Buradasınız
Koronavirüsle Yaşamayı Öğrenmeli miyiz?
Gebze’den bir petrokimya işçisi
Yeni bir şehirde yaşamayı öğrenebiliriz. Yeni komşularımızla yaşamayı öğrenebiliriz. Dünyanın hiçbir yerinde din, dil, ırk ayrımı yapmadan tüm emekçi kardeşlerimizle bir araya gelip birlikte mücadele etmeyi öğrenebiliriz. Bunlar hayatımızın yeni normalleri olabilir. Fakat kötü olan, akıl dışı olan, bize, çevremize sevdiklerimize kısacası dünyaya zarar veren bir şeyle yaşamaya alışmak. Siyasi iktidar Covid-19 denilen virüsle yaşamayı öğrenmemiz gerektiğini söylüyor. Oysa daha önce aynı siyasi iktidar bunun küresel bir “felaket” olduğunu iddia ediyordu. Yani “küresel bir felaketle” karşı karşıya olduğumuzu söyleyenler şimdi bu felaketle yaşamamız ve buna alışmamız gerektiğini söylüyorlar! Sanırım aklımızla dalga geçiyorlar.
Onların bize “yaşam” diye dayattıkları nasıl bir yaşam ve koronavirüsle beraber hayatımızda neler değiştirilmek isteniyor? Her yerde virüsle ilgili sözde tedbirler alınıyor. Sözde diyorum çünkü iddia ettikleri gibi sağlığımızı ciddiye almıyorlar. Ciddiye alsalar sağlık hizmetlerini tamamen ücretsiz yaparlardı. Ciddiye aldıkları en önemli şey patronların kârı. Getirilen her yasağın, engellenen her gösteri ve yürüyüşün bahanesi koronavirüs. Egemenler her fırsatta “bu virüsle yaşamayı öğrenmeliyiz” diyorlar. Yani yasaklarla yaşamaya, haksızlıklara sessiz kalmaya alışmamız isteniyor.
Covid-19 süreci denen kriz sürecinde çok sayıda emekçi kardeşimiz işsiz kaldı. Dünya genelinde milyonlarca işçi işsizliğe ve açlığa mahkûm edildi. Evlerine kapatılan emekçiler psikolojik olarak çöküşe sürüklendi. Emekçileri korkutup evlerine kapatmayı başaran siyasi iktidar, patronlar için yine dikensiz gül bahçesi oluşturdu. Ücretsiz izinlerin önü açıldı. Ücret almadan “yaşamayı” öğretiyorlar bize! Sendikalar ve çeşitli işçi örgütleri virüs bahanesiyle daha fazla baskı altına alındı. Bu baskılara güvenen siyasi iktidar kıdem tazminatını fona devretmek için kolları sıvadı. Çünkü amaç biz emekçilere koronavirüsle yaşamayı öğretmek! Onların asıl istedikleri şey, işçileri istedikleri gibi sömürmek! İşler “kötü” gittiğinde, ekonomi yerlerde sürünmeye başladığında oluşan krizin yükünü omuzlarımıza bırakıp bununla yaşamamızı bekliyorlar.
Biz emekçiler nasıl yaşamamız gerektiğini gayet iyi biliyoruz. Patronların çıkarları uğruna yaşamak istemiyoruz. Sadece kendimizi değil çocuğumuzun geleceğini de patronların kârı için feda etmek istemiyoruz. Bizim onlar için feda edecek hiçbir şeyimiz yok! İş güvencesiz, sendikasız çalışmak istemiyoruz. Koronavirüs bahanesiyle düşük ücretleri, uzayan iş saatlerini sessiz sedasız bir şekilde kabul edemeyiz. Ekmek parası kazanabilmek için iş cinayetlerine kurban gitme endişesiyle yaşamak istemiyoruz. Patronların kârı için sağlıksız koşullarda posamız çıkıncaya kadar çalışıp bir kenara atılarak yaşamak istemiyoruz. Bizim sağlığımızı düşündüklerini iddia edip türlü yasakları devreye sokan siyasi iktidarın bu tavrı ikiyüzlücedir. Bu düzen tüm hücrelerine kadar çürümüştür. Çürüyen bu bozuk düzende yaşamak istemiyoruz.
Vücudumuz hastalıkla yaşamayı öğrenmez. Aslında hastalıkla savaşmayı öğrenir. Savaşmayı öğrendiği için artık o hastalık zarar veremez. Vücudumuz savaşarak bağışıklık kazanır, virüsle nasıl baş edeceğini bilir. Bizler de yaşamımızın her yerine bulaşmış olan kapitalizmle ve onun yarattığı tüm sorunlarla vücudumuzun virüslerle savaştığı gibi savaşmalıyız. Tüm hücrelerimizle tek vücut, tek yumruk olarak bunu başarabiliriz ancak.
- Gevrek “Susamlı Tavuk”
- Koronavirüs Sınıf Ayrımı Yapmıyor mu?
- Salgında İşçi Sağlığı Hiçe Sayılıyor!
- Patrondan Covid-19 Önlemleri
- Koronavirüsle Geçirdiğimiz 9 Ayın Bilançosu
- Maskeye Emanet Edilmiş İşçi Sağlığı ve İşten Atmaların Yeni Bahanesi Maske
- Patronlar Koronavirüsü Tepe Tepe Kullanırken Asıl Faturayı Biz İşçiler Ödüyoruz
- Şantiyede Sözde Korona Önlemleri
- Hayat Eve Sığar mı?
- İşçi Sınıfıdır Bizim Asıl Ailemiz
- Bakan’a mı İnanalım Yaşadıklarımıza mı?
- Adımız Koronalıya Çıktı!
- Metal İşçileri: “İşçinin Hakkı İşçiye!”
- Sözde Pandemi Önlemleri ve Küresel Açlık
- “Hijyene Dikkat Edin Ama Fazla Su, Sabun, Peçete Harcamayın”
- “Yeni Normal” Koşullarında Öğrencilerin Sınav Maratonu
- Gebzeli İşçiler Koronavirüsün İşçiler Üzerindeki Etkilerini Anlatıyor
- Gebzeli İşçiler Yeni Normali Değerlendiriyor
- Koronavirüsle Yaşamayı Öğrenmeli miyiz?
- Yağlı Ekmekleri Ballandı!
Son Eklenenler
- Emekçi kadınlar olarak hayatın her alanında çeşitli sorunlarla karşılaşıyoruz. Bu sistem bizi sokakta katledip, savaşlarda öldürüyor. Emeğimiz yok sayılıp hayatımız değersizleştiriliyor. Bizler işçi sınıfının kadınlarıyız, ellerimizdeki hünerle...
- Biz işçilerin yaşadığı sıkıntılar, zorluklar gün geçtikçe artıyor. Aldığımız ücretler açlık sınırına denk durumda. Üstelik ücretlerimizin enflasyon karşısında erimesi belimizi iyice büküyor. Çalıştığımız işyerlerinde, fabrikalarda çalışma...
- Her geçen gün yoksullaşan, hayat pahalılığıyla beli bükülen işçiler olarak vergi rekortmeni olmamız pek mümkün görünmeyebilir. Ancak gerçek bu. Milyarlarca dolarlık servetlere sahip patronlar servetleriyle kıyaslayınca tabiri yerindeyse bir kuruş...
- Bizler, Avcılar’dan genç işçi ve öğrencileriz. Kimimiz fabrikalarda saatlerce çalışıyor, kimimiz ise okul sıralarında dirsek çürütüyor. Hepimiz işçi çocuklarıyız ve bizi birleştiren, bir araya getiren ortak sorunlara sahibiz. Çünkü içinde...
- 1 Mayıs’a sayılı günler kaldı ve biz emekçi kadınlar böylesine anlamlı bir güne hep birlikte hazırlanmak üzere yan yana geldik. Sınıfımızın birlik, dayanışma ve mücadele günü için UİD-DER’de birleştik. Hep birlikte coşkulandık, umutla dolduk. 1...
- Bir haykırış duyuldu derinden/ Sanırsın dağlar kalktı yerinden/ Mahalleden, fabrika köşelerinden/ Ayağa kalktı yürüyor işçi/ Yürüyor işçi, yürüyor işçi!
- Her işçinin hayalidir bir gün emekli olmak, hayatının kalan kısmında çalışmadan mutlu mesut yaşamak ve kendini güvende hissetmek… Bunun için sigortalı bir işte çalışmaya, SGK primlerimizin gerçek ücretimiz üzerinden ödenmesine dikkat ederiz. İşe ilk...
- Geçenlerde manava yolum düştü, eve bir iki parça şey alayım diye uğradım. Alışveriş bitti, tam para ödeme esnasında 17 yaşlarında bir genç gelerek kasadaki kişinin kulağına bir şeyler fısıldadı. O ise kafasını sallayarak “tamam tamam al” dedi. Genç...
- Ramazan bayramı boyunca, insanlar birbirlerine temenni mesajları attı. Sevdiklerine onların mutluluklarını içeren dilekler ilettiler. Sevdikleri kişilerin kötü günler görmemesini, her türlü beladan ve kazadan uzak olmasını, açlık ve yoksulluk...
- Merhaba arkadaşlar, işçi sınıfının uluslararası birlik, mücadele ve dayanışma günü 1 Mayıs yaklaşıyor. Bu sömürü düzeni kapitalizm dünya işçi sınıfının hayatını alt üst edip zindana çeviriyor. Dolayısıyla her 1 Mayıs’ın biz emekçiler için ayrı bir...
- Siyasi iktidarın ve sermaye sınıfının saldırıları arttıkça işçi ve emekçilerin çalışma ve yaşam koşulları kötüleşiyor, iş cinayetleri sürüyor. Bu koşullarda düşük ücretlere, sendikal baskılara, ağırlaşan çalışma koşullarına karşı pek çok sektörde...
- İşçi Sınıfının Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü 1 Mayıs yaklaşırken UİD-DER temsilciliklerinde “Sermayenin ve İktidarın Saldırılarına Karşı 1 Mayıs Ruhuyla Mücadeleye!” başlıklı etkinlikler gerçekleştirildi. 20-21 Nisanda...
- Son yıllarda mülteci, göçmen, sığınmacı ve yabancı sözlerini çok duyduk, duymaya da devam edeceğiz. Nedeni dünya üzerindeki 8 milyar insanın neredeyse 300 milyonunun, doğup büyüdükleri, yaşadıkları topraklardan kaçmak zorunda kalmalarıdır. Ve...