Buradasınız
UİD-DER’den Gebze ve Kıraç’ta 8 Mart Şenlikleri

UİD-DER Kadın Komitesi’nin organize ettiği UİD-DER 8 Mart Şenlikleri 9 Martta Gebze ve Kıraç bölgesindeki kutlamalarla başladı. UİD-DER Kadın Komitesi’nin çağrısıyla gerçekleşen etkinliklerimizde kadın ve erkek emekçiler bir araya geldiler.
Mücadele günümüzün simgesi kızıl karanfillerle karşıladığımız kadın emekçiler, dayanışma soframız için hazırladıkları yemeklerle geldiler. UİD-DER’li erkek işçi kardeşlerimiz yemek, çay, temizlik, çocuk bakımı gibi işleri gönüllü olarak üstlendiler. Programımıza, kardeşlik ve dayanışma sofrasında yemeklerimizi yiyerek başladık.
Sunum ve video gösteriminin yer aldığı 2. bölümde, 8 Mart’ın emekçi kadınlar ve işçi sınıfı için ne anlama geldiğini konuştuk; şarkılar söyledik, şiirler okuduk. İşçi koromuzun seslendirdiği şarkı ve türkülere tüm dostlarımızla hep birlikte eşlik ettik. Coşkulu alkışlar ve ıslıklarla müzik dinletimiz sona erdi. Sorunlarımızın çözümünü konuştuğumuz, geçmiş mücadele deneyimlerinden dersler çıkarttığımız sohbetlerde, konuklarımızı dinledik.
Gebze temsilciliğimizdeki etkinliğe Halkların Demokratik Partisi Gebze Meclisi’nden konuklar ve HDP Gebze Eş Başkan Adayları katıldılar. HDP Gebze Eş Başkan Adayı Şenay Bütün bir konuşma yaptı. Bütün; “Bir fabrikada çalışmaya başladım. Denetleme olduğu söylenerek bizi TIR’a bindirdiler ve işyerinden uzaklaştırdılar. Meğer biz taşeron işçisiymişiz. Taşeronluğun ne olduğunu o zaman öğrendim” diyerek işçilik hayatında yaşadığı zorlukları anlattı. Bütün, UİD-DER’in böyle kalabalık ve genç işçilerden oluşan etkinliğinde bulunmaktan duyduğu memnuniyeti ve bu atmosferden çok etkilendiğini dile getirdi.
Bir kadın işçi 9 aydır işsiz olduğunu, çalıştığı yerde kreş olmadığı için işten ayrılmak zorunda kaldığını söyledi. Bir başka kadın işçi de yaşadıklarını şöyle anlattı: “Bundan üç-dört ay önce UİD-DER’in çarşıda kurduğu standa denk geldim, buradaki arkadaşlarla tanıştım ve bu vesile ile buraya gelmeye başladım. Önceden derneklere karşı bakış açım çok farklıydı. Oysa buraya gelince ben bilinçlendiğimi gördüm. Kendimi çok güçlü hissediyorum ve buraya gelen herkese şunu söylemek istiyorum. Çevrenizdeki arkadaşlarınızı, tanıdıklarınızı buraya mutlaka getirin. Haftada bir kere de olsa bir çay içmeye gelin arkadaşlarınızla beraber.”
Kıraç temsilciliğimizde konuşma yapan işçiler açısından da düşük ücretler, kreş sorunu, aşağılanma, şiddet, iş güvencesi başta gelen sorunlardı.
Priz fabrikasında çalışan bir kadının söyledikleri çifte ezilmişliği resmediyordu. Çok uzun saatler çalıştığını, fazla mesai ücretine muhtaç olduğu için durmadan çalıştığını, ev işleri ve çocuk bakımı gibi işler için işten sonra da mesaisinin devam ettiğini belirten işçi kardeşimiz artık cinsiyetini unuttuğunu ifade etti. Hayatta kalma mücadelesinin onu yaşamın güzelliklerinden uzaklaştırdığını söyleyen kadın işçi, kendini erkek gibi görmeye başladığını, insanlıktan çıktığını söyledi.
Kreş sorunu yüzünden iki çocuğunu zorlukla büyütebildiğini ifade eden bir başka kadın işçi, işyerinde sessiz kalmanın sorunları daha da büyüttüğünü, korkunun yaşamımıza faydası olmadığını söyledi. Ardından, tepki gösterdiklerinde işsiz kalmakla yüz yüze olduklarını anlatan kadınlarla birlik olma cesareti göstermenin önemi üzerine konuştuk. Yoksullukla baş edebilmek için iki işte birden çalışmak zorunda kaldığını, uyku yüzü göremediğini anlatan bir erkek işçinin anlattıkları üzerine salondan “bizim ayakkabı kutularımız yok” sesleri yükseldi. Kadının yaşadığı taciz, şiddet gibi sorunları erkek bir metal işçisinin dile getirmesi ise çok anlamlıydı. Erkek işçilere seslenen arkadaşımız, işyerinde, sokakta evde kadınlara sahip çıkmadan insan kalamayacağımızı ifade etti. Eşitsiz ve dayakçı toplumun tüm emekçileri hasta ettiğini anlattığımız bu sohbette, gücümüzü, öfkemizi ezilenlere değil egemenlere göstermemiz gerektiğini konuştuk.
Gebze’de de Kıraç’ta da sohbetlerin sonunda erkek işçilerin, kadınların sorunlarını kavraması ve sahip çıkmasının ancak mücadeleyle mümkün olacağını ortaya koyduk. İşçi sınıfı kadınlarının mücadelede öne atılması ve erkek işçilere örnek olması çağrısıyla etkinliğimizi noktaladık.
İşçi koromuzun seslendirdiği şarkı ve türkülerle coştuk, kol kola halaylarla şenliğimize devam ettik. Etkinliğimiz, şimdiden hazırlıklarına başladığımız, işçi sınıfının birlik, mücadele ve dayanışma günü olan 1 Mayıs’a çağrı ile son buldu.
Tahterevalli
Patronun Sömürü Cenneti: “Serbest Bölge”
Son Eklenenler
- Sendikalı oldukları için hakları ödenmeden işten atılan Agrobay işçileri İzmir Bergama Kent Meydanında çatıya çıkarak bir kez daha seslerini duyurdular. Urfa’da Özak Tekstilde bir kadın işçi Öz İplik-İş’ten istifa ederek BİRTEK-SEN’e üye olduğu için...
- Pahalılık ve zamlar nedeniyle adeta insan olduğumuzu unuttuk. Eğlenmek, dışarı çıkmak, eş dostla vakit geçirmek, bir yerlere gidip yeni insanlarla tanışmak gibi sosyal aktiviteler lüks oldu. Temel ihtiyaçlarımıza bile yetişemez durumdayız....
- 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Gününde kadınlar pek çok kentte meydanlarda buluştular, yürüyüşler düzenlediler, fabrika ve grev çadırlarında açıklamalar gerçekleştirdiler. Kadınlar eylemlerde “savaşa, şiddete, yoksulluğa...
- Çalışma koşulları yıpratıcı, omuzlarındaki yük ağır metal işçilerinin. Ücretlerini belirleyen MESS grup toplu iş sözleşmeleri metal işçileri için çok önemli. Fakat tek başına metal işkolunda çalışanları mı ilgilendiriyor bu sözleşme? Biz petrokimya...
- Patronların kâr hırsıyla iş güvenliği önlemlerini almamaları yüzünden işçiler madenlerde, inşaatlarda, tersanelerde, fabrikalarda, yollarda canından oluyor. Siyasi iktidar maden patronlarına ekonomik teşvikler verip olur olmaz her yere maden...
- Bu pahalılıkta Davut Abiyi neden misafir etmek istediğimizi size bir önceki mektubumda anlatmıştım. Hafta sonunu iple çektik. Eşimin çalıştığı işyerinden arkadaşı Davut Abiyi sonunda misafir ettik. Kapı çaldı ve ailecek kapıda karşıladık Davut Abiyi...
- MESS’e bağlı fabrikalarda çalışan metal işçileri, TMMOB Mimarlar Odası işçileri, İzmir Çiğli Belediyesi işçileri, İzmir DEÜ Mesleki ve Çevresel Hastalıklar Hastanesi inşaatında çalışan işçiler, Yalova Gürdesan Gemi Makinaları’na bağlı taşeronlarda...
- Türkiye’de yoksulluk derinleşiyor, işsizlik artıyor, çıkışsızlık duygusu büyüyor. Ülkeyi yönetenlerin yoksulluğumuzun üstünü örtmek ve bizleri aldatmak için söyledikleri yalanlar ve algıları çarpıtmak için giriştikleri oyunlar da bir o kadar büyüyor...
- İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırıları 7 Ekimden bu yana devam ediyor. Hastaneler, okullar, evler bombalanıyor. Hergün onlarca, yüzlerce Filistinli kadın, çocuk, genç, yaşlı katlediliyor. Bugüne kadar hayatını kaybedenlerin sayısı 14 bini aştı....
- Gazze’de Geçici Ateşkes, Dünya Meydanlarında Yükselen Ses: Savaşa Hayır! Kalıcı Ateşkes Hemen Şimdi!İsrail’in 7 Ekimden bu yana Gazze Şeridi’nde sürdürdüğü kesintisiz saldırıları karşısında dünyanın dört bir yanında işçi ve emekçiler Filistin halkıyla dayanışma gösterileri ve kitlesel eylemler düzenliyor. Emperyalist savaş karşıtı sloganlarla...
- Zamanın birinde Cemal adında biri varmış. Cemal Amasya’da yaşar, büyük bir ahşap oyma ve desen atölyesinde çalışırmış. Cemal işine çok düşkünmüş, patronu 24 saat çalış dese gık demez, diyenleri de nankörlükle itham edermiş. Onun için patronu, eli...
- Sakarya Hendek 2. OSB’de bulunan Burda Bebek fabrikasında işçiler Türk-İş’e bağlı Petrol-İş sendikasına üye oldular. Sendika işyerinde yetki aldı. Bu süreçte patron 7 işçiyi işten çıkardı. İşçiler 20 Kasımda sendikalarının öncülüğünde fabrika önünde...
- Son zamanlarda çocuklar, öğrenciler arasında tehlikeli bir oyun yayılıyor. “Kanlı Para” oyunu. Bu oyun isminden de tahmin edileceği üzere çocuklara fiziksel ve psikolojik yönden zarar veren bir oyun. Bu ve benzeri zararlı oyunların yaygınlaşmaya...