Buradasınız
Yasak! İşçilere Düşünmek Yasak!
Hadımköy’den bir işçi

Ben Hadımköy’de soba, vantilatör, klima üreten bir fabrikada çalışan bir işçiyim. Bu fabrikaya her yıl Eylül ayının başında sezonluk işçi alınır ve üç ay sonra da işten çıkarılır. İşe başlayacak her işçi, iyi çalışması karşılığında kadroya geçebileceği yalanları ile kandırılır, diğer işçilerle rekabete sokulur. Ardından işten atılma sebebi olabilecek kuralların sıralandığı bir kâğıt imzalatılır.
Bu kâğıtta neler yok ki... Meselâ mola saatimiz 15 dakika. Zil çaldığında işçiler koşturarak erken çay almaya çalışıyor. Çay sırası gelene kadar dinlenme saatinin çoğu geçmiş oluyor. Çayı aldıktan sonra oturmaya zaman bulamadan tekrar bandın yanına geçiyoruz. Çünkü patronların kesin talimatı var: Zil çalmadan herkesin bantlarda hazır beklemesi gerekiyor. Düşünün patronlar o kadar aç gözlü ki biz işçilerin hakkı olan kısacık dinlenme molasını bile fazla görüyorlar. Tabii bununla bitmiyor kurallar. Mesai saatlerinde işçilerin insan kaynaklarına gitmesi yasak. “Ne kadar önemli sorununuz olursa olsun mola saatini bekleyeceksiniz” diyorlar bizlere. Üretimin bir dakikasının bile hesabı yapılıyor. Patronlar hayatımızı dakika dakika çalıyorlar.
Patron için “ayak takımı” olan biz işçiler için bir kural daha var: Ne kadar haksızlık yapılsa da, bağırılıp çağırılsa da susmamız ve saygılı olmamız gerekiyormuş! Bunu daha işe başlamadan işçilere söylüyorlar ki işten atılma korkusuyla susalım. Patron da biz işçileri istediği gibi sömürsün, ezsin. Daha birçok kuralla çalışma alanımızı yaşanılamaz hale getiriyorlar.
Aslında bizim fabrikada yaşadıklarımız neredeyse bütün fabrikalarda yaşanan sorunlar. Biz işçiler karnımızı doyuracak ekmeği kazanmanın peşindeyiz. Hem de hayattaki her zenginliğin asıl üreticileri bizken. Fakat patronlar sınıfı bizim ürettiğimiz zenginlin üstüne yatıp, şaşalı bir yaşam sürüyor. Bu da yetmezmiş gibi hayatımızın her alanında ne yapacağımıza patronlar karar veriyor. Patronlar sınıfının bu kadar rahat saldırabilmesinin sebebi biz işçilerin örgütsüzlüğüdür. Tek başımıza saldırılara karşı duramayız. Ancak birleşerek gücümüzün büyüklüğünü gösterebiliriz.
- Susup Sıranın Bize Gelmesini Beklersek Kazanamayız!
- Patronların Hak Arayan İşçiye Tahammülü Yok
- Xiaomi Salcomp’ta İşten Atmalar Protesto Edildi
- Hacettepe Üniversitesi’nde İşten Atma Saldırısı
- Ezberler ve Gerçekler: “İş Çok, İş Beğenen Yok!”
- Cumhuriyet Gazetesinde Sendikalı İşçi Kıyımı
- Esenyurt’ta A101 İşçisi Kod 46 ile İşten Atıldı
- 65 İşçiyi Daha İşten Çıkardılar
- Ekmekçioğulları Metal’de İşten Atma Saldırısı
- Özer Elektrik’te İşten Atmalar Protesto Edildi
- İşten Çıkarma Yasağı İşten Çıkarmayı Engelliyor mu?
- Akwel’de İşten Atmalara Karşı İş Durdurma Eylemi
- TPI Kompozıt’te İşten Atma Saldırısı
- VIP Tekstil’de İşten Atmalar Protesto Edildi
- DERİTEKS, Üyelerinin İşten Atılmasını Protesto Etti
Son Eklenenler
- Filler Sultanı ile Kırmızı Sakallı Topal Karınca adlı romanında Yaşar Kemal, sömürülenlerle sömürücüler arasındaki büyük çelişkiyi anlatır. “Çünkü” der, “sömüren güçlü azınlıkla, sömürülen ve güçsüz sanılan çoğunluk, her çağda vardı. Ama bu çelişki...
- İktidarın “Kamu Çerçeve Protokolü” sürecindeki tutumunu protesto etmek için yapılan bir eylemin ardından bir kadın işçi çevresindeki insanlara sordu: “Bu sene hiç kiraz yediniz mi?” Bu soruya evet diyen tek bir kişi çıkmadı. Kilosu 700 lirayı aşan...
- Mücadele örgütümüz UİD-DER’in saflarında yer almış her işçi kardeşimizden, çoğu zaman övgü dolu sözler duyarız. Bu sözler tesadüf değil, UİD-DER’in sınıf mücadelesinin tarihsel deneyimlerinden süzülüp gelen mücadele kültürünün bir sonucudur. Ben de...
- İstanbul Emek Barış ve Demokrasi Güçleri, 1 Eylül Dünya Barış Günü kapsamında 31 Ağustos Pazar günü Kadıköy’de bir miting düzenleyeceklerini duyurdu. Miting çağrısı, Mecidiyeköy’de bulunan Tüm Bel-Sen İstanbul Şube binasında 27 Ağustosta...
- Toplamda 6,5 milyon kamu emekçisi ve emeklisini ilgilendiren 8. Dönem Toplu Sözleşme görüşmelerinde, anlaşma sağlanamadı. Kamu İşveren Heyeti ile konfederasyonlar arasında görüşmeler çıkmaza girdiği için, süreç Kamu Görevlileri Hakem Kuruluna...
- İzmir’den İstanbul’a belediye çalışanları, ücretlerinin geç veya eksik ödenmesi, tazminatlarının ve yan haklarının ödenmemesi nedeniyle çeşitli eylemler yapıyor. Evlerini geçindirmekte zorlanan emekçiler, alacaklarının bir an önce ödenmesini talep...
- 600 bin kamu işçisini ilgilendiren Kamu Toplu İş Sözleşmeleri Çerçeve Protokolü (KÇP) süreci, kamu işçilerinin taleplerinin görmezden gelinerek sefalet zammına imza atılmasıyla sonuçlandı. Harb-İş İstanbul Şube Başkanı Murat Yalçınkaya ile Kartal...
- Grev yerindeki bir sohbet sırasında bir işçi kardeşimiz çocuğunun aşçılık bölümünü seçtiğini anlatırken bu durumun onu üzdüğünü şu sözlerle dile getirmişti: “Biz istedik ki bizim gibi işçi olmasın, mühendis olsun, doktor olsun, ezilmesin. Ama olmadı...
- Biz Gebze’den bir grup UİD-DER’li işçi olarak Omsa Metal direnişini ziyaret ettik. Direnişçi işçilerle sorunlarımız üzerine sohbet ettik.
- Kapitalist sistemin tarihsel krizi, siyasi iktidarın sermaye sınıfının çıkarlarına göre yürüttüğü politikalar biz emekçileri derinden etkiliyor. Açlık sınırı altında kalan sefalet ücretlerine mahkûm edilmiş durumdayız. Bizler insanız, sadece...
- Metal işkolunda grup toplu iş sözleşmesi yaklaşıyor. Bu sözleşme MESS ve metal işkolunda örgütlü bulunan Birleşik Metal-İş, Türk Metal ve Çelik-İş sendikaları arasında gerçekleşecek. Biz işçiler bir araya geldiğimizde futbol üzerine konuşur, sohbet...
- BM destekli Entegre Gıda Güvenliği Aşaması Sınıflandırması (IPC), Gazze’de yaklaşık 500 bin kişinin yaşadığı yerleşim bölgesinde kıtlık ilan etti. Gazze’de açlıktan ölenlerin sayısı her geçen gün artıyor. İsrail’in uyguladığı bu soykırımı protesto...
- Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu, taleplerini iletmek için 22 Ağustosta konfederasyon genel merkez binası önünde toplanarak Cumhurbaşkanlığına yürümek istedi. Kamu emekçilerinin yürüyüşü polis tarafından engellendi. Emekçiler sendika binası önünde...