Buradasınız
Suyun Lüksü Olur mu Hiç?
Ankara’dan iş güvenliği uzmanı

Geçtiğimiz günlerde bir habere denk geldim. Zenginler arasında yayılan lüks su trendinden, dünyada yüzlerce lüks su markası olduğundan bahsediyordu. “Suyun lüksü nasıl olur ki?” diye düşündüm ve haberi okumaya başladım. Bir su tadım uzmanının (!) anlattıklarından öğrendim ki yağmurların kayalara düşmesinden sonra oluşan mineralli su ile buzullardan ya da bulutlardan alınan suların tatları farklı oluyormuş. Öyledir tabii de bunları ayrı ayrı şişeleyip, farklı değerler biçip pazarlamak ancak kapitalizmde olur! Su tadım uzmanı, musluk suyundan şişesi 318 dolara kadar uzanan geniş bir yelpazede su çeşitleri olduğunu söylüyordu haberde. Hatta Fine Water Society (Kaliteli Su Topluluğu) her yıl Güney Asya ülkesi Bhutan’dan Güney Amerika Ülkesi Ekvador’a kadar dünyanın dört bir yanından su üreticilerini bir araya getirerek uluslararası tadım yarışması düzenliyormuş. Bu yarışmada hangi su daha lezzetli diye bakılıyormuş. İspanya ve ABD gibi bazı ülkelerde restoranlar menülerinde hangi yemeklerin hangi sularla yenilebileceğini eşleştirmeye başlamış.
Elbette canlılar için su ve içinde taşıdığı mineraller çok önemlidir. Ancak kapitalistler bu mineralleri yalnızca kendileri için kullanmakta beis görmüyor, buzullardan su taşıyorlar. Aynı kapitalistlerin Afrika’da susuzluktan ölen çocuklar umurunda bile değil. Bir tarafta bir avuç zengin suyun bile lüksünü tercih ediyor, diğer tarafta milyonlarca insan temiz içme suyuna erişemiyor. Birleşmiş Milletlerin (BM) 2022’de yayımladığı bir rapora göre 2,2 milyar insanın güvenli bir su kaynağına erişimi yok. Bunlardan 703 milyonu ise basit bir su hizmetine bile erişemiyor. UNICEF’in raporlarına göre dünya nüfusunun yaklaşık üçte ikisi olan 4 milyar insan yılın en az bir ayında su kıtlığı yaşamakta. 2030 yılına kadar yaklaşık 700 milyon insan yoğun su kıtlığı nedeniyle göç etmek zorunda kalabilir. BM verilerine göre her 9 saniyede 1 çocuk kirli sular nedeniyle yaşamını yitiriyor. Afrika’da kadınlar ve çocuklar ortalama 6 kilometre “su yolculuğu” yapıyor. Her gün evine su getirebilmek için bu yolculuğu yapmak zorunda olan kadınlar vahşi hayvan saldırısıyla karşılaşabiliyorlar.
Tüm canlıların yaşaması için vazgeçilmez olan su; bütün biyolojik yaşamı ve bütün insan faaliyetlerinin devamını sağlar. Yeryüzünde en bol bulunan maddelerden biri ve yaşamın temelidir su. Toprakta, atmosferde, meyvelerde, sebzelerde, bütün canlı varlıklarda su vardır. Su olmasaydı yaşam olmazdı. Ancak kapitalist açgözlülük yaşamın dengesini temelden sarsıyor. Kapitalizmde egemenler her şeye kâr gözüyle bakıyor. Buna su da dâhil. Teknoloji bu kadar gelişmişken hâlâ dünyanın bazı bölgeleri sudan bile mahrum kalıyor. Kapitalizm altında insanlık her gün yok oluşa sürükleniyor. O halde birlik olup doğayı ve insanlığı kurtarmak için açgözlü kapitalizm canavarına karşı savaşmalıyız. Dünyada var olan bolluğu paylaşacağımız yeni bir düzeni kurmak bizim ellerimizde.
- Gene Takmışsın Kırmızı Şapkayı, Greve mi Gidiyorsun?”
- “Çöpçü” Demek Hakaret mi?
- Gençlere Örgütlü Mücadele Deneyimi Aktarmak…
- “Kurt Ağladı, Biz de İnandık”
- “Gerekirse Grev de Yap!”
- Sınıfımızın Yaşlılarının Payına Ölüm Düşüyor
- “Sınıfsal Bir Tarafı Var mı?”
- Ana-Baba-Oğul UİD-DER Saflarında Yürüyenlere Selam Olsun
- Bu Kalp Nasıl Atmaya Devam Edecek?
- Egemenlerin Değil, Sınıfımızın Gözüyle Bakalım!
- “Kendini de Beni de Yaktın Celal!”
- Uğruna Mücadele Ettiğimiz Bizimdir
- Grev Çocukları
- “Felsefe Yapma Birader!”
- Şeytanla Dost Olunmaz!
- Reklam Deyip Geçmeyelim!
- “60 Bin Maaşla Çoban Bulunmuyor.” Yersen!
- Bu Kandırmacalara Verilecek Cevabımız Var!
- İşçi Sınıfının Yareni Kim?
- Kapıldığımız Trendler ve Gerçek Sorunlarımız
Son Eklenenler
- Modern tıbbın temel kurallarından biri elleri çok iyi yıkamak, el hijyenine dikkat etmektir. Peki, el yıkamanın bile geçmişte mücadele konusu olduğunu biliyor muydunuz? Ignaz Semmelweis, 1840’lı yılların sonunda, Viyana’daki bir kadın doğum...
- Hayat pahalılığı ve yüksek enflasyon karşısında işçi ücretleri erimeye devam ederken kamudan özel sektöre işçiler, düşük ücretlere karşı mücadele ediyor. Harb-İş Sendikası, 11 Temmuzda Ankara’da basın açıklaması yaparak sefalet zammı dayatmasına...
- Kamu çerçeve protokol süreci uzadıkça uzuyor. Savunma sanayi sözleşmesi hakem heyetine gönderildi. Diğer işkolları ise 3. teklifi bekliyor. Kamu çerçeve protokolü kamu işçilerinin asgari ücretini belirleyen bir protokoldür. Nisan 2024’te Anayasa...
- İspanya’nın Cadiz kentinde 23 Hazirandan bu yana süresiz grevde olan metal işçileri, 8 Temmuzda eylemlerini sonlandırdılar. Yetkili sendika UGT sendikasının işverenle imzaladığı ön anlaşmayı kabul etmeyen yaklaşık 30 bin metal işçisi, 18-19...
- 600 binden fazla kamu işçisini ilgilendiren Kamu Çerçeve Protokolü (KÇP) görüşmelerinde siyasi iktidarın dayattığı düşük zam oranları sağlık işçileri tarafından “sefalet dayatması” olarak değerlendiriliyor. Yüksek enflasyon ve ağır vergi yükü...
- Gebze Sendikalar Birliği, geçtiğimiz hafta İsrail’in Filistin’deki zulüm ve katliamını protesto etmek için bir eylem organize etti. Biz de UİD-DER’li işçiler olarak, zulme uğrayan Filistinli işçi ve emekçilerin haklı mücadelesine destek olmak için...
- 9 Temmuzda Hindistan genelinde milyonlarca işçi, emekçi, çiftçi ve genç, Modi hükümetinin işçi düşmanı politikalarına karşı ülke çapında greve çıktı. Kentlerden köylere, fabrikalardan tarlalara kadar yaşamı durduran dev grev, Hindistan’daki tüm...
- Annem, ablamla birlikte dördüncü katta oturur. Sokağa inmez ama mahallede, köyde, Almanya’daki akrabalarda ne olup bittiğini mutlaka bilir. Evden her çıktığımda balkonundadır. Selamlaşır, iki laf ederiz. Başımda bazen UİD-DER yazılı kırmızı şapkam,...
- Karanlık ve aydınlık… Ölüm ve yaşam… Emek ve sermaye… Sonsuz evrenimizde her şey karşıtıyla birlikte var. Sömürü ve zulüm varsa isyan da var. Sınır, din dil, ırk farkı tanımadan dünya meydanlarında tek ses tek yürek olan işçiler, işçi sınıfımız var...
- Emperyalist savaşın alevlerini büyüten, milyonlarca masum insanı, doğayı katleden, kentleri yok eden egemenler ne yaparlarsa yapsınlar emekçilerin birbirleriyle dayanışmasının önüne geçemiyorlar. İşçi ve emekçiler fabrikalardan limanlara,...
- İzmir Büyükşehir Belediyesi grevinde yaşananlar hakkında Marksist Tutum’da bir makale okudum. Tam da içimden geçenleri, cümlelere dökemediklerimi noktasına virgülüne kadar yansıtan bir yazıydı. Konuyu derinlemesine ele alan bu yazı her mücadelede...
- Zeytinlik alanları maden ve enerji işletmeciliğine açacak yasa teklifine karşı tepkiler sürüyor. Çeşitli illerden Ankara’ya gelen köylüler, talan yasasına karşı TBMM yakınında bulunan Cemal Süreya Parkı’nda direniş nöbetindeler.
- Türkiye işçi sınıfının mücadele tarihinde önemli mücadeleler, dönemeç noktaları vardır. 1970 Haziran’ı bu tarihte önemli bir yere sahiptir. Bugün halen aşılamamış bir zirve olan 15-16 Haziran direnişi sürecinde, işçi sınıfı yapay kutuplaştırma...