Buradasınız
Türkiye’de Kadın Sorunu
Sarıgazi’den Bir Kadın İşçi

Bir 8 Mart daha geçti. Bu 8 Mart’ta da kadına şiddet kınandı, kadının toplumdaki yeri ve mağduriyetiyle ilgili raporlar yayınlandı devlet kurumları tarafından! Ve işveren örgütleri de seminerlerde kadın sorununa parmak bastılar. Sorunun çözülmesi için kadının toplumdaki rolünün arttırılması ve iş yaşamında yerini alması ile ilgili güzel güzel açıklamalar yaptılar. Evet, bahsettikleri sorunlar gerçekten var. Fakat geçen yıl da, önceki yıl da, bir önceki yıl da benzer şeyleri duyduk. Duyduk da neden hiçbir şey değişmedi peki?
ILO’nun yaptığı araştırmaya göre dünyanın pek çok yerinde özellikle “gelişmekte olan” ülkelerde kadınlar daha ağır koşullarda, daha düşük ücretlere çalıştırılıyorlar. Bir araştırma kurumu ise dünyadaki ekonomik krizin en fazla kadın istihdamını vurduğunu açıklıyor. Türkiye’de ise durum çok daha kötü! Kadın işçilerin çoğu hâlâ asgari ücretten daha düşük ücrete, sigortasız ve güvencesiz çalışıyor. Kadınlar hâlâ şiddete, tacize maruz kalıyor veya cinayete kurban gidiyorlar.
Gerçekler böyleyken bakanların, işveren temsilcilerinin “üzülüyoruz, değiştirmek istiyoruz” sözlerinin ikiyüzlülükten başka bir şey olmadığı gün gibi ortadadır. Aslında kadın sorununa da işçi sınıfının penceresinden bakmak gerekir. İşçilerin sırtından geçinen kadın patronlarla işçi kadınlar hiçbir zaman aynı tarafta olamazlar. Bu yüzden de yaşanan sorun salt kadın sorunu değil işçi sınıfının sorunu ve ayağındaki prangadır.
Bizler şunu biliyoruz ki ne zaman kadınlar sınıf mücadelesinde erkeklerle beraber yerlerini alsalar yılmaz kararlılıklarını göstermişlerdir. Tıpkı 1857’de daha iyi yaşam koşulları için mücadele eden ve 8 Mart’ın doğmasına neden olan New Yorklu kadın tekstil işçileri ya da 1968’de İngiltere’de eşit işe eşit ücret için grev yapan ve Eşit İşe Eşit Ücret Yasasının geçmesini sağlayan kadın Ford işçileri gibi. Bizler de işçi sınıfı tarihinin en anlamlı günlerinden biri olan 8 Mart Uluslararası Emekçi Kadınlar Günü’ne sınıfımızın penceresinden bakmalı ve işçi sınıfının kadınıyla erkeğiyle bir bütün olduğunu unutmamalıyız.
8 Mart Hediye Alma Günü Değildir
Ankara’da 8 Mart Kutlaması
- Nefes Almak İçin…
- UİD-DER’de 8 Mart Etkinlikleri: 8 Mart Yol Gösteriyor, Engeller Mücadeleyle Aşılır!
- Emekçi Kadın, Yaşam, Mücadele, Dönüşüm
- “Hey Kızlar Siz de Katılın Bize!”
- UİD-DER Kadın Komitesi: Sorunlar, Engeller Mücadeleyle Aşılır!
- Güvencesiz ve Esnek Çalışma Modellerine Bir Yenisi Eklendi: “Komşu Annelik”
- Bu Televizyonlar Neleri Gösterir, Neleri Göstermez?
- Ekranlar ve Çocuklarımız
- Gelişen Ufkumuz, Değişen Dünyamız
- İşçilerin Canının Hiçe Sayılmasına Birlikte Karşı Duralım!
- Kadına Yönelik Şiddete Karşı Dünyadan Eylemler
- Anastasya, Dilan ve Hafızamız
- Gerçek Adalet Mücadelemizle Gelir
- Geleceğe Dönüşmek, Geleceği Büyütmek
- UİD-DER Kadın Komitesi’nden Polonez Direnişine Dayanışma Ziyareti
- Ağıt Yakmasın Analar, Umut Türküleri Söylesin
- Nurten Abladan Bugünün Emekçi Kadınlarına
- “Kendimiz İçin Yürüdük…”
- Direnç Çiçekleri İşçi Sınıfının Bağrında Filizlenir
- Anne Karnında Başlayan Eşitsizlik
Son Eklenenler
- Tez-Koop-İş Sendikası 2025 yılı kamu kesimi toplu iş sözleşmeleri çerçeve anlaşma protokolünün bir an önce imzalanması ve işçilere alın terinin karşılığının verilmesi talebiyle 14 Mayısta Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı önünde kitlesel basın...
- Soma Madenci Katliamının 11. yılında başta Soma’da olmak üzere çeşitli anma programları gerçekleştirildi.
- Bu 1 Mayıs’ta da her şeye rağmen alanlardaydık. “Yağmur Çamur Yağsa da Kış Kıyamet Kopsa da Biz Buradayız” dedik. İşçiler, emekçiler olarak, işçi sınıfının gençliği olarak alanlara çıktık. Biz de UİD-DER kortejinde Kadıköy’deydik. Yağmura ve soğuğa...
- 2025 1 Mayıs’ını büyük bir coşkuyla kutladık. Alanda olmak bana tarifsiz bir cesaret verdi. Binlerce işçiyle tek ses olmak, tek yumruk olmak en güzel duyguları yaşatıyor.
- Petrol-İş Sendikasının örgütlü olduğu rüzgâr tribünleri için kanat üretimi yapan Amerikan menşeli TPI Compozit’in İzmir Menemen ve Çiğli’de bulunan fabrikalarında 13 Mayısta grev başladı.
- Somayı hatırlamak demek haksızlıklara, adaletsizliğe, sömürü düzenine karşı örgütlenmek demektir. Soma’yı hatırlamak demek hesap soracağımız günleri yakın eylemek için mücadele etmek demektir.
- Soma Katliamının üzerinden 11 yıl geçti. Soma’nın ardından Ermenekler, Torunlar, Hendekler, Amasralar, İliçler devam etti, ediyor. Erol Eğrekler katlediliyor, holdingler işçilerin kanıyla büyüyor. Patronlar siyasi iktidardan aldıkları güçle iş...
- DİSK, KESK, TMMOB, TTB, İstanbul Barosu ve İstanbul Emek, Barış ve Demokrasi Güçleri’nin çağrısıyla, güvenlik görevlileri tarafından dövülerek katledilen işçi Erol Eğrek için 12 Mayısta Çalık Holding önünde eylem düzenlendi. Eyleme sendikalar,...
- Merhaba dostlar. 1 Mayıs’ı geride bıraktık. Bizler de genç işçiler olarak 1 Mayıs’ta UİD-DER’le birlikte alanlardaydık. Sınıfımızın saflarında olmanın heyecanını yaşadık. Duygularımızı sizlerle de paylaşmak istiyoruz.
- Erol Eğrek’in katledilmesinin sorumlusu yalnızca Çalık Holding değildir. Mahkeme kararına rağmen işçinin kazanılmış hakkını 10 yıldır ödemeyen Çalık Holding’e hiçbir yaptırım uygulamayan; patronları denetlemeyen, adaletsizlik ve cezasızlığı temel...
- Yaşanan her türlü baskı ve zorbalığa karşı, işçi sınıfı kendi saflarında gücünü birleştirmeli ve öfkesini doğru adrese yönlendirmelidir. 1 Mayıs bu birliğin ortaya çıktığı uluslararası bir mücadele günü olarak önemli bir yere sahiptir.
- 1980 darbesinin üzerinden 45 yıl geçti ama bıraktığı karanlık hâlâ silinmedi. O darbe devrimci hareketi ve örgütlü işçi sınıfını ezmek için yapıldı. Bugün hâlâ baskılarla karşı karşıyayız. Ama nasıl ki o karanlık günlerde Hasanlar, Haticeler...
- Her sene olduğu gibi bu 1 Mayıs’a da büyük bir titizlik ve ciddiyetle hazırlandık. UİD-DER ailesi olarak çocuklarımızla, gençlerimizle kadın erkek hep birlikte kapitalizmi teşhir ettik. Ekonomik, sendikal ve siyasal taleplerimizi dosta düşmana...