Buradasınız
Sendikal Yasaklar Mücadeleyle Aşılır!
Bostancı’dan bir işçi
12 Eylül darbesinin üzerinden tam 29 yıl geçti. Toplumun üzerinden silindir gibi geçen darbenin amacı, örgütlü işçi sınıfının mücadelesini ezmekti. Darbeden sonra işçi sınıfının yeniden örgütlenmesini engellemek için türlü yasalar, uygulamalar ve engeller getirildi. Darbenin, sendikalaşma hakkının kullanılmasına yönelik getirdiği engeller de aradan bunca yıl geçmesine rağmen halen devam etmektedir.
’80 öncesinde işçi sınıfının elde ettiği hakların kazanılmasındaki en önemli neden, işçilerin birlikte hareket ettiklerinde başaramayacakları hiçbir şeyin olmadığını görmeleri ve kendi güçlerine duydukları özgüvendi. Bu ruhla mücadeleye atılan işçi sınıfının önüne dikilen engelleri aşması da zor olmuyordu. Darbe yapılmadan önce işçiler sendikalara kolayca üye olabiliyorlardı. İşçiler yaptıkları grev ve direnişlerle, fabrika işgalleriyle, toplu sözleşmelerine kendi istedikleri maddeleri koydurup, kendi lehlerine imzalatabiliyorlardı. Eğer bir işyerinde grev varsa diğer sektörlerdeki işçiler, destek olabilmek için, dayanışma grevi yapabiliyorlardı. Dayanışma grevleri yasak değildi. Bazı sektörlerde yılda 8 ikramiye alınabiliyordu. Bunun yanında eğitim, yakacak gibi sosyal yardımlar da yine işçilerin mücadele ederek kazandıkları haklardı.
Darbenin hemen ardından ise tüm sendikal faaliyetler askıya alındı. Sendikalar kapatıldı. Mücadeleci sendikacılar hapislere atıldı. Darbeyle birlikte, işçilerin sendikal örgütlülüğü dağıtıldığı gibi, bir daha asla belini doğrultamaması için yasaklar getirildi. Örneğin darbeden sonra sendikaya üye olmamızda ve üyelikten çekilmemizde noter şartı getirildi. Aradan geçen 29 yıla rağmen, noter şartının kaldırılması tartışmaları hâlâ gündemdedir. Bu şartın kaldırılmasına dönük atılan tek adım onu tartışmak olmuştur. Bir işyerinde sendikalaşmak istediğimizde ise önümüze yalnızca noter engeli çıkmıyor. İşkolu tartışmaları ya da işkolu barajı gibi engellerle istediğimiz sendikaya üye olamıyoruz. Sendikaların toplu sözleşme yetkisini alabilmeleri için o işkolunda %10 barajını aşmaları gerekiyor. Sendikalaşmanın önüne getirilen tüm bu bariyerler nedeniyle bugün sendikalılık oranları da gittikçe düşmektedir.
Sermaye sınıfı, işçi sınıfının 12 Eylül öncesindeki mücadelesinden ve özellikle de yapılan grevlerden önemli dersler çıkardı. Patronlar, ’80 sonrasında getirdikleri yasalarla bugün, grev ya da direniş olan fabrikaları, devletin kolluk güçleri ve faşist çeteleri sayesinde çok rahatlıkla çalıştırabiliyorlar. Ama ’80 öncesinde greve çıkan bir fabrikanın çalışması mümkün değildi. Bugün ise grevde olan fabrikaya, polis eskortuyla birlikte grev kırıcıları getirilerek fabrika çalıştırılmaya devam ediyor. Tabii ki grevde olan işçiler, fabrikaya patronlar tarafından getirilen grev kırıcıları, ya ikna edip kazanarak ya da etkisizleştirerek sendika mücadelesine zararsız hale getirmek zorundadır. İşçi sınıfının geçmiş deneyimleri, anlamamakta ısrar edenlere de birçok anlatma yöntemi bulmuştur.
Unutmamamız gerekir ki, darbeden sonra sendikalaşmanın önüne getirilen tüm bu engellere rağmen işçi ve emekçiler olarak sendikalarımıza sahip çıkmalı ve örgütlenmeliyiz. ’80 öncesinde sendikaların böylesine militan bir yapıya sahip olmasını sağlayan şey işçi sınıfının örgütlü gücüydü. İşçiler sendikalarında örgütlenip mücadele ederek birçok yasal, siyasal ve ekonomik haklar elde ettiler. Bizim de bugün yapmamız gereken şey budur. Başka bir çaremiz yok. Özellikle kriz dönemini bahane ederek birçok hakkımızı gasp eden sermaye sınıfına karşı mücadeleyi, ancak işyerlerimizden başlayıp örgütlenerek verebiliriz.
46. Yılında Kavel Destanı
- Her Fabrikada Ortak Sorunlarımıza Çözüm: Örgütlen!
- “Yanıyorsun Fuat Abi”
- Kredi Kartları Taksitlerinden Kurtuluyoruz!
- Neden Hiçbir Şey Değişmiyor?
- İşçilerin Kafa Karışıklığı Kimin İşine Geliyor?
- Dünya Dönüyor Ama Eskisi Gibi Değil
- Asgari Ücretle Açgözlü Olunur mu?
- Ekmeğimizin Peşindeysek Haklarımızın da Peşinde Olmalıyız!
- Hayatı Bizim İçin Ömür Törpüsü Haline Getirdiler
- Bu Düzen Sağlığımızı Bozuyor
- Benim Ekonomim Neden Şahlanmıyor?
- Migros’ta İşten Atılan Yeğenim İşe İade Edildi
- Borsada Neleri Kaybediyoruz?
- Umut Hep Vardır
- Dün Hiroşima Bugün Ortadoğu
- MESS Sözleşmesinden Çıkardığımız Bir Ders Var
- Patron Haklı mı?
- Doğru Bilgi ve Çözüm İçin Mücadele Saflarına
- Karnımızı Doyurmak Değil Sağlıklı Beslenmek İstiyoruz
- “Fedakârlık” Neden Hep Bize Düşer?
Son Eklenenler
- Mersin Çevre Platformu, MIP AŞ’nin limanı genişletmek amacıyla Atatürk Parkını kapatmasını Özgür Çocuk Parkında basın açıklaması ile protesto etti. Mersin halkı, şehir merkezinde bulunan Atatürk Parkının MIP A.Ş tarafından liman genişletme...
- 28 Nisan birçok ülkede iş kazalarında ve meslek hastalıklarında yaşamını yitirmiş işçileri anma günü olarak kabul edilmiş durumda. İlk defa Kanada Kamu Çalışanları Sendikası (CUPE), 1984’te kendi üyeleri için 28 Nisanı Yas Günü olarak ilan etti. Bir...
- ABD’nin New York şehrindeki Columbia Üniversitesi öğrencilerinin başlattığı Filistin halkıyla dayanışma eylemleri ülke çapındaki diğer üniversitelere de yayılarak büyüyor. ABD’nin 22 eyaletinde 40’tan fazla kampüste öğrenciler aynı taleplerle...
- Aralık 2023’te iktidara gelen faşist Javier Milei ve hükümeti, kemer sıkma politikalarıyla krizin faturasını Arjantinli emekçilerin sırtına yıkmaya devam ediyor. İktidara geldiği günden bu yana birçok protesto gösterisiyle Milei hükümetine...
- İşçi sınıfının kadınları olarak birçok sorun yaşıyoruz ve bu 1 Mayıs’ta bizim de yükselteceğimiz taleplerimiz var. Sohbetimiz sırasında emekçi kadın kardeşlerimiz hangi taleplerle 1 Mayıs’a katılacaklarını anlattılar.
- Bizler bir grup petrokimya işçisiyiz. Tüm sınıf kardeşlerimizi 1 Mayıs’ın birlik, mücadele ve dayanışma coşkusuyla selamlıyoruz.
- İşçilerin sendikalaşma hakkı, ücretleri patronlar tarafından gasp edilirken bu duruma itiraz eden, hakkını arayan işçiler cezalandırılıyor, darp ediliyor. Ancak saldırılara, baskılara boyun eğmeyen işçiler mücadeleyi sürdürüyor. İstanbul Finans...
- Tekirdağ Çorlu’da 8 Temmuz 2018’de meydana gelen tren katliamında 7’si çocuk 25 kişi yaşamını yitirmiş, 300’den fazla kişi yaralanmıştı. Katliama ilişkin davanın karar duruşması 25 Nisanda Çorlu Halk Eğitim Merkezi’ne kurulan 1. Ağır Ceza...
- Emekçi kadınlar olarak hayatın her alanında çeşitli sorunlarla karşılaşıyoruz. Bu sistem bizi sokakta katledip, savaşlarda öldürüyor. Emeğimiz yok sayılıp hayatımız değersizleştiriliyor. Bizler işçi sınıfının kadınlarıyız, ellerimizdeki hünerle...
- Biz işçilerin yaşadığı sıkıntılar, zorluklar gün geçtikçe artıyor. Aldığımız ücretler açlık sınırına denk durumda. Üstelik ücretlerimizin enflasyon karşısında erimesi belimizi iyice büküyor. Çalıştığımız işyerlerinde, fabrikalarda çalışma...
- Her geçen gün yoksullaşan, hayat pahalılığıyla beli bükülen işçiler olarak vergi rekortmeni olmamız pek mümkün görünmeyebilir. Ancak gerçek bu. Milyarlarca dolarlık servetlere sahip patronlar servetleriyle kıyaslayınca tabiri yerindeyse bir kuruş...
- Bizler, Avcılar’dan genç işçi ve öğrencileriz. Kimimiz fabrikalarda saatlerce çalışıyor, kimimiz ise okul sıralarında dirsek çürütüyor. Hepimiz işçi çocuklarıyız ve bizi birleştiren, bir araya getiren ortak sorunlara sahibiz. Çünkü içinde...
- 1 Mayıs’a sayılı günler kaldı ve biz emekçi kadınlar böylesine anlamlı bir güne hep birlikte hazırlanmak üzere yan yana geldik. Sınıfımızın birlik, dayanışma ve mücadele günü için UİD-DER’de birleştik. Hep birlikte coşkulandık, umutla dolduk. 1...