Buradasınız
1986 Netaş: Darbe Yasaklarını Yırtan Grev!
12 Eylül 1980 askeri darbesinin üzerinden 30 yıl geçti. Ama işçi sınıfı 12 Eylül’ün yarattığı tahribattan hâlâ kurtulabilmiş değil. Askeri darbe döneminde işçi sınıfının sendikal ve siyasal örgütleri kapatıldı, grevler ezildi, işçilerin mücadelesine ağır bir darbe vuruldu. Faşist rejimin 1982’de yaptığı anayasa yasaklar anayasasıydı: Sendikalaşmanın önüne ciddi engeller konuyor, işçilerin önüne %10 iş kolu barajı dikiliyor, sendikaya üye olmak zorlaştırılıyordu. İşçilerin toplu sözleşmeden doğan grev haklarını kullanmaları ise neredeyse imkânsız hale getiriliyordu. öyle ki, grev çadırı kurmak ve grev yerinde dört işçiden fazlasının beklemesi suç sayılıyordu. Yani işçiler diyelim greve çıksalar bile evde oturacaklardı! Bu yasaklar bugün de sürüyor. Ama mücadele veren işçiler artık bu yasakları fazla dikkate almıyorlar. Bu yasakların fiilen kırılmasında Netaş grevinin rolü çok büyüktür.
Netaş işçileri, 18 Kasım 1986 yılında toplu sözleşme maddelerindeki anlaşmazlık nedeniyle greve çıktılar. Grev, 3 bin 150 işçiyi kapsıyordu; 93 gün sürmüş ve kazanımla sonuçlanmıştı. Oysa o dönem mücadeleden yan çizen sendikalar ve sendikacılar sık sık, “bu yasalarla grev yapılmaz” diyorlardı. İşte Netaş işçileri, mücadele kaçkınlarının bu bahanelerini ortadan kaldırdılar. Netaş grevi, örgütlü işçilerin önünde hiçbir engelin işe yaramayacağını göstermiştir. Netaş işçileri, sendikaları ile birlikte aylar öncesinden tüm işçileri kapsayan çeşitli komiteler kurarak hazırladıkları 88 maddelik toplusözleşme taleplerine sahip çıktılar ve haklarını sonuna kadar savundular. Bu kararlılık onları her türlü yasal sınırlamalara, baskıya ve grevi kırmaya yönelik tertiplere rağmen başarıya taşıyacaktı.
Dört işçiden fazla grev gözcüsü bulunamaz yasağına karşın, her gün 163 grev gözcüsü fabrika önünde bekliyordu. 500 işçi aktif bir biçimde görev alıyor ve grevin günlük işlerini gerçekleştiriyordu. Grev boyunca tek bir işçi bile başka bir işte çalışmamıştı ve “kendi dayanışma işlerimizde çalışırız, dayanışmamızı kendimiz örgütleriz” demişlerdi. Grev boyunca aileleri de grev alanından ayrılmıyordu. Netaş grevcileri, bir işyerinde işçiler ne kadar örgütlü olurlarsa olsunlar bunun yeterli olmayacağını anlamışlardı. Grevin duyurulması ve yayılması için çevre fabrikalara, mahallelere, ailelere ve gençliğe giderek sınıf dayanışmasını örmeyi başarmışlardı. Türkiye’nin her yerinden ve aynı zamanda Avrupalı sınıf kardeşlerinden de maddi manevi destek örgütlemişlerdi.
Böylece Netaş işçileri, yasakları kararlı mücadeleleriyle delmişlerdi ve birçok kazanım elde etmişlerdi. Yeni yasa ikramiyeleri 4 ikramiye ile sınırlandırırken, Netaş işçileri tam 6 ikramiye kazandılar. Disiplin kurullarında işçi ve işveren eşit sayıda temsil edilecek ve başkanlığı da dönüşümlü olacaktı. İşten çıkarılan işçiye 3 ay daha ücret ödenmesini öngören işsizlik tazminatı talep ediliyordu. Bu taleplerin birçoğu bugün işçiler için hayal bile edilemez durumdadır.
1980 sonrasındaki işçi kuşakların hafızasından “grev”, “mücadele” ve “örgütlülük” gibi kavramlar silinmeye çalışılmıştır. İşçi sınıfının örgütlülük bilinci geriye düşmüştür. 12 Eylül darbesi “böyle gelmiş böyle gider” yanılgısını işçilerin kafasına kazımış, işçilere güvensizlik aşılamıştır. Bu nedenle de işçiler “bizim fabrikada birlik yok”, “bu işçilerden adam olmaz”, “kimseye güvenmeyeceksin” demekteler. Elbette işçilerin bu çarpık bilinçten hareket ederek birbirlerine güvenmemeleri ve ortaya çıkan örgütsüzlük patronlara yaramıştır. Böyle olunca da patronlar sınıfı ve hükümetler geçmişte elde ettiğimiz ekonomik ve sosyal kazanımlarımızı tek tek elimizden almaya başlamıştır ve almaya da devam ediyorlar.
Netaş grevi deneyimi biz işçiler için ne ifade ediyor? örgütsüzlük koşullarını tersine çevirdiğimizde, patronların işçi sınıfının mücadelesi karşısında tutunamayacağını, geri adam atacağını ve kazananın biz olacağını ifade ediyor. Yasalarda ne yazdığı önemli değildir, önemli olan işçilerin örgütlü ve bilinçli olup olmamalarıdır. İşçiler örgütlü ve bilinçli olurlarsa yasalardaki engelleri aşarlar, yasaların yeniden yapılmasını sağlarlar ve eskisine göre büyük kazanım elde ederler. Netaş deneyimi aynı zamanda, şimdilerde birçok sektörde süren toplu sözleşme süreçlerine nasıl hazırlanılması gerektiğine de ayna tutmaktadır. örgütsüzlüğümüzün döne döne bizi vurmaması için, elimizi taşın altına koymalıyız. Fabrikada yan yana çalıştığımız arkadaşlarımıza güven vermeyi başarmalı ve örgütlenmeliyiz. Bunu yapmaya başladığımızda büyük örgütlenmeye giden yolu da açmış olacağız. Gücümüze inanalım, kendimize güvenelim ve sınıfımızın deneyimlerine kulak verelim!
- İşçi Sınıfının Ortak Mücadele Dili: GREV!
- Umudumuzu ve Direncimizi Güçlendirelim, Mücadelemizi Büyütelim!
- İşçi Dayanışması 201. Sayı Çıktı!
- Zeytinyağı, Margarin, Süt Tozu
- Toplumsal Sorunların Bireysel Çözümü Mümkün mü?
- Gelişen Ufkumuz, Değişen Dünyamız
- Köşemize Çekilmiyoruz, Emekçi Gençlik Köşemizle Güçleniyoruz!
- Her Şeyi Paraya Bağlayanlar Kim?
- Devlet Bütçesi Kimin Bütçesi?
- İşçilerin Tek Çıkış Yolu Birlik, Dayanışma ve Mücadeledir!
- İşçi Dayanışması 200. Sayı Çıktı!
- Muhammed Ali’nin Haykırışı ve Gerçek Düşmanlar
- Kapatılan Ocakların Susmayan Bandosu
- Umut Sende Bende Bizde...
- “Ne Olacak Bu Memleketin Hali?”
- Anastasya, Dilan ve Hafızamız
- Ülkeyi Şirket Gibi Yönetmek…
- İşçilerin Birliği ve Dayanışması Güçlendikçe Umut da Büyür!
- İşçi Dayanışması 199. Sayı Çıktı!
- Gerçek Adalet Mücadelemizle Gelir
Son Eklenenler
- Balıkesir Gönen’de bulunan Arıtaş Kriyojenik’te 19 Aralıkta başlayan grev 10 Ocakta anlaşmayla sonuçlandı. DİSK/Emekli-Sen 11 Ocakta Türkiye genelinde İzmir’den Trabzon’a, İstanbul’dan Denizli’ye pek çok ilde “TÜİK Verileri Kirli ve Yalan; Açlık,...
- Aralık ayında Birleşik Metal-İş sendikasının örgütlü olduğu Hitachi Energy, GE Grid Solutions, Schneider Elekrik, Arıtaş Kriyojenik ve Green Transfo fabrikalarında peşi sıra grevler başladı. Çok geçmeden de sermaye sınıfının tatlı kârlarını düşünen...
- İzmir Buca’da sendikal baskıların ve işten atma saldırısının devam ettiği Telus önünde direniş başladı. Adana’da SASA Polyester’in PTA tesis şantiyesinde Gemont Endüstri ve ardından Metropol İnşaat adlı taşeron şirketler bünyesinde çalışan inşaat...
- Yeni bir yılın, 2025’in ilk günlerini yaşıyoruz. Ama işçi ve emekçilerin yüreğinde “yeni” olanın getirdiği heyecan ve umut yerine büyüyen endişeler ve kasvet var. Takvim yaprakları hariç hayatımızda değişen tek şey yaratılan ekonomik yıkımın...
- Her Aralık ayında izlediğimiz asgari ücret tiyatrosu bu yıl çok daha trajik bir şekilde sonuçlandı. Resmi enflasyonun, TÜİK’in uydurma rakamlarıyla bile yüzde 47 olduğu, ENAG’a göre yüzde 87 olduğu bir süreçte asgari ücrete sadece yüzde 30 zam...
- DİSK’e bağlı Birleşik Metal-İş Sendikası ile Türkiye Metal Sanayicileri Sendikası (MESS) arasında 2024-2026 dönemi için yürütülen TİS görüşmelerinde MESS’in yüzde 40 oranında zam dayatması üzerine Schneider Elektrik’in Manisa ve Kocaeli...
- İzmir Büyükşehir Belediyesi bünyesinde, İZENERJİ, İZELMAN, Ege Şehir Planlama, İZFAŞ şirketlerinde çalışan DİSK/Genel-İş Sendikasında örgütlü işçiler maaş, yılsonu ikramiye ve eğitim alacakları ödemelerinin geç ve eksik yapılmasını protesto etmek...
- UİD-DER’li emekçi kadınlar olarak, bir grup Polonez direnişçisi kadın kardeşimizle güzel bir sohbet gerçekleştirdik. Direnişçi bir ablamız “bize hep ‘aman kurulu düzenimiz bozulmasın’ düşüncesini bellettiler” dedi. Bu söz üzerine uzunca sohbet ettik...
- Polonez işçileri 173 gün süren mücadelelerinin kazanımla sonuçlanmasının ardından fabrika önünde kurdukları direniş çadırını halaylarla, sloganlarla kaldırdılar. 7 Ocakta direniş alanında zaferlerini kutlayan işçiler, davul zurna eşliğinde halaylar...
- İktidar ve sermaye sınıfının saldırıları böylesine ağırken işçilerin birlik olamayacağını düşünmek kime yarar sağlar? Bu düşünce doğru bir akıl yürütme yöntemi olabilir mi? Karşımızdaki yıkım tablosu, işçilerin birleşmek dışında bir çıkış yolu...
- İstanbul Çatalca’da bulunan Polonez fabrikasında işçiler Tekgıda-İş Sendikası’nda örgütlendikten sonra gerekli şartları sağlamalarının ardından yetki başvurusunda bulunmuş ve hemen ardından 146 işçi işten atılmıştı. İşten çıkarmaların ardından...
- Aile Sağlığı Merkezi (ASM) çalışanları, 1 Kasımda yürürlüğe giren Aile Hekimliği Sözleşme ve Ödeme Yönetmeliği’ni protesto etmek için 6-10 Ocak günlerinde Türkiye genelinde iş bırakıyor. ASM çalışanları “Eziyet Yönetmeliği” olarak nitelendirdikleri...
- Vivident, Mentos gibi sakız ve şekerleme markalarının üreticisi olan Perfetti Van Melle’nin İstanbul/Kıraç’ta bulunan fabrikasında çalışan işçiler Tekgıda-İş Sendikasında örgütlenmiş, şirket yönetiminin sendika düşmanı tutum ve baskılarıyla...