Buradasınız
Van’da Deprem Devam Ediyor!
Van’dan bir işçi-öğrenci

23 Ekim 2011 Pazar günü saat 13.41’de Van’da deprem oldu. Ölüme giden insanların çığlıkları yeri göğü inletecek kadar korkunçtu. Sessiz sedasız bir şekilde, ölülerin ilçede bulunan şeker fabrikasında yıkanıp, sonra da gömülmesi insanlık dışı bir şeydi. Aslında hükümetin bunu yapmasının amacı ölenlerin sayısını az gösterip, oranın afet bölgesi ilan edilmesinin önüne geçmekti. Zaten öyle de oldu. Daha sonra deprem şiddetinin 7,2 olduğunu gizlemeye çalışıp 6,8 olduğuna ikna etmeye çalıştılar. Fakat Japonya’dan gelen itirazlar sonucu hükümet geri adım atmak zorunda kaldı. Bu da yetmezmiş gibi deprem olduktan 24 saat sonra müdahaleler yapıldı. Bu da yüzlerce kişinin daha ölmesine neden oldu.
Deprem olduktan sonra Türkiye’de ki vatandaşlar yardım seferberliğine girişti. Milyonlarca para toplandı. Tonlarca yiyecek, giyecek ve gıda maddesi toplanmasına rağmen bu yardımlar depremzedelere yeterince ulaşmadı. Hükümet gönderilen yardımları kendine yakın olanlara dağıtırken, medyaya da yardımların Kandil’e gönderildiğini söyleyen demeçler veriyordu. Türkiye’de depremzedeler için yardım ağı kurmuş emekçilerin beynini bulandırmaya çalışıyordu. Hükümet bunları yaparken, depremzedeler dayanılmaz soğuklarda aylarca çadırlarda yaşamak zorunda kaldı. Konteynırlar yaşanan birçok acı olaydan sonra yapıldı ve yetersizdi. İnsanlar bir lokma ekmek için bazen birbirini ezecek noktaya getirildi. Depremden iki gün sonra Başbakan Erdoğan onca acının yaşandığı bölgeye teşrif etme zahmetinde bulundu. Buraya gelen Başbakan, beklediğimiz yardımı yapmak yerine oylarını arttırmak için diğer partilere verip veriştirdi. Ve herkese ev vereceklerine, iş olanağı sağlayacaklarına dair sözler vererek ayrıldı.
Van depreminin üzerinden iki yıl geçti. Orada yaşayan bizler hâlâ acılarımızı sarabilmiş değiliz. 200 kişi hâlâ konteynırlarda yaşıyor. Bu geçici barınaklar bile elerinden alınmak istendiği için haftalardır açlık grevindeler. İşsizlik sırtımızdaki kırbaç haline getirildi. Şunu da eklemeyi unutmayalım. Başbakan herkese ev vereceklerine dair söz vermişti. Evet, sözünü tuttu. Binlerce insanı altından kalkamayacağı yüklü kredi borçlarının altına sokarak ev sahibi yaptı. Bizler depremden dolayı zaten evlerimizi, ailelerimizi, işyerlerimizi kaybettik. Peki, bu borcu nasıl ödememizi bekliyorlar? Ayrıca toplanan onca yardım parası nereye gitti! AKP hükümeti, bunun hesabını Van halkına vermeli!
Sen Hiç 19E’ye Bindin mi?
“Bu Sorular Ne İçin?”
- Bu Düzende İşçiler Sağlıklı Yaşayamaz!
- Kozasından Çıkmaya Çalışan Kelebek ve Çocuklarımız
- Türkiye Genelinde 1 Eylül Dünya Barış Günü Eylemleri
- Meydanlarda Barış ve Demokrasi Talebi Yükseltildi
- Başka Bir Gezegen Gibi
- İstanbul Emek Barış ve Demokrasi Güçleri’nden Barış Mitingi Çağrısı
- Omsa Metal Direnişiyle Dayanışma
- Hayat Pahalı Değil Ücretlerimiz Düşük!
- Derbide Yeni Sezon Yaklaşıyor!
- KESK’ten “Gazze’de Kıtlık Yaşanıyor” Protestosu
- Digel Tekstil İşçilerinin Hak ve Onur Mücadelesi Devam Ediyor
- 17 Ağustos Depreminin 26’ıncı Yılı: Deprem Değil Yağmacı Düzen Öldürüyor!
- Evrensel Gazetesine Silahlı Saldırı
- Vergi Sorunu
- Kötü Çalışma Koşullarına ve Sendikal Baskılara Karşı İşçiler Mücadele Ediyor
- İşyerinde Gelen Ölümler
- 3 Pişi ve Sabrın Ödülü
- Yas Tutmuyoruz, Mücadele Ediyoruz!
- Bu Bataklıktan Birlikte Çıkmalıyız!
- KESK Taleplerini Duyurmak İçin Alternatif TİS Masası Kurdu
Son Eklenenler
- Türkiye’de her yıl 3-9 Eylül tarihleri arası Halk Sağlığı Haftası olarak kutlanıyor. Sağlık Bakanlığı, Halk Sağlığı Haftasının amacını “halkın sağlığını korumak, geliştirmek, sağlık için risk oluşturan faktörlerle (bulaşıcı hastalıklar, çevresel...
- Kozasından çıkmaya çalışan kelebeğin hikâyesini bilir misiniz? Bir adam ormanda yürürken, bir kelebeğin kozasından çıkmaya çalıştığını görür. Saatlerce, kelebeğin küçücük bir delikten çıkmak için verdiği mücadeleyi izler. Ancak bir süre sonra...
- Yalova’da bulunan Sefine Tersanesi işçileri, patronun çalışma koşullarında yaptığı tek yanlı değişikliğe karşı direnişe geçti. Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı’nın (SYDV) grevi beşinci gününde anlaşmayla sonuçlandı. Artvin Şavşat Belediyesinde...
- Milyonlarca kamu emekçisinin ve emeklisinin taleplerini boşa çıkaran 8. Dönem Toplu Sözleşme süreci, Kamu Hakem Kurulu tarafından karara bağlandı. Hakem Kurulu, 2026 yılında ilk altı ay için yüzde 11, ikinci altı ay için yüzde 7; 2027 yılı için ise...
- 1 Eylül Dünya Barış Gününde Diyarbakır’dan Ankara’ya pek çok kentte eylemler düzenlendi. Ankara’da Emek Barış ve Demokrasi Güçlerinin çağrısıyla Kolej Meydanında bir araya gelen kitle sloganlar, alkışlar ve zılgıtlar eşliğinde Sakarya Meydanına...
- Bazı zenginlerin “ölmeden yapılacaklar listesi”nde dünyanın en yüksek tepesi olan Everest’e tırmanmak vardır mesela. Zaman zaman sosyal medyada bu insanların “başarı”larını anlatan çeşitli videolar, haberler çıkar karşımıza.
- Şeker-İş Sendikasının örgütlü olduğu Kütahya Şeker Fabrikasında, Mart ayından bu yana süren toplu sözleşme görüşmelerinde anlaşma sağlanamaması üzerine 30 Ağustosta başlayan grev, 3’üncü gününde sürüyor.
- İstanbul Emek Barış ve Demokrasi Güçleri’nin çağrısıyla İstanbul Kadıköy’de yapılan mitinge binlerce kişi katıldı. Kadıköy Söğütlüçeşme’de toplanan kitle, “Savaşa ve Sömürüye Karşı Demokrasi ve Barış Kazanacak” pankartı arkasında rıhtımdaki miting...
- Türk-İş’e bağlı Koop-İş Sendikasının örgütlü olduğu Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’na bağlı Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı’nın (SYDV) Türkiye genelindeki 1003 kurumunda çalışan 10 bin kamu işçisi 29 Ağustosta greve çıktı.
- Güvenliğin ve danışmanın olduğu katta her 5 dakikada bir “sistemsel hata ve arıza olduğu için tüm katlarda hizmet verilemiyor” şeklinde anonslar yapılıyordu. Önce güvenliğe gidip bu yapılanın yanlış olduğunu, insanlara memurların iş bıraktığının...
- Filler Sultanı ile Kırmızı Sakallı Topal Karınca adlı romanında Yaşar Kemal, sömürülenlerle sömürücüler arasındaki büyük çelişkiyi anlatır. “Çünkü” der, “sömüren güçlü azınlıkla, sömürülen ve güçsüz sanılan çoğunluk, her çağda vardı. Ama bu çelişki...
- İktidarın “Kamu Çerçeve Protokolü” sürecindeki tutumunu protesto etmek için yapılan bir eylemin ardından bir kadın işçi çevresindeki insanlara sordu: “Bu sene hiç kiraz yediniz mi?” Bu soruya evet diyen tek bir kişi çıkmadı. Kilosu 700 lirayı aşan...
- Mücadele örgütümüz UİD-DER’in saflarında yer almış her işçi kardeşimizden, çoğu zaman övgü dolu sözler duyarız. Bu sözler tesadüf değil, UİD-DER’in sınıf mücadelesinin tarihsel deneyimlerinden süzülüp gelen mücadele kültürünün bir sonucudur. Ben de...