Buradasınız
Tanıklığımızdır, Unutmayacağız, Hesabını Soracağız!
Ankara’dan UİD-DER’li işçiler
Günler ağır.
Günler ölüm haberleriyle geliyor.
Düşman haşin
zalim
ve kurnaz.
Ölüyor çarpışarak insanlarımız
— halbuki nasıl hak etmişlerdi yaşamayı —
Ölüyor insanlarımız
— ne kadar çok —
sanki şarkılar ve bayraklarla
bir bayram günü nümayişe çıktılar
öyle genç
ve fütursuz...
Ankara’da yaşayan UİD-DER’li işçiler olarak bir Cumartesi sabahı gülen yüzlerle çıktık yollara. Kimimiz işimizden izin aldık, kimimiz eşimizden, çocuğumuzdan. Bu dünyaya barışı, kardeşliği getirmenin sözünü vermiştik, hem kendimize, hem sevdiklerimize, hem de sınıf kardeşlerimize. Biraz da heyecanlıydık. “İşçiler Birlik Halklar Eşit ve Kardeş Olsun” diye seslenen bültenlerimizi, Türkiye’nin dört bir yanından gelen kardeşlerimize dağıtacaktık. Barışa inancı, insana ve hayata sevgisi olan onlarca yeni dostla tanışacaktık. Kardeşliği, birliği, barışı anlatan konuşmalar hazırlamıştık. Egemenlerin savaşına karşı halkların barışını inşa etmek için o gün bir tuğla daha koyacaktık.
Tam toplanmıştık ve şapkalarımızı, önlüklerimizi giyecektik ki 50 metre ilerimizde üst üste iki patlama sesi duyuldu. Ankara Garı önünde on binlerce mücadeleci, gülen insanın yarattığı barış, kardeşlik havası yerini korku ve paniğe bırakmıştı. İlk şok geçtikten kısa bir süre sonra herkes yaralılara yardım etmeye başladı. Ambulanslardan önce çevik kuvvet ve sivil polisler geldi. Çevik kuvvet gaz sıkarak belki yaşama ihtimali olanların bir kısmını da boğarak öldürdü. Sivil polis kameramanları ölülerimizi, yaralılarımızı, onlara yardım eden insanlarımızı çekiyordu. Ne yapacaklardı ki bu görüntüleri? Katliamdan sonra gülen “Adalet” Bakanları gibi izleyip gülecekler miydi? Tek tük gelen birkaç ambulanslar dışında, çoğu ambulans 45 dakika sonra ancak gelebildi. Sonradan mitinge geç gelen bir arkadaşımızın anlattığından öğrendik ki; toplanma alanının çok az ilerisinde bekleyen ambulanslardan önce itfaiye aracına, sonra çevik kuvvete en son olarak da ambulanslara yol verilmiş. Hiç şaşırmadık!
Kardeşlik ve barış isteğiyle, gülen yüzler, neşeli sohbetlerle Ankara Garı önünde toplanan yüzden fazla canımız hunharca katledildi. Biz nüfusu genç ve işçileri tarih bilincinden yoksun bir ülkede yaşıyoruz. Bugün işçi sınıfının çok büyük bir kesimi eğer Kürtlerin yaşadığı illerde bulunmadıysa bu tür acılara tanıklığı az. Ama hem bu topraklarda hem de dünyada çeşitli bölgeler ve tarihlerde kapitalist egemenler insanlarımızı aynen böyle katlettiler. 2. Emperyalist Paylaşım Savaşı sonrasında ABD sırf savaş sonrası egemenliğini sağlamlaştırmak için 300 bin insanı katletti. Fransız egemenleri işgal ettikleri Cezayir’de 1,5 milyon insanı katletti, 90’lı yıllarda Türkiye’de 20 bine yakın silahsız sivil katledildi… Kapitalist egemenlerin katliamları saymakla bitmez. Bütün dünyada insanlarımızı katlediyorlar. Ne için? İktidar, para ve güç için. Ankara’da yaptıkları katliam da bunların arasına eklendi. Ama onların hafızasında ve kurumuş vicdanlarında sayı olarak kalan insanlarımız, bizim yüreğimizde ve bilincimizde dünyaya umutla bakan gülüşleriyle kalacaklar. Ve biz onların neden ve ne uğruna öldüklerini hiçbir zaman unutmayacağız.
O gün barış çağrısıyla Ankara’ya gelen dostlarımızla bizim kardeşlik ve barış çağrımızı iletmemizi engellemiş olabilir egemenler. Ama bu yaptıkları egemenliklerini sonlandırmamız için bizi daha çok biledi. Biz egemenlerin bombalarıyla kaybettiğimiz dostlarımıza söz veriyoruz. Umutlarınızı, barışa, kardeşliğe dair hayallerinizi; sınıfsız, sömürüsüz, savaşsız bir dünya kurarak gerçeğe dönüştüreceğiz. O zaman o güzel gülüşlerinizi gökyüzümüzde göreceğiz.
En güzel dünyaları
yaktık ellerimizle
ve gözümüzde kaybettik ağlamayı
bizi bir parça hazin ve dimdik bırakıp
gözyaşlarımız
gittiler
ve bundan dolayı
biz unuttuk bağışlamayı...
Varılacak yere
kan içinde varılacaktır.
Ve zafer
artık hiçbir şeyi affetmeyecek kadar
tırnakla sökülüp
koparılacaktır...
Gamak İşçileri Greve Çıktı
- Ukrayna Savaşının 2. Yıldönümü: “Emperyalist Savaşa Karşı Mücadeleye!”
- Ukrayna Savaşının İkinci Yılı: Ukrayna’dan Gazze’ye Emperyalist Savaşa Hayır!
- Filistin ve Ortadoğu’da Emperyalist Savaş Yangını Devam Ediyor
- Bütçe Holdinglere Akıyor, Holdingler Savaştan Besleniyor!
- Milyonlar Meydanlarda Filistin Halkıyla Dayanışmayı Büyütüyor
- Emperyalist Savaşa Karşı İşçilerin Uluslararası Dayanışmasının Önemi
- Savaş ve Biz İşçiler
- Akan Kan Bizim de Kanımızdır!
- Filistin Halkıyla Dayanışma Büyüyor: Emperyalist Savaşa Hayır!
- Japon Doro-Çiba Sendikasının Filistin Sendikalarına Yanıtı
- Filistin Sendikalarının UİD-DER’in Mesajına Yanıtı
- Türkiye’de ve Dünyada Filistin Halkıyla Dayanışma Eylemleri: “Savaşı Durdurun!”
- Savaş Emekçiler İçin Yıkım Demektir! Savaşa Hayır!
- Haksız Savaşlar Memleket Sormaz!
- Haksız ve Emperyalist Savaşlara Hayır Diyoruz!
- Emekçiler Haykırdı: Rusya Elini Ukrayna’dan Çek! NATO’nun Genişlemesine Hayır!
- İşçi Sınıfının Tek Güvencesi Örgütlü Gücüdür!
- Emekçiler Haksız Savaşlara Hayır Diyor!
- Emperyalist Savaş Emekçiler İçin Yıkımdır! Ukrayna’da Emperyalist Savaşa Hayır!
- Haksız Savaşların Yükü Altında Ezilen Çocuklar
Son Eklenenler
- Fernas madencilik ve Akcanlar Tekstil işçileri günlerdir seslerini duymayan Çalışma Bakanlığı önünde basın açıklaması gerçekleştirdi. Polonez işçilerine bir kez daha saldıran çevik kuvvet polisi işçileri ters kelepçeyle gözaltına aldı. Ankara...
- Diyarbakır’a bağlı Merkez Bağlar ilçesinde 21 Ağustos Çarşamba günü kaybolan 8 yaşındaki kız çocuğu Narin Güran’ın cansız bedeni 8 Eylülde dere kenarında bir torbanın içinde bulundu. Türkiye’nin çeşitli illerinde Narin’in katledilmesine karşı...
- Sakarya Hendek’te faaliyet gösteren Oba Makarna fabrikasında 15 Eylül Pazar günü yem silolarının yakınında patlama gerçekleşti. Patlama sırasında ve patlamanın etkisiyle çıkan yangında aralarında itfaiye işçileri de olmak üzere 30 işçi yaralanırken...
- İşçi sınıfının sömürüye, eşitsizliğe, adaletsizliğe karşı mücadelesinin sembolü haline gelmiş şarkılar vardır. O şarkıları üreten ve söyleyen ozanlar vardır işçilerin unutmadığı, kuşaklar boyu saygı ve sevgiyle andığı. Onlardan biridir Şilili ozan...
- ABD’nin Boston ve Connecticut eyaletlerinde binlerce otel çalışanı toplu sözleşme görüşmelerindeki anlaşmazlık nedeniyle grevler düzenledi. 1 Eylülde Massachusetts Park Plaza Hotel’in önünde gece yarısı eylem başlatan işçilere, ülkenin çeşitli...
- Topraktan başını güneşe uzatan filiz, meyve veren dal, ana rahminden kopup emekle, sabırla büyütülen çocuk… Yeşeren, serpilip gelişen, bugünden yarına geleceğe dönüşen yaşam… Biz emekçi kadınlar yaşam zahmetsiz, kahırsız, mutlulukla aksın isteriz....
- Burjuva partilerin vekil adayları seçim zamanı bizdenmiş gibi görünüp türlü vaatlerle oyumuzu almaya çalışırlar. Seçim biter bitmez sonraki seçime dek bizi umursamazlar. İşçi ve emekçilerin haklarına saldırı, sermaye sahiplerine kıyak anlamına gelen...
- 57 gündür direnişte olan Polonez işçileri gece ve gündüz fabrika önünde direnerek, polisin baskısına boyun eğmeyerek mücadele ediyor, sendikal haklarının tanınmasını istiyor. Antep’te bulunan Akcanlar Tekstil işçileri de 7’li vardiya sistemi...
- DİSK’in “Artık Yeter! Geçinemiyoruz! Gelirde, Vergide, Ülkede Adalet” şiarıyla düzenlediği eylemler devam ediyor. 13 Eylülde Mersin’de Özgecan Aslan Barış Meydanında gerçekleşen eyleme DİSK’e bağlı sendikalarda örgütlü işçiler, DİSK Yönetim Kurulu,...
- Soma Katliamında sorumluluğu olan ve daha önce yargılanmayan 28 kamu görevlisinin 10 yıl sonra yargılanmaya başlandığı davanın ikinci duruşması 12 Eylülde Soma 2. Asliye Ceza Mahkemesinde görüldü. Sanıklar bir kez daha mahkemeye getirilmezken, sanık...
- 78’liler Hareketi, 12 Eylül askeri faşist darbesinin 44. yılında İstanbul Taksim Kazancı Yokuşunda basın açıklaması gerçekleştirdi. Açıklamaya 20’nin üzerinde kurum temsilcisi ve UİD-DER’li işçiler katıldı. “12 Eylül Tekçi Rejimle İç İçe Sürüyor”...
- İşçi sınıfının genç ve çalışkan evlatları, hepinize sınıfımızın samimi sıcaklığıyla merhabalar. Her birinizin mutlaka duyduğu, gördüğü, alıp okuduğu, hatta belki arkadaşlarınıza da önerdiği kişisel gelişim kitapları üzerine sizlerle hasbihâl etmek...
- Zaman hızla akıp gidiyor. Gündemimiz de aynı hızla değişiyor. Hiç düşündük mü, nasıl oluyor da yaşanan büyük olaylar, felaketler bile çok kısa sürede hiç olmamışlar gibi gündemden çıkıyor? Mesela Haziran ayında Diyarbakır ve Mardin’de çıkan orman...