Buradasınız
Çorbada Kıl, Salatada Tırtıl: Bu Kadar Çeşni Bize Fazla Geldi!
Kartal’dan bir cam işçisi

Acaba bugün yemekte ne var? Yemek saati yaklaştığında işçi arkadaşlarımızdan en sık duyduğumuz sorudur. Ancak pek çok işçi arkadaş biliyor ki çoğu fabrikada yemekler yenemeyecek kadar kötü çıkıyor. Çalıştığım fabrikada da durum farklı değil. Çorbaların tadını ayırt etmek giderek zorlaşıyor. Katılan unlar sayesinde mercimek çorbasını un çorbası, mantar çorbasını bebek muhallebisi olarak içiyoruz.
Yemeklerle ilgili sıkıntılarımız bunlarla sınırlı da değil. Pek çok arkadaşımız yediği yemeklerden ötürü zehirlendi. Yönetime söylediğimizde ise “biz de yedik, bize bir şey olmadı” cevabını aldık. Bir arkadaşımız köfte yerken dişini kırdı. Belki, “köfte yerken de diş mi kırılır?” diyeceksiniz. Biz de ilk duyduğumuzda bunu düşündük. Sonra öğrendik ki köftenin içinden koca bir demir parçası çıkmış. Acaba yemek şirketi kırmızı etteki demiri az buldu da demir mi kattı diye düşünmedik değil! Çorbanın içinden kıl, makarnanın içinden kurt, zeytinyağlı fasulyenin içinden sünger parçası, salatanın içinden salyangoz ve tırtıl çıkınca artık yeter dedik! Bu kadar çeşni fazla geldi bize!
Yönetim, ilettiğimiz bu sorunlara çözüm bulamayınca çözümü birlik olmakta bulduk. İki gün boyunca tüm fabrika yemeğe çıkmadık. Fabrika bir bütün olmuş, herkes birlik olmanın sevincini yaşamıştı. Sorunlarımıza çözüm bulmayan yönetim ise işbaşı yapmış, amirler aracılığıyla arkadaşlarımızı zorla yemeğe çıkarmaya çalışmıştı. Bir amir “Grev mrev yok. Yarın yemeğe çıkacaksınız” diyerek arkadaşlarımızı yemeğe çıkmaya zorladı. Başka bir amir ise “Zaten biz yemekhaneye ceza kestik. Sizin şimdi yemeğe çıkmamanız bir şey değiştirmez. İsteyen çıkıp yemeğini yesin” diyerek bizleri bölmeye çalıştılar. Yemek şirketi ise eylemi yaptığımız hafta boyunca panik olmuş bir durumdaydı ve menüyü değiştirdi. Çay saatinde de kek dağıttı.
Önümüzdeki günlerde yemek şirketinin bu sorunları ne kadar çözdüğünü göreceğiz. Ancak biz fabrikamızda bir sorunumuz için yan yana gelmeyi, birlik olmayı başardık. Şimdi sorunlarımızı çözüm yoluna sokmak için bu birlikteliği büyütmeye çalışacağız.
- Adres Doğru mu?
- Emekliler “AÇIZ” Diyor, Onları Kim Duyuyor?
- Geleceğimizi Kurmak İçin Birliğimizi Büyütelim
- “Asıl Haber Biziz Be Abla”
- Sağlık Çalışanlarına Sağlıksız Yemekler
- Sorunlar Mücadeleyle Çözülür
- İşyerinde “Paralı Eğitim!”
- Onların İnsafına Bırakmayalım!
- “Sana Ceza Veriyorum Tayfun!”
- Emekli Maaşı Ne Zaman Ödenecek?
- “Çalışanlarımıza Rapor Vermeyin!”
- “Kırtasiye Ürünleri İkinci Ele Düştü”
- Örgütlü Olmak ve Toplu İş Sözleşmeleri
- Alo 170: Yanlış Numara Çevirdiniz!
- Turgut Özal, Gökova Santrali ve Sonrası
- TÜİK Kimin Hizmetinde?
- Emekliler Sendika Kuramazmış!
- Sorumluluk Almadan Kazanım Elde Edemeyiz
- Topluma Fildişi Kulelerden Bakmak
- Mücadele Edenler Mutlaka Kazanır!
Son Eklenenler
- İnsanın gençlik dönemleri heyecan doludur, coşkuludur, dinamizm yüklüdür. Gençliğin bu hali var olanı sorgulayan, ezber bozan, sınırları zorlayan, değişim isteyen düşünce yapısının da temelini oluşturur. Bundan birkaç ay önce bu ifadelerle Türkiye...
- 1 Mayıs’ta da taleplerimizi haykırmak için meydanlardaydık. Sağlık ve eğitim başta olmak üzere her alanda kamu harcamalarının giderek daha çok kısıldığı, sağlık ve eğitim sisteminin çöktüğü, hizmetlerin daha niteliksiz ama daha pahalı hale geldiği...
- 2012 yılının Mayıs ayıydı. UİD-DER’in kış ayları boyunca sürdürdüğü “Kıdem Tazminatımızı Gasp Ettirmeyeceğiz” kampanyasında 62 bin imza toplanmıştı. UİD-DER’li işçiler, o dönemde milletvekili olan Sırrı Süreyya Önder ile beraber Meclis’te yapılan...
- Ruhen ve zihnen sağlıklı bir insan haksızlığa uğradığında, zulme tanık olduğunda rahatsız olur, bunu dile getirme, itiraz etme, tepkisini ortaya koyma ihtiyacı duyar. Normal koşullarda bu haksızlığın giderilmesini sağlamak ister. Gücü yetiyorsa bunu...
- Kapitalizm öyle bir ekonomik ve toplumsal düzendir ki insanların vefa, bağlılık, sevgi gibi duygularını bile istismar eder, tüketimi kışkırtmak için kullanır. Bunu öyle bir sinsilikle yapar ki normal koşullarda uzak durmamız gerektiğini düşündüğümüz...
- Geçtiğimiz günlerde bir marketin önünde, lise öğrencisi bir gencin beş market çalışanı tarafından depoya sürüklenmeye çalışıldığını gördüm. Müdahale ettim. Genç, iki parfüm çaldığını itiraf etti. Korkmuştu, gözleri büyümüştü. Market çalışanlarından...
- Erik ağaçları durmuşsa çiçeğe/ Işıldamışsa kavakların yaprakları/ Sular yürümüşse söğütlerin dallarına/ Sarmışsa madımaklar çimenleri/
- Adana ve Mersin’de faaliyet gösteren Toros Tarım tesislerinde Petrol-İş Sendikasında örgütlü 213 işçi, 21 Mayıs sabahı greve çıktı. UİD-DER’li işçiler olarak grevin 5. gününde Mersin’deki fabrikanın önünde grevci işçilere dayanışma ziyaretinde...
- Nakba’nın 77. yılında dünyanın dört bir yanında işçi ve emekçiler, Filistin halkına yapılan zulmü protesto ediyor, şehir meydanlarında kitlesel gösteriler düzenliyor. Dünya genelinde yüzbinlerce işçi ve emekçi, 77 sene önce Filistin halkının...
- Adana ve Mersin’de faaliyet gösteren Toros Tarım tesislerinde çalışan 213 işçi 21 Mayıs sabahı greve çıktı. Kocaeli Dilovası OSB ve İzmir Çiğli’de üretim yapan DYO Boya fabrikalarında eş zamanlı grev başladı.
- Karabağlar, İzmir’de ikamet ettiğim ilçedir. Mahallelerinin büyük çoğunluğunda işçi ve emekçiler yaşar. Küçük bir kesimse tuzu kuru, küçük burjuvalardan oluşur. Belediye bu zengin semtlere gösterişli hizmetler sunarken, yoksul mahalleler hep ikinci...
- Grevdeki Temel Conta işçileri 22 Mayısta fabrika önünde kitlesel basın açıklaması gerçekleştirerek işverenin grev kırıcı uygulamalarını ve saldırgan tutumunu protesto etti. Eyleme Türk-İş’e bağlı sendikalar, KESK İzmir Şubeler Platformu, Genel-İş...
- Küçük bir işçi çocuğu. Elinde, üstünde “Kreşe Gidemediğim İçin Greve Geliyorum” yazan kartonuyla poz vermiş. Muhtemelen annesi tarafından grev yerine getirilmiş. En küçük olmanın verdiği şirinlikle bütün işçilerin göz bebeği olmuş. Kreşte...