Buradasınız
Tersane Kazaları İçin Önlem Alacaklarmış!
Tuzla’da işçi ölümlerinin ardı arkası kesilmezken, sermaye hükümeti ve tersane patronları, sorunu geçiştirmek için ellerinden geleni yapmaya devam ediyorlar. Erdoğan, sözde iş kazalarına çözüm bulmak üzere 19 Haziranda tersane patronlarıyla bir araya geldi. Patronlarla birlikte Limter-İş’i lanetleme mitingi düzenleyen Dok-Gemi-İş sendikası toplantıya davet edilirken, yıllardır iş kazalarının ortadan kalkması için mücadele eden Limter-İş yine görmezden gelindi.
Söz konusu toplantı, patronların her türlü şantaj, tehdit ve baskıya başvurdukları 16 Haziran grevinin hemen ardından gerçekleşti. İşçiler “Artık Yeter” diye bağırırken, Başbakan, toplantıda, hızla büyüyen ve büyük başarılar yakalayan bu sektörün iş kazalarının gölgesinde kalmaması gerektiğini söylüyordu. AKP hükümeti ve tersane patronları, sektörün son beş yılda yüzde 400 büyüdüğünü, 2013 yılında hedeflenen büyümenin 2007’de yakalandığını, dünyada altıncı sıraya oturduğunu belirterek bununla övünüyorlar. Bu hızlı büyümenin işçilerin canını hiçe sayan korkunç bir sömürüye dayandığını ise gözlerden gizlemeye çalışıyorlar. Onları ölen işçiler değil, ölümlerin bu “güzide” sektöre “kara çalması” rahatsız ediyor.
Sanayi ve Ticaret Bakanı Zafer Çağlayan, “Bu sektör dünyada herkesi kıskandıracak, dikkatlerini çekecek önemli bir seviyeye gelmiş. Türk iş gücünün, Türk girişimcisinin, Türk insanının bu kadar iş kapasitesine sahip olması, dünyanın önemli üretim merkezlerinden biri haline gelmesi acaba bizim dışarıdaki rakiplerimizi korkutuyor veya ürkütüyor mu veya onları harekete mi geçiriyor?” diye çağıldayarak, iş kazalarının abartıldığını ve bunun dış mihrakların eseri olduğunu ima ediyor.
GİSBİR Danışma Kurulu Başkanı Kenan Torlak ise şunları söylüyor: “Tersane kazalarının artış eğiliminde olduğu, hele böyle bir eğilimin işverenin tedbirsizliği veya kayıtsızlığının sonucu olduğu şeklindeki değerlendirmeler safsatadır, sorumsuzluktur, yaygaradır ve çalışma barışını bozmaya yönelik nifaklardır.”
Patronlar işçi ölümlerini hiçe sayarken, 19 Hazirandaki göstermelik toplantının ardından yapılan Başbakanlık açıklaması da aynı telden çalıyor. Söz konusu toplantıda Erdoğan’ın “konunun kendine has şartları, derinliği ve birden fazla boyutu olduğunu, bir boyutu ihmal eden, tek taraflı, sloganik ve kolaycı yaklaşımların ileride karşımıza çok daha ağır başka sosyal ve ekonomik sorunlar çıkaracağını” vurguladığını ifade eden Başbakanlık açıklaması, bu derin boyutun kaç milyon dolarlık bir derinliğe sahip olduğundan söz etmiyor. Tek taraflı, sloganik ve kolaycı yaklaşımlar ise, işçilerin “artık ölmek istemiyoruz” çığlıklarında ifadesini bulan sınıf yaklaşımı olsa gerek!
Başbakanlık açıklamasında, konunun üzerine giden basın da eleştiriliyor: “Konuya yüzeysel yaklaşmak asıl çözümlerin gündeme getirilmesini geciktirecek ve bundan da hem sektör hem de ülkemiz kaybedecektir. İşçilerimizin hakları aranırken, sorunlar gündeme taşınırken işverenleri ve sektörü kötülüklerin sebebi gibi gösteren bir dil kullanmaktan kaçınılmalıdır.” Kötülüklerin sebebi işverenler, devlet ve hükümet olmadığına göre işçiler olsa gerek!
Sözde iş kazalarını engellemek için gerçekleştirilen toplantıda, patronlar ve hükümet sektörün yeniden organizasyonuna yönelik birtakım kararlar aldılar. Tuzla tersanelerinin endüstri bölgesi ilan edilmesi, gemi inşa okullarının kurulması, yer darlığını aşmak amacıyla tersanelerin bir bölümünün Yalova’ya kaydırılması türünden kararlar bunlar arasında yer alıyor. Ancak alınan kararlar arasında, iş kazalarını önlemek üzere patronların almaları gereken önlemeler konusunda tek bir madde bile yer almıyor. Zaten tersane patronu Kenan Torlak demiyor muydu, “Tersane kazalarının artış eğiliminde olduğu, hele böyle bir eğilimin işverenin tedbirsizliği veya kayıtsızlığının sonucu olduğu şeklindeki değerlendirmeler safsatadır, sorumsuzluktur, yaygaradır ve çalışma barışını bozmaya yönelik nifaklardır” diye!
Şunu bilelim ki, patronlar sınıfına ve onların hükümetlerine bu kadar duyarsız ve pervasız olabilme cesaretini bizler veriyoruz. İşten atılmaktan korktuğumuz için sesimizi çıkarmıyoruz, ama canımızı kaybetmekten korkmadan her gün ölüme gidecek kadar da cesuruz. İşten atılırsak yeni bir iş bulana kadar ailemizin sürüneceğini düşünüyoruz, ama ölürsek ömür boyu sürüneceklerini aklımıza getirmiyoruz. Korkularımız yumruklarımızı ve kan emicilerin üzerine yürüyecek ayaklarımızı bağlıyor.
Sesimiz biraz çıktığında patronuyla hükümetiyle, medyasıyla hepsinin paçalarının tutuştuğunu göremeyecek kadar kör müyüz? Örgütlendiğimiz takdirde karşımızda hiçbir gücün duramayacağını hissedemiyor muyuz? Hakkımızı arama görevini, her türlü baskıya direnen ve her türlü zorluğu göğüsleyerek mücadele eden insanlara havale etmeye devam mı edeceğiz? Oysa bugün yanı başında ölen işçi kardeşi için mücadele etmeye yanaşmayanların, kendileri için de kimseden yardım beklemeye hakları yok. Ya hep birlikte örgütleneceğiz ve mücadele edeceğiz, ya da hep birlikte kanımız canımız pahasına ezilmeye, sömürülmeye ve “bizim başımıza gelmez” dediğimiz kazalarda kurban gitmeye devam edeceğiz.
UİD-DER Farkı
- Toplu Konut Değil, Toplu Mezar!
- Örgütlenmeye İhtiyacımız Var
- Kâr Hırsı Doğayı ve İşçileri Katlediyor
- Gençlerimiz Ölmeye Devam Ediyor
- Kocaeli’de “MESEM’e ve Çocuk İşçiliğine Son”Eylemi
- Sağlıksız ve Kötü Çalışma Koşullarına Karşı Birleşelim
- Mesleki Eğitim mi Kâr Hırsı mı?
- Hayatımızı Değiştirecek Parolayı Unutmayalım!
- Gizli Açlık Tehlikesi Büyüyor
- Biz Mücadele Edersek Her Şey Düzelir!
- Hasköy Sanayi Sitesinden Sonra Şimdi Sıra Kimde?
- Ya Beni İşten Atarlarsa?
- İSG-SEN Ankara’da Siyah Baret Eylemi Yaptı
- Patronların Prestiji Yangın Riskinden Daha Önemli
- “El Cerrahisi 7/24 Yanınızda”
- Yangından Haberimiz Bile Olmadı!
- TMO Silosundan Fabrikalara Patlamalar ve Yangınlar Ne Anlatıyor?
- Aşırı Sıcaklar İşçi Sağlığı ve Güvenliğini Tehdit Ediyor
- Teknoloji Çağındayız Ama İşçiler Çalışırken Ölüyor!
- Örgütsüzlüğümüzün Bedeli: Artan İş Cinayetleri
Son Eklenenler
- Emekçi kadınlar olarak birçok sorunumuz var. Hayat pahalılığı, yoksulluk, çocuklarımızın ihtiyaçlarını karşılayamamak gibi sorunlar yaşıyoruz. İzmir’de tek göz bir evde çıkan yangında hayatını kaybeden beş küçük çocuk hepimizi çok üzdü. Bu çocuklar...
- İşçi sınıfının emeklileri, abi ve ablalarımız, Erdoğan 2024 yılını “emekliler yılı ilan ediyoruz” demişti. Erdoğan’ın o konuşmasını belki de hepimiz dinledik, gazetelerden okuduk. Bazılarımız burjuva siyasetinin zokasını yutarak, “belki bu sefer iyi...
- Baskılara, yasaklara rağmen direnişlerini sürdüren Polonez işçilerinin mücadelesi kazanımla sonuçlandı. Metal işçilerinin kararlı duruşu kazanım getirdi. Hitachi Energy grevi 24 Aralıkta, Schneider Elektrik grevi 6 Ocakta, Arıtaş Krijojenik grevi 10...
- Özel Sektör Öğretmenleri Sendikası, 19 Ocakta Kadıköy İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü önünde eylem yaparak Özel Eğitim ve Rehabilitasyon Merkezlerinde çalışan öğretmenlerin ve terapistlerin sorunlarına değindi.
- İngiliz egemenleri, sömürge döneminde ticaret gemilerini, donanmalarını korumak için vahşi bir yöntem geliştirmişler. “Yamyam fare yöntemi” olarak adlandırılan bu yöntem şöyle: Açık denizdeki gemilerde fareler çoğalınca önce bir fare yakalanır, boş...
- Asgari ücret pek çok işçinin beklediğinin tersine 23 bin lirayı bile bulmadı. Utanmadan “işçiyi enflasyona ezdirmedik” dediler, gözlerimizin içine baka baka bizimle dalga geçtiler. Hiçbirimiz bu yalana inanmıyoruz. Çünkü yoksulluğu biz yaşıyoruz,...
- Evlatlarımızın sağlıklı gelişimi, sadece ne yiyip içtikleriyle değil, nasıl bir ortamda, çevrede büyüdükleriyle de ilgilidir. Empati, iletişim gibi sosyal, duygusal ve zihinsel becerileri çevreleriyle etkileşimlerinin izlerini taşır. Çocukların...
- 17 Ocakta okul öncesi, ilkokul, ortaokul ve lisede okuyan yaklaşık 20 milyon öğrenci birinci dönem karnelerini alarak yarıyıl tatiline girdi. Mersin’de Eğitim-Sen ve Özel Öğretmenler Sendikası eğitimdeki sıkıntıları dile getirmek için Yenişehir İlçe...
- Suriye’deki Esad rejimi 8 Aralıkta yıkıldı. Hemen ardından da Suriye’deki savaşın bittiği ve Türkiye’deki Suriyelilerin artık güvenle ülkelerine geri dönebileceği konuşulmaya başlandı. Medyada Erdoğan’ın Suriye politikasının ne kadar başarılı olduğu...
- Sevgili işçi kardeşlerim, bizler yani işçi sınıfımızın örgütlü mücadelesinin bir parçası olanlar, eski kuşaktan işçilerin deneyimlerinden ziyadesiyle istifade etmeyi öğrendik sınıf büyüklerimizden. Bundandır karşımızdaki herhangi bir işçi...
- UİD-DER Müzik Topluluğu (UMUT), Ruhi Su’nun sesinden dinlediğimiz Boşa Didinmek Fayda Vermez şarkısını yeniden yorumladı. Şarkının mücadeleye çağıran sözleri kadar hikâyesi de çok anlamlı. Rusya işçi sınıfının romancısı Maksim Gorki, 1907’de,...
- İşyerinde yeni yıl kutlaması yapmak için işi biraz erken bıraktık. Kutlama için masaları hazırladık, şarkı listemizi ayarladık. İşin yorgunluğunu atıp dinlenecek, uzun uzun sohbet edecektik. Tabii eğlence kısmına geçmeden önce işyerinin şef ve...
- Birleşik Metal-İş Sendikası ile MESS arasında süren toplu iş sözleşmesi görüşmelerinin anlaşmazlıkla sonuçlanması üzerine 13 Aralıkta başlayan GE Grid Solutions grevinin 33. gününde anlaşma sağlandı. Böylece MESS sözleşmeleri kapsamında 4 işletmede...