Buradasınız
Sorunlarımızın Kaynağı Göçmenler mi?
Gebze’den metal işçisi bir kadın
Geçenlerde işe giderken serviste yine hayat pahalılığından, geçinememekten sohbet açıldı. Bir arkadaşım Türkiye’de milyonlarca göçmen olduğunu söyleyerek şöyle dedi: “6 milyon Suriyeli varsa bu her gün 6 milyon ekmek çıkması anlamına gelir. Ya da 6 milyon ayakkabı, gömlek anlamına gelir. 6 milyon kişi hasta olursa elbette hastane sırası bize gelmez.” 6 milyon rakamını kullanarak daha başka örnekler de verdi. Göçmenlerin yemesi, içmesi, barınması, yolculuğu, eğitimi gibi her şeyin maliyete dönüştüğünü ve bu maliyetin biz işçilere fatura edildiğini söyledi. Elbette 6 milyon insanın ihtiyaçlarının karşılanması kolay değildir ve siyasi iktidar göçmenler için bütçe ayırmayarak bu yükü toplumun sırtına yıkmaktadır. Ama bunun sorumlusunun göçmenler-mülteciler olduğunu düşünmek pek çok açıdan yanlış ve düşmanlaştırıcı bir bakış açısıdır.
Bir kere Türkiye’ye gelen göçmenler ucuz işgücü olarak kullanılıyorlar ve patronlara büyük kârlar sağlıyorlar. Yani amiyane tabirle biz “Suriyelileri beslemiyoruz.” Suriyeli emekçiler tıpkı biz Türkiyeli işçiler gibi patronları besliyor, semirtiyor! İkincisi zannedildiği gibi devlet bütçesinden Suriyelilere büyük meblağlar ayrılmıyor, aksine göçmenlere yönelik projelerin neredeyse tamamının maliyeti Avrupa’dan gelen fonlardan karşılanıyor. Devlet bütçesinin önemli bir kısmı patronlara teşvik adı altında peşkeş çekiliyor ve iktidarın “itibarı” için kullanılıyor. Ayrıca Cumhurbaşkanı Erdoğan göçmenleri burada tutmak için Avrupa’dan 6 milyar Euro aldı. Üçüncüsü milyonlarca Suriyeli emekçinin mülteci olarak Türkiye’ye gelmesine sebep olan şey emperyalistlerin paylaşım savaşıdır. Türkiye’deki siyasi iktidar da savaşı kızıştıran taraflardan biri olmuştur.
Evet, geçinemiyoruz. Temel ihtiyaçlarımızı karşılamakta zorlanıyoruz. Ama bu durumun sebebi zannedildiği gibi göçmenler değil siyasi iktidar ve sermaye sınıfıdır. İktidar ekonomik krizin bedelini işçi ve emekçilere yüklüyor. Şirketler yaşanan krizde ballı teşvikler ve ihalelerle kârlarına kâr katarken emekçilerin payına sendikasızlaştırma, esnek çalıştırma, artan vergi yükü ve zamlar düşüyor. Ücretler sürekli aşağıya çekiliyor, kazanılmış haklar tırpanlanıyor. Tüm bu sorunlarımızı göçmenlere bağlamak sermaye sınıfının ekmeğine yağ sürmek, onların tuzağına düşmek demektir. Geçmişte de ekonomik kriz dönemleri oldu, bizden büyükler o yıllarda yaşadıklarını anlatıyorlar. O dönemki krizlerin sorumlusu göçmenler miydi?
Üstelik yoksulluğumuzdan göçmenleri sorumlu tutan bakış açısı bizi birbirimize düşmanlaştırmaktan başka bir işe yaramıyor. Oysa meseleye sınıfımızın çıkarları açısından baktığımızda mantıklı olan göçmen işçilere düşmanlık beslemek değil onlarla birlik ve dayanışma içinde olmaktır. Patronlar o kadar açgözlüler ki göçmenlerin çaresizliğinden yararlanıp onları bizim kabul etmediğimiz koşullarda çalışmaya zorlayabiliyorlar. Sonra da bize de en kötü koşulları dayatabiliyorlar. Ama biz birlik olursak bunu yapamazlar. Göçmen işçiler de sendikalaşabilseler, kaçak değil SGK’lı olarak çalışsalar ve bizimle aynı ücreti alsalar birleşerek birlikte mücadele edebilir ve krizin faturasını ödemeye karşı çıkabiliriz.
Göçmenler bizim sınıf kardeşlerimizdir. Çalışma ve yaşam koşullarımız, kaderimiz ortak. Sorunlarımızla baş etmenin yolu yerli-göçmen ayrımı yapmadan ortak mücadele ve dayanışmadan geçiyor. Bizleri yoksullaştıran yaşam koşullarımızı kötüleştiren patronlar sınıfına karşı birleşelim yapay kutuplaşmalara, ayrışmalara izin vermeyelim.
- “Bu İşe Siyaset Karıştırmayın” Diyenlerin Siyaseti
- 24 Ocak Kararlarından Orta Vadeli Programa Saldırılar Sürüyor
- Kartalkaya Yangını: Denetimsizlik ve Kâr Hırsı Yine Can Aldı
- Çözüm Sınıfını Bilip Birlik Olmakta!
- Polonez İşçileri Fabrika Önünde Kazanımlarını Kutladı
- Perfetti Van Melle’de Direniş Kazanımla Sonuçlandı
- Dert Bizde, Derman Ellerimizdedir
- Dünya İşçi Sınıfı Yeni Yıla Mücadeleyle Girdi
- KESK TÜİK’in Sahte Enflasyon Rakamlarını Protesto Etti
- Harb-İş Eskişehir Şubesinden TİS Eylemi
- Asgari Ücret Asgari Zam Gördü!
- Balıkesir’de ZSR Mühimmat Fabrikasında İşçi Katliamı
- İş Kazalarına Karşı Daha Fazla Örgütlenelim
- Hitachi Energy’de Anlaşma İmzalandı, Grev Sonlandırıldı
- TİS Yetki Sistemi, Sorunlar ve Çözüm Arayışları Toplantısı Düzenlendi
- Selçuk, 5 Küçük Kardeş ve Annelik
- DİSK Asgari Ücret Taleplerini Açıkladı
- Kartal’da Binlerce Emekçi Haykırdı: “İnsanca Yaşamak İstiyoruz!”
- Önümüzdeki En Büyük Engel Sömürü Düzenidir
- Kanatları Kesik Gençler Ülkesine Yolculuk
Son Eklenenler
- Siyasi iktidarın ekonomi politikalarının hedefi belli: Ekonomik yıkımın bedelini işçi ve emekçilere ödetmek, on milyonlarca işçinin, emekçinin, emeklinin açlığa talim etmesi pahasına sermayeyi dizginsizce büyütmeye devam etmek. Soygunun, talanın...
- 6 Şubat depremlerinin üzerinden iki yıl geçti. Aradan geçen zamanda depremlerin yarattığı yıkımın, ortaya saçılan yolsuzlukların, usulsüzlüklerin ve boş vermişliğin hesabı sorulmadı. Siyasi gelişmelerle, yaratılan yapay gündemlerle yaşanan felaketin...
- İzmir Büyükşehir Belediyesinde 158 işçinin ücretsiz izne çıkarılması üzerine DİSK/Genel-İş Sendikası İzmir 1, 2, 3 ve 9 No’lu Şubeleri 3 Şubatta direnişe başladı. Sosyal-İş Sendikasının örgütlendiği Turkcell Global Bilgi’nin Siirt Şubesinde 4 işçi...
- Adalet Peşinde Aileleri Platformu, 6 Şubat depremlerinin 2’nci yılında Kadıköy İskelesi önünde anma programı düzenledi. 2 Şubatta düzenlenen anmada “Rant Uğruna Ölenlerin Hesabını Sormaya Geldik! Susmak İhanettir, Hesap Sormak Görevdir!” yazılı...
- Çalıştığım işyerinde 60 yaşlarında bir abiyle sohbet ediyorduk. “Ne zaman emekli olacaksın?” diye sordu. “60 yaşında emekli olacağım” dedim. “Ooo senin işin çok zor yahu, o yaşa kadar çalışılır mı?” dedi. “Ama sen de emeklisin, hâlâ çalışıyorsun”...
- Sırbistan’da Belgrad ve Novi Sad başta olmak üzere ülke genelinde kitlesel protestolar devam ederken bir yandan da öğrenciler dersleri boykot ederek üniversiteleri işgal ediyorlar. Yunanistan’da 2023'teki tren kazasının yıldönümünde işçiler,...
- Birleşik Metal-İş Gebze 2 No’lu Şubenin örgütlü olduğu Kaynak Tekniği (Lincoln Electric) fabrikasında işçiler, 2024 Eylül ayından bu yana süren toplu sözleşme sürecinde, ücret ve sosyal haklarda anlaşma sağlanamaması üzerine greve çıktı. Sabah...
- Bazen gün ağarmadan, bir bardak çay bile içmeden, bir tabak yemek yemeden yeri geldiğinde hoş bir sohbeti yarıda bırakarak gözümüz sürekli saatte, servis bekleriz. Hastanede, okulda, düğünde, misafirlikte bile bir telaşımız oluyor, işyerinin...
- Bolu Kartalkaya’daki Grand Kartal Otelde göz göre göre gerçekleşen katliam, iktidarın bugüne kadarki denetimsizlik ve cezasızlık politikalarının yeniden sorgulanmasına neden oldu. İktidar sahipleri her zamanki gibi “bu meseleye siyaset karıştırmayın...
- Egemen sınıfın siyasetçileri sıklıkla gençliğin öneminden bahsediyor ve gençliği kazanmanın gerekliliğinden dem vuruyorlar. Mesela geçen ay Erzurum’da “Gençlerle Buluşma” programına katılan Erdoğan şöyle seslendi gençlere: “Bizim keyfi yere feda...
- İngiltere’nin başkenti Londra’nın meydanlarında aylardır emekçilerin barış talebi yankılanıyor. 18 Ocak Cumartesi günü, Filistin halkıyla dayanışma kapsamında Londra’da düzenlenen 24. ulusal gösteriye on binlerce kişi katıldı. Sırbistan'da...
- Hatay’ın Payas ilçesinde bulunan Yolbulan Metal fabrikasında 219 gündür grevde olan işçiler, 24 Ocakta Payas Belediyesi önünde eylem yaptılar. 20 Haziranda greve çıkan işçiler, grevlerinin 217. gününde de fabrikanın önünden yürüyüş yaparak yolu...
- İş güvenliği önlemlerinin yetersizliği ve denetimsizlik sebebiyle iş kazaları yaşanmaya, işçiler iş cinayetlerinde ölmeye devam ediyor. Yakın tarihte yaşanan çeşitli iş kazaları ve bunlarla ilgili yayınlanan bilirkişi raporları patronların kâr hırsı...