Türkiye işçi sınıfı hareketi uzun yıllardır bir durgunluk içindedir. Burjuvazinin ve onların hükümetlerinin ardı ardına devreye soktukları saldırılara gerektiği gibi yanıt verilememiş ve bu nedenle işçi sınıfı kazandığı haklarını büyük ölçüde yitirmiştir. İşçi sınıfının sendikal ve siyasal mücadelesinin gerilemesinde hiç kuşku yok ki 12 Eylül 1980 askeri faşist darbesinin önemli bir rolü vardır. O günden bu yana sendikalar sürekli olarak kan kaybetmiş ve işçi sınıfı patronlar sınıfı karşısına güçlü bir mücadeleyle çıkamamıştır. Özellikle bürokratik zihniyetin tüm sendikalara yerleşmesi ve bürokrat sendikacıların sendikalara çöreklenmesiyle birlikte, işçi sınıfı hareketi tam anlamıyla felce uğratılmıştır.
Sendikalara yerleşen bu bürokrat sendikacıların mücadele etmek ve işçilerin haklarını ilerletmek gibi bir dertleri kesinlikle yoktur. Bürokrat sendikacıların sendikalarda tümüyle egemen pozisyona gelmesi, işçi mücadelesinin gerilemesi ve geçmişin deneyimli işçi kuşaklarıyla bugünün işçilerinin bağlarının kopması sonucu, sendikaların taban örgütlülükleri alabildiğine zayıflamıştır. Burjuvazinin ideolojik saldırılarıyla da birleşen bu süreç, özellikle yeni kuşak işçilerin sınıf olma, kendi hakkını arama, bu noktada patrona karşı birleşme, sendikalaşma ve sendikalara sahip çıkma gibi en temel reflekslerden ve sınıf bilincinden yoksun kalmasına neden olmuştur. Son süreçteki grev ve direnişlerde de görüyoruz ki, geçmişin mücadele deneyimlerinden yoksun kalan bugünün işçileri ne yapacaklarını bilemiyorlar.
Grev ya da direnişe çıkan işçiler, yaptığımız sohbetlerde, kendileri bir mücadelenin içinde yer alana kadar ne grevden ne de direnişten haberdar olduklarını dile getiriyorlar. İşçiler, grev komiteleri, işyeri komiteleri, toplu sözleşme komiteleri ve dayanışma komitelerinden haberdar olmadıkları gibi, işyerinde başlayan mücadelenin diğer işyerlerine de ulaştırılması ve mücadelenin yalnız kalmaması için ne yapmaları gerektiğini de bilmiyorlar. Çünkü her ne kadar işçiler grev ya da direnişe çıktıktan sonra bazı şeyleri öğreniyorlarsa da temel konularda eksiklik devam ediyor. Oysa sendikaların bizzat grev ve direniş alanlarını birer mücadele okuluna çevirerek bu alanların nasıl örgütlenmesi gerektiği, sendikal hareketin gelişimi, sınıf siyaseti ve işçi sınıfının uluslararası mücadelesinin önemi gibi konularda eğitimler yapması, işçileri her açıdan ilerletecektir. O güne kadar kendi fabrikasından ötesini görmeyen ve başka işçilerin mücadelesiyle ilgilenmeyen işçi, sorunlarının sınıfın ortak sorunları olduğunun ve diğer işçiler bu mücadeleye sahip çıktığı ölçüde kendisinin kazanım elde edebileceğinin bilincine varacaktır. Grev ya da direniş sona erdikten sonra işçi, gerisin geri grev ve direnişe çıktığı ilk ana dönmeyecek ve sınıfının sorunlarıyla ilgilenen sınıf bilinçli bir işçi haline gelebilecektir.
Bu açıdan grev ve direniş deneyimlerinin öğrenilmesi, geçmişin mücadele geleneğinin bugüne taşınması çok önemlidir. Aşağıda yer alan yazılar, bizzat grev ve direniş alanlarından hareketle, geçmişin deneyimleriyle birleştirilerek yazılmış ve İşçi Dayanışması bülteninin çeşitli sayılarında yayınlanmıştı. Bu yazıların okunması, tartışılması, grev ve direnişteki işçilere taşınması işçi sınıfının mücadelesi açısından oldukça yararlı olacaktır.
Grev-Direniş Alanları Mücadele Okuludur
Grev ve Direniş Alanları Nasıl Örgütlenmeli? [2]
Grev İşçi Sınıfının Mücadele Okuludur [3]
Grev Nedir, İşçiler Greve Nasıl Hazırlanmalıdır? [4]
Grev Komiteleri [5]
Grev ve Direnişleri İşçilerin Ortak Mücadelesine Çevirelim [6]
Grev ve Direnişler Nasıl Güçlenir? [7]
Sınıf Dayanışmasının Önemi [9]
İşçiler Sahip Çıkmadıkça Direnişler Başarıya Ulaşamaz [10]
İşçilerin Uluslararası Dayanışması Neden Önemli? [11]
Uluslararası İşçi Dayanışması Neden Gereklidir? [12]
İşyeri Temsilcileri İşçilerin Temsilcileri Olmalıdır! [13]
İşyeri Komiteleri [14]
Sınıf Dayanışmasını Büyütelim [15]
Dayanışma Grevi [16]
Örgütlü Olursak Bir Islıkla Şalterler İner! [17]
Sendikalar İşçilerindir, Sahip Çık, Denetle!
Sendikalarda Söz, Yetki ve Karar İşçilere! [18]
Sendikaları Mücadele Örgütlerine Dönüştürelim [19]
Kriz ve Sendikal Mücadele [20]
MESS Sözleşmesi, Sendikal Bürokrasi ve İşçilerin Taban Örgütlülüğünün Önemi [21]
MESS Nedir, İşçiler MESS’e Karşı Nasıl Mücadele Etmelidir? [22]
Sendikasız, Kuralsız ve Güvencesiz Çalışmaya Karşı Sendikalar Göreve! [24]
Grev Yasakları Devam Ediyor! [25]
Tarihten Yansıyan Önemli Deneyimler
Kemal Türkler ve Maden-İş’in Mücadeleci Çizgisi [26]
46. Yılında Kavel Destanı [27]