Buradasınız
Tuzla’da Barış Bloku Açıklaması: “Acil Barış Acil Demokrasi”
1 Eylülde Tuzla Barış Bloku “1 Eylül Dünya Barış Günü” vesilesiyle Aydınlı’da bir yürüyüş gerçekleştirdi. Yürüyüşe derneğimiz UİD-DER, Tuzla’da bulunan yöre dernekleri, siyasi partiler ve emek örgütleri katıldılar. Yürüyüş boyunca “Sana Savaş Yaptırmayacağız”, “Yaşasın İşçilerin Birliği, Halkların Kardeşliği” sloganları gür bir sesle, haksız savaşa inat haykırıldı.
Aydınlı tepe durağından merkeze kadar yapılan yürüyüşte, çevreden izleyenlere, yoldan geçen servislerdeki, toplu taşıma araçlarındaki işçilere-emekçilere “Sarayın başlatmış olduğu savaşın işçi ve emekçilerin çıkarına olmadığı, savaşa karşı barış için birlik olma ve yürüyüşe katılma” çağrısında bulunuldu. Çevredeki inşaat işçileri, pazardan dönen ev kadınları, anneler alkışlarıyla çağrıyı desteklediler. Aydınlı merkezine gelindiğinde Tuzla Barış Bloku’nun kurulduğu duyuruldu ve Blok adına açıklamayı eş sözcü Aydın Kılıçdere yaptı. Açıklamada şu sözlere yer verildi: “Yaşadığımız topraklarda bir kez daha şiddet ve yoğun çatışma ortamı içinde 1 Eylül Dünya Barış Günü’ne giriyoruz. Hem Türkiye’de hem de Ortadoğu’nun diğer ülkelerinde Irak, Suriye ve Filistin’de çocuk, kadın, genç, yaşlı demeden insanlar öldürülüyor. Farklı halkların ve inançların eşit ve özgür olarak bir arada yaşamayı hedeflediği bu topraklarda yaşananları durdurmak hepimizin elindedir.” Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın başkanlık arzusu ve AKP’nin tek başına iktidar olma sevdası nedeniyle Türkiye’de yeniden savaş ortamı yaratıldığı vurgulandı ve halkların her zamankinden daha fazla barışa ihtiyaç duyduğu belirtildi.
Açıklama şu çağrıyla son buldu: “Barış Bloku’nu, tüm demokrasi, emek ve barış güçlerini ülkenin her yanında barışın sesini yükseltmeye, çatışma ve savaş politikalarına karşı durmaya çağırıyoruz. İnsani ve demokratik haklarımıza kavuşmak için işçiler, emekçiler ezilen ve baskı altına alınan bütün kesimler ortaklaşalım diyoruz. Çağrımız Sarayın Savaşına Karşı Acil Barış Acil Demokrasi.”
Açıklamanın ardından kitle sloganlar ve alışlarla alandan ayrıldı.
ORS’de Direniş Sürüyor
- Savaşı Kınamak Sorumluluktan Kurtulmaya Yeter mi?
- 7 Ekim’in Birinci Yılı: Emperyalist Savaş Büyüyerek Devam Ediyor
- Ukrayna Savaşının 2. Yıldönümü: “Emperyalist Savaşa Karşı Mücadeleye!”
- Ukrayna Savaşının İkinci Yılı: Ukrayna’dan Gazze’ye Emperyalist Savaşa Hayır!
- Filistin ve Ortadoğu’da Emperyalist Savaş Yangını Devam Ediyor
- Bütçe Holdinglere Akıyor, Holdingler Savaştan Besleniyor!
- Milyonlar Meydanlarda Filistin Halkıyla Dayanışmayı Büyütüyor
- Emperyalist Savaşa Karşı İşçilerin Uluslararası Dayanışmasının Önemi
- Savaş ve Biz İşçiler
- Akan Kan Bizim de Kanımızdır!
- Filistin Halkıyla Dayanışma Büyüyor: Emperyalist Savaşa Hayır!
- Japon Doro-Çiba Sendikasının Filistin Sendikalarına Yanıtı
- Filistin Sendikalarının UİD-DER’in Mesajına Yanıtı
- Türkiye’de ve Dünyada Filistin Halkıyla Dayanışma Eylemleri: “Savaşı Durdurun!”
- Savaş Emekçiler İçin Yıkım Demektir! Savaşa Hayır!
- Haksız Savaşlar Memleket Sormaz!
- Haksız ve Emperyalist Savaşlara Hayır Diyoruz!
- Emekçiler Haykırdı: Rusya Elini Ukrayna’dan Çek! NATO’nun Genişlemesine Hayır!
- İşçi Sınıfının Tek Güvencesi Örgütlü Gücüdür!
- Emekçiler Haksız Savaşlara Hayır Diyor!
Son Eklenenler
- İşçi Dayanışması yayınlandığı ilk günden bu güne biz işçilere kocaman bir sınıf olduğumuzu, yaşamlarımızın, sorunlarımızın ve çözüm yollarının ne kadar yakın olduğunu anlatmaya devam ediyor. Yazıların kaleme alınmasından görsellerin hazırlanmasına,...
- İstanbul Planlama Ajansının (İPA) Ekim ayı araştırmasına göre, İstanbul’da ortalama stres seviyesi 10 üzerinden 6,9 çıktı. Aslında bu veri sadece İstanbul’u yansıtmıyor. Mersin olsun, İstanbul olsun hiç fark etmiyor: Stres seviyemiz artıyor,...
- Sevgili işçi kardeşlerim, başlıktaki sözlere gelmeden meramımın tamamını anlatmak için 6 ay geriye gitmem gerekiyor. Mayıs ayının son haftasında iki azı dişime kanal tedavisi için Dokuz Eylül Üniversitesi diş bölümüne randevu alarak gitmiştim. İki...
- “Zeytinyağlı yiyemem aman/ basma da fistan giyemem aman…” Kütahya ya da Bursa yöresine ait olduğu düşünülen bu türkü düğünlerde, keyifli eş dost toplantılarında hep bir ağızdan söylenir. Hatta eğlenceli ritmi karşılıklı oynamaya da teşvik eder....
- Hayat pahalılığı, geçim sıkıntısı korkunç boyutlara ulaştı. Emekçiler olarak temel ihtiyaçlarımız olan barınma, beslenme gibi ihtiyaçlarımızı karşılamakta zorlanıyoruz. Aldığımız maaşlarla kirayı mı ödeyelim, karnımızı mı doyuralım diye kara kara...
- Kapitalist sistemde yaşıyoruz ve bu sistemin yol açtığı büyük-küçük pek çok sorunla boğuşuyoruz. Peki sorunlarımızı çözmek için ne yapıyoruz? Örneğin pek çoğumuzun ailesinde çocuk, hasta, yaşlı ya da engelli olduğu için bakıma muhtaç yakınlarımız...
- İşçi Dayanışması çıktığında her birimiz ilk görüşte etkilendiğimiz yazıyı seçiyoruz. Neden etkilendiğimizi, yazının bizi nasıl etkilediğini, neyi düşünmemizi sağladığını anlatıyoruz birbirimize. Bu yazıyı herhangi bir arkadaşımıza nasıl ve neden...
- Mutsuzluk ve umutsuzluk gençler arasında adeta bir salgın gibi yayılıyor. Etrafımıza, arkadaşlarımıza bakıyoruz, yaşamdan tat alamadığını söyleyenlerin sayısı her geçen gün artıyor. “Her günüm bir öncekiyle aynı”, “yarından bir beklentim yok”, “bana...
- Biz işçiler haftanın her günü vardiyalı bir şekilde 24 saat çalışırız. Yeri gelir Pazar mesai yaparız. Dinlenmeye, ailemize vakit ayırmaya zaman bulamayız. Sanki biz işçiler için hayat sadece çalışmaktan ibaretmiş gibi. Fabrikada mühendis bir...
- Eskiden her sorunun beni bulduğunu, bu sorunları yaşayan tek kişinin ben olduğumu düşünüyordum. Sonra UİD-DER ile tanıştım ve İşçi Dayanışması’nı düzenli olarak okumaya başladım. Bir genç olarak, gençlik yazılarını okudukça bu sorunları yalnızca...
- Ben büyük bir tekstil fabrikasında çalışıyorum. Başta Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek olmak üzere siyasi iktidar sözcülerinin, asgari ücret zammının hedeflenen enflasyon oranına göre yapılacağını her fırsatta söylemelerine rağmen asgari ücrete...
- Son günlerde sohbet edebildiğim her insana Türkiye’deki Suriyeliler hakkında ne düşündüklerini soruyorum. Devamındaysa nerede dünyaya geldiklerini, neden göçüp büyük kentlere geldiklerini soruyorum. Son olarak aile büyüklerinin nerelerden göçerek...
- Sevgili işçi kardeşlerim, 8 yaşına kadar babasız, 8 yaşından sonraysa hem anasız hem de babasız büyümüş sayılırım. 12-13 yaşıma kadar mahallede ve çalıştığım fabrikada anası-babası yanında olan arkadaşlarıma imrenmiş, onları kıskanmışımdır. O halimi...