Buradasınız
Soma Davası: “Dünyanın Gazabı Üzerlerine Olsun!”
Soma faciasının üzerinden neredeyse 2 yıl geçti. Yerin altından cansız çıkarılan 301 işçinin ailesinin acısı dinmiş değil. Yapılan araştırmalar facianın göz göre göre geldiğini ortaya koymuş bulunuyor. Her geçen gün, gün ışığına çıkarılan eksiklikler, facianın önceden önlenebileceğini ortaya koyuyor. Hazırlanan raporlar, facianın nedenini de suçlunun kim veya kimler olduğunu da çıplak bir şekilde ortaya koyduğu halde, bunların cezalandırılmasına yönelik bir adım atılmadı. Bunun sonucu olarak da iş cinayetleri devam ediyor.
Akhisar Ağır Ceza Mahkemesinde görülen Soma davasının 39’uncu oturumunda, mahkeme heyeti tarafından okunan tutanaklarda, ölen işçilerin isimleriyle değil sıra numaralarıyla anılmalarına bir işçi yakını sert tepki gösterdi. “Benim oğlum şehit oldu, nasıl adına ‘141’ dersiniz?” Acısı dinmeyen bir madenci anası sorumluların cezalandırılmasını istiyor ve tepkisini şöyle dile getiriyor: “Bunları elime verseniz acıma rağmen öldüremem. Bize bu zararı verenleri en tepeye şikâyet ediyorum. Dünyanın gazabı üzerlerine olsun!”
Dava devam ediyor, gerçek sorumlular yargılanmıyor
Davada 6 tutuklu sanık ile 5’inci duruşmada tahliye edilen vardiya amiri 2 sanık “olası kastla öldürme” suçundan, 301 kez 20 yıldan 25 yıla, tutuksuz yargılanan 38 kişinin de “neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama” suçundan da 162 kez 2 yıldan 6 yıla kadar hapisle cezalandırılmaları talebiyle yargılanıyor. Gerçek sorumlularsa yargı önüne çıkarılmadı. “Jeoloji mühendisi” Alp Gürkan, Soma Holding yönetim kurulu başkanlığından faciadan önce ayrıldığı için sorumlu olmadığını iddia etse de açıklamalarında patron olduğunu ifade etmekten çekinmiyor. Keza madenin denetimi görevini yerine getirmeyen kamu görevlileri de yargılanmadı. Bu sorumlular arasında Eynez Maden Ocağı’nın en güvenli ocaklardan biri olduğunu söyleyebilen eski Enerji Bakanı Taner Yıldız da bulunuyor.
Maden kanununa göre ülkedeki bütün madenler devlete aittir. “Çıkartılacak bütün kömürleri alma garantisi” verilerek Soma Holding’e rödovans sistemiyle kiralandı. Bu garanti nedeniyle işçilere üretimi arttırma baskısı yapıldı. Belirlenen kotayı geçemeyen işçilerin ücretleri kesiliyordu. Madende çalışan bir işçi “iki dakika boş görseler köpek gibi azarlıyorlardı” sözleriyle nasıl baskı altında çalıştırıldıklarını anlattı. Baskıyla üretimin artması, kârın katlanarak artması sağlandı ancak gerekli denetimler ihmal edildi.
Denetimleri yapmayan bakanından iş müfettişine kadar hiçbir kamu görevlisi “soruşturma izni” verilmediği için yargılanmadı. Bu izinlerin verilmemesine dair kararlar Danıştay tarafından iptal edildi. Ancak Danıştay’ın iptal kararına rağmen engelleme devam ediyor.
Kârını hızla arttıran holding yönetimi, maliyet olarak gördüğü iş güvenliği önlemlerini almadı. Facia gününden önce havalandırmanın sorunlu olduğu biliniyordu ve sorunun giderilmesi için bir plan hazırlanmıştı. Ancak bu plan hayata geçirilmedi. İşçilerin yanlarında bulundurmaları zorunlu olan maskeleri bile değiştirilmedi…
İhmaller zinciri uzamaya devam ediyor
Eynez Maden Ocağı’nda facianın gerçekleştiği alanda yapılan incelemeler sonucu önemli bir gerçek daha ortaya çıkarıldı. Bakanlık müfettişlerinin hazırladığı raporda, çıkış bacası olması gereken alandan da kömür çıkarıldığı belirtiliyor. Gerekçe rezerv kaybı olmaması! Bu alandan kömür çıkarabilmek için de gerekli havalandırma sistemi kurulmadı. Facianın başladığı ‘S Panosu’ bölümünde havalandırma sistemi konulmadığı için hava akımının çok zayıf olduğu, bu nedenle metan ve diğer zararlı gazların burada biriktiği, izleme sensörü de konulmadığı ifade ediliyor. Raporun devamında, kara tumba (makinesiz) yöntemiyle çalışan 13 bacanın olduğu ‘H Panosunda’, hava miktarı yetmediği için 13 bacanın sadece 5’inde aynı anda çalışıldığı; ‘S Panosu’nun da kirli havayla havalandırıldığı tespiti yer alıyor.
Soma davasını takip eden avukatlardan Derviş Emre Aydın S Panosundaki bu ihmal nedeniyle 240 işçinin hayatını kaybettiğini ifade ediyor.
Soma ve Ermenek’te fatura işçiye çıkarıldı
Soma ve Ermenek facialarında gerçek sorumluları yargılanmıyor. Yargılananlar içinse son derece düşük denilebilecek ceza isteniyor. Davalar sürerken faciaların bedelinin de işçilerden tahsil edildiği ortaya çıktı. Hükümet para gerektiği her yerde olduğu gibi, işçi katliamlarında da bedeli işçiye ödetmiş durumda. Hükümet bir kez daha işsizlik fonundaki parayı kullanmıştır.
Maden facialarında işçilerin ve ailelerinin mağduriyetlerini gidermek için yapılan toplam 80 milyon 317 bin 479 liralık ödeme işsizlik fonundan karşılandı. Soma ve Ermenek’te ödemelerin İşsizlik fonundan yapılması için torba kanunlar çıkarıldı ve patronlardan tahsil edilmek üzere işsizlik fonundan karşılanmasına karar verildi. Soma için 18 Haziran 2014’te 6545 sayılı kanuna geçici 12. madde, Ermenek için aynı kanuna geçici 13. madde ile yapılan eklerde, işçilerin ödenmeyen ücretlerinin işverenden tahsil edilmek üzere işsizlik fonundan karşılanması sağlandı. Bu kapsamda Soma işçilerine 77 milyon 749 bin lira, Ermenek işçilerine 2 milyon 567 bin lira fondan ödendi. İşsizlik fonundan yapılan ödemeler, aradan geçen zaman rağmen patronlardan tahsil edilmiş değil. Yani ölen işçiler, ceza almayan patronlar ve yağmalanan işçilerin işsizlik fonu! İşte size kapitalist düzende adalet, eşitlik! İşte size AKP hükümetinin gerçek yüzü!
Ya Hep Beraber Ya Hiç Birimiz
Köpeksiz Köyde Değneksiz Gezmek
- Soma’yı Unutmadık! Tekmecilerden Hesap Sormak İçin Tek Adam Rejimine HAYIR!
- Soma: Acımız ve Öfkemiz Dinmedi, Unutmayacağız!
- Soma Katliamı Davası Sonuçlandı, Adalet Arayışı Sürüyor
- Soma Davasında Yine Adalet Yok!
- Soma Katliamının Hesabını Soracağız!
- Soma Katliamının Altıncı Yılı: Acımız da Öfkemiz de Dinmiş Değil!
Son Eklenenler
- Mersin Çevre Platformu, MIP AŞ’nin limanı genişletmek amacıyla Atatürk Parkını kapatmasını Özgür Çocuk Parkında basın açıklaması ile protesto etti. Mersin halkı, şehir merkezinde bulunan Atatürk Parkının MIP A.Ş tarafından liman genişletme...
- 28 Nisan birçok ülkede iş kazalarında ve meslek hastalıklarında yaşamını yitirmiş işçileri anma günü olarak kabul edilmiş durumda. İlk defa Kanada Kamu Çalışanları Sendikası (CUPE), 1984’te kendi üyeleri için 28 Nisanı Yas Günü olarak ilan etti. Bir...
- ABD’nin New York şehrindeki Columbia Üniversitesi öğrencilerinin başlattığı Filistin halkıyla dayanışma eylemleri ülke çapındaki diğer üniversitelere de yayılarak büyüyor. ABD’nin 22 eyaletinde 40’tan fazla kampüste öğrenciler aynı taleplerle...
- Aralık 2023’te iktidara gelen faşist Javier Milei ve hükümeti, kemer sıkma politikalarıyla krizin faturasını Arjantinli emekçilerin sırtına yıkmaya devam ediyor. İktidara geldiği günden bu yana birçok protesto gösterisiyle Milei hükümetine...
- İşçi sınıfının kadınları olarak birçok sorun yaşıyoruz ve bu 1 Mayıs’ta bizim de yükselteceğimiz taleplerimiz var. Sohbetimiz sırasında emekçi kadın kardeşlerimiz hangi taleplerle 1 Mayıs’a katılacaklarını anlattılar.
- Bizler bir grup petrokimya işçisiyiz. Tüm sınıf kardeşlerimizi 1 Mayıs’ın birlik, mücadele ve dayanışma coşkusuyla selamlıyoruz.
- İşçilerin sendikalaşma hakkı, ücretleri patronlar tarafından gasp edilirken bu duruma itiraz eden, hakkını arayan işçiler cezalandırılıyor, darp ediliyor. Ancak saldırılara, baskılara boyun eğmeyen işçiler mücadeleyi sürdürüyor. İstanbul Finans...
- Tekirdağ Çorlu’da 8 Temmuz 2018’de meydana gelen tren katliamında 7’si çocuk 25 kişi yaşamını yitirmiş, 300’den fazla kişi yaralanmıştı. Katliama ilişkin davanın karar duruşması 25 Nisanda Çorlu Halk Eğitim Merkezi’ne kurulan 1. Ağır Ceza...
- Emekçi kadınlar olarak hayatın her alanında çeşitli sorunlarla karşılaşıyoruz. Bu sistem bizi sokakta katledip, savaşlarda öldürüyor. Emeğimiz yok sayılıp hayatımız değersizleştiriliyor. Bizler işçi sınıfının kadınlarıyız, ellerimizdeki hünerle...
- Biz işçilerin yaşadığı sıkıntılar, zorluklar gün geçtikçe artıyor. Aldığımız ücretler açlık sınırına denk durumda. Üstelik ücretlerimizin enflasyon karşısında erimesi belimizi iyice büküyor. Çalıştığımız işyerlerinde, fabrikalarda çalışma...
- Her geçen gün yoksullaşan, hayat pahalılığıyla beli bükülen işçiler olarak vergi rekortmeni olmamız pek mümkün görünmeyebilir. Ancak gerçek bu. Milyarlarca dolarlık servetlere sahip patronlar servetleriyle kıyaslayınca tabiri yerindeyse bir kuruş...
- Bizler, Avcılar’dan genç işçi ve öğrencileriz. Kimimiz fabrikalarda saatlerce çalışıyor, kimimiz ise okul sıralarında dirsek çürütüyor. Hepimiz işçi çocuklarıyız ve bizi birleştiren, bir araya getiren ortak sorunlara sahibiz. Çünkü içinde...
- 1 Mayıs’a sayılı günler kaldı ve biz emekçi kadınlar böylesine anlamlı bir güne hep birlikte hazırlanmak üzere yan yana geldik. Sınıfımızın birlik, dayanışma ve mücadele günü için UİD-DER’de birleştik. Hep birlikte coşkulandık, umutla dolduk. 1...