Buradasınız
Soma’yı Unutmadık! Tekmecilerden Hesap Sormak İçin Tek Adam Rejimine HAYIR!

13 Mayıs 2014’te Soma’da 301 madenci kardeşimiz katledildi. Yaşadığımız acının, dinmeyen öfkemizin, Türkiye işçi sınıfı tarihindeki en büyük işçi katliamı Soma’nın üzerinden 9 yıl geçti. Ne yazık ki bu 9 yılda binlerce işçi kardeşimizi daha iş cinayetlerinde, on binlerce canımızı depremlerde kâr ve rant uğruna kaybettik. Soma’da ve daha yüzlerce iş cinayetinde davalar cezasızlıkla sonuçlandı, patronlar adeta ödüllendirildi. İş güvenliği ve işçi sağlığı sadece kâğıt üzerinde kaldı. Denetimsizlik, cezasızlık can almaya devam ediyor. Rakamlar değişiyor fakat öyküler ve ölümler aynı. Sınıf kardeşlerimiz arkalarında tarifsiz acılar bırakarak her gün sermaye canavarına, kapitalist kâr hırsına kurban ediliyor. Daha geçtiğimiz günlerde Manisa’nın Soma ilçesinde faaliyet gösteren Mates Madencilikte meydana gelen heyelan sonucu 1 işçi yaşamını yitirdi, 5 işçi yaralandı.
İSİG Meclisi’nin verilerine göre AKP’li yıllar boyunca en az 31 bin 131 işçi iş kazalarında hayatını kaybetti. AKP iktidarıyla birlikte ülkenin devasa bir iş cinayetleri kabristanına dönüştüğü gerçeği karşımızda duruyor! Soma’da yüreği paramparça olmuş madenci yakınına atılan tekme ve tekmecinin ödüllendirilmesi, Erdoğan’ın her katliamda çıkıp “kader, fıtrat” demesi, sorumluların cezasız kalması, adalet isteyenlere karşı kullanılan nefret dili AKP iktidarının emek düşmanlığında nasıl sınır tanımadığının örnekleri olarak tarihe geçti. Adaletsizlik, kibir, umursamazlık, emekçi düşmanlığı bu rejimin alâmetifarikası oldu.
Soma’nın, Soma’da atılan tekmenin hesabını soramadığımız için daha pek çok katliam yaşandı bu ülkede. Hiç kuşku yok ki işçi sınıfı ancak örgütlü bir güç haline geldiğinde katliamların, yaşanan acıların ve adaletsizliklerin hesabını sorabilir. Bunun için ilk olarak toplumu nefessiz bırakan bu kötülük düzeninden kurtulmamız gerekiyor. İşte bu nedenle 14 Mayıs, sıradan bir seçim olmayacak. Soma’nın, işçi düşmanı tekmecilerin, yağmacıların, 21 yıldır emekçilere yaşatılan nice acının, katliamın, baskı ve zorbalığın hesabını sormak için bir başlangıç olacak. Yarın milyonlarca emekçi; işçi düşmanlığıyla, yarattığı yağmacı enkaz düzeniyle, arsızlığıyla, çürümüşlüğüyle, emeğe, doğaya, insanlığın kültürel mirasına karşı sergilediği örgütlü kötülükle, rant ve kâr hırsıyla tarihin karanlık sayfalarına geçen tek adam rejimine “Hayır!” diyecek!
- Soma Katliamından 10 Yıl Sonra Kamu Görevlileri İlk Kez Hâkim Karşısında
- Soma’yı Unutmadık! Tekmecilerden Hesap Sormak İçin Tek Adam Rejimine HAYIR!
- Soma: Acımız ve Öfkemiz Dinmedi, Unutmayacağız!
- Soma Katliamı Davası Sonuçlandı, Adalet Arayışı Sürüyor
- Soma Davasında Yine Adalet Yok!
- Soma Katliamının Hesabını Soracağız!
- Soma Katliamının Altıncı Yılı: Acımız da Öfkemiz de Dinmiş Değil!
Son Eklenenler
- 31 Mart 2024’te yapılan yerel seçimler sonrası CHP yönetimindeki İzmir Çiğli Belediyesi, bütçe yok diyerek 146 işçiyi işten attı. Verilen kararlı mücadelenin sonucunda 50 işçinin işe iadesi yapıldı. Yaklaşık 1 yıldır mücadele eden ve verilen sözlere...
- KESK Ankara Şubeler Platformu basın açıklaması yaparak Sayıştay’ın giyim yardımı ücretinin çalışanlardan geriye dönük olarak talep edilmesini protesto etti. Tüm Emeklilerin Sendikası, Türkiye genelinde düzenlediği eylemlerle düşük ücretlerle...
- İspanya’nın başkenti Madrid’de 25 Mayıs Pazar günü on binlerce emekçi sağlıktaki özelleştirme politikalarına karşı sokakları doldurdu. Kamu sağlık hizmetlerinin yıllardır sistematik olarak ortadan kaldırıldığını belirten sağlık işçileri ve emekçiler...
- Tren yolculuğumda, karşı koltukta cam kenarında oturan bir kadın dikkatimi çekti. Yüz çizgileri 50 yaşında gibiydi ama yaşı 38’miş. Eşini Soma’daki katliamda kaybetmiş bir madenci eşiydi. Manisa’da bir gıda fabrikasında çalışıyor, Soma’da çocukları...
- İnsanın gençlik dönemleri heyecan doludur, coşkuludur, dinamizm yüklüdür. Gençliğin bu hali var olanı sorgulayan, ezber bozan, sınırları zorlayan, değişim isteyen düşünce yapısının da temelini oluşturur. Bundan birkaç ay önce bu ifadelerle Türkiye...
- 1 Mayıs’ta da taleplerimizi haykırmak için meydanlardaydık. Sağlık ve eğitim başta olmak üzere her alanda kamu harcamalarının giderek daha çok kısıldığı, sağlık ve eğitim sisteminin çöktüğü, hizmetlerin daha niteliksiz ama daha pahalı hale geldiği...
- 2012 yılının Mayıs ayıydı. UİD-DER’in kış ayları boyunca sürdürdüğü “Kıdem Tazminatımızı Gasp Ettirmeyeceğiz” kampanyasında 62 bin imza toplanmıştı. UİD-DER’li işçiler, o dönemde milletvekili olan Sırrı Süreyya Önder ile beraber Meclis’te yapılan...
- Ruhen ve zihnen sağlıklı bir insan haksızlığa uğradığında, zulme tanık olduğunda rahatsız olur, bunu dile getirme, itiraz etme, tepkisini ortaya koyma ihtiyacı duyar. Normal koşullarda bu haksızlığın giderilmesini sağlamak ister. Gücü yetiyorsa bunu...
- Kapitalizm öyle bir ekonomik ve toplumsal düzendir ki insanların vefa, bağlılık, sevgi gibi duygularını bile istismar eder, tüketimi kışkırtmak için kullanır. Bunu öyle bir sinsilikle yapar ki normal koşullarda uzak durmamız gerektiğini düşündüğümüz...
- Geçtiğimiz günlerde bir marketin önünde, lise öğrencisi bir gencin beş market çalışanı tarafından depoya sürüklenmeye çalışıldığını gördüm. Müdahale ettim. Genç, iki parfüm çaldığını itiraf etti. Korkmuştu, gözleri büyümüştü. Market çalışanlarından...
- Erik ağaçları durmuşsa çiçeğe/ Işıldamışsa kavakların yaprakları/ Sular yürümüşse söğütlerin dallarına/ Sarmışsa madımaklar çimenleri/
- Adana ve Mersin’de faaliyet gösteren Toros Tarım tesislerinde Petrol-İş Sendikasında örgütlü 213 işçi, 21 Mayıs sabahı greve çıktı. UİD-DER’li işçiler olarak grevin 5. gününde Mersin’deki fabrikanın önünde grevci işçilere dayanışma ziyaretinde...
- Nakba’nın 77. yılında dünyanın dört bir yanında işçi ve emekçiler, Filistin halkına yapılan zulmü protesto ediyor, şehir meydanlarında kitlesel gösteriler düzenliyor. Dünya genelinde yüzbinlerce işçi ve emekçi, 77 sene önce Filistin halkının...