Buradasınız
Tek de Olsan Mücadele Etmelisin!
Üsküdar’dan bir taşeron işçisi

Ben bir hastanede taşeron şirketin temizlik personeli olarak çalışıyorum. Uzun yıllardır taşeron işçisiyim. Daha önce Marmara Üniversitesi Hastanesi’nde de çalışmıştım. Orada da çalışma koşullarımız çok kötüydü. Hatta Pendik-Kaynarca’ya taşındıktan sonra sorunlarımız daha da artmıştı. Sendikalaşmaya çalıştık olmadı. Birden fazla sendika çıktı ortaya, karıştı ortalık. İşçiler bölündü. Örgütlenemedik. Koşullar da her geçen gün kötüleşti. Aylarca maaşlarımızı alamadık. Eylemler yaptık. Maaşlarımızı istemeye gittiğimizde bize hastanenin dekanı “sizin benimle ilginiz yok, şirkete gidin” diyor, şirket ise bizi hastane yönetimine yolluyordu. Aralarında şamar oğlanına çevirmişlerdi. En son artık iş bırakmalara kadar gitmiş ve ancak öyle maaşlarımızı alabilmiştik. Ben hastane taşındıktan sonra aldığım maaş yol parama yetmeyince oradan ayrılmak zorunda kaldım. Kimse hastaneyi taşırken bize sormamıştı. Biz kimdik ki! Ekmek parası için neresi olursa olsun gitmek zorunda olan bir yığın insan onların umurlarında olmamıştı. Haklarımın filan peşine düşmedim. O kadar yılmıştım ki.
Sonra evime biraz daha yakın bir hastanede işe başladım. Neredeyse iki yıldır çalışıyorum. İşimi de gayet iyi yapıyordum. O yüzden çalıştığım yerdeki hemşireler, doktorlar beni bırakmak bile istemiyorlardı. Bir gün bana “artık tıbbi atıkları da sen toplayacaksın” dediler. Ben onu da yapmaya başladım. Bir gün bu tıbbi atık torbalarına atılmış bir iğne elime battı. Hemen koştum hastanedeki yöneticilere durumu anlattım. Herkes benimle ilgilenme işini birbirinin üstüne attı. Benden kan alınıp tahlil yapılması, hemen aşı yapılması gerekiyormuş ama bunu yapacak bir yer yokmuş. Hatta hastanede çalışıyorken bile hastaneye başvurmam için, benim kendi cebimden muayene ücreti ödemem gerekiyormuş. Bu da yetmiyor bir de sarılık aşısı olmam lazımmış, onu da eczaneden kendim alacakmışım. Yoksa kendim bilirmişim, Allah muhafaza AIDS bile olabilirmişim. Neye uğradığımı şaşırdım. Neyse ne gerekiyorsa dişimden tırnağımdan kısıp yaptım. Zaten asgari ücret alıyoruz. Bir de ay sonu, cebimde neredeyse yol param dışında param bile yoktu. Borç harç hallettim.
Yaşadıklarımdan ders çıkardığım için ertesi gün idareye çıktım. “Ben artık tıbbi atıkları toplamam” dedim. Bir tane yönetici yok ki, herkes yönetici hastanelerde. Yine aynı tur başladı. O ona atıyor, öteki diğerine atıyor. En son “yeter” dedim. İsyan ettim. Beni tehdit ettiler. Yılmadım. Acilde çalışıyordum. Oradan beni servislere sürdüler. Aslında arada bir fark yok. Her yerde çalışma koşullarımız kötüydü. Gittim serviste çalışmaya başladım. Oraya da geldiler. Bu sefer gelen yönetici “sen toplayacaksın bu tıbbi atıkları. Ne demek yapmam, yapacaksın!” dedi. Lakin bu sefer gelen, çok dişli, hırslı, gözleri patlak patlak bir oğlan çocuğuydu. Benim yarı yaşımda. Memur-Sen sendikasının işyeri temsilcisiymiş. AKP’nin gençlik kollarından yetişmiş. Bunu, daha ağzı süt kokarken babası yaşındaki adamların başına yönetici yapmışlar. Bir de namussuz sendikacılardan yapmışlar. “Yapmam” dedim buna da. “İşten çıkarım, gene yapmam. Ben canımı sokakta mı buldum?” dedim. Geri adım atmadım. Boğazına kadar kızardı. Gözleri patlak patlak, “senin çıkmana gerek yok, yarın seni işten attıracağım” dedi gitti. Sonra arkamdan “ağzını burnunu kıracaktım ki..” diye laflar ettiğini duydum. Sonra beni servisten geri Acile sürdüler.
Velhasıl kelam şimdi sürünüyoruz. Arkasında devlet gücü olan çoluk çocuk bile olsa, sen tek olunca kendini bir şey sanıyor. Lakin daha ölmedik, bizim de bir onurumuz, haysiyetimiz var. Kimseye de kolay pabuç bırakacak değiliz. Ama gönül başka türlüsünü isterdi. Elbette ben de biliyorum tek olmamak lazım geldiğini. Onun olması için de tek de olsan mücadele edeceksin, haksızlığa boyun eğmeyeceksin.
- Bu Pahalılıkta Tatil Yapmak mı?
- “UİDER” Değil, “UİD-DER”
- Sırrı Abimizi Mücadelemizde Yaşatacağız
- Erol Eğrekler ve İşçi Sınıfı
- Patronlar “Kullan At” İşçi İstiyorlar!
- İşçi Sınıfı Olarak Ders Çıkaralım
- Grönland’ın Buzulları ve Egemenlerin Kâr Arzusu
- Dünü Unutmadan, Bugüne ve Geleceğe Bakabilmek…
- Emekliliği Kim Bitirdi?
- Servis mi Eziyet mi?
- Yamyam Fareler Gibi Olmamak İçin…
- “Keşke Bizim de Bahçeli Bir Evimiz Olsaydı”
- “Polonez İşçileri Kazanmış”
- Kumarla Köşeyi Dönenler Neye Dönüyor?
- Düşük Ücret Dayatmasına Karşı Örgütlü Mücadeleye
- “Geçinemiyorsan Memleketine Dön”
- Neden Hayattan Sıkılıyoruz?
- Rakip Değiliz
- Savaşı Kınamak Sorumluluktan Kurtulmaya Yeter mi?
- Sağlık Alanında Birleşik Mücadele Şart!
Son Eklenenler
- İşçi sınıfının tarihsel mücadele mirasını yaşatmak ve bu mirastan güç alarak işçilerin birliğini büyütmek için çalışan UİD-DER, 15-16 Haziran Büyük İşçi Direnişinin 55. yılı vesilesiyle 29 Haziranda, “Gelenekten Geleceğe: Umut Örgütlü Mücadelede!”...
- Petrol-İş Sendikasının örgütlü olduğu Kocaeli’nin Körfez ilçesinde faaliyet gösteren Gübretaş fabrikasında yüzde 30 sefalet dayatmasına karşı işçiler, 3 Temmuzda greve başladı. Devrimci Sağlık-İş Sendikasının, kamu işçilerine dayatılan sefalet...
- Geçtiğimiz hafta sonu, 15-16 Haziran Büyük İşçi Direnişinin 55, UİD-DER’in kuruluşunun 19. yılı vesilesiyle Uğur Mumcu Kültür Merkezi’nde yüzlerce işçi arkadaşımızla yan yanaydık. Grevleri devam eden Petrol-İş üyesi DYO işçileri, DİSK’in kurucusu...
- Sivas katliamının 32. yılında Türkiye’nin birçok kentinde anma etkinlikleri ve eylemler düzenlendi. Katledilen 33 aydın ve sanatçı anıldı, katliam bir kez daha lanetlendi. Sivas katliamının unutulmadığının, tüm katliamların er ya da geç hesabının...
- Bak, ufukta görünen/ Özgürlüğün bayrağını sallayanlar/ Başı dik/ Gözleri umut umut bakanlar/
- Türk-İş’e bağlı sendikalarda örgütlü kamu işçileri, 2025-2026 yılı toplu iş sözleşmesi görüşmelerinde siyasi iktidarın sefalet zammı dayatmasına karşı eylemlerine devam ediyor. 1 Temmuzda Türkiye genelinde kent meydanlarında kitlesel basın...
- İzmir Buca Belediyesi işçileri, birikmiş maaş ve alacakları ödenmediği için 18 Haziran’dan bu yana iş durdurmuş durumda. 4857 sayılı İş Kanunu’nun 34. maddesi gereği yasal haklarını kullanan işçiler, belediye binası önünde maaş, gıda kartı ve diğer...
- Merhaba dostlarım. Bu yıl da Haziran ayını hem UİD-DER’in kuruluş yıl dönümünü hem de sınıfımızın tarihine damgasını vurmuş 15-16 Haziran günlerini anarak ve anlamlandırarak geçirdik. UİD-DER’imizin internet sitesinde, sosyal medyasında ve İşçi...
- UİD-DER’in 15-16 Haziran Büyük İşçi Direnişinin 55. yıldönümünde gerçekleştirdiği “15-16 Haziran: Gelenekten Geleceğe: Umut Örgütlü Mücadelede!” etkinliğine farklı sektörlerden yüzlerce işçi katıldı. Etkinliğe katılan konuklar arasında; unutulmaz...
- Özel Sektör Öğretmenleri Sendikasının 25 Haziranda başlattığı Büyük Öğretmen Yürüyüşünü gerçekleştiren ve bugün Ankara’ya ulaşan öğretmenlerin önü Ziya Gökalp Caddesi üzerinde polis barikatıyla kesildi. Talepleri için yürüyüşlerini Milli Eğitim...
- 31 Mart 2024’te yapılan yerel seçimlerin ardından İzmir Çiğli Belediyesinde çalışan 147 işçi tasarruf bahanesiyle işten atılmış, yürütülen mücadele sonucu işçilerin bir kısmının işe iadesi yapılmıştı. Verilen tüm sözlere rağmen işe iadesi yapılmayan...
- Bu yıl 1 milyondan fazla öğrenci LGS sınavına, 2,5 milyon öğrenci YKS sınavına girmek için başvuru yaptı. Her yıl milyonlarca çocuk ve genç, aileleriyle birlikte sınav stresiyle baş etmeye çalışıyor. Çocuklarının geleceğine yönelik kaygı duyan...
- Artan fiyatlar karşısında alım gücümüz düşmeye devam ediyor. Enflasyonun artış hızının azaldığı söyleniyor ama bu, fiyatların düşmesi anlamına gelmiyor. Yaz meyveleri tezgâhlara çıktı ama kilosu 150-200 liraya varan fiyatlar yüzünden alamıyoruz....