Buradasınız
“Sosyal Mesafe, Aman Yaklaşma!”
İstanbul’dan bir kadın işçi
Merhaba arkadaşlar, ben devlet hastanesinde çalışan taşeron sağlık işçisiyim. Pek çok ülkede olduğu gibi Türkiye’de de çoğu işyeri üretimi durdurarak işçileri evlerine yolladı, kimi yerlerde evden çalışma adı altında esnek çalışma sistemi getirildi, bazı yerlerde de yıllık izinler zorla kullandırılıyor. Patronların bahanesi hazır: Koronavirüs!
Bizim işyerinde çalışma henüz devam ediyor. Her gün işlerimize gitmeye devam ediyoruz. Koronavirüs nedeniyle hastanede herkes birbirinden uzak durmaya çalışıyor, bir mesafe koyuyor. Zaten birbirimizi tanıyamaz olduk maskeler yüzünden. Sabahları birbirimize “günaydın” diyoruz ama kime selam verdiğimizi bile kestiremiyoruz.
Geçen sabah odama doğru gidiyordum ki nöbetten çıkan bir hemşire arkadaşımı, Halime’yi karşıdan gelirken gördüm, duraksadım. “Günaydın” dedim. Halime de uzaktan karşılık vererek “günaydın” dedi. Tam yanına yaklaşıyordum ki “aman yaklaşma, sosyal mesafeyi koruyalım” dedi. Korkmuştu, adeta benden kaçmak istiyordu. Ben de hafif tebessüm ettim. “Arkadaşım” dedim. “Her gün hastalarla iç içeyiz. Sen hastaların kanını alıyorsun. Yıllardır pisliğin, mikrobun içinde çalışıyoruz zaten. Ne mesafesinden bahsediyorsun?” dedim. Halime de böyle söyleyince bana hak verdi tabii. Biraz sohbet ettik. O evine dinlenmeye gitti, ben de çalışma alanıma döndüm.
Arkadaşlar, işçileri emekçileri evlerine tıktılar, hasta olana, hafif öksürene bile sanki uzaylıymış gözüyle bakıyoruz. Elbette güvenlik önlemlerimizi almamaktan bahsetmiyorum, bizlerde oluşturulan ruh haline dikkatinizi çekmek istiyorum. Patronlar sınıfı koronavirüs bahanesiyle korkuyu körükledikçe insan insana kuşkuyla bakar oldu. Zaten yeterince birlik değildik şimdi hepten birbirimizden kopartılır olduk. Fakat sorarım size, işçiler olarak birbirimize selam dahi veremez, yan yana gelmekten ve sohbet etmekten dahi korkar hale gelirsek sorunlarımızı nasıl çözeceğiz? Bizlerin refleksi bu olmamalı! Biz işçiler hasta olana yardım eli uzatmak, darda olana koşmak, yarasına merhem olmak zorundayız. Şu an içinden geçtiğimiz olağanüstü dönemde biz işçileri birbirimizden uzaklaştırmak istiyorlar. Her koyun kendi bacağından asılırmış! Biz koyun da değiliz tek başına da değiliz. Biz ancak birlikte güçlüyüz. Derdimizi işçi arkadaşımızla paylaşmadan, konuşmadan, kenetlenip mücadele etmeden sorunlarımızın nasıl üstesinden gelebiliriz? Sosyal mesafe değil, kenetlenme zamanı!
- Gevrek “Susamlı Tavuk”
- Koronavirüs Sınıf Ayrımı Yapmıyor mu?
- Salgında İşçi Sağlığı Hiçe Sayılıyor!
- Patrondan Covid-19 Önlemleri
- Koronavirüsle Geçirdiğimiz 9 Ayın Bilançosu
- Maskeye Emanet Edilmiş İşçi Sağlığı ve İşten Atmaların Yeni Bahanesi Maske
- Patronlar Koronavirüsü Tepe Tepe Kullanırken Asıl Faturayı Biz İşçiler Ödüyoruz
- Şantiyede Sözde Korona Önlemleri
- Hayat Eve Sığar mı?
- İşçi Sınıfıdır Bizim Asıl Ailemiz
- Bakan’a mı İnanalım Yaşadıklarımıza mı?
- Adımız Koronalıya Çıktı!
- Metal İşçileri: “İşçinin Hakkı İşçiye!”
- Sözde Pandemi Önlemleri ve Küresel Açlık
- “Hijyene Dikkat Edin Ama Fazla Su, Sabun, Peçete Harcamayın”
- “Yeni Normal” Koşullarında Öğrencilerin Sınav Maratonu
- Gebzeli İşçiler Koronavirüsün İşçiler Üzerindeki Etkilerini Anlatıyor
- Gebzeli İşçiler Yeni Normali Değerlendiriyor
- Koronavirüsle Yaşamayı Öğrenmeli miyiz?
- Yağlı Ekmekleri Ballandı!
Son Eklenenler
- Vivident, Mentos gibi sakız ve şekerleme markalarının üreticisi olan Perfetti Van Melle’nin İstanbul/Kıraç’ta bulunan fabrikasında çalışan işçiler Tekgıda-İş Sendikasında örgütlenmiş, şirket yönetiminin sendika düşmanı tutum ve baskılarıyla...
- Sevgili işçi kardeşlerim, Rus yazar Tolstoy “acı duyabiliyorsan canlısın, başkasının acısını duyuyorsan insansın” der. Tolstoy’un bu ifadeleri özü itibariyle insanlaşmayı anlatır. İşçi sınıfı olarak, sömürücü efendilerden insanlık için insanlaşma...
- İşçilerin mücadele örgütü UİD-DER, sözünü İşçi Dayanışması’yla söylüyor. Kapitalist sömürüye, zorbalığa, ayrımcılığa, haksız savaşlara karşı işçi sınıfına sesleniyor ve diyor ki kurtuluş ellerinizde, birliğinizdedir.
- İşçi ve emekçiler pek çok ülkede 2024 yılını mücadeleyle kapattı, 2025’i mücadeleyle karşıladı. Kapitalist sömürü düzeninin yol açtığı sorunlar büyürken, buna karşı işçilerin mücadelesi ve dayanışması da güçleniyor. Emperyalist savaşın yayıldığı,...
- Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), Aralık ayı yıllık enflasyonunu yüzde 44,38, 12 aylık ortalama enflasyonu ise yüzde 58,51 olarak açıkladı. Kamu emekçilerinin ve emeklilerin maaş artışında önemli bir faktör olan altı aylık enflasyon ise yüzde 15,75...
- Harb-İş Sendikası Eskişehir Şubesi, 3 Ocakta basın açıklaması gerçekleştirdi. Basın açıklamasında kamu işçilerinin toplu iş sözleşmesi (TİS) sürecine, TÜİK’in açıkladığı enflasyon rakamlarına ve Harb-İş üyesi işçilerin yaşadıkları ekonomik...
- İşçi Dayanışması yayınlandığı ilk günden bu güne biz işçilere kocaman bir sınıf olduğumuzu, yaşamlarımızın, sorunlarımızın ve çözüm yollarının ne kadar yakın olduğunu anlatmaya devam ediyor. Yazıların kaleme alınmasından görsellerin hazırlanmasına,...
- İstanbul Planlama Ajansının (İPA) Ekim ayı araştırmasına göre, İstanbul’da ortalama stres seviyesi 10 üzerinden 6,9 çıktı. Aslında bu veri sadece İstanbul’u yansıtmıyor. Mersin olsun, İstanbul olsun hiç fark etmiyor: Stres seviyemiz artıyor,...
- Sevgili işçi kardeşlerim, başlıktaki sözlere gelmeden meramımın tamamını anlatmak için 6 ay geriye gitmem gerekiyor. Mayıs ayının son haftasında iki azı dişime kanal tedavisi için Dokuz Eylül Üniversitesi diş bölümüne randevu alarak gitmiştim. İki...
- “Zeytinyağlı yiyemem aman/ basma da fistan giyemem aman…” Kütahya ya da Bursa yöresine ait olduğu düşünülen bu türkü düğünlerde, keyifli eş dost toplantılarında hep bir ağızdan söylenir. Hatta eğlenceli ritmi karşılıklı oynamaya da teşvik eder....
- Hayat pahalılığı, geçim sıkıntısı korkunç boyutlara ulaştı. Emekçiler olarak temel ihtiyaçlarımız olan barınma, beslenme gibi ihtiyaçlarımızı karşılamakta zorlanıyoruz. Aldığımız maaşlarla kirayı mı ödeyelim, karnımızı mı doyuralım diye kara kara...
- Kapitalist sistemde yaşıyoruz ve bu sistemin yol açtığı büyük-küçük pek çok sorunla boğuşuyoruz. Peki sorunlarımızı çözmek için ne yapıyoruz? Örneğin pek çoğumuzun ailesinde çocuk, hasta, yaşlı ya da engelli olduğu için bakıma muhtaç yakınlarımız...
- İşçi Dayanışması çıktığında her birimiz ilk görüşte etkilendiğimiz yazıyı seçiyoruz. Neden etkilendiğimizi, yazının bizi nasıl etkilediğini, neyi düşünmemizi sağladığını anlatıyoruz birbirimize. Bu yazıyı herhangi bir arkadaşımıza nasıl ve neden...