Buradasınız
Patrona Göre “Yarım Adam”
Sefaköy’den bir metal işçisi

Merhabalar işçi kardeşler. Ben Beylikdüzü’nde bir elektronik fabrikasında sözleşmeli olarak çalışan işçilerden biriyim. Bu işyerinde buzdolabı, çamaşır makinesi, televizyon gibi beyaz eşya ürünlerine elektronik kart üretiyoruz. Şu anki üretim yoğunluğundan kaynaklı öyle sanıyorum ki sözleşmemizi Aralık ayı ortasına kadar uzatıp, sonrasında Türk Metal sendikasının gözetiminde bizi şutlayacaklar. Bu konuyu kimi zaman aramızda konuşuyoruz; acaba hangilerimiz kurbanlık koyunlar olacağız? Bazı bantlarda üretim o kadar yoğun ki, işçiler gerçekten başını kaşıyacak zaman bulamıyor. Saniyelerin de o kadar çok değeri var ki patronlar için, işçinin beş saniye boş kalmasına bile tahammül edemiyorlar. Bir işçiye diğerinden az iş düşüyorsa bu işçi patronun gözünde yarım adam oluyor.
Size çalıştığım bantta yaşanan durumdan örnek vermek istiyorum. Patron üç ayrı istasyonda üç işçi tarafından yapılan işi iki işçi çalışacak şekilde dizayn etti. Üçüncü işçiyi de daha yoğun olan banda aktardı. Bant bu şekliyle çalıştı ama elektronik karta “display” denilen yeni bir aparat takılınca konveyörün aparatlarına temas etti ve ilerleyemedi. Normalde bu aparatın konveyörden geçtikten sonra üçüncü istasyonda üçüncü işçi tarafından takılması gerekiyordu. Ancak patron kartın banda bağlanan konveyörden geçip geçmeyeceğini hesaplayamamıştı. Kartın geçmediğini duyan patronun temsilcisi olan müdür telaş içinde hemen bandın başına geldi. Bu kart nasıl buradan geçmez diye sinirli sinirli söylenmeye başladı. Kafasına koymuştu o kart oradan geçecekti. Hemen telefonuna sarıldı ve bakımcıları çağırdı. Bakımcılara bu işi hemen halletmelerini emretti. Bu iş zar zor bir şekilde bir saat içinde çözüldü.
Rahat bir nefes alan patron temsilcisi bakımcılarla sohbet etmeye başladı. Makas istasyonunda çalışan işçiyi göstererek; “Kardeşim burada ‘yarım adam’ çalışıyor. Sadece şaseyi çerçeveden çıkarıyor, makaslama yapıyor ama daha sonra bir süre boş kalıyor” dedi. Oysaki bu iş yapılmadan sonraki istasyondaki iş de görülemez. Ben lehim istasyonunda çalışıyorum. Sabahtan akşama kadar lehim dumanını içime çekiyorum. Lehim dumanından biraz olsun korunmak istiyorum ama aylardır bir fan bile verilmiyor bana. Üstelik bu işyeri Türkiye’de ilk kez OHSAS 18001 İş Güvenliği belgesini alan işyeri olduğunu söylüyor. Lehim dumanından rahatsız olduğumu söyleyip en azından bazı bantlarda bulunan fanlardan istediğimde “sipariş verdik geliyor” deniliyor bana. Fakat bir gelmedi gitti şu fan. Peki, iş yürümediği zaman hemen anında çözüm bulunuyor da bizim sağlığımız tehlikede olduğu zaman neden bir şey yapılmıyor? İşçi kardeşler patronların biz işçilerin sağlığını, geleceğini düşündüğü yok. Bizi ancak biz koruyabiliriz. Bu nedenle örgütlenmeli ve bilinçlenmeliyiz.
Kaderimiz Bu mu?
Engel de Ayrımcılık da Ezilen Sınıflara
- Patronlar “Kullan At” İşçi İstiyorlar!
- İşçi Sınıfı Olarak Ders Çıkaralım
- Grönland’ın Buzulları ve Egemenlerin Kâr Arzusu
- Dünü Unutmadan, Bugüne ve Geleceğe Bakabilmek…
- Emekliliği Kim Bitirdi?
- Servis mi Eziyet mi?
- Yamyam Fareler Gibi Olmamak İçin…
- “Keşke Bizim de Bahçeli Bir Evimiz Olsaydı”
- “Polonez İşçileri Kazanmış”
- Kumarla Köşeyi Dönenler Neye Dönüyor?
- Düşük Ücret Dayatmasına Karşı Örgütlü Mücadeleye
- “Geçinemiyorsan Memleketine Dön”
- Neden Hayattan Sıkılıyoruz?
- Rakip Değiliz
- Savaşı Kınamak Sorumluluktan Kurtulmaya Yeter mi?
- Sağlık Alanında Birleşik Mücadele Şart!
- İyi ki Varsın UİD-DER
- Her Şeyin İçinde ve Her Şeyin Dışındayız
- Her Şey Karşıtıyla Vardır
- Çocuklar Öldürülmesin Şeker de Yiyebilsinler
Son Eklenenler
- Soma Katliamının üzerinden 11 yıl geçti. Soma’nın ardından Ermenekler, Torunlar, Hendekler, Amasralar, İliçler devam etti, ediyor. Erol Eğrekler katlediliyor, holdingler işçilerin kanıyla büyüyor. Patronlar siyasi iktidardan aldıkları güçle iş...
- DİSK, KESK, TMMOB, TTB, İstanbul Barosu ve İstanbul Emek, Barış ve Demokrasi Güçleri’nin çağrısıyla, güvenlik görevlileri tarafından dövülerek katledilen işçi Erol Eğrek için 12 Mayısta Çalık Holding önünde eylem düzenlendi. Eyleme sendikalar,...
- Merhaba dostlar. 1 Mayıs’ı geride bıraktık. Bizler de genç işçiler olarak 1 Mayıs’ta UİD-DER’le birlikte alanlardaydık. Sınıfımızın saflarında olmanın heyecanını yaşadık. Duygularımızı sizlerle de paylaşmak istiyoruz.
- Erol Eğrek’in katledilmesinin sorumlusu yalnızca Çalık Holding değildir. Mahkeme kararına rağmen işçinin kazanılmış hakkını 10 yıldır ödemeyen Çalık Holding’e hiçbir yaptırım uygulamayan; patronları denetlemeyen, adaletsizlik ve cezasızlığı temel...
- Yaşanan her türlü baskı ve zorbalığa karşı, işçi sınıfı kendi saflarında gücünü birleştirmeli ve öfkesini doğru adrese yönlendirmelidir. 1 Mayıs bu birliğin ortaya çıktığı uluslararası bir mücadele günü olarak önemli bir yere sahiptir.
- 1980 darbesinin üzerinden 45 yıl geçti ama bıraktığı karanlık hâlâ silinmedi. O darbe devrimci hareketi ve örgütlü işçi sınıfını ezmek için yapıldı. Bugün hâlâ baskılarla karşı karşıyayız. Ama nasıl ki o karanlık günlerde Hasanlar, Haticeler...
- Her sene olduğu gibi bu 1 Mayıs’a da büyük bir titizlik ve ciddiyetle hazırlandık. UİD-DER ailesi olarak çocuklarımızla, gençlerimizle kadın erkek hep birlikte kapitalizmi teşhir ettik. Ekonomik, sendikal ve siyasal taleplerimizi dosta düşmana...
- İstanbul Sultangazi’de bulunan Bezmialem Validesultan Kız Anadolu İmam Hatip Lisesinin Okul Müdürü Refik Albayrak’a, İBB’nin dağıttığı ücretsiz yemeğin öğrencilere ulaştırılmasını sağladığı için Milli Eğitim Bakanlığı tarafından kınama cezası...
- Gebze Organize Sanayi Bölgesinde bulunan Alman sermayeli ERLAU Metal fabrikasında işçilerin direnişi sürüyor. Birleşik Metal-İş Sendikası Gebze 1 No’lu Şubede örgütlenen işçiler kod 46 ile işten atıldı. Direnişin 26. gününde UİD-DER’li işçiler...
- Bazı kayıplar vardır ki ifadesi mümkün olmaz, sanki bir parçamızı alıp götürür. Pazar günü emekçi bir abimizi, bir değerimizi, bir rengimizi, “bu ülkede barışı savunan bir kişi bile kalsa umut vardır” diyen, savunduğu değerlerin bedelini...
- Bu yıl 1 Mayıs’ta Kadıköy’de yan yanaydık! Yağmur da yağdı, çamur da vardı ama biz çocuk, yaşlı, genç, engelli, üniversiteli, liseli, emekli, kadın, işçi, emekçi oradaydık. Omuz omuza, yürek yüreğeydik…
- İzmir’de belediye işçileri birbiri ardına greve çıkıyor. Narlıdere Belediyesi işçileri 6 Mayısta grev başlattı, bir gün sonra talepleri kabul edildi. Konak Belediyesi işçileri ise 7 Mayısta greve çıktı. İzmir Büyükşehir Belediyesi’nde çalışan...
- Bu 1 Mayıs’a kızım, torunum ve oğlumla katıldım. 1 Mayıs alanında çocuklarımın da yanımda olmasının heyecanımı ve mutluluğumu arttırdığını belirtmek isterim. Ben her yıl 1 Mayıs’a UİD-DER’le katılıyorum ve her zaman çok heyecanlanıyorum.