Buradasınız
Sermaye Düzeni İş Cinayetlerinin Hesabını Verecek!
![](https://uidder.org/sites/all/modules/lazyloader/image_placeholder.gif)
İş kazaları ve meslek hastalıkları tüm dünyada işçi sınıfının ortak sorunu olmaya devam ediyor. Türkiye’de yalnızca 2014 yılında 1886 işçinin iş kazaları ve meslek hastalıkları sonucunda yaşamını kaybetmesi, iş kazalarının, iş cinayetlerinin ve meslek hastalıklarının işçi sınıfı için ne denli can yakıcı bir sorun olduğunu gözler önüne seriyor.
Bu önemli soruna dikkat çekmek amacıyla Kanada Kamu Çalışanları Sendikası (CUPE), 1984’te 28 Nisan’ı “Yas Günü” olarak ilan etti. Daha sonra birçok ülkede sendikalar, iş kazalarına ve meslek hastalıklarına dikkat çekmek amacıyla 28 Nisan’ı “İş Cinayetlerinde Hayatını Kaybedenleri Anma ve Yas Günü” olarak ilan ettiler. Dünyanın dört bir yanında sendikalar ve demokratik kitle örgütleri, 28 Nisan’da iş cinayetlerinin ve meslek hastalıklarının engellenmesi talebiyle alanlara çıkıyorlar.
Fabrikalarda, inşaatlarda, yollarda, madenlerde, iş kazaları ve meslek hastalıkları sıklıkla gerçekleşmeye, işçilerin canını veya sağlığını almaya devam ediyor. Aşırı iş yükü ve zaman baskısı altında çalışmak zorunda bırakılan işçiler, ağır çalışma koşulları altında sürekli iş kazası riskiyle karşı karşıya kalıyorlar. Türkiye’de AKP hükümetinin iş kazalarını önlemek adına çıkardığı İş Sağlığı ve İş Güvenliği Yasası işçilerin derdine derman olmuş değil. Yaklaşık bir yıl önce, tam da 28 Nisan İş Cinayetlerinde Hayatını Kaybedenleri Anma ve Yas Günü’nden 15 gün sonra 301 madenci Soma’da feci bir şekilde yaşamını kaybetti. Sermaye sınıfı ve AKP hükümeti işçileri diri diri ölüme gönderdi. İş güvenliği önlemleri alınmadığı için iş kazaları ve iş cinayetleri durmadı. Soma’dan hemen sonra Mecidiyeköy ve Ermenek’te onlarca işçi sermayenin kâr hırsının kurbanı oldu.
Böylece AKP’nin çıkardığı yasanın son derece yetersiz olduğu ve kâğıt üzerinde kalmaya mahkûm olduğu gerçeği pratikte acı bir şekilde kanıtlandı. Bu yasanın zorunlu kıldığı iş güvenliği uzmanlığı bir sektöre dönüştü ve taşeron şirketler tarafından patronlara verilen bir hizmet haline geldi. İş güvenliği şirketleri, patronların istekleri doğrultusunda iş güvenliği eğitimlerini sadece bir prosedürü yerine getirmek için yapıyorlar. Eğitimlerde işçiler dikkatli olmaları gerektiği konusunda uyarılıyor, olası kazalardan işçinin sorumlu olduğu vurgulanıyor. Birçok işyerinde yarım saat bile sürmeyen bu sözde eğitimlerin ardından, işçilere eğitim aldıklarına dair imza attırılıyor. İş güvenliği önlemleri bir maliyet unsuru olarak görüldüğü için iş kazalarının ve meslek hastalıklarının önüne geçilemiyor.
Türkiye, iş cinayetlerinde en fazla işçinin hayatını kaybettiği ülkeler sıralamasında dünya genelinde üçüncü, Avrupa’da ise birinci sırada yer alıyor. İşçi Sağlığı ve İşçi Güvenliği Meclisi’nin raporuna göre, sadece geçtiğimiz Mart ayında en az 139, bu yılın ilk üç ayında ise 351 işçi iş cinayetlerinde hayatını kaybetti. Çok sayıda iş kazası kayıtlara geçmediği için gerçek sayının bundan fazla olduğunu biliyoruz.
Meslek hastalıkları veya iş kazaları yüzünden çalışamaz hale gelen veya hayatını kaybeden işçilerin ve ailelerinin yaşadığı travma, hayatlarının geri kalanı boyunca devam ediyor. Artan iş kazaları ve meslek hastalıkları, patronlar ve onların kârları için yasa çıkarmayı görev bilen hükümet için “büyüyen” ekonominin doğal sonucu!
AKP hükümeti, ülke ekonomisinin büyüdüğünü her fırsatta dile getiriyor. İş kazaları da ekonominin büyümesine paralel olarak artıyor. Üretim baskısı ve kapitalist açgözlülükten dolayı Soma ve Ermenek’te şahit olduğumuz üzere toplu iş cinayetleri meydana geliyor.
İş kazalarının ve meslek hastalıklarının sorumlusu kapitalist sömürü düzenidir. Gelişmiş ülkeler, sanayiyi, işgücünün daha ucuz olduğu ülkelere kaydırıyorlar. Ağır baskı koşulları altında, örgütlenme hakları gasp edilmiş ve sefalet ücreti karşılığında çalışmaya mahkûm edilmiş işçiler, iş kazalarına ve meslek hastalıklarına daha fazla maruz kalıyorlar. Dünya genelinde meydana gelen iş cinayetlerinde ve meslek hastalıklarında hayatını kaybeden işçilerin sayısı savaşlarda ölenlerin sayısından daha fazla. Her yıl 337 milyon iş kazası gerçekleşiyor, 2 milyondan fazla işçi meslek hastalıklarından ve iş cinayetlerinden dolayı hayatını kaybediyor. İşyerlerinde kullanılan toksik maddeler nedeniyle her yıl 440 bin işçi hayatını kaybediyor.
İş kazaları, patronlar sınıfı için ekonomik büyümenin bir göstergesi! Patronların zenginleşmesi işçilerin ölmesi anlamına geliyor! Patronlar sınıfı kârlarını ve zenginliklerini büyütürken, işçi sınıfına daha düşük ücretler, uzayan iş saatleri, iş kazaları ve meslek hastalıklarını reva görüyorlar. İşçinin alın teri, emeği üzerinde yükselen zenginlikler, patronlara dünyada cenneti, işçilere ise cehennemi yaşatıyor. İş kazalarını engellemenin tek yolu patronlar sınıfına karşı işçi sınıfının kendi sınıf çıkarları etrafında örgütlenmesi ve kapitalizme karşı mücadele etmesidir. İşçi sınıfı bu 1 Mayıs’ta iş kazalarına sebep olan çalışma koşullarının düzeltilmesi, taşeronluk sisteminin yasaklanması, iş saatlerinin kısaltılması ve ücretlerin yükseltilmesi için alanlarda taleplerini haykırmalıdır! Kapitalist sömürüye, iş cinayetlerine, işsizliğe ve sefalet koşullarına hayır demelidir!
- İş sağlığı ve güvenliği kurulları tüm işyerlerinde kurulsun ve işçilerin yönetimine verilsin, bu kuruldaki işçi temsilcilerinin işten atılması yasaklansın!
- İşyeri hekimlerinin ve iş güvenliği uzmanlarının ücretleri, sendikaların ve meslek örgütlerinin denetimindeki bir devlet fonundan karşılansın!
- Gerekli önlemleri almayan, denetimleri engelleyen patronlara ağır para ve hapis cezaları getirilsin!
- İşçilere, gerekli önlemler alınmadığı takdirde topluca üretimi durdurma hakkı tanınsın!
- Ağır ve tehlikeli işlerde gece vardiyaları yasaklansın!
- Ücretler yükseltilsin, iş saatleri düşürülsün, taşeron yasaklansın!
Mutlu Akü’de Grev Kısa Sürdü
Ankara’da 1 Mayıs Çalışmaları
- İş Cinayetinde Ölen İşçiler Kusurlu Sayıldı
- Oba Makarna, ZSR, Amasra, Kartalkaya… İş Cinayetleri, Denetimsizlik, Teşvikler
- “Emekliler Yılında” 512 Emekli İş Cinayetlerinde Katledildi
- İşçilerin Canının Hiçe Sayılmasına Birlikte Karşı Duralım!
- Amasra Katliamının 10. Duruşması Görüldü
- İş Cinayetleri Artıyor, Hayatımız İçin Mücadele Etmeliyiz
- İran’da Maden Faciası: Kapitalizm Can Almaya Devam Ediyor
- Kocaeli’de Oba Makarna’daki İş Cinayeti Eylemle Protesto Edildi
- Oba Makarna’da İş Cinayeti
- Soma Katliamı Davası: “Parasına Göre mi İşliyor Bu Adalet?”
- Torunlar Center Katliamının 10. Yılında Kâr Hırsı Can Almaya Devam Ediyor
- İşçi Sınıfı Örgütlü Olursa İş Cinayetleri Son Bulur…
- Desan Tersanesinde İş Cinayeti Protesto Edildi
- İş Cinayetinde Ölen Zafer Açıkgözoğlu Anıldı
- Örgütlenmeye İhtiyacımız Var
- Hendek Katliamının Dördüncü Yılında Ailelerin Adalet Arayışı da Yası da Sürüyor!
- Güney Kore’de Fabrika Yangını: Kâr Hırsı Öldürüyor
- 12 Haziran: Kapitalizmin Çocuk İşçi Sömürüsü Büyüyor
- Soma’nın 10. Yılı: Unutmadık, Unutmayacağız!
- Soma Katliamının 10. Yılında Eylemler
Son Eklenenler
- Aralık ayında tüketici fiyatlarının yüzde 1’in biraz üzerinde yükseldiği, yıllık enflasyonunsa azalarak yüzde 44 civarında gerçekleştiği açıklandı. Bu oranlara bakarak enflasyonun hız kestiğine, ücret zamlarının “beklenen enflasyona” göre belirlenip...
- 2025 yılı için asgari ücret zammı, TÜİK’in sahte rakamlarıyla açıklanan enflasyon oranının dahi altında kalan yüzde 30 olarak belirlendi. Patronlar da işçilere bu sefalet zammını dayatıyor. Şubat ayıyla beraber zamlı ücretlerin açıklanması sonrası...
- İş kazaları ve iş cinayetleri dur durak bilmiyor. Sermeyenin aç gözlülüğü işçileri yaşamından ediyor. Balıkesir’de bulunan ZSR Patlayıcı üretim tesisinde, 24 Aralık 2024’te gerçekleşen patlamada 11 işçi yaşamını yitirdi. Patlama sonrasında Balıkesir...
- Maraş ve Hatay başta olmak üzere 11 şehirde çok büyük yıkım yaratan, yaklaşık yüz bin insanın hayatını kaybettiği, on binlerce insanın yaralandığı, milyonlarca insanın yaşamının derinden etkilendiği 6 Şubat depremlerinin üzerinden iki yıl geçti....
- Siyasi iktidarın ekonomi politikalarının hedefi belli: Ekonomik yıkımın bedelini işçi ve emekçilere ödetmek, on milyonlarca işçinin, emekçinin, emeklinin açlığa talim etmesi pahasına sermayeyi dizginsizce büyütmeye devam etmek. Soygunun, talanın...
- 6 Şubat depremlerinin üzerinden iki yıl geçti. Aradan geçen zamanda depremlerin yarattığı yıkımın, ortaya saçılan yolsuzlukların, usulsüzlüklerin ve boş vermişliğin hesabı sorulmadı. Siyasi gelişmelerle, yaratılan yapay gündemlerle yaşanan felaketin...
- İzmir Büyükşehir Belediyesinde 158 işçinin ücretsiz izne çıkarılması üzerine DİSK/Genel-İş Sendikası İzmir 1, 2, 3 ve 9 No’lu Şubeleri 3 Şubatta direnişe başladı. Sosyal-İş Sendikasının örgütlendiği Turkcell Global Bilgi’nin Siirt Şubesinde 4 işçi...
- Adalet Peşinde Aileleri Platformu, 6 Şubat depremlerinin 2’nci yılında Kadıköy İskelesi önünde anma programı düzenledi. 2 Şubatta düzenlenen anmada “Rant Uğruna Ölenlerin Hesabını Sormaya Geldik! Susmak İhanettir, Hesap Sormak Görevdir!” yazılı...
- Çalıştığım işyerinde 60 yaşlarında bir abiyle sohbet ediyorduk. “Ne zaman emekli olacaksın?” diye sordu. “60 yaşında emekli olacağım” dedim. “Ooo senin işin çok zor yahu, o yaşa kadar çalışılır mı?” dedi. “Ama sen de emeklisin, hâlâ çalışıyorsun”...
- Sırbistan’da Belgrad ve Novi Sad başta olmak üzere ülke genelinde kitlesel protestolar devam ederken bir yandan da öğrenciler dersleri boykot ederek üniversiteleri işgal ediyorlar. Yunanistan’da 2023'teki tren kazasının yıldönümünde işçiler,...
- Birleşik Metal-İş Gebze 2 No’lu Şubenin örgütlü olduğu Kaynak Tekniği (Lincoln Electric) fabrikasında işçiler, 2024 Eylül ayından bu yana süren toplu sözleşme sürecinde, ücret ve sosyal haklarda anlaşma sağlanamaması üzerine greve çıktı. Sabah...
- Bazen gün ağarmadan, bir bardak çay bile içmeden, bir tabak yemek yemeden yeri geldiğinde hoş bir sohbeti yarıda bırakarak gözümüz sürekli saatte, servis bekleriz. Hastanede, okulda, düğünde, misafirlikte bile bir telaşımız oluyor, işyerinin...
- Bolu Kartalkaya’daki Grand Kartal Otelde göz göre göre gerçekleşen katliam, iktidarın bugüne kadarki denetimsizlik ve cezasızlık politikalarının yeniden sorgulanmasına neden oldu. İktidar sahipleri her zamanki gibi “bu meseleye siyaset karıştırmayın...