Buradasınız
Sağlık Bakanlığı’ndan “Teknik Küçük Müdahaleler”
Sefaköy’den bir sağlık işçisi

Hükümet sağlıkta icraatlarına devam ediyor. Hatırlanacağı gibi 1 Ekim 2009 tarihinden itibaren Tedavi Katılım Payı Uygulaması getirilerek “gereksiz ilaç alımının önlenmesi” bahanesiyle sağlık kuruluşlarında katkı payı arttırılmıştı. Arttırılan katkı payı, “ilaç israfını” önlememiş olacak ki hükümet yeniden katkı payını artırma derdinde!
Sağlık Bakanı şöyle diyor: “3 liralar, katkı parasının 1 lira artırılması gibi birtakım teknik küçük müdahaleleri bundan sonra da yapacağız.” Anlaşılan bu son değil “teknik küçük müdahaleler” yapmaya devam edecekler. Amaçlarının, kamuya para toplamak değil, sağlık ekonomisini doğru bir zemine oturtmak ve “israfı önlemek” olduğunu söylüyor bakan!
“Meselâ neyin israfını?” diyerek kendi sorduğu soruya cevap veriyor Bakan Akdağ: “Bizim acillerimize inanılmaz gereksiz başvuru var. Yani toplam hastane başvurularının yüzde 30’a yakını acil başvurusu haline geldi. Acilde para almıyoruz çünkü. İkincisi de mesai sonrasında... İki sebebi var. Yakında muhtemelen şunu yapacağız; ekonomi yönetimimizle bunu konuştuk, acile gittiğinizde eğer hiçbir işlem, bir müdahale gerekmemişse, gözlem altına alınmamışsanız, yatmamışsanız, sadece reçete yazılıp gönderildiyseniz, 5 TL olan ve 6 TL’ye çıkarmayı planladığımız katkı payını yine alacağız.”
Sanki bizler, canımız sıkıldığı için acillere başvuruyoruz! Asgari ücretin 650 TL olduğu bir durumda, üç beş kuruşun hesabını elbette yapmak zorunda kalıyoruz. Bunun için ücretsiz olan acillere başvuruyoruz. Hastanelerin acillerine mesaiden sonra başvuruların çok olmasını, patronların sözcüsü Akdağ gayet iyi biliyor. Mesai saatleri içerisinde, hasta olmuşsanız izin yasak! Mecburen iş çıkışı gidebiliyoruz, o zaman da poliklinikler kapanmış oluyor. Haliyle hastanelerin acillerine gidebiliyoruz.
Yeni uygulamaya göre hastalar, devlet hastanelerinde muayene olduğunda artık 5 TL yerine 6 TL, özel hastanelerde 13 TL yerine 14 TL katılım payı ödeyecek. Muayene olmuş, bir de doktor reçete yazmışsa 3 TL reçete ücreti alacaklar. Yani reçete yazıldıysa Aile Hekimliğinde 3 TL, devlet hastanelerinde 9 TL, özel hastanelerde 17 TL ödenecek. Doktor hastalığımızın tedavisi için 3 kutudan fazla ilaç yazmışsa kutu başına ekstra 1 TL ödeme yapacağız. Katılım payları emeklilerin maaşlarından kesiliyor. Çalışanların ise eczanede ilaç alırken cebinden çıkıyor. Eczaneye ilacın %20’lik kısmını da ayrıca ödemeye devam ediyoruz.
Yapılan araştırmalara göre Türkiye’de devlet ilaca yılda 15 milyar TL harcama yapıyor. Bu gidişle de ilaç harcamalarının 2020’de 30 milyar TL’ye çıkacağı söyleniyor. Bu parayı da topladığı katkı paylarından çıkarmayı hedefliyor devlet. Sanki dünyanın sigorta primini ödeyen biz değiliz de devlet cebinden veriyor bu paraları! Sağlık hizmetinin ücretsiz sunulması bizlerin en doğal hakkıdır. Biz işçilerden kesilen vergiler, primler bu hizmetlerde kullanılmayacak da nerelerde kullanılacak? Sahi bizlerden toplanan vergiler nerelerde kullanılıyor?
Bizlerden toplanan vergiler, yatırım teşviki adı altında patronların kasalarına aktarılıyor. Biz işçilerin örgütsüzlüğünden faydalanarak devlet bu hakkı kendinde görebiliyor. Bizler bir araya gelip mücadele etmedikçe patronlar ve onların devleti haklarımızı gasp etmeye devam edecek.
Ücretsiz sağlık hakkı için mücadeleye!
Vanlı Bir Depremzededen Mektup
- İstanbul Emek Barış ve Demokrasi Güçleri’nden Barış Mitingi Çağrısı
- Omsa Metal Direnişiyle Dayanışma
- Hayat Pahalı Değil Ücretlerimiz Düşük!
- Derbide Yeni Sezon Yaklaşıyor!
- KESK’ten “Gazze’de Kıtlık Yaşanıyor” Protestosu
- Digel Tekstil İşçilerinin Hak ve Onur Mücadelesi Devam Ediyor
- 17 Ağustos Depreminin 26’ıncı Yılı: Deprem Değil Yağmacı Düzen Öldürüyor!
- Evrensel Gazetesine Silahlı Saldırı
- Vergi Sorunu
- Kötü Çalışma Koşullarına ve Sendikal Baskılara Karşı İşçiler Mücadele Ediyor
- İşyerinde Gelen Ölümler
- 3 Pişi ve Sabrın Ödülü
- Yas Tutmuyoruz, Mücadele Ediyoruz!
- Bu Bataklıktan Birlikte Çıkmalıyız!
- KESK Taleplerini Duyurmak İçin Alternatif TİS Masası Kurdu
- “Faizi Kim Uyguluyor, Bunu da Desene!”
- Hiroşima’dan Gazze’ye Umut İşçi Sınıfının Örgütlü Mücadelesinde
- Kamu İşçilerine Sefalet Protokolü
- Kamu İşçilerine Grev Yasağı ve Sefalet Dayatması
- BİRTEK-SEN Tekstil Raporunu Yayımladı
Son Eklenenler
- İstanbul Emek Barış ve Demokrasi Güçleri, 1 Eylül Dünya Barış Günü kapsamında 31 Ağustos Pazar günü Kadıköy’de bir miting düzenleyeceklerini duyurdu. Miting çağrısı, Mecidiyeköy’de bulunan Tüm Bel-Sen İstanbul Şube binasında 27 Ağustosta...
- Toplamda 6,5 milyon kamu emekçisi ve emeklisini ilgilendiren 8. Dönem Toplu Sözleşme görüşmelerinde, anlaşma sağlanamadı. Kamu İşveren Heyeti ile konfederasyonlar arasında görüşmeler çıkmaza girdiği için, süreç Kamu Görevlileri Hakem Kuruluna...
- İzmir’den İstanbul’a belediye çalışanları, ücretlerinin geç veya eksik ödenmesi, tazminatlarının ve yan haklarının ödenmemesi nedeniyle çeşitli eylemler yapıyor. Evlerini geçindirmekte zorlanan emekçiler, alacaklarının bir an önce ödenmesini talep...
- 600 bin kamu işçisini ilgilendiren Kamu Toplu İş Sözleşmeleri Çerçeve Protokolü (KÇP) süreci, kamu işçilerinin taleplerinin görmezden gelinerek sefalet zammına imza atılmasıyla sonuçlandı. Harb-İş İstanbul Şube Başkanı Murat Yalçınkaya ile Kartal...
- Grev yerindeki bir sohbet sırasında bir işçi kardeşimiz çocuğunun aşçılık bölümünü seçtiğini anlatırken bu durumun onu üzdüğünü şu sözlerle dile getirmişti: “Biz istedik ki bizim gibi işçi olmasın, mühendis olsun, doktor olsun, ezilmesin. Ama olmadı...
- Biz Gebze’den bir grup UİD-DER’li işçi olarak Omsa Metal direnişini ziyaret ettik. Direnişçi işçilerle sorunlarımız üzerine sohbet ettik.
- Kapitalist sistemin tarihsel krizi, siyasi iktidarın sermaye sınıfının çıkarlarına göre yürüttüğü politikalar biz emekçileri derinden etkiliyor. Açlık sınırı altında kalan sefalet ücretlerine mahkûm edilmiş durumdayız. Bizler insanız, sadece...
- Metal işkolunda grup toplu iş sözleşmesi yaklaşıyor. Bu sözleşme MESS ve metal işkolunda örgütlü bulunan Birleşik Metal-İş, Türk Metal ve Çelik-İş sendikaları arasında gerçekleşecek. Biz işçiler bir araya geldiğimizde futbol üzerine konuşur, sohbet...
- BM destekli Entegre Gıda Güvenliği Aşaması Sınıflandırması (IPC), Gazze’de yaklaşık 500 bin kişinin yaşadığı yerleşim bölgesinde kıtlık ilan etti. Gazze’de açlıktan ölenlerin sayısı her geçen gün artıyor. İsrail’in uyguladığı bu soykırımı protesto...
- Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu, taleplerini iletmek için 22 Ağustosta konfederasyon genel merkez binası önünde toplanarak Cumhurbaşkanlığına yürümek istedi. Kamu emekçilerinin yürüyüşü polis tarafından engellendi. Emekçiler sendika binası önünde...
- Hatay’dan İstanbul’a emekçiler rant uğruna evlerinden, tarım arazilerinden, geçim kaynaklarından ediliyorlar. Hatay Samandağ’da gece vakti alınan acele kamulaştırma kararıyla arazilerine giren ve narenciye ağaçlarını söken iş makinelerini durduran...
- Türkiye’de sayıları 16 milyona yaklaşan emeklilerin büyük bölümü, açlık sınırının altında maaşlarla yaşamaya çalışıyor. Yaşlılık dönemlerini huzur içinde geçirmesi gereken emekliler; temel ihtiyaçlarını karşılayamıyor, kiralarını ödeyemiyor,...
- Jack London’ın 1900’lü yılları resmettiği “Uçurum İnsanları” kitabını geçtiğimiz günlerde, arkadaşlarla birlikte okuduk. Yaşadığımız bazı şeyler nasıl da bu kitapta anlatılanları çağrıştırıyor.