Buradasınız
Petrol-İş Genel Başkanlığına Süleyman Akyüz Seçildi
Petrol-İş, 28. Olağan Genel Kurulunu 31 Ağustos-1 Eylül tarihlerinde İstanbul’da bulunan sendika genel merkez binasında gerçekleştirdi. Türkiye’nin dört bir tarafındaki petrokimya işçilerini temsilen Genel Kurula katılan delegeler, yeni yönetimi belirledi. Yapılan seçimlerde Petrol-İş Gebze Şube Başkanı Süleyman Akyüz, genel başkan oldu.
Eski Genel Başkan Ali Ufuk Yaşar ile Süleyman Akyüz’ün yarıştığı Genel Kurulu, delegelerin dışında petrokimya fabrikalarından yüzlerce işçi de takip etti. Türk-İş ve DİSK’e bağlı sendikaların yanı sıra pek çok ülkeden sendika temsilcisi de Genel Kurula katıldı. Genel Kurul konuşmalarla başladı.
Kıdem tazminatının fona devredilmek istenmesine ilişkin konuşan Ali Ufuk Yaşar, kıdem tazminatının Türk-İş’in kırmızıçizgisi olduğunu aktardı. Yaşar’ın, 15 Temmuz darbe girişiminden uzun uzun bahsederken grev yasaklarına, yüzde 6 ile biten TÜPRAŞ sözleşmesine ve yüzde 8 ile biten kamu sözleşmesine ilişkin konuşmaması dikkat çekti. Petrol-İş eski genel başkanlarından Mustafa Öztaşkın ise, sendikaların önemli bir kısmının işçilerin nezdinde güven kaybettiğini vurguladı. Bir önceki Genel Kurulda genel başkanlığı Ali Ufuk Yaşar’a bırakan Öztaşkın’ın konuşması delegeler tarafından alkış ve sloganlarla desteklendi.
Genel Kurulda söz alan işçi temsilcileri, Ali Ufuk Yaşar başkanlığındaki Petrol-İş’in son 4 senelik yönetimine ilişkin eleştirilerini, yaşadıkları sorunlar üzerinden dile getirdiler. Unilever temsilcisi, sendikanın farklı şubelerindeki işçilerin birbirine düşmanlaştırılmaya çalışıldığını ifade etti. Unilever temsilcisi; “Petrol-İş bir gemiyse, bu geminin kaptanı insanları birbirine düşürmekten başka bir şey yapmadı. Ben buradaki Ahmet’i tanımam, Ahmet de beni tanımaz ama birbirimize düşmanız. Nasıl oldu bu, kendi kendine mi?” diye konuştu. Novartis temsilcisi sendikanın parasının işçilerin çıkarlarına kullanılmamasını eleştirirken, Ali Ufuk Yaşar yönetiminin izlediği anlayışın işyerlerinde tepki çektiğini ve işçilerin artık dolduğunu ifade etti. TÜPRAŞ Kırıkkale rafinerisinden bir delege ise yüzde 8 ile imzalanan kamu sözleşmesinin sorumlusunun TÜPRAŞ sözleşmesini yüzde 6 ile imzalayanlar olduğunu dile getirdi ve “1 Temmuz 2019 TÜPRAŞ sözleşmesi kara bir leke olarak sendika tarihimize yazıldı” dedi. İşyerlerinden gelen delegelerin konuşmasının ardından adaylar konuştu.
Gebze Şube Başkanı ve Genel Başkan Adayı Süleyman Akyüz, işçilerin birlik ve beraberliğine vurgu yaptı. “Eğer sorunlarımızı çözemezsek, üst üste yığarsak bu sorunların altında bir gün kalmış olacağız” diyen Akyüz, kıdem tazminatının fona devredilmesinden zorunlu BES’e, kiralık işçilikten grev yasaklarına, ekonomik krizin faturasının işçilere kesilmesinden EYT’lilerin mağduriyetlerine kadar pek çok soruna değindi. Bu sorunların çözümünün işçilerin birbiriyle uğraşmayı bir kenara bırakıp sermaye sınıfına karşı mücadele yürütmesi olduğunu vurguladı. İşçi eğitimine ve sınıf bilincine önem verdiklerini belirten Akyüz, sendikanın onurlu geçmişine sahip çıkmak için genel başkanlığa aday olduğunu ifade etti. Flormar direnişine de değinen Süleyman Akyüz, “Flormar’da biz işçiye sahip çıktık, işçiyi orada yalnız bırakmadık. Bu direnişi tüm Türkiye’ye ve dünyaya mal ettik” dedi. Flormar direnişinin ve Gebze Şubesinin bu direniş üzerinden bizzat Türk-İş ve Petrol-İş içinden yıpratılmaya çalışıldığını dile getiren Akyüz, “Türk-İş Genel Başkanına, ‘Flormar direnişi tüm dünyaya mal olmuş, gelmeyen konfederasyon kalmamış, gel bir uğra’ dedik. ‘Ben gelsem çözülmesi lazım’ dedi. Biz de gel çöz dedik. Gelmedi!” diye konuştu.
1 Eylülde Ali Ufuk Yaşar ile Süleyman Akyüz’ün listelerinin yarıştığı seçim sonuçlandı. Seçim sonuçlarına göre, Gebze Şube Başkanı Süleyman Akyüz Petrol-İş Genel Başkanı seçilirken, Kocaeli Şube Başkanı Salih Akduman Genel Sekreter, Niyazi Recepkethüda Örgütlenme ve Eğitim Sekreteri, Ünal Akbulut ise Genel Yönetim Sekreteri oldu. Mali Sekreterliğe ise, iki adayın eşit oy alması üzerine Yüksek Seçim Kurulu tarafından yapılan kurayla Erhan Yakışan seçildi.
İzmir’de 1 Eylül Dünya Barış Mitingi
- Sefalet Dayatmasına Karşı Eylemler Sürüyor
- DİSK Asgari Ücret Taleplerini Açıkladı
- Kartal’da Binlerce Emekçi Haykırdı: “İnsanca Yaşamak İstiyoruz!”
- Polonez İşçilerinin “Anayasal Hak Yürüyüşü”
- Sendika Düşmanlığı ve Ücret Gaspına Karşı İşçiler Mücadele Ediyor
- Belediye ve Tekstil İşçilerinden Hak Gasplarına ve Sendikal Baskılara Karşı Eylemler
- KESK Ankara Mitingi: “Geçinemiyoruz! Yoksulluğa Karşı Mücadelede Birleşiyoruz!”
- DİSK: Gözaltılar Derhal Serbest Bırakılsın
- As Plastik ve Bayraklı Belediyesi İşçilerinden Eylemler
- Öğretmenler, Belediye ve Üniversite İşçileri Hak Gasplarına Karşı Mücadele Ediyor
- ASM Çalışanları İş Bıraktı: “Eziyet Yönetmeliğine” Hayır!
- Belediye İşçileri Hakları İçin Mücadele Ediyor
- Patronların Elindeki Koz: Sendika Yetkisine İtiraz
- Sağlık Çalışanlarından Eylem: “Sağlıkta Ticaret Ölüm Demektir!”
- Türk-İş’ten Ankara Mitingi: “Zordayız, Geçinemiyoruz”
- Sağlık Emekçileri: Eziyet Yönetmeliği İstemiyoruz
- DİSK: “Sendikal Hakların Önündeki Engeller Kaldırılsın!”
- Fernas İşçilerine Dayanışma Ziyareti
- DİSK Ankara’da İşçi Buluşması Gerçekleştirdi
- Madencilerin Ankara Yürüyüşü, Öğretmenlerin Hak Gasplarına Karşı Mücadelesi Sürüyor
Son Eklenenler
- İşçi Dayanışması yayınlandığı ilk günden bu güne biz işçilere kocaman bir sınıf olduğumuzu, yaşamlarımızın, sorunlarımızın ve çözüm yollarının ne kadar yakın olduğunu anlatmaya devam ediyor. Yazıların kaleme alınmasından görsellerin hazırlanmasına,...
- İstanbul Planlama Ajansının (İPA) Ekim ayı araştırmasına göre, İstanbul’da ortalama stres seviyesi 10 üzerinden 6,9 çıktı. Aslında bu veri sadece İstanbul’u yansıtmıyor. Mersin olsun, İstanbul olsun hiç fark etmiyor: Stres seviyemiz artıyor,...
- Sevgili işçi kardeşlerim, başlıktaki sözlere gelmeden meramımın tamamını anlatmak için 6 ay geriye gitmem gerekiyor. Mayıs ayının son haftasında iki azı dişime kanal tedavisi için Dokuz Eylül Üniversitesi diş bölümüne randevu alarak gitmiştim. İki...
- “Zeytinyağlı yiyemem aman/ basma da fistan giyemem aman…” Kütahya ya da Bursa yöresine ait olduğu düşünülen bu türkü düğünlerde, keyifli eş dost toplantılarında hep bir ağızdan söylenir. Hatta eğlenceli ritmi karşılıklı oynamaya da teşvik eder....
- Hayat pahalılığı, geçim sıkıntısı korkunç boyutlara ulaştı. Emekçiler olarak temel ihtiyaçlarımız olan barınma, beslenme gibi ihtiyaçlarımızı karşılamakta zorlanıyoruz. Aldığımız maaşlarla kirayı mı ödeyelim, karnımızı mı doyuralım diye kara kara...
- Kapitalist sistemde yaşıyoruz ve bu sistemin yol açtığı büyük-küçük pek çok sorunla boğuşuyoruz. Peki sorunlarımızı çözmek için ne yapıyoruz? Örneğin pek çoğumuzun ailesinde çocuk, hasta, yaşlı ya da engelli olduğu için bakıma muhtaç yakınlarımız...
- İşçi Dayanışması çıktığında her birimiz ilk görüşte etkilendiğimiz yazıyı seçiyoruz. Neden etkilendiğimizi, yazının bizi nasıl etkilediğini, neyi düşünmemizi sağladığını anlatıyoruz birbirimize. Bu yazıyı herhangi bir arkadaşımıza nasıl ve neden...
- Mutsuzluk ve umutsuzluk gençler arasında adeta bir salgın gibi yayılıyor. Etrafımıza, arkadaşlarımıza bakıyoruz, yaşamdan tat alamadığını söyleyenlerin sayısı her geçen gün artıyor. “Her günüm bir öncekiyle aynı”, “yarından bir beklentim yok”, “bana...
- Biz işçiler haftanın her günü vardiyalı bir şekilde 24 saat çalışırız. Yeri gelir Pazar mesai yaparız. Dinlenmeye, ailemize vakit ayırmaya zaman bulamayız. Sanki biz işçiler için hayat sadece çalışmaktan ibaretmiş gibi. Fabrikada mühendis bir...
- Eskiden her sorunun beni bulduğunu, bu sorunları yaşayan tek kişinin ben olduğumu düşünüyordum. Sonra UİD-DER ile tanıştım ve İşçi Dayanışması’nı düzenli olarak okumaya başladım. Bir genç olarak, gençlik yazılarını okudukça bu sorunları yalnızca...
- Ben büyük bir tekstil fabrikasında çalışıyorum. Başta Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek olmak üzere siyasi iktidar sözcülerinin, asgari ücret zammının hedeflenen enflasyon oranına göre yapılacağını her fırsatta söylemelerine rağmen asgari ücrete...
- Son günlerde sohbet edebildiğim her insana Türkiye’deki Suriyeliler hakkında ne düşündüklerini soruyorum. Devamındaysa nerede dünyaya geldiklerini, neden göçüp büyük kentlere geldiklerini soruyorum. Son olarak aile büyüklerinin nerelerden göçerek...
- Sevgili işçi kardeşlerim, 8 yaşına kadar babasız, 8 yaşından sonraysa hem anasız hem de babasız büyümüş sayılırım. 12-13 yaşıma kadar mahallede ve çalıştığım fabrikada anası-babası yanında olan arkadaşlarıma imrenmiş, onları kıskanmışımdır. O halimi...