Buradasınız
Sel Gider Kum Kalır
Esenyurt’tan bir metal işçisi

Çocukluğumuzda ne zamanki seçim dönemleri gelir, insanlar arasında ayrışma kızıştırılır, insanlar galeyana getirilirdi. “Sel gider kum kalır” sözünü çok duyardık. O zaman büyüklerin niye böyle dediğini anlamazdık. İnsanlığın binlerce yıllık deneyimleri böyle kısa atasözleriyle betimlenmiş ve gelecek kuşaklara aktarılmıştır. Derinlemesine düşündüğümüz zaman bu sözün altında da çok şey yatıyor. Çocukluğumda anlamadığım bu sözün şimdi bana düşündürdüklerini paylaşmak isterim.
Bir seçim sürecine daha girmiş bulunuyoruz ve bu seçim süreciyle birlikte burjuva siyasiler bildik teraneleri okumaya devam ediyorlar. Biz işçi ve emekçileri arkalarına yedekleyebilmek ve kendi siyasi çıkarları doğrultusunda yönlendirebilmek için her bir yöntemi deniyorlar. Özellikle bu taktikler içerisinde en çok gündeme gelen planlı bir şekilde yükseltilen milliyetçilik olacaktır. Siyasi iktidar, yıllar içerisinde aynı taktikleri farklı renklere boyayıp uygulayarak işçi ve emekçilerin bilincini dumura uğratmakta uzmanlaşmıştır. Yıllarca iktidarın yandaş sermaye çıkarına ortaya koyduğu politika ve uygulamalar, ürettiği projeler, verdiği ihaleler, rantlar, vurgunlar “hizmet” diye sunulmadı mı?
Derinleşen ekonomik kriz karşısında, her fırsatta kazanılmış haklarımıza saldıran sermaye sınıfı ve iktidar, işçi sınıfı adına hiçbir şey yapmadığı gibi sadaka mahiyetinde verilen kırıntıları da dev reklamlar eşliğinde gözümüze sokmaktadır. Görüyoruz ki işçilere reva görülen, açlık sınırının altında bir asgari ücret, son sürat artan hayat pahalılığı, emeklilik hakkımızın törpülenip elimizden alınması, çökmenin eşiğine getirilen sağlık sistemi, özellikle seçimden sonra gelecek olan dev işsizlik dalgası. İşçi Dayanışması’nın 189. sayısında “Dejavu Sarmalını Kıralım” yazısında şöyle deniliyordu: “Tüm bu yaşadıklarımıza bakınca adeta toplumsal bir dejavu halinde olduğumuzu görüyoruz. Sürekli aynı acıları yaşıyor, aynı yalanları dinliyoruz.” Aynı şekilde biliyoruz ki, bu seçim sürecinde de siyasi iktidar bir kez daha işçi sınıfını arkasına yedeklemek isteyecek, içi boş vaatlerle zihinler bulandırılmak istenecek.
Fakat bizler UİD-DER’li işçiler olarak var gücümüzle bulunduğumuz her yerde iktidarın ve sermayenin yalanlarını teşhir etmeye, işçi kardeşlerimizin zehirlenmek istenmesine karşı durmaya devam edeceğiz. İnançları, dünya görüşleri, memleketleri ne olursa olsun işçiler olarak aynı sınıfın evladı olduğumuzu her fırsatta dile getireceğiz.
Konunun başlığına dönecek olursak, biz biliyoruz ki, kendilerini baki sanan tüm egemenler eninde sonunda çekip giderler. Kurdukları düzen yıkılır, saltanatları çöker. Tüm hayatı üreten işçi sınıfının mücadelesi baki kalır, bu mücadele ta ki sınıfların olmadığı bir dünya kurulana kadar sürer. Yani, sel gider kum kalır ve eninde sonunda tarih hükmünü icra eder.
- Çayırhan Maden Ocağında Patlama: 2’si Ağır 14 İşçi Yaralandı
- Herkese Birinci Sınıf Sağlık Hizmeti İddiası ve Gerçekler
- Mücadelenin Gençlerinden Sokak, Slogan ve Meydan
- Eğitim Sen’den ve Üniversite Öğrencilerinden Tutukluların Serbest Bırakılması İçin Eylem
- Kuzey ve Güney: İki Sınıfın Gerçek Hikâyesi
- Boykota Destek Genişledikçe İktidarın Saldırıları Büyüyor
- Büyük İnsanlığın Safında Bir Kalem: Sabahattin Ali
- İşçi Sınıfı Tarih Bilinci Kazanırsa İlerler
- O Yılan Kapitalizmdir, Sana da Dokunur Kardeşim
- Maltepe’de Milyonlar Bir Araya Geldi
- KESK İstanbul Şubeler Platformu: “Levent Dölek Serbest Bırakılsın!”
- Kapitalist Karanlığa Karşı Mücadeleyi Büyütelim
- Eğitim Sen: Baskılar Bizi Yıldıramaz
- “Hadi Siz de Birlik Olun, Korkmayın!”
- Zenginlik ile Yoksulluk Arasındaki Uçurum!
- Rejimin Saldırıları Yeni Gözaltılarla Sürüyor
- Amasra Madenci Katliamı Davasından da Adalet Çıkmadı
- Kâğıt Üstünde Her Şey Kurallara Uygun
- TTL İşçileri: Haklarımızı Alana Kadar Mücadeleye Devam!
- Aile Hekimlerini Desteklemeli miyiz?
Son Eklenenler
- 11 Nisan’da Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK), Emek ve Demokrasi Güçleri ve öğrenciler birçok ilde tutuklu öğrencilerin serbest bırakılması talebiyle basın açıklamaları gerçekleştirdi. İstanbul’da KESK İstanbul Şubeler Platformunun...
- Yunanistan’da işçi ve emekçiler bir kez daha kamu ve özel sektörde 24 saatlik genel grev gerçekleştirdi. Tembi tren felaketinin ikinci yıldönümü olan 28 Şubatta tarihindeki en büyük grev ve protestolara sahne olan Yunanistan’da, 9 Nisanda bir kez...
- KESK’e bağlı Eğitim Sen, Birleşik Kamu-İş’e bağlı Eğitim-İş ve Hürriyetçi Eğitim Sen, 10 Nisanda birçok ilde Milli Eğitim Müdürlükleri önünde, kent meydanlarında, sendika şubelerinde proje okullara yapılan keyfi atamalara karşı basın açıklamaları...
- Üzerine sayfalarca yazı yazılabilecek, saatlerce sohbet edilebilecek bir konunun en öz, en çarpıcı halidir sloganlar… Hele ki işçi sınıfının sloganları! Birkaç kelimeyle büyük anlamlar sırtlanırlar. Kimisi somut bir talebi anlatır, kimisi bir...
- Ankara’nın Beypazarı ilçesinde bulunan Çayırhan Maden Ocağında 10 Nisanda gece vardiyası sırasında meydana gelen patlamada 2’si ağır olmak üzere 14 işçi yaralandı.
- Evrensel sağlık kapsamı; tüm insanların ihtiyaç duydukları sağlık hizmetlerine, ihtiyaç duydukları yer ve zamanda, mali sıkıntı çekmeden erişebilmeleri anlamına gelir. Sağlığın geliştirilmesinden, hastalıkların önlenmesine, rehabilitasyon ve...
- Gençlik yılları insanın en güzel, en verimli, en dinamik yılları olarak tanımlanır. Fakat gençlerin dinamizmleri yok ediliyor, gelecekleri ve hayalleri çalınıyor, toplum nefessiz bırakılıyor. Kapitalizm genç kuşaklara bir gelecek vaat etmiyor....
- Ruhunda özgür bir dünyanın umudunu taşıyan, yüreği bencil çıkarlarla değil, toplumsal kurtuluş özlemiyle çarpan sevgili büyüklerimiz ve değerli genç arkadaşlarımız, merhaba!
- Rejimin 19 Martta başlattığı saldırı dalgasına karşı başlayan protestolarda öğrenci gençler kitlesel katılımıyla dikkati çekmişti. Günlerce süren eylemlerde, polis barikatlarına, polisin şiddetli müdahalesine rağmen alanları terk etmeyen yüzlerce...
- Çünkü büyük kapitalist ülkeler, milyonlarca emekçinin vergileriyle oluşan bütçeleri sağlık, eğitim, barınma gibi temel ihtiyaçlara değil daha fazla silahlanmaya akıtıyorlar. Baskıcı ve otoriter uygulamaları arttırıyor, demokratik hak ve özgürlükleri...
- Türkiye’de siyasal gelişmelerin hızlandığı, her bakımdan zorlu, her bakımdan ağır bir süreçten geçiyoruz. İşçi ve emekçiler, emekliler, gençler olarak enflasyonun hız kesmesini, hayat pahalılığının son bulmasını, geçim derdinin hafiflemesini...
- Sosyal medya platformlarında her gün yeni bir trend beliriyor, insanlar yeni bir akımın peşinden koşturuluyor. Dün “lokma dünyası”, yakın zamanda “Dubai çikolatası” peşinde koşan insanlar, yarın farklı bir yiyecek ya da akımla tüketim sarmalına...
- Toplumun itirazının güçlenmesi, işçi sınıfının kendi talepleriyle, kendi örgütleriyle, kendi mücadele yöntemleriyle sahneye çıkmasıyla mümkün olabilir. Bunun yolu işçi sınıfının sendikal ve siyasal örgütlülüğünün, bilinç düzeyinin ve dolayısıyla...