Buradasınız
UİD-DER’e Danıştım, Hakkımı Aldım
Kartal’dan bir metal işçisi
![](https://uidder.org/sites/all/modules/lazyloader/image_placeholder.gif)
Merhaba dostlar,
Ben Kartal’da bir metal fabrikasında çalışan bir işçiydim. Ta ki 1,5 ay önce işten atılıncaya kadar. İş yerinde birçok haksızlık yapılıyordu. Çalışma saatleri uzundu. Maaşlarımız zamanında ödenmiyordu. Fazla mesailerimizi eksik hesaplıyorlardı. Tüm bu haksızlıklara rağmen bizler canla başla çalışıyorduk. İşsiz kalmak kötü bir şey benim için, çünkü iki kızım var. Fakat korktuğum başıma geldi ve patron bir gün üretim maliyetini azaltacağını söyleyerek, önce birkaç arkadaşımı, birkaç gün sonra da beni işten çıkardı. Hiç birimize tazminat ödemedi. Zaten öyle bir alışkanlığı yokmuş. Genellikle işçilere “ben kendi isteğimle istifa ediyorum” diye yazan bir kâğıt imzalatıyormuş. Bu kâğıdı imzalamadım.
Bunu onların yanına bırakmamak için UİD-DER’li arkadaşlarımı aradım. Ne yapabileceğimi ve haklarımı nasıl alabileceğimi sordum. Hemen o akşam, bir UİD-DER’li arkadaşımla görüştüm ve noterden ihtarname çekmek için bir dilekçe hazırladık. İşyerindeki bütün uygunsuzlukları, yasadışı durumları, sigortasız işçi çalıştırıldığını, maaşlarımızın ödenmediğini, sigortanın asgari ücret üzerinden yatırıldığını ve daha birçok konuyu yazdık. Sonunda da ya işe geri almalarını ya da tazminatımı ödemelerini talep ettim. Ertesi sabah, bu dilekçeyi noterde hazırlatarak, işyerine ihtar gönderdim. Sonra işyerine gittim ama beni içeri almadılar. Kapının önünde kalacağımı zaten UİD-DER’li arkadaşım söylemişti bana ve öyle de oldu. Ben de yasal yollara başvurduğumu, bu iş yerinde çok fazla haksızlık olduğunu, bu sorunu çözmelerinin kendi tercihlerine kaldığını söyledim. “Siz bilirsiniz” dedim. Sonra beni içeri almayı ve muhasebe müdürü ile görüştürmeyi kabul ettiler. Muhasebe müdürü ise benim bilinçsiz ve korkak bir işçi olduğumu düşünüyordu. O yüzden hiçbir hak iddia edemeyeceğimi söyleyerek önüme uzattığı kâğıdı imzalamamı emretti. Tanıklarımın ve kanıtlarımın olduğunu söyleyerek kâğıdı hiçbir şekilde imzalamayacağımı, benim istifa etmediğimi, onların beni çıkarttığını söyledim. Patronla görüşmek istediğimi ve o gelinceye kadar da hiçbir yere ayrılmayacağımı söyledim. Ancak o gün patron gelmedi. Ben de ayrılmak zorunda kaldım.
Ertesi gün tekrar işyerine gittim. Bu sefer benim inadımı gören muhasebe müdürü, zannedersem patronun da korkması nedeniyle benimle pazarlık yapmaya başladı. İşsizlik sigortasından faydalanabilmem için 4 günüm eksikti. O günlerimi yatıracaklarını ve işsizlik sigortasından faydalanmam için işlem başlatacaklarını ancak başka hiçbir hakkımı vermeyeceklerini söyledi. Bu arada ihtar ellerine ulaşmıştı. Patron ilk başta “gönderin gitsin, hiçbir alacağı yok” derken, döndü ve tam tersi laflar etmeye başladı.
Yanındaki müdüre dönerek: “Bu kadın 1 senedir bizimle çalışıyor. Kendisini çok severim. Hakkını da yedirtmem. Ben o kadar şerefsiz olamam. Bütün haklarını ödüyoruz, işsizlik sigortasından faydalanması için çıkış tarihini 4 gün sonraya yapıyoruz, 10 günlük maaş da ben kendimden vereceğim” dedi.
Ben normalde bu kadar güçlü olabileceğimi ve haklarımı alabileceğimi düşünmüyordum. Ama UİD-DER’li arkadaşların beni doğru yönlendireceğini biliyordum ve onlara güveniyordum. Onların yönlendirmesiyle hem cesaret kazandım hem de neleri yapabileceğimi görmüş oldum. Tüm haklarımı aldım. Yalnızca kendim için değil o işyerindeki arkadaşlarım için de bir şeyler yapmayı istemiştim. İşyerinde de benden sonra birçok yeni düzenlemeler getirilmiş. Artık işçileri haksız bir biçimde işten çıkartmayacaklarını, çıkartsalar bile “istifa ediyorum” yazılı kâğıdı imzalatmayacaklarını söylemişler. Şimdi işçi çıkartacaklarsa tazminatlarını ödeyerek çıkartıyorlarmış. Muhasebe müdürünün söylediği bir söz vardı: “Bu işyerinin tarihinde bir ilk! Bugüne kadar kimseye tazminat ödemedik. Sen ilksin.” Demek ki UİD-DER’e danışarak, onunla birlikte hareket edersek ve iş yerinde mücadele etmeyi göze alırsak, yılların kötü uygulamalarını değiştirebiliriz. Ben hem kendime hem kızlarıma hem de işçi arkadaşlarıma bir fayda sağlamış oldum. Bence UİD-DER’li olmak bir ayrıcalıktır. İnsanın cesaretini ve kendi gücünü görmesini sağlayan bir güçtür. Teşekkür ederim.
- Patronların Hak Arayan İşçiye Tahammülü Yok
- Xiaomi Salcomp’ta İşten Atmalar Protesto Edildi
- Hacettepe Üniversitesi’nde İşten Atma Saldırısı
- Ezberler ve Gerçekler: “İş Çok, İş Beğenen Yok!”
- Cumhuriyet Gazetesinde Sendikalı İşçi Kıyımı
- Esenyurt’ta A101 İşçisi Kod 46 ile İşten Atıldı
- 65 İşçiyi Daha İşten Çıkardılar
- Ekmekçioğulları Metal’de İşten Atma Saldırısı
- Özer Elektrik’te İşten Atmalar Protesto Edildi
- İşten Çıkarma Yasağı İşten Çıkarmayı Engelliyor mu?
- Akwel’de İşten Atmalara Karşı İş Durdurma Eylemi
- TPI Kompozıt’te İşten Atma Saldırısı
- VIP Tekstil’de İşten Atmalar Protesto Edildi
- DERİTEKS, Üyelerinin İşten Atılmasını Protesto Etti
Son Eklenenler
- Antep Başpınar Organize Sanayi Bölgesinde sefalet zammına karşı direnişe geçen tekstil işçilerinin mücadelesi yasaklarla, baskı ve saldırılarla engellenmeye çalışılıyor. 14 Şubat günü, tüm saldırılara rağmen direnişlerini sürdüren Başpınar...
- Ağız ve Diş Sağlığı Merkezleri (ADSM), Ağız ve Diş Sağlığı Hastaneleri (ADSH) ve devlet hastanelerinde çalışan diş hekimleri ve sağlık çalışanları “Yüksek MHRS sayıları, kısıtlı süreler, eksik istihdam, sağlıksız ve güvenli olmayan birimler, düşük...
- Türkiye’de yasalarda her işçinin özgürce sendikaya üye olabileceği yazıyor. Ama resmi istatistiklere göre çalışanların yüzde 85’inden fazlası sendikasız. Sendikalı çalışmak yasal olmasına ve ücret, ikramiye, sosyal haklar bakımından avantajlar...
- Çok açık ki iktidarın “Aile Yılı” ilan etmesi aileler refaha kavuşsun diye değil, sermayenin ve iktidarın çıkarları içindir. İşçi aileleri için daha büyük yoksulluk, daha kötü çalışma koşulları, acı ve gözyaşı, hatta ölüm getireceği sır değildir.
- Almanya'da Ocak ayı boyunca Berlin, Münih, Hanover, Hamburg ve Nünberg gibi büyük kentlerde hükümetin aşırı sağ ve ırkçı politikalarına karşı çok sayıda sendikanın, göçmen topluluklarının ve demokratik kitle örgütlerinin katılımıyla büyük çaplı...
- Gebze Plastikçiler OSB'de bulunan Chinatool Otomotiv’de grevin 4. gününde, Kocaeli Çayırova'daki Green Transfo Energy'de ise grevin 51. gününde anlaşma sağlandı.
- İzmir Gaziemir’deki Ege Serbest Bölgede bulunan Digel Tekstil’de işçiler, düşük ücret zammına tepki gösterdiler ve hakları için sendikalı oldular. Ancak Digel Tekstil patronları işçilerin zam talebini duymazlıktan geldi, sendika haklarını yok saydı...
- Ankara’nın Nallıhan ilçesinde bulunan Kömür İşletmeleri AŞ (KİAŞ) bünyesindeki Çayırhan Termik Santrali ve maden sahalarında çalışan işçiler, 10 Şubatta özelleştirmeye karşı Ankara’ya yürüyüş başlatmışlardı. 13 Şubatta Hazine ve Maliye Bakanlığı...
- 13 Şubat 2024’te Erzincan İliç’te SSR Mining ve ortağı Çalık Grubunun tarafından işletilen Çöpler Altın Madeninde siyanürlü toprak kaymış, 9 işçi toprak altında kalmış, cenazelerine aylarca ulaşılamamıştı.
- Antep'te direnişlerin yaygınlaşması, işçilerin ortak eylemler yapması, birlik içinde hareket etmeye yönelmesi ve pek çok örnekte mücadelelerini başarıya ulaştırmaya başlaması üzerine patronlar baskılarını arttırdı. Gaziantep Valiliği ise 13 Şubatta...
- Soma, Ermenek, Amasra, İliç madenci katliamları, Çorlu tren katliamı, Elazığ, İzmir, 6 Şubat depremleri, orman yangınları ve sel felaketleri, Hendek havai fişek fabrikası ve Balıkesir mühimmat fabrikası patlamaları, yüzlerce iş cinayeti ve son...
- Yeni yılın ilk günlerinde MÜSİAD toplantısında konuşan Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek patronlara “biz sizin daha çok para kazanmanızı istiyoruz” dedi. Patronlar tarafından alkışlanan Bakan, tam da bunu yapıyor, patronların kazanması için...
- Cep telefonu hayatımıza gireli yaklaşık 30 yıl, akıllı telefonun hayatımıza girmesi ve jet hızıyla yayılması ise 10-15 yıl oldu. Bu nedenle akıllı cep telefonumuz 1 saat kapalı kalsa kendimizi adeta nefessiz kalmış hissediyoruz.