Buradasınız
Tuzla’dan Dur Durak Demeden Ölüm Haberleri Geliyor
Aydınlı’dan bir sağlık işçisi
Yaklaşık 40 bin işçinin çalıştığı Tuzla tersanelerinden dur durak demeden ölüm haberleri geliyor. Bununla birlikte hemen yukarısındaki organize deri sanayi bölgesinde de aynı sıklıkta olmasa da ölümlü iş kazaları meydana geliyor. Daha geçen hafta içerisinde deri sanayi bölgesinde çalışan bir işçi, iş cinayeti sonucu hayatını kaybetti ve başka bir fabrikada üzerine sülfürik asit dökülmesi sonucu iş kazası geçiren iki genç işçi arkadaşımız ağır yaralandı. Kârından başka bir şey düşünmeyenlerin, işçilerin sağlığını düşünmediği, düşünmeyeceği çok açık ortada.
Her zaman Tuzla’ya düşmüyor ölüm haberleri ama bu bölgede oturan birisi için çok erken geliyor haberi iş cinayetlerinin. 6 ayda 10 ölüm... Ve gizli kalmış bir sürü ölüm... İşe ölüm korkusuyla giden ağabeylerimiz, evde babasının ölüm haberini alacakmış gibi tedirgin bekleyen kardeşlerimiz, “'baba işe gitme”' diye yalvaran çocuklar...
Kiminin patlamada kolu kopuyor, kiminin cesedi köpeklerce parçalanıyor, kimi cayır cayır yanıyor, kiminin cesedi aranırken tesadüfen başka bir arkadaşının (kayıt dışı çalıştırıldığı için öldüğünün bile anlaşılmadığı!) cesedi bulunuyor. Yanlış anlamayın. Savaş alanından değil, insanların ekmek kazanmak için gittikleri iş yerlerinden, Tuzla tersanelerinden ve diğer ağır iş kollarından bahsediyorum. Hani Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik’in utanmadan “yatıyoruz, kalkıyoruz Tuzla” dediği Tuzla tersaneleri. Koç grubu onur başkanı Rahmi Koç’un “fevkalâde başarılı” bulduğu tersaneler.
Ama “atıyoruz, kalkıyoruz Tuzla” diyen Çalışma Bakanına ve patronlara sözümüz olsun. Bu düzen böyle gittikçe, ölümler devam ettikçe, yatacaksınız kalkacaksınız Tuzla işçilerinin direnişini göreceksiniz! Bizler yatıp kalkıp mücadele etmeyi öğreneceğiz ve öğreteceğiz. Yatıp kalkıp işçi kardeşlerimizi örgütleyeceğiz. Çünkü biz işçiler şunu çok iyi biliyoruz: Örgütlüysek her şeyiz, örgütsüzsek hiçbir şey!
Acarer Grevi Başarıyla Sonuçlandı!
Tek Çaremiz Örgütlenmek!
- Toplu Konut Değil, Toplu Mezar!
- Örgütlenmeye İhtiyacımız Var
- Kâr Hırsı Doğayı ve İşçileri Katlediyor
- Gençlerimiz Ölmeye Devam Ediyor
- Kocaeli’de “MESEM’e ve Çocuk İşçiliğine Son”Eylemi
- Sağlıksız ve Kötü Çalışma Koşullarına Karşı Birleşelim
- Mesleki Eğitim mi Kâr Hırsı mı?
- Hayatımızı Değiştirecek Parolayı Unutmayalım!
- Gizli Açlık Tehlikesi Büyüyor
- Biz Mücadele Edersek Her Şey Düzelir!
- Hasköy Sanayi Sitesinden Sonra Şimdi Sıra Kimde?
- Ya Beni İşten Atarlarsa?
- İSG-SEN Ankara’da Siyah Baret Eylemi Yaptı
- Patronların Prestiji Yangın Riskinden Daha Önemli
- “El Cerrahisi 7/24 Yanınızda”
- Yangından Haberimiz Bile Olmadı!
- TMO Silosundan Fabrikalara Patlamalar ve Yangınlar Ne Anlatıyor?
- Aşırı Sıcaklar İşçi Sağlığı ve Güvenliğini Tehdit Ediyor
- Teknoloji Çağındayız Ama İşçiler Çalışırken Ölüyor!
- Örgütsüzlüğümüzün Bedeli: Artan İş Cinayetleri
Son Eklenenler
- Kapitalist sistemde yaşıyoruz ve bu sistemin yol açtığı büyük-küçük pek çok sorunla boğuşuyoruz. Peki sorunlarımızı çözmek için ne yapıyoruz? Örneğin pek çoğumuzun ailesinde çocuk, hasta, yaşlı ya da engelli olduğu için bakıma muhtaç yakınlarımız...
- İşçi Dayanışması çıktığında her birimiz ilk görüşte etkilendiğimiz yazıyı seçiyoruz. Neden etkilendiğimizi, yazının bizi nasıl etkilediğini, neyi düşünmemizi sağladığını anlatıyoruz birbirimize. Bu yazıyı herhangi bir arkadaşımıza nasıl ve neden...
- Mutsuzluk ve umutsuzluk gençler arasında adeta bir salgın gibi yayılıyor. Etrafımıza, arkadaşlarımıza bakıyoruz, yaşamdan tat alamadığını söyleyenlerin sayısı her geçen gün artıyor. “Her günüm bir öncekiyle aynı”, “yarından bir beklentim yok”, “bana...
- Biz işçiler haftanın her günü vardiyalı bir şekilde 24 saat çalışırız. Yeri gelir Pazar mesai yaparız. Dinlenmeye, ailemize vakit ayırmaya zaman bulamayız. Sanki biz işçiler için hayat sadece çalışmaktan ibaretmiş gibi. Fabrikada mühendis bir...
- Eskiden her sorunun beni bulduğunu, bu sorunları yaşayan tek kişinin ben olduğumu düşünüyordum. Sonra UİD-DER ile tanıştım ve İşçi Dayanışması’nı düzenli olarak okumaya başladım. Bir genç olarak, gençlik yazılarını okudukça bu sorunları yalnızca...
- Ben büyük bir tekstil fabrikasında çalışıyorum. Başta Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek olmak üzere siyasi iktidar sözcülerinin, asgari ücret zammının hedeflenen enflasyon oranına göre yapılacağını her fırsatta söylemelerine rağmen asgari ücrete...
- Son günlerde sohbet edebildiğim her insana Türkiye’deki Suriyeliler hakkında ne düşündüklerini soruyorum. Devamındaysa nerede dünyaya geldiklerini, neden göçüp büyük kentlere geldiklerini soruyorum. Son olarak aile büyüklerinin nerelerden göçerek...
- Sevgili işçi kardeşlerim, 8 yaşına kadar babasız, 8 yaşından sonraysa hem anasız hem de babasız büyümüş sayılırım. 12-13 yaşıma kadar mahallede ve çalıştığım fabrikada anası-babası yanında olan arkadaşlarıma imrenmiş, onları kıskanmışımdır. O halimi...
- DİSK 24-27 Aralık tarihleri arasında bölge temsilciliklerinin olduğu şehirlerdeki vergi daireleri önlerinde, Ankara’da Hazine ve Maliye Bakanlığı önünde “İnsanca Ücret Vergide Adalet” talebiyle basın açıklamaları gerçekleştirdi. İşyerlerinde...
- Bir an için zifiri karanlıkta kaldığımızı düşünelim. Yanımızı yöremizi görememenin huzursuzluğuyla korkuya kapılırdık. Ne yazık ki bugün milyonlarca işçi ve emekçi yüreğinde benzer bir korku taşıyor. Çünkü dünyamıza egemen olan kapitalist düzende,...
- İşçi Dayanışması’nın 197. sayısında, Emekçi Gençlik köşemizdeki “Yaşadım Diyebilmek İçin” yazısında şöyle deniyordu: “Öyle bir zamandan geçiyoruz ki her geçen gün daha fazla sayıda genç arkadaşımızın kendine “en güzel yıllarım bu mu?” diye sorduğunu...
- Merhaba, ben Polonez işçisiyim. Daha doğrusu işçisiydim. Direnişimizin 163. günündeyiz, son 21 gündür direnişimizi Çatalca Adliye Sarayı önünde yürütüyoruz. Geçenlerde bir gazeteci arkadaşımız “2025’ten beklentiniz nedir?” diye bir soru sordu. “...
- Sendikalı, sendikasız, hatta sigortasız çalıştırılan işçi kardeşlerim, her yılın son ayında hepimizin kulak kesildiği asgari ücret tiyatrosu başlar. Bu sene de aynı şekilde adeta bir tiyatro izledik. Sınıf temelinde örgütlü mücadelenin bir parçası...