Buradasınız
Sendikasız, Kuralsız ve Güvencesiz Çalışmaya Karşı Sendikalar Göreve!

Bugün milyonlarca işçi sendikasız, kuralsız, sigortasız ve hiçbir güvencesi olmadan çalıştırılıyor. Bu kahrolası sistemde her daim var olan, kriz dönemlerinde daha da artan sendikasızlaşma, işsizlik ve yaygınlaşan kuralsız çalışma koşulları, adeta yaşamlarımızın bir parçası haline geldi. Giderek düşen ücretler, artan iş temposu, günlük 10-12 saati bulan çalışma ve bunun sonucu olarak sürekli artan iş kazaları... Elbette tüm bunların olmasının tek sebebi biz işçilerin örgütsüz olmasıdır. Patronlar ve onların temsilcileri işçilerin örgütsüz oluşundan faydalanıp saldırılarını giderek azgınlaştırıyor ve mücadeleyle elde ettiğimiz kazanımlarımızı gasp etmeye çalışıyorlar.
Patronların ve onların temsilcilerinin yürüttüğü saldırılar gerek sendikalı gerekse de sendikasız işçilerin üzerinde olumsuz etkiler yaratmakta. Bunun bir sonucu olarak sendikalılık oranları giderek düşmekte ve bu durum işçilerin ücret ve çalışma koşullarını kötüleştirmektedir. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının 2009 yılı verilerine göre Türkiye’de sendikalı işçi sayısı 3 milyon 332 bin kişidir. Gerçekteyse sendikalı işçi sayısı bunun çok altındadır. Bugün sendika aidatı ödeyen ve toplu sözleşme kapsamında bulunan işçi sayısı topu topu 850 bin civarındadır ve bu sayı günden güne düşmektedir. Araştırmalara göre, özel sektörde sendikalılık oranı son on beş yıl içerisinde %8’den %3’e düşmüş durumdadır.
Sendikalılık oranındaki bu gerileme işçileri patronlar karşısında güçsüz bırakıyor. Sendikalı işçilerin sayısının düşük olması ve toplu sözleşmenin çok az işçiyi kapsaması, ücretlerin ve sosyal hakların belirlenmesinde yansımasını doğrudan buluyor. Örgütlü işçi sayısının azalması demek, geniş işçi kitlelerinin toplu sözleşmeden, anlaşma sağlanamadığı durumlarda ise yaşanan grevlerden habersiz olması demektir. Bugün, işçi sınıfının çok az bir kesiminin sendikalı olmasından kaynaklı olarak, patronlar sendikaları yeterince ciddiye almıyorlar. Oysa işçilerin örgütlü olduğu bir durumda, patronlar sendikaları ciddiye almak zorunda kalırlar. İşçi sınıfının önemli bir kesimi örgütlü olduğu ve mücadelenin toplumun gündemine daha fazla girdiği koşullarda patronlar basınç altında kalırlar. İşçiler istedikleri ücret ve sosyal hakları patronlara dayatırlar. 1980 öncesinde, özellikle de Maden-İş’in, işçilerin istemlerini patronlara dayatması ve kabul edilmediğinde ise greve gitmesi patronlar üzerinde büyük bir basınç yaratıyordu. Ancak günümüzde patronlar böylesi bir basınç altında değiller ve sendikalara rest çekiyorlar. Böylece ücretleri ve sosyal hakları belirleyen örgütlü işçiler olamamaktadır. Bu durumda örgütsüz işçilerin ücretleri de başta olmak üzere, milyonlarca işçinin ücreti aşağıya çekilmekte, sosyal hakları ortadan kaldırılmakta, iş saatleri uzatılmaktadır.
Bu durumu tersine çevirebilmenin yolu işçilerin sendikalarında örgütlenmesinden, örgütlü ve bilinçli bir mücadele yürütmesinden geçmektedir. Bunun olabilmesi içinse, sendikalar üzerlerine düşen görevleri yerine getirmeliler. Sendikalarımızın başına çöreklenen sendikal bürokrasinin mücadeleden yan çizmek için bin dereden su getirdiğini biliyoruz. Fakat sendikalar sendikacıların işyerleri değil, işçilerin mücadele örgütleridir. Sendikaların harekete geçirilmesi ve geniş işçi kitlelerinin örgütlenmesi için tabandan basınç bindirmeliyiz. Sendikalar kapsamlı ve hedefli bir çalışma başlatmalı, bu noktada diğer işçi örgütlerinin de önünü açmalılar. Başlatılacak böyle bir mücadelenin hedefi, işçi sınıfının örgütlenmesinin önündeki yasal engellerin kaldırılmasını da içermelidir. Çünkü %10 işkolu barajı işçilerin sendikalarda örgütlenmesine büyük darbeler indiriyor. Bu ve benzeri engellerin kaldırılması, sendikal yasakların son bulması, işçilerin sendikasız, kuralsız ve güvencesiz çalışmasına dur demek için sendikalar göreve!
Okumuş Bir İşçi Soruyor
- Doğa, İnsan ve Kapitalizm
- İnsan, Kent, Kültür, Tarih: İnsanlık Betonla Kalkınamaz!
- Değişmeyen Kirli Oyun: Ezilenleri Birbirine Kırdırmak!
- Emekçi Dayanışmasını Güçlendirelim!
- Emekçilerin Kader Planı!
- Bir Fotoğraf Karesinin Düşündürdükleri
- “Asrın Felaketi” mi, Asrın Kötülüğü mü?
- Emekçi Kadınlar: Şimdi Dayanışma Zamanı!
- Silkinip Ayağa Kalkmak Zorundayız!
- İşçi Dayanışması 179. Sayı Çıktı!
- İşçi Sınıfının Zincirleri ve Potansiyeli
- Garp Cephesinde Değişen Ne?
- İnsan Ne, Bencil Olan Kim?
- Bugün Herkes Dünyanın Döndüğünde Hemfikir Ama…
- Ücretler Artarsa Enflasyon Artar!
- Değişimi Asıl Yaratacak Olan Biziz!
- İşçi Dayanışması 178. Sayı Çıktı!
- Sözcüklerin Anlamı: Kimin Düşüncesi, Kimin Penceresi?
- Sınıflar, Siyaset ve Genel Oy Hakkı
- İşçi Anne Babalar Çocuklarını Nasıl Yetiştirmeli?
Son Eklenenler
- Belediye-İş üyesi Avcılar Belediye işçileri İstanbul Avcılar Havuz meydanında basın açıklaması gerçekleştirdiler. Eyleme Belediye-İş Sendikasından şube yöneticileri ve temsilciler, demokratik kitle örgütleri, emekten yana partiler ve UİD-DER katıldı.
- Fransa’da Macron hükümetinin emeklilik hakkına yönelik saldırısı işçi sınıfını bir kez daha ayağa kaldırdı. Hükümet emeklilik yaşını 62’den 64’e çıkarmak istedi ancak işçi sınıfı bu saldırıya grevlerle, milyonları bulan protesto gösterileriyle...
- Emek ve Özgürlük İttifakı, Ankara’da düzenlediği basın toplantısıyla 14 Mayısta yapılacak Cumhurbaşkanlığı seçimlerine dair kararını açıkladı. “Ülkede demokrasinin, temel hak ve özgürlüklerin, toplumsal adaletin gerçekleşmesi için yoksulluğa,...
- Türkiye, tarihinin en büyük depremini yaşadı ve iktidar yine sınıfta kaldı. Yıkılan 11 şehre ve enkaz altında kalan insanlara günlerce yardım elini uzatmadı devlet. Ama sürekli televizyonlarda “müdahale ettik, herkese ulaştık” diye reklam yaptılar....
- Yer bilimciler 6 Şubat’ta yaşanan Maraş merkezli deprem öncesinde açıklamalar yapıyor, uyarıyor ve gerekli önlemlerin alınması için çağrıda bulunuyorlardı. Bu çağrılara kulak tıkayan ve tek bir önlem almayan iktidar, depremin sonuçlarının felakete...
- 15 Martta İngiltere’de 700 bine yakın işçi greve çıktı. İngiltere bir kez daha işçi sınıfının gücüne tanıklık etti. Hükümetin “Bahar Dönemi” bütçesini açıkladığı güne denk getirilen grev, işçi sınıfının sermaye sınıfına ve hükümete karşı kararlı...
- Marmara fayı yakınındaki bölgelerde riskli evlerde milyonlarca insan oturuyor. Bu insanların çok büyük bir kısmının güvenilir bölgelere taşınacak ne paraları ne de imkânları var. Milyonlarca emekçinin hayatı risk altında... Bu insanlar kendi...
- Birleşik Metal-İş Sendikası İstanbul 1 No’lu Şube, 19 Martta 8. Olağan Genel Kurulunu gerçekleştirdi. Classes Butik Otel’de yapılan kurulda söz alan Şube Başkanı Özcan Atmaca, Mata işçilerinin direnişini selamlayarak konuşmasına başladı. “Mata bizim...
- Her yıl 21 Martta Ortadoğu ve Kafkasya halklarının “yeni günün”, özgürlüğün, isyanın, direnişin simgesi olarak kutladıkları Newroz, 2023 yılında “Her yer Newroz her daim Özgürlük/Her der Newroz, Her dem Azadi” şiarıyla karşılandı. 19 Mart Pazar günü...
- Türk-İş’e bağlı Tüm Taşıma İşçileri Sendikası (TÜMTİS) 31. Olağan Genel Kurulunu gerçekleştirdi. İstanbul Büyükşehir Belediyesi Ali Emiri Kültür Merkezi konferans salonunda yapılan Genel Kurulun ilk gününde, 6 Şubat depremlerinin felakete...
- Deprem, tsunami, sel, kasırga… Bunlar dünya var olalı beri meydana gelen doğa olaylarından bazıları. Tarihte insanlar bu tür doğa olaylarıyla nasıl baş edeceklerini bilmedikleri için türlü felaketlerle karşılaştılar, nice acılar çektiler. Kimi...
- Yoksullaşma, artan hayat pahalılığı, düşük ücretler ve kötü çalışma koşulları nedeniyle pek çok sektörde sendikalaşan işçilerin sayısı artıyor. Siyasi iktidarın işçi düşmanı politikalarından güç alan patronlar sınıfı, işçilerin sendikalaşma hakkına...
- İstanbul Emek Barış ve Demokrasi Güçleri “Depremin 40. gününde kaybettiğimiz canları yaktığımız mumlarla anıyoruz” diyerek 16 Mart günü anma eylemleri gerçekleştirdi. İstanbul Bakırköy Özgürlük Meydanı ve Kadıköy İskele Meydanında bir araya gelen...