Buradasınız
Sendika Bürokrasisinin Meşrebi
Tek Gıda-İş üyesi bir işçi
İşçi sınıfının dağınık ve örgütsüz olduğu koşullarda, sendika bürokratları işçi sınıfının çıkarlarını savunmak yerine, kendi çıkarları temelinde patronlarla uzlaşmayı tercih ederler. Ben, Tek Gıda-İş sendikasının örgütlü olduğu Kent Gıda fabrikasında çalışıyorum. Yakın zamanda 24 işçi arkadaşımız “içeride örgütlenme çalışmaları yaptığı” gerekçesiyle işten atıldı. Ama içeride çalışan bizler açısından süreç bitmiş değil. Çünkü yılbaşına kadar 80’in üzerinde işçi arkadaşımızın daha işten atılacağı ve atılacak işçilerin listesinin çoktan hazırlandığı söylentileri dolaşıyor.
Hem bir süre önce atılan arkadaşlarımızın hüznü, hem de işten atılmaların devam etmesinin yarattığı korku nedeniyle fabrika içerisinde kasvetli bir hava var. Bu hava fırtına öncesi sessizliği andırıyor. Tüm çalışan arkadaşlarımızın sendikaya da öfkesi giderek kabarıyor. Bu yüzden sendika temsilcileri tüm bölümleri dolaşarak ve çalışan arkadaşlarımızla konuşarak nabız yokluyorlar. Ayrıca sendika, her bölümden ikişer kişiden oluşan gruplar oluşturarak toplantılar düzenliyor. Bu toplantılarda, gözlerimizin içine bakarak “atılan arkadaşlarımızdan haberdar olmadıkları ve ancak birkaç gün sonra haberdar oldukları” yalanını söylüyorlar. Oysaki birkaç gün önce bölümleri dolaşıp, “bilmediğiniz şeyler var” diyerek atılan arkadaşlarımızın ismini kendilerinin verdiğini ima etmişlerdi. Baş temsilci bunu sadece ima etmekle kalmamış, çıkışlar yaşanmadan önce, bazı kadın arkadaşlarımızın ismini vererek “baş temsilci seçildiğimde ilk bunları atacağım” demişti. Böylelikle sendikanın tepesindekiler, bir dahaki sözleşme yılına kadar içerideki “pürüzleri” temizleyeceklerini düşünüyorlar. “Geçen sözleşmede hoş olmayan şeyler yaşandı. Bir sürü işçi arkadaşımız işinden oldu. Bir daha böyle sevimsiz şeyler yaşamayalım” diyorlar. İşçilerin yerine işverenin temsilciliğine soyunuyorlar.
Sendika bizim örgütümüz, onu sendika bürokratlarının eline bırakmayalım. Sendikalar asalak bürokratların denetiminde olduğu müddetçe patronlar sınıfına karşı güçlenemeyiz. Kriz nedeniyle birçok fabrikada benzer işten atılmalar yaşandı ve yaşanacak. Bu yüzden de, tepemizdeki bu asalakları atmak ve işten atılmaları durdurmak için birleşmeli ve mücadele etmeliyiz.
- Eğitim Sendikaları Proje Okullara Yapılan Keyfi Atamaları Protesto Etti
- İşçiler, Emekliler Mücadele Ediyor, Mücadele Kazandırıyor
- “Eziyet Yönetmeliği İstemiyoruz” Diyen Sağlık Emekçileri Bir Kez Daha İş Bıraktı
- SES: Sağlıkta Ticaret Ölüm Demektir!
- İşçiler, Kamu Emekçileri, Çiftçiler Hakları İçin Mücadele Ediyor
- Tokat’tan Diyarbakır’a Maden Şirketlerine Karşı Köylüler Mücadele Ediyor
- Çiftçiler Düşük Fiyat Dayatmasına Karşı Çıkıyor
- 112 Acil Sağlık Çalışanlarından Eylem
- Tüm Emeklilerin Sendikası: “İnsanca Yaşamak İstiyoruz!”
- Mersin Dizge Okulu Öğretmenleri Kazandı!
- Mersin Dizge Okulu Öğretmenleri Düşük Ücretlere Karşı Eylem Yaptı
- Manisa Gördes’te Madene Karşı Direniş Nöbeti Sürüyor
- Özel Sektör Öğretmenleri Hakları İçin Eylemde
- Bursa ve İzmir’de İşten Atma Saldırılarına Karşı Eylemler
- Hak Gasplarına Karşı Mücadeleler Sürüyor
- Sendikal Baskılar Mücadeleyle Aşılıyor
- IFFCO Türkiye Fabrikasında Sendika Düşmanlığı
- Sendikalaşma Hakkı Engelleniyor, İşçiler Mücadele Ediyor
- Belediye ve Sağlık İşçileri Haklarını İstiyor
- Antep’ten Ankara’ya İşçilerin Mücadelesi Sürüyor
Son Eklenenler
- Gerek dünyada gerekse yaşadığımız ülkede öyle olaylar, öyle gelişmeler yaşanıyor ki ilk bakışta her şey çok bilinmeyenli bir matematik denklemi gibi karmaşık ve anlaşılmaz görünebilir. Nasıl ki matematikte karmaşık problemleri çözebilmek için...
- İrfan Yalçın’ın “Ölümün Ağzı” romanı, 1940’lı yıllarda Zonguldak köylüsünün “mükellef” adı altında bedavaya çalıştırıldığını belgeleyen bir tanıklıktır. Dönemin tek partili rejiminde, İsmet İnönü madeni teftişe gittiğinde, karşısına dizilen...
- Ha geldi, ha gelecek, yok yok bu sene gelmeyecek derken Yaren leylek Bursa’nın Karacabey ilçesinde, Uluabat Gölünün kıyısında balıkçı Âdem amcayla buluştu. On dört yıllık dostluk! Adı gibi yarenlik yapıyor Âdem amcaya. Aslında kimsenin haberi...
- 11 Nisan’da Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK), Emek ve Demokrasi Güçleri ve öğrenciler birçok ilde tutuklu öğrencilerin serbest bırakılması talebiyle basın açıklamaları gerçekleştirdi. İstanbul’da KESK İstanbul Şubeler Platformunun...
- Yunanistan’da işçi ve emekçiler bir kez daha kamu ve özel sektörde 24 saatlik genel grev gerçekleştirdi. Tembi tren felaketinin ikinci yıldönümü olan 28 Şubatta tarihindeki en büyük grev ve protestolara sahne olan Yunanistan’da, 9 Nisanda bir kez...
- KESK’e bağlı Eğitim Sen, Birleşik Kamu-İş’e bağlı Eğitim-İş ve Hürriyetçi Eğitim Sen, 10 Nisanda birçok ilde Milli Eğitim Müdürlükleri önünde, kent meydanlarında, sendika şubelerinde proje okullara yapılan keyfi atamalara karşı basın açıklamaları...
- Üzerine sayfalarca yazı yazılabilecek, saatlerce sohbet edilebilecek bir konunun en öz, en çarpıcı halidir sloganlar… Hele ki işçi sınıfının sloganları! Birkaç kelimeyle büyük anlamlar sırtlanırlar. Kimisi somut bir talebi anlatır, kimisi bir...
- Ankara’nın Beypazarı ilçesinde bulunan Çayırhan Maden Ocağında 10 Nisanda gece vardiyası sırasında meydana gelen patlamada 2’si ağır olmak üzere 14 işçi yaralandı.
- Evrensel sağlık kapsamı; tüm insanların ihtiyaç duydukları sağlık hizmetlerine, ihtiyaç duydukları yer ve zamanda, mali sıkıntı çekmeden erişebilmeleri anlamına gelir. Sağlığın geliştirilmesinden, hastalıkların önlenmesine, rehabilitasyon ve...
- Gençlik yılları insanın en güzel, en verimli, en dinamik yılları olarak tanımlanır. Fakat gençlerin dinamizmleri yok ediliyor, gelecekleri ve hayalleri çalınıyor, toplum nefessiz bırakılıyor. Kapitalizm genç kuşaklara bir gelecek vaat etmiyor....
- Ruhunda özgür bir dünyanın umudunu taşıyan, yüreği bencil çıkarlarla değil, toplumsal kurtuluş özlemiyle çarpan sevgili büyüklerimiz ve değerli genç arkadaşlarımız, merhaba!
- Rejimin 19 Martta başlattığı saldırı dalgasına karşı başlayan protestolarda öğrenci gençler kitlesel katılımıyla dikkati çekmişti. Günlerce süren eylemlerde, polis barikatlarına, polisin şiddetli müdahalesine rağmen alanları terk etmeyen yüzlerce...
- Çünkü büyük kapitalist ülkeler, milyonlarca emekçinin vergileriyle oluşan bütçeleri sağlık, eğitim, barınma gibi temel ihtiyaçlara değil daha fazla silahlanmaya akıtıyorlar. Baskıcı ve otoriter uygulamaları arttırıyor, demokratik hak ve özgürlükleri...