Buradasınız
UİD-DER 1 Mayıs’ta İstanbul ve Gebze’deydi
1 Mayıs 2009, İstanbul’da, alan tartışmaları yüzünden, krize, işsizliğe ve savaşa karşı işçilerin birleşik ve kitlesel katılımıyla kutlanamadı. İşçi konfederasyonlarından Türk-İş 1 Mayıs’ı Kadıköy’de kitlesel bir mitingle kutladı. DİSK ve KESK ise Taksim’de kutlama yapacağını açıklamıştı. Ancak bundan önceki yıllarda olduğu gibi bu kitlesel kutlamayı yapamadı ve neticede polisin alana girmesine izin verdiği “makul sayıda” bir kitleyle ve sınırlı bir süre Taksim’de bir anma yaptı.
Kadıköy: “Kriz, Savaş, İşsizlik, Çözüm İşçi İktidarında!”
Yaklaşık 15 bin kişinin katılımıyla gerçekleştirilen Kadıköy mitingi, Numune Hastanesi ve Tepe Nautilus önünden iki koldan başladı. Numune Hastanesi önünde Türk-İş’e bağlı şu sendikalar sıralandılar: Tes-İş, Türk Metal, TGS, Koop-İş, Yol-İş, Petrol-İş, Kristal-İş, Deri-İş, Tez-Koop-İş, Harb-İş, Belediye-İş şubeleri, TÜMTİS, Selüloz-İş, Haber-İş, Basın-İş, Çimse-İş, Tarım-İş, Teksif, Eğitim-İş, Liman-İş, Demiryol-İş, Tek Gıda-İş, Toleyis, T. Denizciler Sendikası. Tepe Natilius tarafından ise UİD-DER, EMEP, İşçi Kardeşliği Partisi, Köz ve İşçi Cephesi yürüdü.
Krizden dolayı yüz binlerce işçinin işten atılmasına rağmen, Türk-İş sendikaları mitinge olması gerektiği gibi büyük bir katılım sağlayamadılar. Yol-İş, Harb-İş ve Tes-İş diğer sendikalara nazaran daha kitleseldiler. Mitingde Türk Metal kortejinden işçilerle yaptığımız sohbette, işçiler Türk Metal’e olan tepkilerini dile getirdiler. Kendilerinden toplanan fonların darbecilere aktarıldığını söyleyen işçiler, sendikanın kendilerine sahip çıkmadığını, ayrıca Türk Metal işçilerine Özbek lehine slogan attırılmasına ve diğer işçilere karşı kışkırtılmalarına da karşı olduklarını vurguladılar. Türk-İş tarafında Deri-İş’in coşkusu ve sloganlarla yürümesi dikkat çekiciydi. Deri-İş alana girdikten sonra Türk-İş yönetimini eleştiren sloganlar da attı. Türk-Metal’in “Türk-İş nerede biz oradayız” sloganına karşı, Deri-İş, “Türk-İş uyuma, direnişe sahip çık” sloganıyla tepki gösterdi.
Tepe Nautilus önünde toplanan UİD-DER korteji gerek kitleselliği, gerek disiplini, gerekse coşkusuyla dikkat çekti. Kortejimizin en önünde büyük UİD-DER pankartı yer alırken, onun arkasında ise şu pankartlar sıralanıyordu: “Enternasyonalle Kurtulur İnsanlık!”, “Krizin Bedelini Kapitalistlere Ödetelim!”, “Yaşasın Militan Sınıf Sendikacılığı!”, “Yaşasın Dünya İşçilerinin Kapitalizme Karşı Mücadelesi!”, “Yaşasın 1 Mayıs!”, “Kapitalist Sömürüye ve Emperyalist Savaşlara Karşı Mücadele Bayrağını Yükselt!”.
Kortejin önünde UİD-DER’li çocuklarımız “Yaşasın 1 Mayıs” pankartını taşıyarak yürüdüler. Onların hemen arkasında ise, işçi tulumları ve iş kıyafetleriyle çeşitli sektörlerden işçiler yer aldılar. UİD-DER’in coşkusu ve disiplini, gerek sendikalı işçiler gerekse çevredeki insanlar tarafından ilgiyle izlendi. Pek çok insan gelip UİD-DER’in açılımını, ne zaman kurulduğunu sorarken, onlarca insan da gelip UİD-DER kortejine katıldı. Kortejde şu sloganlar öne çıktı: “Yaşasın 1 Mayıs, Biji Yek Gulan”, “Yaşasın 1 Mayıs, Yaşasın Sosyalizm!”, “UİD-DER Yürüyor, Mücadele Büyüyor!”, “Açlık, Savaş, Faşizm, İşte Kapitalizm!”, “Kriz, Savaş, İşsizlik, Çözüm İşçi İktidarında!”, “Bütün Ülkelerin İşçileri Birleşin!”, “Kapitalist Sistemi Yıkacağız, Sınıfsız Bir Dünya Kuracağız!”, “Ulusalcı Değil Enternasyonalistiz!”, “Siyasal Sendikal Baskılara Son!”, “Baskılar Bizi Yıldıramaz!”, “Bütün İşsizlere İş, İşgünü Kısaltılsın!”, “Krizin Faturası Patronlara!”, “Kendileri Yönetse Bütün Halklar Bir Olur!”, “Kürtlere Özgürlük, Kurdara Azadi!”
Krize, savaşa ve işsizliğe karşı UİD-DER kortejinde atılan “Kriz, Savaş, İşsizlik, Çözüm İşçi İktidarında!” sloganı, kapitalizme karşı nasıl bir mücadele yürütülmesi gerektiğini de ortaya koyuyordu. Ayrıca UİD-DER’in “Ulusalcı Değil Enternasyonalistiz!” ve “Kürtlere Özgürlük, Kurdara Azadi!” sloganları oldukça anlamlıydı. UİD-DER, coşkusu ve sloganlarıyla, işçi sınıfının enternasyonalist ruhunu, ezilen Kürt halkının desteklenmesi gerektiğini ve çözümün işçi iktidarında olduğu fikrini Kadıköy’e taşıdı. Ayrıca derneğimizin aylık İşçi Dayanışması bülteni de alanda dağıtılarak çok sayıda işçiye ulaştırıldı.
Mitingde Türk-İş başkanının yanı sıra, Atv-Sabah direnişçisi bir işçi ve Desa işçisi Emine Arslan da konuştu ve miting verilen konserle sona erdi. Alana disiplinli bir kortej şeklinde giren UİD-DER, alandan da aynı şekilde çıktı ve Tepe Nautilus’un önüne kadar sloganlarıyla yürüyüşünü sürdürdü.
Taksim’de devlet terörü
Taksim’de mitinge katılmak isteyenler sabahın erken saatlerinden başlayarak Mecidiyeköy, Şişli, Pangaltı ve diğer noktalarda toplandılar. Polis bu yıl da İstanbul’un Avrupa yakasını felç etti. Metro ve tramvaylar çalışmadı. Şişli’den Taksim’e giden cadde ve sokak başları polis tarafından tutuldu. DİSK ve diğer grupların birleşmesini istemeyen polis hem Mecidiyeköy’de hem de Pangaltı’da kitleye saldırdı. Bu arada DİSK önünde yaklaşık 500 kişilik bir grup toplanmıştı ve Avrupa’dan gelen sendikacıların ve parlamenterlerin de içinde yer aldığı grup Pangaltı’ya doğru yürüyüşe geçti. DİSK’in ve KESK’in işçileri Taksim’e taşımak için hiçbir hazırlık yapmadıkları açıkça ortadaydı.
DİSK Pangaltı’ya geldikten sonra durdu ve yöneticiler, çevrede toplanan kitle korteje katılmadan yürüyüşe devam etmeyeceklerini açıkladılar. Bu sırada ara sokaklarda toplanan insanların küçük bir bölümü DİSK kortejine girebildi. DİSK yöneticileri ve polis arasında pazarlık yapılmaya başlandı. DİSK, “makul bir çoğunluğa” ulaşılmış olduğunu düşünmüş olmalı ki, sosyalist grupları ve korteje giremeyen DİSK üyelerini beklemeden saat 11 civarında yürüyüşü tekrar başlattı.
Yürüyüş sırasında küçük katılımlar devam etti ve kitlenin sayısı 4 bine yaklaştı. Taksim’e polis kordonu altında girildi ve sonrasında, “İşte Taksim, İşte 1 Mayıs!”, “1 Mayıs Şehitleri Ölümsüzdür!”, “Yaşasın 1 Mayıs!” sloganları atıldı. DİSK başkanı Çelebi polisle yürütülen pazarlıklarda “makul olunacağını” beyan ederken, polis acımasızca sol çevrelere saldırmaktaydı. İşte bu koşullarda gerçekleşen Taksim’deki anma saat 13:30’da sona erdirildi.
Gebze: “Krizin Faturası Patronlara!”
1 Mayıs Gebze’de de bir mitingle kutlandı. Sendikalar Birliği’nin düzenlediği miting yeni belediye binasının önünden başlatıldı. Mitingde sendika kortejlerinin arkasına ÖDP, EMEP ve UİD-DER kortejleri sıralanmıştı. Sendikaların kitlesel bir katılımının sağlanamadığı göze çarparken, sendika kortejlerini esas olarak Birleşik Metal-İş ve Petrol-İş’li işçilerin oluşturduğu görülüyordu. En kitlesel kortej olarak öne çıkan UİD-DER kortejimiz, disiplini ve coşkusuyla dikkat çekiyordu. Krizin işçileri fazlasıyla vurduğu Gebze’de, yürüyüş boyunca “Krizin Faturası Patronlara!” sloganı öne çıktı. Gebze meydanında tamamlanan yürüyüş boyunca UİD-DER korteji Gebze sokaklarında büyük ilgi gördü. Derneğimizin korteji geçerken, cadde üstüne toplanan emekçiler alkışlarıyla bizlere destek verdiler. Gebze’de işçilere, UİD-DER’in İşçi Dayanışması bülteni de dağıtıldı. Miting, kürsüden yapılan konuşmaların ardından, çekilen halaylarla sona erdi.
1 Mayıs’ta UİD-DER’le Olmak
Son Eklenenler
- İngiltere’de geçtiğimiz haftalarda üç çocuğun öldürülmesinin ardından bu cinayetlerden göçmenleri ve Müslümanları sorumlu tutan güruhlar sokaklara dökülmüştü. Ülkede göçmen ve Müslümanları hedef alarak ırkçı saldırılar başlatan faşist çetelere karşı...
- İstanbul Bakırköy Metro şantiyesinde Bayburt Group taşeronu Modüler Teknik firmasında çalışan DİSK Dev Yapı-İş üyesi inşaat işçileri ücretleri aylardır ödenmediği için 12 Ağustosta Bayburt Group önünde eyleme başladı.
- Herkesin dilinde olan basit, masum bir soru… Ama aynı zamanda soranın da cevaplayanın da belli düşünce kalıplarına hapsolduğunu gösteren bir soru: Senin memleket nere? Fabrikada yeni işe başlayan birine, sokakta, otobüste, parkta tanıştığımız birine...
- İki kız kardeş, 15 yaşındaki Esmanur Argun ve 18 yaşındaki ablası Elif Argun, Urfa Viranşehir’den tarım işçisi olarak Bursa’ya gelmişlerdi. İşe giderken onları taşıyan traktörün devrilmesi sonucu hayatlarını kaybettiler. Kısacık yaşamları gibi...
- Tekgıda-İş Sendikasına üye oldukları için işten atılan Polonez işçilerinin sendikalı çalışma hakkı ve işe iade talebiyle başlattıkları direniş sürerken 9 Ağustosta İstanbul Valiliği önüne giderek seslerini duyurmaya çalıştılar. Türk Harb-İş...
- Geçtiğimiz günlerde Cerrahpaşa Üniversitesine bağlı Murat Dilmener Hastanesinin su tesisatının patlaması üzerine, yeni doğan yoğun bakım ünitesinin tavanı çöktü. Solunum cihazına bağlı bir bebek hayatını kaybetti. Solunum cihazına bağlı olan ve...
- UİD-DER’e gelmeden önce de bu dünyada olup bitenlere karşı öfkeliydim. Bir şeyler yapmak istiyordum fakat ne yapacağımı bilmiyordum. Yani öfkemi doğru yerekanalize edebilmiş değildim. UİD-DER sayesinde kapitalist bir sistemde yaşadığımızı ve tüm...
- 31 Mart yerel seçimleri sonrası belediye işçilerine yönelik işten atma ve ücret gaspı saldırıları devam ediyor. İşten atılan işçiler işe iade talebiyle direnişe başlarken ücretleri gasp edilen, düşük ücret dayatılan işçiler de çeşitli eylemlerle hak...
- Sokak köpeklerinin katledilmesinin önünü açan yasa geçtiğimiz günlerde AKP’li ve MHP’li vekillerin oylarıyla Meclisten geçti. Yasa hazırlanırken ve oylanırken yaşananlara baktığımızda nasıl bir düzende yaşadığımızı daha iyi anlıyoruz. Yasa gündeme...
- 6 Şubat depremlerinin üzerinden bir buçuk yıl geçmesine rağmen deprem bölgelerinde barınma sorunu bile çözülmüş değil. Depremden sonra TOKİ, 18 ilde 674 bin 238 konut yapılmasını hedeflediğini açıklamıştı. Şimdiye kadar teslim edilen konut sayısı...
- İkinci Dünya Savaşının son aylarında ABD’nin Hiroşima’ya atom bombası atması ve yüzbinlerce insanın ölümüne neden olması insanlık tarihinin en büyük katliamlarından biri olarak acıyla hatırlanmaya devam ediyor. Bu büyük katliamın 79. yıldönümü olan...
- 28 Temmuz 1914’te dünyanın o güne kadar gördüğü en kanlı savaş başladı. Tam dört yıl süren ve 20 milyon insanın ölümüne, milyonlarcasının yaralanmasına ve sakatlanmasına, kentlerin yakılıp yıkılmasına yol açan bu savaş tarihe Birinci Dünya Savaşı...
- İspanya’da bir duvarda şöyle yazıyor: “El que nos roba es de aqui y rico no inmigrante y pobre.” Yani “Bizi soyanlar göçmen ve yoksul değil, buralı ve zengin.” Bu kısacık bir duvar yazısı içinde bulunduğumuz durumu çok çarpıcı bir şekilde anlatıyor...