Buradasınız
Sizlerden Aldığımız Cesaretle Kadrolu İşçi Olduk
Gebze’den genç bir kadın işçi

Merhaba işçi kardeşler,
Bu yazıyı yazmadan önce UİD-DER’in internet sitesinde pek çok işçi kardeşimizin mektuplarını okudum. Sizden aldığım cesaretle bu mektubu yazmak istedim. Ben liseyi yeni bitiren genç bir işçiyim. Daha önce hiç fabrika deneyimim olmamıştı. Ve kadın işçi çalıştırmaya yeni başlayan bir fabrikada, 5 kadın işçi kalite kontrol bölümünde taşeron işçiler olarak çalışmaya başladık.
Fabrikada günde 40 liraya 8 saatten fazla çalışırken, bir şeylerin yanlış gittiğini anlamaya başladık. Çünkü kadrolu işçiler günlük 60 lira alırken biz neden 40 lira alıyorduk? Sorunun kaynağı kadrolu işçilerin aldığı ücrette değil, bizlerin düşük ücret almasındaydı. Aynı işi yapmamıza rağmen ücretlerimizin eşit olmaması kabul edilebilir bir şey değildi. Önce kadın işçi arkadaşlarımla konuşmaya karar verdim. Bizim de kadrolu işçilerle aynı işi yaptığımızı, kadroya alınarak eşit ücret almamız gerektiğini onlara anlattım. Kadın işçiler bana hak verince, taşeron firmanın yetkilileri ile görüştük. Kadrolu işçilerle aynı işi yaptığımızı bu nedenle aynı ücreti almamız gerektiğini söyledik. Taşeron yetkilileri, asıl işverenle anlaşma imzaladıklarını, anlaşma şartına göre biz kadroya alınırsak taşeron firmanın asıl işverene işçi başına 3000 lira ödemek zorunda kalacağını, bu yüzden isteğimizi karşılamanın mümkün olmadığını söylediler. Tabii ki bu durumun bizleri yıldırması mümkün olamazdı.
Asıl işveren yetkililerine giderek durumu izah ettik. Ortada bir haksızlığın olduğunu ve eğer kadroya alınmazsak toplu olarak iş bırakacağımızı söyledik. Ertesi gün bir toplantı düzenlenerek kadın işçilerin kadroya alındığı bilgisi verildi. Ve isteğimizi elde etmenin zaferi bizleri haklı olarak gururlandırdı. Benim bu konuda uğraşmamın nedeni ise siz işçi kardeşlerimden okuduğum mektuplar ve UİD-DER’dir. Daha düne kadar taşeronun ne olduğunu bilmeyen ben, taşerona karşı geldim. Sizlerden aldığım cesaretle, 5 kadın olarak bizler artık kadrolu çalışıyoruz. İşçilerin isterlerse başaramayacağı hiçbir şey yoktur. Bunu kendim de yaşayarak bir kez daha öğrenmiş oldum. Bu onurlu yolda sizlerle yürüdüğüm için çok mutluyum. Teşekkürler UİD-DER.
- Sırrı Abimizi Mücadelemizde Yaşatacağız
- Erol Eğrekler ve İşçi Sınıfı
- Patronlar “Kullan At” İşçi İstiyorlar!
- İşçi Sınıfı Olarak Ders Çıkaralım
- Grönland’ın Buzulları ve Egemenlerin Kâr Arzusu
- Dünü Unutmadan, Bugüne ve Geleceğe Bakabilmek…
- Emekliliği Kim Bitirdi?
- Servis mi Eziyet mi?
- Yamyam Fareler Gibi Olmamak İçin…
- “Keşke Bizim de Bahçeli Bir Evimiz Olsaydı”
- “Polonez İşçileri Kazanmış”
- Kumarla Köşeyi Dönenler Neye Dönüyor?
- Düşük Ücret Dayatmasına Karşı Örgütlü Mücadeleye
- “Geçinemiyorsan Memleketine Dön”
- Neden Hayattan Sıkılıyoruz?
- Rakip Değiliz
- Savaşı Kınamak Sorumluluktan Kurtulmaya Yeter mi?
- Sağlık Alanında Birleşik Mücadele Şart!
- İyi ki Varsın UİD-DER
- Her Şeyin İçinde ve Her Şeyin Dışındayız
Son Eklenenler
- İnsanın gençlik dönemleri heyecan doludur, coşkuludur, dinamizm yüklüdür. Gençliğin bu hali var olanı sorgulayan, ezber bozan, sınırları zorlayan, değişim isteyen düşünce yapısının da temelini oluşturur. Bundan birkaç ay önce bu ifadelerle Türkiye...
- 1 Mayıs’ta da taleplerimizi haykırmak için meydanlardaydık. Sağlık ve eğitim başta olmak üzere her alanda kamu harcamalarının giderek daha çok kısıldığı, sağlık ve eğitim sisteminin çöktüğü, hizmetlerin daha niteliksiz ama daha pahalı hale geldiği...
- 2012 yılının Mayıs ayıydı. UİD-DER’in kış ayları boyunca sürdürdüğü “Kıdem Tazminatımızı Gasp Ettirmeyeceğiz” kampanyasında 62 bin imza toplanmıştı. UİD-DER’li işçiler, o dönemde milletvekili olan Sırrı Süreyya Önder ile beraber Meclis’te yapılan...
- Ruhen ve zihnen sağlıklı bir insan haksızlığa uğradığında, zulme tanık olduğunda rahatsız olur, bunu dile getirme, itiraz etme, tepkisini ortaya koyma ihtiyacı duyar. Normal koşullarda bu haksızlığın giderilmesini sağlamak ister. Gücü yetiyorsa bunu...
- Kapitalizm öyle bir ekonomik ve toplumsal düzendir ki insanların vefa, bağlılık, sevgi gibi duygularını bile istismar eder, tüketimi kışkırtmak için kullanır. Bunu öyle bir sinsilikle yapar ki normal koşullarda uzak durmamız gerektiğini düşündüğümüz...
- Geçtiğimiz günlerde bir marketin önünde, lise öğrencisi bir gencin beş market çalışanı tarafından depoya sürüklenmeye çalışıldığını gördüm. Müdahale ettim. Genç, iki parfüm çaldığını itiraf etti. Korkmuştu, gözleri büyümüştü. Market çalışanlarından...
- Erik ağaçları durmuşsa çiçeğe/ Işıldamışsa kavakların yaprakları/ Sular yürümüşse söğütlerin dallarına/ Sarmışsa madımaklar çimenleri/
- Adana ve Mersin’de faaliyet gösteren Toros Tarım tesislerinde Petrol-İş Sendikasında örgütlü 213 işçi, 21 Mayıs sabahı greve çıktı. UİD-DER’li işçiler olarak grevin 5. gününde Mersin’deki fabrikanın önünde grevci işçilere dayanışma ziyaretinde...
- Nakba’nın 77. yılında dünyanın dört bir yanında işçi ve emekçiler, Filistin halkına yapılan zulmü protesto ediyor, şehir meydanlarında kitlesel gösteriler düzenliyor. Dünya genelinde yüzbinlerce işçi ve emekçi, 77 sene önce Filistin halkının...
- Adana ve Mersin’de faaliyet gösteren Toros Tarım tesislerinde çalışan 213 işçi 21 Mayıs sabahı greve çıktı. Kocaeli Dilovası OSB ve İzmir Çiğli’de üretim yapan DYO Boya fabrikalarında eş zamanlı grev başladı.
- Karabağlar, İzmir’de ikamet ettiğim ilçedir. Mahallelerinin büyük çoğunluğunda işçi ve emekçiler yaşar. Küçük bir kesimse tuzu kuru, küçük burjuvalardan oluşur. Belediye bu zengin semtlere gösterişli hizmetler sunarken, yoksul mahalleler hep ikinci...
- Grevdeki Temel Conta işçileri 22 Mayısta fabrika önünde kitlesel basın açıklaması gerçekleştirerek işverenin grev kırıcı uygulamalarını ve saldırgan tutumunu protesto etti. Eyleme Türk-İş’e bağlı sendikalar, KESK İzmir Şubeler Platformu, Genel-İş...
- Küçük bir işçi çocuğu. Elinde, üstünde “Kreşe Gidemediğim İçin Greve Geliyorum” yazan kartonuyla poz vermiş. Muhtemelen annesi tarafından grev yerine getirilmiş. En küçük olmanın verdiği şirinlikle bütün işçilerin göz bebeği olmuş. Kreşte...