde basın açıklamaları yaparak TİS taleplerini açıkladı.
- Biz bir grup genç olarak UİD-DER’li abilerimizle birlikte, mücadeleye yıllarca katkı sunan, tecrübe sahibi bir büyüğümüzü Çatalca’daki evinde ziyaret ettik.
- İşçi sınıfının uluslararası marşı Enternasyonal 137 yıldır her dilde söyleniyor, işçi sınıfının sömürüden kurtuluşu mücadelesinin en güzel sembollerinden biri olmaya devam ediyor. Sınıfımızın mücadele geleneğinden doğan bu marşın nasıl ortaya...
- Sağlık Bakanlığı’nın son düzenlemeleriyle birlikte Aile Sağlığı Merkezleri (ASM) büyük bir çöküşe sürükleniyor. Halk sağlığını korumakla görevli ASM’ler, sağlık hizmeti sunulan yerler olmaktan çıkarılıp, sağlık emekçilerini cezalandıran, halkı...
- Türkiye işçi sınıfının unutulmaz önderi, DİSK’in kurucusu ve Maden-İş Genel Başkanı Kemal Türkler, katledilişinin 45. yılında Topkapı Mezarlığı’nda düzenlenen törenle anıldı.
- Katledilişinin 45’inci yılında Kemal Türkler’i ve lideri olduğu Maden-İş Sendikasının mücadeleci sınıf sendikacılığı anlayışını hatırlamak, belki de her zamankinden daha büyük önem taşıyor.