Buradasınız
Yeni Yıla Enternasyonalle Merhaba
Beylikdüzü’nden bir tekstil işçisi
Yaptığı bütün etkinliklerde ve çalışmalarda biz işçilerin birliğini sağlayan Uluslararası İşçi Dayanışması Derneği yeni yıla da işçi kardeşleriyle, sınıf ailesiyle girdi. Ben işten geç gelenlerdendim, yapılan hazırlıklara katılamadığım için üzgündüm. Hazırlığı yapan arkadaşların yüzündeki mutluluğu görünce üzüntüden kurtuldum. Her şeyi hazırlamış coşkuyla bizleri bekliyorlardı. Kuşkusuz ki UİD-DER’li işçilerin mutluluğunun sebebi, ne 2008’in bitişi ne de 2009’un gelişiydi. Eğer öyle olsaydı, herkes evinde kutlardı.
UİD-DER’liler için önemli olan işçilerin birliği ve beraberliği. Çünkü işçiler birlik olmadığı sürece işçi sınıfı için eski yıl patronlara çalıştığımız koca bir yılın bitişi, yeni yıl da devamı olacaktır. Bugün sınıfsal olarak bu böyle ama bireysel olarak böyle değil. Yeni yıla UİD-DER’le girmek gerçekten yeni bir şeylerin oluşu demek. Daha önce hiç yaşayamadığımız güzellikleri ancak UİD-DER’de yaşayabiliriz. UİD-DER’de kendinden başkasının iyiliğini, mutluluğunu düşünen, işçiler için zaman ayıran, emek harcayan insanlar var.
Bütün etkinliklerde olduğu gibi bu gecenin de daha verimli ve güzel olması için ne kadar çok emek harcandığını içeri girer girmez gördüm. Masalar hazırlanmış, kekler, börekler, sarmalar, adını yazmadığım daha bir sürü yiyeceklerle dolu, meyveler soyulmuş, içecekler hazırlanmış. Sözün kısası geç gelenlere yemek, içmek, eğlenmek kalmış.
Hep birlikte yemeğimizi yedik, marşlar, şiirler, şarkılar okuduk. Hem büyüklerin hem de çocukların tiyatro gösterisini seyrettik. İki tiyatronun konusu da yaşadığımız ekonomik krizdi. Biz işçileri nasıl sömürdüklerini, krizin faturasını bizlere nasıl ödetmeye çalıştıklarını ve ödettiklerini bir kere daha gördüm. Eğlendirici, düşündürücü ve öğretici bir şekilde hazırlanmıştı. Gariban işçi Niyazi çok çalışmaktan çocukları olduğunu unutmuş, krizin faturası ona kesilerek işten atıldığında yüzlerini görüyor. Cemile Ana işten atılma korkusuyla ücretsiz izninin bitmesini beklerken, her kapı çalışında “kriz geldi” diye dokuz doğuruyor. Öğrenci Cemil, işten atılan babasına bu duruma sessiz kaldığı için isyan edip patronların, işçilerin hakkını asla kendiliğinden vermeyeceklerini, bunun için baş kaldırmak, yeter demek gerektiğini anlatıyor. İşçi olan Atilla, işyerlerinde birlik olup işten atılmalara izin verilmemesi gerektiğini anlatıyor. Evin kızı Neşe, bütün bu olayların içinde yaşananları anlamaya çalışıyor. Çocuklar ise tiyatroda, işçileri ve patronu müzikal bir oyunla oynadılar. “Krizin faturası patronlara” sloganıyla patronun odasına girip, “ah patron, biz senden çok çektik, söyle nedir bu halin, valla sen delisin”, “ekonomi tıkırında kriz var kriz, köyden indim şehre patron bizi sömüre” gibi sözlerle, elinde purosunu içen patrondan hesap sordular. Tabii patron da boş durmayıp, “ömrünüzde ilk sömürüldüğünüz fabrika bu mu” diyerek karşılık verdi.
Biz işçiler bilinçlenip birlik olmadığımız sürece, çalıştığımız bütün işyerlerinde sömürülmeye mahkûmuz. Yapmamız gereken işimizi değil kafamızı değiştirmek. Bunun için de UİD-DER’e gelmek gerek. Aradığımız her şey burada var. Ancak burada dertlerimizi anlatıp çözümlerini bulabiliriz. Biz işçilerin zaten pek fazla söz hakkı yok. Hep birileri bizlerin adına karar verip bizlerin yerine konuşuyor ya da bizler rahat olamayıp konuşmaktan çekiniyoruz. UİD-DER’de rahat olabileceğimiz, çekinmeden konuşabileceğimiz işçi kürsümüz var. Bizim için kuruluyor, bizim kürsümüz. Biz çıkıp konuştuğumuzda bir anlam taşıyor, istediğimiz her şeyi anlatabiliriz. Gecemizde de kürsümüz vardı; işyerlerindeki sorunlarımızı anlatanlar, şiir okuyanlar, işçilerin birlik olması gerektiğini söyleyenler, UİD-DER’in bizler için önemini anlatanlar oldu. 2009 mücadele dolu bir yıl olsun herkesin ortak sözüydü. Halaylar çektik ve işçi sınıfının uluslararası mücadelesinin simgesi olan, nasıl kurtulacağımızı anlatan, kavgamızın marşı “Enternasyonal” ile gecemizi bitirdik.
Evet dostlar, 2009’un mücadele dolu bir yıl olarak geçmesi bizlerin ellerinde ve hiç unutmamamız gereken şey, biz istersek yapamayacağımız hiçbir şey yok. Yeter ki gerçekten isteyelim.
Merhaba Dostlar
UİD-DER’le Yeni Bir Yıl Daha!
- UİD-DER 1 Mayıs’a Hazırlanıyor: Umut Örgütlü Mücadelede!
- Birlik ve Dayanışmamızı Büyütmeye Devam Edeceğiz
- Çatalca’da “Polonez İşçileri Diyor ki: Birlik ve Dayanışmamızı Büyütelim!” Etkinliği
- UİD-DER’de “İşçi Sınıfının Mücadelesi Durdurulamaz” Etkinlikleri Devam Ediyor
- “Orta Doğu’da İşçiler ve Sendikal Hareket” Kitabı Üzerine Söyleşi
- UİD-DER Mersin’de 1 Mayıs Etkinliği Düzenledi
- UİD-DER’de “Sermayenin ve İktidarın Saldırılarına Karşı 1 Mayıs Ruhuyla Mücadeleye!” Etkinlikleri
- UİD-DER’de Bir Kez Daha 8 Mart Coşkusu
- UİD-DER’de 8 Mart Etkinlikleri: Geçmişten Geleceğe Yaşasın 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü!
- Ukrayna Savaşının 2. Yıldönümü: “Emperyalist Savaşa Karşı Mücadeleye!”
- “Ben Rosa Luxemburg” Oyunu İşçilerle Buluştu
- UİD-DER’in Coşkulu 1 Mayıs Etkinlikleri Devam Ediyor
- UİD-DER’den Coşkulu Etkinlik: 1 Mayıs’ta ve 14 Mayıs’ta Değişim İrademizi Gösterelim!
- Rosa Luxemburg: İnsanlığın Büyük Davasına Adanmış Bir Ömür, Yaşam Dolu Cesur Bir Yürek!
- Bu Heyecan Farklı Bir Heyecan
- Heyecan ve Duygu Dolu Bir Film Şeridiydi
- İşçi Sınıfının Aktarma Kayışı UİD-DER’e Teşekkürler
- Gerçeğin Işığını Taşıyanlara Selam Olsun!
- Ekim’in İzinde: Yeni Bir Dünyaya Mecburuz
- The Strike/Grev Resmi Bana Üniversitedeki Eğitim Seviyesini Hatırlattı
Son Eklenenler
- Sevgili işçi kardeşlerim, Tavşan korktuğu için kaçmaz, kaçtığı için korkar. Patronlar ve onların devleti de işçi sınıfının örgütlü gücünden ölümüne korktukları için saldırıyorlar. Örgütlü değilken bile bu kadar korkuyorlarsa, bir de işçi sınıfı...
- İngiltere’de işçi ve emekçiler, İsrail’in Gazze’de yürüttüğü soykırıma karşı her Cumartesi günü yüz binler olup meydanlara çıkıyorlar. Ulusal Demiryolu, Denizcilik ve Ulaştırma İşçileri Sendikası (RMT), bu eylemlere geniş katılım sağlıyor. UİD-DER,...
- Otobüs yolculuğunda 81 yaşında Menemenli bir Yörük amca ile tanıştım. O yaşında hâlâ kâğıt toplayarak geçimini sağlamaya çalıştığını anlattı. Çocukları olmamış. Eşinin küçük tarlalarının işlerinin dışında çalışmasına karşı çıkmış. “Benim kazandığım...
- 31 Mart 2024’te yapılan yerel seçimler sonrası CHP yönetimindeki İzmir Çiğli Belediyesi, bütçe yok diyerek 146 işçiyi işten attı. Verilen kararlı mücadelenin sonucunda 50 işçinin işe iadesi yapıldı. Yaklaşık 1 yıldır mücadele eden ve verilen sözlere...
- KESK Ankara Şubeler Platformu basın açıklaması yaparak Sayıştay’ın giyim yardımı ücretinin çalışanlardan geriye dönük olarak talep edilmesini protesto etti. Tüm Emeklilerin Sendikası, Türkiye genelinde düzenlediği eylemlerle düşük ücretlerle...
- İspanya’nın başkenti Madrid’de 25 Mayıs Pazar günü on binlerce emekçi sağlıktaki özelleştirme politikalarına karşı sokakları doldurdu. Kamu sağlık hizmetlerinin yıllardır sistematik olarak ortadan kaldırıldığını belirten sağlık işçileri ve emekçiler...
- Tren yolculuğumda, karşı koltukta cam kenarında oturan bir kadın dikkatimi çekti. Yüz çizgileri 50 yaşında gibiydi ama yaşı 38’miş. Eşini Soma’daki katliamda kaybetmiş bir madenci eşiydi. Manisa’da bir gıda fabrikasında çalışıyor, Soma’da çocukları...
- İnsanın gençlik dönemleri heyecan doludur, coşkuludur, dinamizm yüklüdür. Gençliğin bu hali var olanı sorgulayan, ezber bozan, sınırları zorlayan, değişim isteyen düşünce yapısının da temelini oluşturur. Bundan birkaç ay önce bu ifadelerle Türkiye...
- 1 Mayıs’ta da taleplerimizi haykırmak için meydanlardaydık. Sağlık ve eğitim başta olmak üzere her alanda kamu harcamalarının giderek daha çok kısıldığı, sağlık ve eğitim sisteminin çöktüğü, hizmetlerin daha niteliksiz ama daha pahalı hale geldiği...
- 2012 yılının Mayıs ayıydı. UİD-DER’in kış ayları boyunca sürdürdüğü “Kıdem Tazminatımızı Gasp Ettirmeyeceğiz” kampanyasında 62 bin imza toplanmıştı. UİD-DER’li işçiler, o dönemde milletvekili olan Sırrı Süreyya Önder ile beraber Meclis’te yapılan...
- Ruhen ve zihnen sağlıklı bir insan haksızlığa uğradığında, zulme tanık olduğunda rahatsız olur, bunu dile getirme, itiraz etme, tepkisini ortaya koyma ihtiyacı duyar. Normal koşullarda bu haksızlığın giderilmesini sağlamak ister. Gücü yetiyorsa bunu...
- Kapitalizm öyle bir ekonomik ve toplumsal düzendir ki insanların vefa, bağlılık, sevgi gibi duygularını bile istismar eder, tüketimi kışkırtmak için kullanır. Bunu öyle bir sinsilikle yapar ki normal koşullarda uzak durmamız gerektiğini düşündüğümüz...
- Geçtiğimiz günlerde bir marketin önünde, lise öğrencisi bir gencin beş market çalışanı tarafından depoya sürüklenmeye çalışıldığını gördüm. Müdahale ettim. Genç, iki parfüm çaldığını itiraf etti. Korkmuştu, gözleri büyümüştü. Market çalışanlarından...