Buradasınız
Susmuyoruz, Korkmuyoruz!
UİD-DER'li İşçiler
Dostlar, 2 yıldır 1 Mayıs’larda meydanlarda olamasak da UİD-DER’le 1 Mayıs vesilesiyle yapılan yayın akışında olduğu gibi sesimizi sınıfımıza duyurmaya devam ediyoruz.
İktidar, gücümüzün farkında olmayalım diye, düzeninin yıkılması gerektiğini görmeyelim diye bizi pandemiyle korkutmaya, sindirip, susturmaya çalışıyor. Ama bunu başaramayacaklar! Onlar baskıyı arttırdıkça biz daha fazla öfkeleniyor, sınıfımızla daha fazla kenetleniyoruz. Bize sefaleti lâyık gören düzenlerine daha fazla kinleniyoruz. Ve biliyoruz ki ne yaparlarsa yapsınlar korktuklarından yapıyorlar. Onlar aslında bizden ölesiye korkuyorlar. Tarih boyunca sermaye sınıfının, işçilerin yükselen mücadelesinin önünü kesmek için yaptığı baskılar ve katliamlar hep bu korkunun sonucu değil miydi? Zorbalıklarıyla, despotluklarıyla kendilerini güçlü göstermek isteseler de her defasında kararlılıkla mücadeleye devam eden işçiler kazandı! Dünyada alın teriyle yaşayan, insanca yaşamayı hak eden milyarlarca insanın daha güzel bir dünya özleminin önünde bir avuç asalağın kurduğu bariyer eninde sonunda yıkılacak! Yaşanası bir dünya için yıkılmak zorunda!
Dostlar! Haksızlıkların, eşitsizliklerin adaletsizliklerin olmadığı ve emeğin sömürülmediği daha güzel günler görebilme umuduyla tüm işçi ve emekçilerin birlik, mücadele ve dayanışma günü olan 1 Mayıs’ımız kutlu olsun! Yaşasın mücadele, yaşasın 1 Mayıs!
Tuzla’dan bir grup işçi
Yaşasın 1 Mayıs!
Merhaba dostlar. Bizler daha düne kadar fabrikada sabah sekizden gece saat üçlere kadar çalışıp, bu bizim kaderimizdir diyen insanlardık. Ta ki UİD-DER ile tanışana kadar. UİD-DER ile tanıştıktan sonra işçiler için sınıf bilincinin ne kadar önemli olduğunun farkına vardık. İlk defa UİD-DER’li dostlarımızla 1 Mayıs Uluslararası Birlik ve Mücadele Gününün coşkusunu yaşadık ve öneminin farkına vardık. Bize bırakılan bu mirasın önemini anladık ve sınıf mücadelesinin tarihselliğini bilmenin zorunluluğundan dolayı nesilden nesile aktarılması gerektiğini boynumuzun borcu bildik. UİD-DER ile nice 1 Mayıslara.
Yaşasın Sınıf Dayanışması
Mersin’den bir grup genç işçi
- Sönmeyen Ateşi Hep Beraber Harladık
- 1 Mayıs Tüm İşçilerin Bayramı!
- İnsanlaşmak İstiyoruz
- En Zor Anda Tutunacağımız Daldır UİD-DER
- Zihnimize, Ruhumuza İyi Gelen 1 Mayıs Akışı
- Sağlık İşçilerinden Mesajlar
- 1 Mayıs’ta Yapı Bizim Olmuş Gibidir
- 1 Mayıs Coşkusuyla Sizleri Selamlıyoruz
- Yeni Bir Dünya Kuracağız!
- İşçi Sınıfının Kızıl Bayrağını Geleceğe Taşıyanlara Selam Olsun!
- Susmuyoruz, Korkmuyoruz!
- 1 Mayıs Bize Neyi Anlatır?
- Kanada’dan İranlı mülteci kadın kardeşimizin dayanışma mesajı
- Gün Birlikte Mücadele Günüdür
- Çocuklarımız ve Geleceğimiz İçin 1 Mayıs
- Yan Yana Olamasak Bile Çoğalarak Sahip Çıkıyoruz 1 Mayıs'a
- Selam Olsun Bütün Dünya Proletaryasının 1 Mayıs’ına
- Kızıl Tomurcuklar Haykırıyor, Yaşasın 1 Mayıs!
- İşsizlik ve İntiharlardan Kurtuluş da 1 Mayıs Ruhunu Büyütmekle Mümkün!
- Uluslararası mesajlar: Yaşasın sınıf dayanışması
Son Eklenenler
- 17 Nisan Sağlıkta Şiddete Karşı Mücadele Günü kapsamında Türkiye’nin pek çok kentinde sağlık emekçileri basın açıklamaları gerçekleştirdi. 12 yıl önce Gaziantep’te görev sırasında katledilen Dr. Ersin Arslan ve sağlıkta şiddet sonucu yaşamını...
- Bursa’da faaliyet gösteren Durak Tekstil’de 6 işçi Öz İplik-İş Sendikasına üye oldukları için işten atılmış ve fabrika önünde direnişe geçmişlerdi. 6 Şubattan itibaren direnişlerine kararlı bir şekilde devam eden Durak Tekstil işçileriyle dayanışma...
- Sermaye sınıfı ve iktidar bizi bir birey, bir insan olarak değil sadece ucuz işgücü kaynağı olarak görüyor. Çok çocuk doğurmamızı, gelecek işçi kuşaklarını yetiştirmemizi beklerken, kadın istihdamını teşvik ettiklerini söylerken, doğum ve emzirme...
- Adıyaman’ın Besni ilçesinde bulunan Mega Polietilen fabrikasında 2 aylık ücretleri gasp edilen işçiler 8 Nisanda iş bırakarak direnişe başladı. 15 Nisanda BİRTEK-SEN’in çağrısıyla fabrika önünde bir dayanışma eylemi yapıldı. 5 Nisandan bu yana...
- İşçi sınıfının 8 saatlik işgünü için mücadelesinden doğan 1 Mayıs’ın 138 yıllık bir tarihi var. Kuşaklar boyunca kadın ve erkek işçiler işgününü 8 saate indirmek için mücadele ettiler ama bu mücadele işgününün kısaltılması talebiyle sınırlı kalmadı...
- Hepimiz artan hayat pahalılığından şikâyet ediyoruz. Geçimimizi sağlamakta, ay sonunu getirmekte zorlanıyoruz. Çarşı-pazarda, marketlerde hep aynı sohbeti yapıyor, aynı dertten yakınıyoruz: Hayat çok pahalı! Çoğumuz için tatil yapmak, hafta sonu...
- İsrail’in Gazze’ye saldırıları altıncı ayını geride bırakırken altı aydır meydanları dolduran İngiltereli işçi ve emekçiler “acil ve kalıcı ateşkes” ve “İsrail’e silah satışının sonlandırılması” talepleriyle bir kez daha meydanlara çıktı. 13 Nisanda...
- Otuz yıl boyunca kesintisiz çalışmış, ücreti daha cebine girmeden SGK primleri ve vergileri kesilmiş, EYT’li emekli bir işçiyim. 2024 yılı Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından emekliler yılı ilan edildi ama emekliler sefalet içinde yaşamaya mahkûm...
- Ezilenlerin safında mücadele eden, şiirlerini ve oyunlarını işçi sınıfına adayan Bertolt Brecht, “Yarının Büyüklerine Şiirler” kitabında, beşiğinin başucunda oğluna seslenen bir ananın ninnisine yer verir. Geçmişten bugüne ninniler, çocukların...
- Sevgili işçi kardeşlerim, hepinize merhaba. Bu mektubumda sizlerle sözü eğip bükmeden konuşmak ve gerçekler üzerine hasbihal etmek istiyorum. Yani gerçekleri olduğu gibi konuşalım. Biliyorum ki kursağınıza giren her lokmayı alın teriniz, elinizin...
- Adnan Yücel, Yeryüzü Aşkın Yüzü Oluncaya Dek şiirinde “saraylar, saltanatlar çöker, kan susar bir gün, zulüm biter” der. Yeryüzünde “aşkın” yani özgürlüğün, barışın, mutluluğun hâkim olacağı günler için ve o günlere kadar mücadelenin devam edeceğini...
- Bugün dünyanın pek çok yerinde savaş naraları yankılanıyor. Filistin, Ukrayna, Suriye, Lübnan, Yemen ve daha birçok ülkede emperyalist savaşların getirdiği yıkımlara, acılara, ölümlere tanık oluyoruz. Şimdilik televizyon ekranlarında, gazetelerde...
- Portekizli yazar Jose Saramago “Körlük” romanında toplumsal körlüğü, bu kitabın devamı olan “Görmek” romanında ise ezilenler gerçekleri görmeye başladıklarında neler olduğunu anlatır. “Körlük” romanı 1933-1974 yılları arasında Portekiz’de hüküm...