İşçilerin mücadele örgütü UİD-DER, sözünü İşçi Dayanışması’yla söylüyor. Kapitalist sömürüye, zorbalığa, ayrımcılığa, haksız savaşlara karşı işçi sınıfına sesleniyor ve diyor ki kurtuluş ellerinizde, birliğinizdedir.
Buradasınız
Uyanıyoruz
Gebze’den işsiz bir işçi
UİD-DER işçi tiyatrosu 5 Temmuzda Gebze’de 15-16 Haziran direnişini anlatan bir oyun sahneledi. 15- 16 Haziran direnişi ve onun başkaldırı ruhu Türkiye işçi sınıfının en önemli eylemliliğidir. Birleşen işçilerin kendi güçlerini kavramaları bakımından önemli bir dönemeç noktasını oluşturmaktadır. Bizler açısından bilinmesi ve başkaldırı ruhunun örnek alınması gereken bir eylemliliktir. Ve UİD-DER işçi tiyatrosunun hazırladığı oyun bizlere işçilerin uyanıştan başkaldırıya giden sürecinin nasıl geliştiğini gösterdi.
Oyun alkışlarla sık sık kesildi. Salondaki yaklaşık 550 kişi oyunu coşku ile izledi. Oyun ilerledikçe bizlerdeki coşku iyice artmıştı. Final sahnesinde ağlayan insanlar vardı. Oyunda oynayan işçi kardeşlerimiz o tarihi olayı bizlere yaşatmıştılar. İşçilerin birleştiklerinde neler yapabileceğini, örgütlü ve kararlı işçilerin önünde hiçbir gücün duramayacağını bizlere gösterdiler.
Oyun sonrasında yaşlı bir abimizin bana sarılarak ağlaması ve “O günleri bizlere tekrar yaşattığınız için sizlere tekrar teşekkür ediyorum” demesi, beni de oldukça duygulandırdı. Babam da oyunu izleyenler arsında idi. Oyunun her anından etkilenmiş ve “Böyle bir oyunu daha fazla kişinin izlemesini isterdim!” diyordu. Bir sendika temsilcisi arkadaşımız da “Zaten UİD-DER’i katıldığı mitinglerde, düzenlediği etkinliklerde takdirle takip ediyorum ve bugünkü oyunu da çok beğendim” diyerek emeği geçen herkese teşekkür etti. Bazı arkadaşlarımız oyuncuların profesyonel oyuncular olduklarını sandılar. Ama kendi tanıdıkları işçi arkadaşlarını sahnede görünce çok şaşırdıklarını dile getirdiler.
Oyun herkeste olumlu etkiler bıraktı. Türkiye işçi sınıfı tarihinde özellikle yeni nesil tarafından pek bilinmeyen 15-16 Haziran Genel Direnişini bizlere anlattılar. Biz işçi-emekçilere ve onların eşlerine, çocuklarına birlikte mücadele etmek gerektiğini anlattılar. İşte o zaman insanca yaşayabileceğimiz bir toplum inşa edebiliriz. İşçi sınıfını kör karanlığından uyandırma çabaları için arkadaşlarıma teşekkür ediyorum.
Yaşasın 15-16 Haziran Genel Direnişi ve Onun Başkaldırı Ruhu!
30 Haziran 2019
Son Eklenenler
- İşçi ve emekçiler pek çok ülkede 2024 yılını mücadeleyle kapattı, 2025’i mücadeleyle karşıladı. Kapitalist sömürü düzeninin yol açtığı sorunlar büyürken, buna karşı işçilerin mücadelesi ve dayanışması da güçleniyor. Emperyalist savaşın yayıldığı,...
- Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), Aralık ayı yıllık enflasyonunu yüzde 44,38, 12 aylık ortalama enflasyonu ise yüzde 58,51 olarak açıkladı. Kamu emekçilerinin ve emeklilerin maaş artışında önemli bir faktör olan altı aylık enflasyon ise yüzde 15,75...
- Harb-İş Sendikası Eskişehir Şubesi, 3 Ocakta basın açıklaması gerçekleştirdi. Basın açıklamasında kamu işçilerinin toplu iş sözleşmesi (TİS) sürecine, TÜİK’in açıkladığı enflasyon rakamlarına ve Harb-İş üyesi işçilerin yaşadıkları ekonomik...
- İşçi Dayanışması yayınlandığı ilk günden bu güne biz işçilere kocaman bir sınıf olduğumuzu, yaşamlarımızın, sorunlarımızın ve çözüm yollarının ne kadar yakın olduğunu anlatmaya devam ediyor. Yazıların kaleme alınmasından görsellerin hazırlanmasına,...
- İstanbul Planlama Ajansının (İPA) Ekim ayı araştırmasına göre, İstanbul’da ortalama stres seviyesi 10 üzerinden 6,9 çıktı. Aslında bu veri sadece İstanbul’u yansıtmıyor. Mersin olsun, İstanbul olsun hiç fark etmiyor: Stres seviyemiz artıyor,...
- Sevgili işçi kardeşlerim, başlıktaki sözlere gelmeden meramımın tamamını anlatmak için 6 ay geriye gitmem gerekiyor. Mayıs ayının son haftasında iki azı dişime kanal tedavisi için Dokuz Eylül Üniversitesi diş bölümüne randevu alarak gitmiştim. İki...
- “Zeytinyağlı yiyemem aman/ basma da fistan giyemem aman…” Kütahya ya da Bursa yöresine ait olduğu düşünülen bu türkü düğünlerde, keyifli eş dost toplantılarında hep bir ağızdan söylenir. Hatta eğlenceli ritmi karşılıklı oynamaya da teşvik eder....
- Hayat pahalılığı, geçim sıkıntısı korkunç boyutlara ulaştı. Emekçiler olarak temel ihtiyaçlarımız olan barınma, beslenme gibi ihtiyaçlarımızı karşılamakta zorlanıyoruz. Aldığımız maaşlarla kirayı mı ödeyelim, karnımızı mı doyuralım diye kara kara...
- Kapitalist sistemde yaşıyoruz ve bu sistemin yol açtığı büyük-küçük pek çok sorunla boğuşuyoruz. Peki sorunlarımızı çözmek için ne yapıyoruz? Örneğin pek çoğumuzun ailesinde çocuk, hasta, yaşlı ya da engelli olduğu için bakıma muhtaç yakınlarımız...
- İşçi Dayanışması çıktığında her birimiz ilk görüşte etkilendiğimiz yazıyı seçiyoruz. Neden etkilendiğimizi, yazının bizi nasıl etkilediğini, neyi düşünmemizi sağladığını anlatıyoruz birbirimize. Bu yazıyı herhangi bir arkadaşımıza nasıl ve neden...
- Mutsuzluk ve umutsuzluk gençler arasında adeta bir salgın gibi yayılıyor. Etrafımıza, arkadaşlarımıza bakıyoruz, yaşamdan tat alamadığını söyleyenlerin sayısı her geçen gün artıyor. “Her günüm bir öncekiyle aynı”, “yarından bir beklentim yok”, “bana...
- Biz işçiler haftanın her günü vardiyalı bir şekilde 24 saat çalışırız. Yeri gelir Pazar mesai yaparız. Dinlenmeye, ailemize vakit ayırmaya zaman bulamayız. Sanki biz işçiler için hayat sadece çalışmaktan ibaretmiş gibi. Fabrikada mühendis bir...