Buradasınız
Pazar Yerinde Maske 2,5 Lira
Ankara’dan bir kadın işçi

Merhaba arkadaşlar, ben koronavirüs bahanesiyle “kısa çalışma ödeneği verilecek” denerek ama ücretsiz izin kâğıdı da imzalatılarak zorla izne çıkarılan bir işçiyim. Bize “dışarı çıkmayın virüs var” diyen devlet nereden ekmek bulup yiyeceğimizi söylemediği gibi dışarı çıkana da “maske takın” diyor.
Bugün pazara gittim. Kısa çalışma ödeneği yatar mı yatmaz mı tedirginliği yüzünden elimdeki üç kuruşu da harcamaktan korkarak gittiğim pazarın girişinde bir de zabıta beni durdurdu ve “maske olmadan giremezsin” dedi. Pazarda bir tezgahta 2,5 liraya maske satılıyordu.
Kan beynime sıçradı. Ben yüksek tansiyon hastasıyım. Televizyonlardan bas bas bağırıyorlar, tansiyon hastaları riskli grup diye. Bugünlerde pek çok emekçinin dediği gibi; benim tansiyonumu korona değil sizin düzeniniz çıkartır! Madem maskesiz sokağa çıkmak çooook riskli ve bundan dolayı da yasak, madem devlet insanların sağlığını bu kadar düşünüyor, o zaman maskelerin ücretsiz dağıtılması gerekmez mi? Zaten işsiz güçsüz kalmışız. Ekmek parasını bulup bulamayacağımızın telaşına düşmüşüz bir de zabıta yani devletin memuru bize maske satmaya kalkıyor. Bunun anlamı devletin insanların ekmek parasına göz koymasıdır!
Bu olaydan 2 gün sonra açıklama yapıldı maskeler ücretsiz dağıtılacak, tüm ihtiyaç sahiplerine yardım yapılacak diye. Her hafta postaneden hanedeki bir kişiye 5 maske gelecekmiş. Nasıl olacak bu, milyonlarca eve nasıl dağılacak bu maskeler? Gerçekten niyetleri olsa daha kolay yollar bulamazlar mı? Madem Türkiye son yıllardaki ekonomik-sosyal gelişmişliğiyle ve koronaya karşı mücadelesiyle dünyaya örnek oluyor, pazar girişinde, otobüse binerken, toplu alanlarda ücretsiz maske veremez mi?
İhtiyaç sahiplerine yardım yapmaya gelince; kızım tekstilde çalışıyordu, ücretsiz izne çıkarıldı, kocası zaten inşaat işçisi ve krizden dolayı uzun zamandır düzenli işi yok. İlkokula giden bir çocukları var. Kaymakamlığı aramış, yardım için aldığı cevap; “biz sadece kayıtlı olanlara yardım ediyoruz” olmuş. Yani her söylenen yalan dolan. Virüsün bu kadar ciddi olduğu da, sokağa çıkmamamız ya da çıkarken maske takmamız gerektiği de yalan. Biz işçileri, emekçileri, yoksulları çok düşündükleri de yalan. Bugüne kadar yaptıkları neydi ki bundan sonra bizim için ne yapsınlar? Bütün yoksulluğumuzun, sefaletimizin sebebi onlar, kapitalist bezirgânlar değil mi! Koronanın da, ardına sakladıkları ekonomik krizin de sebebi onlar değil mi?
Bugün işçileri yalanla besliyorlar ama bu böyle gidemez, gitmeyecek. Yalanlarının da, kibirlerinin de, saltanatlarının da sonu gelecek. Bu sonu birleşen ve örgütlenen işçiler getirecek.
Örgütlü Ol, Oyuna Gelme!
Asıl Tehlike İşsiz Kalmak
- Gevrek “Susamlı Tavuk”
- Koronavirüs Sınıf Ayrımı Yapmıyor mu?
- Salgında İşçi Sağlığı Hiçe Sayılıyor!
- Patrondan Covid-19 Önlemleri
- Koronavirüsle Geçirdiğimiz 9 Ayın Bilançosu
- Maskeye Emanet Edilmiş İşçi Sağlığı ve İşten Atmaların Yeni Bahanesi Maske
- Patronlar Koronavirüsü Tepe Tepe Kullanırken Asıl Faturayı Biz İşçiler Ödüyoruz
- Şantiyede Sözde Korona Önlemleri
- Hayat Eve Sığar mı?
- İşçi Sınıfıdır Bizim Asıl Ailemiz
- Bakan’a mı İnanalım Yaşadıklarımıza mı?
- Adımız Koronalıya Çıktı!
- Metal İşçileri: “İşçinin Hakkı İşçiye!”
- Sözde Pandemi Önlemleri ve Küresel Açlık
- “Hijyene Dikkat Edin Ama Fazla Su, Sabun, Peçete Harcamayın”
- “Yeni Normal” Koşullarında Öğrencilerin Sınav Maratonu
- Gebzeli İşçiler Koronavirüsün İşçiler Üzerindeki Etkilerini Anlatıyor
- Gebzeli İşçiler Yeni Normali Değerlendiriyor
- Koronavirüsle Yaşamayı Öğrenmeli miyiz?
- Yağlı Ekmekleri Ballandı!
Son Eklenenler
- Merhaba dostlar. 1 Mayıs’ı geride bıraktık. Bizler de genç işçiler olarak 1 Mayıs’ta UİD-DER’le birlikte alanlardaydık. Sınıfımızın saflarında olmanın heyecanını yaşadık. Duygularımızı sizlerle de paylaşmak istiyoruz.
- Erol Eğrek’in katledilmesinin sorumlusu yalnızca Çalık Holding değildir. Mahkeme kararına rağmen işçinin kazanılmış hakkını 10 yıldır ödemeyen Çalık Holding’e hiçbir yaptırım uygulamayan; patronları denetlemeyen, adaletsizlik ve cezasızlığı temel...
- Yaşanan her türlü baskı ve zorbalığa karşı, işçi sınıfı kendi saflarında gücünü birleştirmeli ve öfkesini doğru adrese yönlendirmelidir. 1 Mayıs bu birliğin ortaya çıktığı uluslararası bir mücadele günü olarak önemli bir yere sahiptir.
- 1980 darbesinin üzerinden 45 yıl geçti ama bıraktığı karanlık hâlâ silinmedi. O darbe devrimci hareketi ve örgütlü işçi sınıfını ezmek için yapıldı. Bugün hâlâ baskılarla karşı karşıyayız. Ama nasıl ki o karanlık günlerde Hasanlar, Haticeler...
- Her sene olduğu gibi bu 1 Mayıs’a da büyük bir titizlik ve ciddiyetle hazırlandık. UİD-DER ailesi olarak çocuklarımızla, gençlerimizle kadın erkek hep birlikte kapitalizmi teşhir ettik. Ekonomik, sendikal ve siyasal taleplerimizi dosta düşmana...
- İstanbul Sultangazi’de bulunan Bezmialem Validesultan Kız Anadolu İmam Hatip Lisesinin Okul Müdürü Refik Albayrak’a, İBB’nin dağıttığı ücretsiz yemeğin öğrencilere ulaştırılmasını sağladığı için Milli Eğitim Bakanlığı tarafından kınama cezası...
- Gebze Organize Sanayi Bölgesinde bulunan Alman sermayeli ERLAU Metal fabrikasında işçilerin direnişi sürüyor. Birleşik Metal-İş Sendikası Gebze 1 No’lu Şubede örgütlenen işçiler kod 46 ile işten atıldı. Direnişin 26. gününde UİD-DER’li işçiler...
- Bazı kayıplar vardır ki ifadesi mümkün olmaz, sanki bir parçamızı alıp götürür. Pazar günü emekçi bir abimizi, bir değerimizi, bir rengimizi, “bu ülkede barışı savunan bir kişi bile kalsa umut vardır” diyen, savunduğu değerlerin bedelini...
- Bu yıl 1 Mayıs’ta Kadıköy’de yan yanaydık! Yağmur da yağdı, çamur da vardı ama biz çocuk, yaşlı, genç, engelli, üniversiteli, liseli, emekli, kadın, işçi, emekçi oradaydık. Omuz omuza, yürek yüreğeydik…
- İzmir’de belediye işçileri birbiri ardına greve çıkıyor. Narlıdere Belediyesi işçileri 6 Mayısta grev başlattı, bir gün sonra talepleri kabul edildi. Konak Belediyesi işçileri ise 7 Mayısta greve çıktı. İzmir Büyükşehir Belediyesi’nde çalışan...
- Bu 1 Mayıs’a kızım, torunum ve oğlumla katıldım. 1 Mayıs alanında çocuklarımın da yanımda olmasının heyecanımı ve mutluluğumu arttırdığını belirtmek isterim. Ben her yıl 1 Mayıs’a UİD-DER’le katılıyorum ve her zaman çok heyecanlanıyorum.
- TÜPRAŞ Rafineri'de kendilerine haber verilmeden taleplerinin çok altında zam oranlarına ve 3 yıllık sözleşmeye imza atılmasına tepki gösteren işçiler üretimi durdurarak, yürüyüş yaparak sözleşmeyi protesto etti.
- Hiçbir şey siyaset üstü değildir. Ekmekten suya, yediğimiz peynirin kalitesinden oturduğumuz evin sağlamlığına kadar her şey siyasetin içindedir. İş cinayetlerini “kader” diye yutturanlar, depremleri de “fıtrat” diye anlatıyorlar.