Buradasınız
Savaşı Yener miyiz? Bunu Sen Bileceksin!
Ankara’dan bir işçi

1 Eylül 1939 tarihinde Nazilerin Polonya’yı işgaliyle başlayan İkinci Dünya Savaşı 70 milyon insanın ölmesine, on milyonlarcasının sakat, yersiz yurtsuz kalmasına neden oldu. Sermayenin kanlı diktatörlüğü faşizm savaş koşullarıyla da birleşince halklara büyük acılar yaşattı. Savaş sonrasında yaşananların unutulmaması ve bir daha yaşanmaması için savaşın başladığı tarih Birleşmiş Milletler tarafından “Dünya Barış Günü” ilan edildi. Fakat o gün bugündür emekçi halkların canını alan, hayatını karartan savaşlara gerçekte bir gün bile ara verilmedi. Çünkü savaşın ve faşizmin sorumlusu, pazar ve yatırım alanlarına el koymak isteyen emperyalist ve kapitalist devletlerden başkası değildir.
1 Eylül Dünya Barış Gününün anlamı eli kanlı emperyalistlerin ikiyüzlü barış taleplerinin ötesine geçti ve dünyanın dört bir köşesinde emperyalist savaşlara karşı her yıl tekrarlanan bir protestoya dönüştü. Elbette emekçi halkların kardeşlik ve barış talebi bir tek günle sınırlı kalmıyor. 3. Dünya Savaşının başta Ortadoğu olmak üzere dünyanın farklı bölgelerini kan gölüne çevirdiği zamanlardan geçerken, dünyanın dört bir yanından yükselen barış ve kardeşlik çağrıları büyük önem taşıyor. Bu çağrıların daha fazla anlam kazanması ise haksız savaşlara, emperyalist savaşlara karşı çıkanların sesinin büyümesiyle olur. Kapitalist düzeni tarih çöplüğüne gönderecek işçi sınıfının örgütlü mücadelesinin büyümesiyle mümkün olur
Dünyanın çeşitli ülkelerinde halkların kardeşliğini vurgulayan, savaş karşıtı pek çok cesaretli ve umut verici eylem ve etkinlik gerçekleşiyor. Bu eylem, etkinlik ve protestolar Filistin-Yahudi, Hıristiyan-Müslüman, Avrupalı-Ortadoğulu, Türk-Kürt, Türk-Yunan demeden tüm ülkelerde işçiler ve emekçiler, barış severler tarafından gerçekleştiriliyor. Bu eylemler, halklar sanki ezelden beridir düşmanmış ve birbiri için tehditmiş algısının aslında gerçek olmadığını gösteriyor.
4 Ekim 2016’da Arap ve Yahudi binlerce kadın “Mart’ın Umudu” adını verdikleri bir etkinlik çerçevesinde barış çağrısı yaparak İsrail’in kuzeyinden Kudüs’e yürüdü. İsrail devletinin Filistin halkına karşı hemen her saldırısı sonrası buna benzer onlarca protesto gerçekleşiyor. Katil İsrail devleti tarafından “hain” ilan edilme, hapsedilme tehditlerine rağmen İsrail zulmünü hayatı uğruna protesto eden yüzlerce İsrailli emekçi var.
Geçtiğimiz Temmuz ayında Amerika’da binlerce emekçi Trump’un göçmen karşıtı politikalarını, göçmen çocukların ailelerinden ayrılıp kafes benzeri yerlerde tutulmasını protesto etti. Ve bu eylemler Amerikalı emekçilerin ilk ve son eylemleri de değildi. Özellikle Trump’ın iktidara gelmesi sonrası daha açık hale gelen ırkçı politikalara karşı Amerikalı emekçilerin öfkeli sesi de daha fazla duyulmaya başlandı. Yıllarca komünizm ve sosyalizm karşıtı bir ideolojik propagandaya maruz bırakılmış, zihinleri sistematik olarak felçleştirmeye çalışılmış Amerikalı emekçilerin bu eylemleri çok önemlidir.
Avrupa ülkelerinde emekçiler defalarca göçmen işçilerin yaşam koşullarını ve Avrupa devletlerinin göçmen karşıtı politikalarını protesto ettikleri kitlesel eylemler yaptılar. Göçmen işçiler, mülteciler için “Hoşgeldiniz” pankartları açtılar. “Mülteciler kardeşimizdir” dediler. İslamafobi üzerinden yaratılmaya çalışılan göçmen düşmanlığının ABD gibi Avrupa’da da egemenlerin istediği düzeyde etkili olmadığı ve olamayacağı bu eylemlerle kanıtlanıyor.
Son yıllarda gerçekleşen barış ve kardeşlik yanlısı bu eylem ve mücadelelere yakın tarih boyunca defalarca şahit olundu. Bütün bunlar Nâzım Hikmet’in sözleriyle “Büyük İnsanlığın” kendine olan umudunu büyüttü, inancını arttırdı.
Gün emperyalistlerin yarattığı savaş ve korku atmosferinde sinmek değil, barış ve kardeşliğin sesini büyütme günüdür. Gün insanlığın ileriye doğru adım atacığına inançla ve bunun örgütlü ve işçilerin kararlı mücadelesiyle olacağı bilinciyle mücadele etme günüdür.
Nâzım Hikmet gibi işçi sınıfının ozanı olan Bertolt Brecht bütün işçi sınıfına seslenmiştir; kulak verelim!
Duman tüten topraktan bahar boyunca,
Dökülüp yükselir birden gökyüzü.
Ama barış ağaç değil, ot değil ki
yeşersin:
Sen istersen olur barış, istersen
çiçeklenir.
Söz konusu olan çocuğundur, ana:
Koru onu, dikil karşılarına,
Biz milyonlarca kişi
Savaşı yener miyiz?
Bunu sen bileceksin.
Bunu biz bilecek, biz seçeceğiz.
Bir de düşün "Yok!" dediğini:
Düşün ki savaş geçmişin malı
ve barış taşıyor gelecekten.
- Savaşı Kınamak Sorumluluktan Kurtulmaya Yeter mi?
- 7 Ekim’in Birinci Yılı: Emperyalist Savaş Büyüyerek Devam Ediyor
- Ukrayna Savaşının 2. Yıldönümü: “Emperyalist Savaşa Karşı Mücadeleye!”
- Ukrayna Savaşının İkinci Yılı: Ukrayna’dan Gazze’ye Emperyalist Savaşa Hayır!
- Filistin ve Ortadoğu’da Emperyalist Savaş Yangını Devam Ediyor
- Bütçe Holdinglere Akıyor, Holdingler Savaştan Besleniyor!
- Milyonlar Meydanlarda Filistin Halkıyla Dayanışmayı Büyütüyor
- Emperyalist Savaşa Karşı İşçilerin Uluslararası Dayanışmasının Önemi
- Savaş ve Biz İşçiler
- Akan Kan Bizim de Kanımızdır!
- Filistin Halkıyla Dayanışma Büyüyor: Emperyalist Savaşa Hayır!
- Japon Doro-Çiba Sendikasının Filistin Sendikalarına Yanıtı
- Filistin Sendikalarının UİD-DER’in Mesajına Yanıtı
- Türkiye’de ve Dünyada Filistin Halkıyla Dayanışma Eylemleri: “Savaşı Durdurun!”
- Savaş Emekçiler İçin Yıkım Demektir! Savaşa Hayır!
- Haksız Savaşlar Memleket Sormaz!
- Haksız ve Emperyalist Savaşlara Hayır Diyoruz!
- Emekçiler Haykırdı: Rusya Elini Ukrayna’dan Çek! NATO’nun Genişlemesine Hayır!
- İşçi Sınıfının Tek Güvencesi Örgütlü Gücüdür!
- Emekçiler Haksız Savaşlara Hayır Diyor!
Son Eklenenler
- Yalova’da bulunan Sefine Tersanesi işçileri, patronun çalışma koşullarında yaptığı tek yanlı değişikliğe karşı direnişe geçti. Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı’nın (SYDV) grevi beşinci gününde anlaşmayla sonuçlandı. Artvin Şavşat Belediyesinde...
- Milyonlarca kamu emekçisinin ve emeklisinin taleplerini boşa çıkaran 8. Dönem Toplu Sözleşme süreci, Kamu Hakem Kurulu tarafından karara bağlandı. Hakem Kurulu, 2026 yılında ilk altı ay için yüzde 11, ikinci altı ay için yüzde 7; 2027 yılı için ise...
- 1 Eylül Dünya Barış Gününde Diyarbakır’dan Ankara’ya pek çok kentte eylemler düzenlendi. Ankara’da Emek Barış ve Demokrasi Güçlerinin çağrısıyla Kolej Meydanında bir araya gelen kitle sloganlar, alkışlar ve zılgıtlar eşliğinde Sakarya Meydanına...
- Bazı zenginlerin “ölmeden yapılacaklar listesi”nde dünyanın en yüksek tepesi olan Everest’e tırmanmak vardır mesela. Zaman zaman sosyal medyada bu insanların “başarı”larını anlatan çeşitli videolar, haberler çıkar karşımıza.
- Şeker-İş Sendikasının örgütlü olduğu Kütahya Şeker Fabrikasında, Mart ayından bu yana süren toplu sözleşme görüşmelerinde anlaşma sağlanamaması üzerine 30 Ağustosta başlayan grev, 3’üncü gününde sürüyor.
- İstanbul Emek Barış ve Demokrasi Güçleri’nin çağrısıyla İstanbul Kadıköy’de yapılan mitinge binlerce kişi katıldı. Kadıköy Söğütlüçeşme’de toplanan kitle, “Savaşa ve Sömürüye Karşı Demokrasi ve Barış Kazanacak” pankartı arkasında rıhtımdaki miting...
- Türk-İş’e bağlı Koop-İş Sendikasının örgütlü olduğu Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’na bağlı Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı’nın (SYDV) Türkiye genelindeki 1003 kurumunda çalışan 10 bin kamu işçisi 29 Ağustosta greve çıktı.
- Güvenliğin ve danışmanın olduğu katta her 5 dakikada bir “sistemsel hata ve arıza olduğu için tüm katlarda hizmet verilemiyor” şeklinde anonslar yapılıyordu. Önce güvenliğe gidip bu yapılanın yanlış olduğunu, insanlara memurların iş bıraktığının...
- Filler Sultanı ile Kırmızı Sakallı Topal Karınca adlı romanında Yaşar Kemal, sömürülenlerle sömürücüler arasındaki büyük çelişkiyi anlatır. “Çünkü” der, “sömüren güçlü azınlıkla, sömürülen ve güçsüz sanılan çoğunluk, her çağda vardı. Ama bu çelişki...
- İktidarın “Kamu Çerçeve Protokolü” sürecindeki tutumunu protesto etmek için yapılan bir eylemin ardından bir kadın işçi çevresindeki insanlara sordu: “Bu sene hiç kiraz yediniz mi?” Bu soruya evet diyen tek bir kişi çıkmadı. Kilosu 700 lirayı aşan...
- Mücadele örgütümüz UİD-DER’in saflarında yer almış her işçi kardeşimizden, çoğu zaman övgü dolu sözler duyarız. Bu sözler tesadüf değil, UİD-DER’in sınıf mücadelesinin tarihsel deneyimlerinden süzülüp gelen mücadele kültürünün bir sonucudur. Ben de...
- İstanbul Emek Barış ve Demokrasi Güçleri, 1 Eylül Dünya Barış Günü kapsamında 31 Ağustos Pazar günü Kadıköy’de bir miting düzenleyeceklerini duyurdu. Miting çağrısı, Mecidiyeköy’de bulunan Tüm Bel-Sen İstanbul Şube binasında 27 Ağustosta...
- Toplamda 6,5 milyon kamu emekçisi ve emeklisini ilgilendiren 8. Dönem Toplu Sözleşme görüşmelerinde, anlaşma sağlanamadı. Kamu İşveren Heyeti ile konfederasyonlar arasında görüşmeler çıkmaza girdiği için, süreç Kamu Görevlileri Hakem Kuruluna...