Buradasınız
İşçi Sınıfının Aktarma Kayışı UİD-DER’e Teşekkürler

UİD-DER’in “İşçiler Devrim Yaptı, Ayaklar Baş Oldu” yayın akışını birlikte takip etmek için Gebzeli bir grup işçi olarak bir araya geldik. Pazar günü olmasına rağmen içimizden bazılarımız mesaiden çıkıp gelmişti, bazılarımızsa henüz akış bitmeden gece vardiyasına gitmek zorunda kaldı. Ekim Devrimi’nin coşkusu yüreklerimizi sararken yorgunluğumuzu aldı götürdü. Umudu, haklılık duygusunu, tarihsel iyimserliğimizi tazeledi. Duygularımızı paylaşmak ve UİD-DER’e bir kez daha teşekkür etmek istedik.
Bir petrokimya işçisi: Akışla beraber önce geçmişe gidiyoruz sonra bugüne geliyoruz tekrar tekrar. İzlediğimiz karelerde, videolarda, anlatılanlarda, okuduğumuz her satırda bunu yaşıyoruz. Kendimi o günleri yaşıyormuş gibi hissettim. 103 yıllık bir zaman farkından bahsediyoruz ama aslında değişen fazla bir şey yok. Sömürü düzeni ayakta kalmaya devam ediyor. Ama elbette çok daha fazla çürüyüp insanlığın başına çok daha büyük felâketler getiriyor. Tam da bu nedenle bize umut oluyor anlatılan o dönemde yaşananlar. Bizde şu duyguyu yaratıyor: Evet, bunlar oldu, yaşandı, başarıldı. Ekim Devrimi olmasa acaba bugün ne yaşar, ne düşünürdük, diye düşünüyorum. Bu tarihsel olayın gerçekleşmiş olması bizim için çok büyük bir avantaj. Çünkü biz işçilerin pusulası Ekim Devrimi. Sermaye sınıfı, işçi sınıfının gücüne ve tarihsel rolüne inanıp bu uğurda mücadele edenleri karalıyor ya, bu akışı izleyen herhangi bir işçi bunun ne büyük bir yalan olduğunu görüp anlayabilir.
Bir metal işçisi: Tarihte köleci ve zalim Roma İmparatorluğu sonsuz kudret görüntüsüne rağmen yıkılıp gitmiş. Aynı şekilde 300 yıllık Romanov hanedanlığı halklara eziyet çektirmiş ama sonuçta muazzam bir devrimle yıkılıp gitmiş. Bugün kapitalist düzen de çöküşe yazgılı. Bu dünya elbette bugünün saraylılarına da kalmayacak. O zaman da işçiler büyük acılardan, alt üst oluşlardan geçerek, savaşlarda milyonlarca canlarını yitirerek, açlık çekerek karanlık günler yaşamışlar ama nihayetinde hanedanlığa son vermişler, bununla da yetinmeyip kapitalizme son vermişler. Bir devrim yapmışlar ve kendi iktidarlarını kurmuşlar. Sadece ekmeğe değil, yaşamaya, bilime, sanata, okumaya açlıklarını da gidermişler, ilerlemişler. Bu muazzam devrimle tarihi ileri taşımışlar. İşte bizim yürüdüğümüz yol da budur.
Petrokimya işçisi bir kadın: Geçmiş, bugün ve gelecek… İzlediğimiz bu yayın akışında 1917 öncesi ile benzer durumlar yaşadığımızı gördüm. Bir yanda biz ve yoksulluğumuz, bir yanda şatafatlı yaşamlarıyla zenginler. Bir tarafta horlanıp “keyif çayı için”, “sabredin” denilen biz işçiler, bir tarafta en şatafatlı saraylarda yaşayanlar. İşte bu manzara nedeniyle hemen yarın olmasa da nesnel olarak devrime gebe bir dönemde yaşıyoruz diye düşünüyorum. Zaten dünyanın pek çok ülkesinde meydanlar doluyor işçilerle. Türkiye’de tüm haklarımız ellerimizden alınıyor ve hem yaşam hem de çalışma koşullarımız çok ağır. Bu dönemi şuna benzetiyorum: 1800’lü yıllar gibi gerilere savrulmuş durumdayız. Biliyorum bu durum ilelebet böyle sürmeyecek. Böyle zorlu, karanlık dönemlerden sonra hep alt üst oluşlar yaşanmıştır. Zulüm bu denli zirveye çıktığı için isyan da gelecektir. İzlerken işte bu isyanın yaklaştığını hissettim.
Bir gıda işçisi: UİD-DER’deki bu akış beni çok etkiledi. İnternette Ekim Devrimi ile ilgili milyonlarca sayfa bulmak mümkündür ama UİD-DER’deki akışla devrimi an be an biz yaşamışız gibi hissediyoruz. Bir fabrika ile, Putilov’la başladık. Sonra bir kenti, St. Petersburg’u dolaştık, sonra devrimi yaşadık. Bu tarihsel gerçekler bize umut oluyor, sevindiriyor. Şiirler, anekdotlar, videolar, satırlar devrimin ruhunu yansıtıyor. UİD-DER’de her şey ruhunu vererek, yansıtarak yapılıyor. İşçiler yüz yıl önce gerçekleşmiş bir olayı neden izlesin, neden dönüp baksın? İzler, bakar çünkü anlatılanlar capcanlı. Çünkü anlatılanlar işçilerin pusulası, çünkü işçilerin ihtiyaç duyduğu gerçekler burada!
Otomotiv işçisi bir kadın: Tüm dünya işçi sınıfına mal olmuş bir büyük olay Ekim Devrimi. Bu devrimin derslerine sahip çıktığını iddia edenlerin bir kısmının yayınlarına baksak belki bir anma yazısı, belki bir haber vardır. Ama burada bir ruh var. “Tarih nehrinin yatağı böyle değişmiş ve bunu işçiler yapmış” dedirten bir ruh. Elbette akış sırasında tek başımıza olsaydık da yine heyecanlanacaktık, gurur duyacaktık. Fakat biz bu vesileyle bir araya geldik ve bambaşka bir hava yaşadık, devrimin heyecanını yaşadık. Tüm baskılara rağmen koşullara direnmek, karanlığa direnmek hissiyatı büyüdü bende. Bu akış çok büyük bir etkinlik aslında. Görmediğimiz fotoğraflar, bilmediğimiz tarihsel gerçekler, kalabalık mitingler, yıkılan çarlık ve kapitalizm… Tarih nehrinin yatağını değiştirmek bu olsa gerek. En ücra Orta Asya şehrinde bile devrim coşkusuyla şiirler yazılmış ve okunmuşsa bunu ancak tarihin nehrini değiştirerek yapabilirsin zaten. John Reed’in söylediği gibi bu bir serüven ve biz bu serüvene tanık olduk.
Emekli bir metal işçisi: Saatlerdir bir aradayız ve heyecanla sitemizi takip ediyoruz. Paylaşılanlar çok değerli, çünkü Ekim Devrimine nasıl gelindi, bu anlatıldı. Bir taraftan mücadeleler, bir taraftan bugünkü haklarımızı, devrimi nasıl kazandığımızı anlatıyor akış. Ama en çok mesajlar duygulandırdı beni. Söyleyecek söz bulamıyor insan. Farklı işkollarından, farklı bölgelerden arkadaşlar çok güzel ve inançlı bir şekilde duygularını ortaya koymuşlar. Bolşevikler yıllar yılı büyük bir direnç ve sabır göstererek işçileri, köylüleri, askerleri etkilemişler. Onlara öncülük ve önderlik etmişler. Bu tahmin edilenin ötesinde çok zor bir iş ama başarmışlar. Biraz vicdanı ve merhameti olan tüm insanları etkiler burada anlatılanlar. Ne uğruna mücadele ettiğimizi, haklılığımızı anlar, etkilenir. Lenin’in mücadelesi beni çok etkiliyor. Bugün de her koşulda ve zamanda baskılara karşı mücadele eden insanların varlığı beni mutlu ediyor. Mesaj yazan arkadaşlar ve daha nicesinin varlığı, yazılanlar beni mutlu ediyor, gururlandırıyor.
Eğitim işçisi bir kadın: Bu akışla UİD-DER dünden bugüne aktarma kayışı görevini yerine getirdi bir kez daha. Geçmişi yine yaşadık, yine ders çıkardık, yine inançla dolduk. UİD-DER bize umut aşıladı. Değişmez denilen şeylerin bir gün gelip değiştiğini, hor görülenlerin iktidarı ele alıp başa geçtiğini, umudun içimizde her daim yer etmesi gerektiğini tekrar tekrar hatırlattı.
Ofis işçisi bir kadın: Nasıl yaşar insan sabah uyandığında kim olduğunu, nasıl bir güne uyandığını, ne yapması gerektiğini bilmiyorsa? Böyle bir durumun yaratacağı şaşkınlığı, çaresizliği, çıkışsızlığı düşünmek bile tüyler ürpertici. İşçi sınıfı bugün aynı çıkışsızlığı yaşıyor, biriken, ağırlaşan sorunlarına çare bulamadan çok büyük bedeller ödüyor, köle gibi çalışıp, köle gibi yaşıyor. Oysa çıkışsız değil işçi sınıfı. Geçmişle bugün arasındaki köprüleri kurabilmek; hatırlamak, anlamak, doğruyu yanlıştan ayırmak, bugünü şekillendirmenin ve yarını kazanmanın yolunu bulmak demektir. Köleliğe son verip özgürleşmek demektir. Devrimler yaratabilecek kudrete erişmek demektir. İşte tam da bu nedenle UİD-DER işçi sınıfına kim olduğunu anlatıyor. Geçmişini, zaferlerini, yenilgilerinin nedenlerini hatırlatıyor. Ellerinde nasıl bir güç olduğunu gösteriyor. İşte tam da bu nedenle UİD-DER işçi sınıfının aktarma kayışıdır, işçilerin mücadele örgütüdür. “İşçiler Devrim Yaptı, Ayaklar Baş Oldu” diyen, hafızamızı ve birliğimizi güçlendiren UİD-DER’e sonsuz teşekkürler.
Pandemi ve Biz İşçilerin Mücadelesi
“Ekmek Yediğin Kaba Pisleme!”
- UİD-DER 1 Mayıs’a Hazırlanıyor: Umut Örgütlü Mücadelede!
- Birlik ve Dayanışmamızı Büyütmeye Devam Edeceğiz
- Çatalca’da “Polonez İşçileri Diyor ki: Birlik ve Dayanışmamızı Büyütelim!” Etkinliği
- UİD-DER’de “İşçi Sınıfının Mücadelesi Durdurulamaz” Etkinlikleri Devam Ediyor
- “Orta Doğu’da İşçiler ve Sendikal Hareket” Kitabı Üzerine Söyleşi
- UİD-DER Mersin’de 1 Mayıs Etkinliği Düzenledi
- UİD-DER’de “Sermayenin ve İktidarın Saldırılarına Karşı 1 Mayıs Ruhuyla Mücadeleye!” Etkinlikleri
- UİD-DER’de Bir Kez Daha 8 Mart Coşkusu
- UİD-DER’de 8 Mart Etkinlikleri: Geçmişten Geleceğe Yaşasın 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü!
- Ukrayna Savaşının 2. Yıldönümü: “Emperyalist Savaşa Karşı Mücadeleye!”
- “Ben Rosa Luxemburg” Oyunu İşçilerle Buluştu
- UİD-DER’in Coşkulu 1 Mayıs Etkinlikleri Devam Ediyor
- UİD-DER’den Coşkulu Etkinlik: 1 Mayıs’ta ve 14 Mayıs’ta Değişim İrademizi Gösterelim!
- Rosa Luxemburg: İnsanlığın Büyük Davasına Adanmış Bir Ömür, Yaşam Dolu Cesur Bir Yürek!
- Bu Heyecan Farklı Bir Heyecan
- Heyecan ve Duygu Dolu Bir Film Şeridiydi
- İşçi Sınıfının Aktarma Kayışı UİD-DER’e Teşekkürler
- Gerçeğin Işığını Taşıyanlara Selam Olsun!
- Ekim’in İzinde: Yeni Bir Dünyaya Mecburuz
- The Strike/Grev Resmi Bana Üniversitedeki Eğitim Seviyesini Hatırlattı
Son Eklenenler
- Grevdeki Temel Conta işçileri 22 Mayısta fabrika önünde kitlesel basın açıklaması gerçekleştirerek işverenin grev kırıcı uygulamalarını ve saldırgan tutumunu protesto etti. Eyleme Türk-İş’e bağlı sendikalar, KESK İzmir Şubeler Platformu, Genel-İş...
- Küçük bir işçi çocuğu. Elinde, üstünde “Kreşe Gidemediğim İçin Greve Geliyorum” yazan kartonuyla poz vermiş. Muhtemelen annesi tarafından grev yerine getirilmiş. En küçük olmanın verdiği şirinlikle bütün işçilerin göz bebeği olmuş. Kreşte...
- Bugün size, belki de her gün karşılaştığımız ama çoğu zaman duyulmayan, görmezden gelinen bir gerçeği anlatmak istiyorum. İstanbul’da ya da herhangi bir şehirde üniversite öğrencisi olmak, giderek zorlaşıyor. Hele de bu ekonomik şartlarda…
- İbni Sina Üniversite Hastanesinde çalışan SES ve Dev Sağlık-İş üyesi işçiler, yetersiz yemek, su ve hijyen koşullarına karşı 16 Nisanda üç gün süren yemekhane boykotu yaptı. Genel-İş Sendikasının örgütlü olduğu İzmir’in ilçe belediyelerinde işçiler...
- Kardeşlerim, ben emekli bir işçiyim. Bu yıl da UİD-DER’le 1 Mayıs kortejinde yürüdüm. Bahtiyarım. Bir sene ayağım kırıldığından 1 Mayıs’a katılamamıştım. Yaşım itibariyle, onca mitinglere katıldım, başka kortejlerde yürüdüm, ama her defasında UİD-...
- Petrol-İş Sendikası’nın örgütlü olduğu TPI Compozit fabrikalarında yaklaşık 2300 işçi, 13 Mayısta greve çıktı. Çoğunluğu Menemen’de, bir bölümü de Çiğli Sasalı’da çalışan işçiler, İzmir Serbest Bölgede (İZBAŞ) uygulanan grev yasağı nedeniyle, greve...
- Sevgili işçi kardeşlerim, Bu mektubu yazmama bir grevci işçinin sorusu vesile oldu. TPI Composit grevinde bir işçi kardeşimiz, “Abi, sen deneyimli bir işçiye benziyorsun. Sence grevi nasıl sürdürmeliyiz?” diye sormuştu. Pek çok kez grev yaşamış, pek...
- UİD-DER’li işçiler, 19 Mayısta Portakal Plastik ve Porvil Çatı işçilerini grevlerinin 13. gününde ziyaret etti.
- Filistin halkıyla dayanışmayı ve emperyalist savaş karşıtı mücadeleyi büyütmek üzere sayısız protesto ve işyeri eylemleri düzenleyen İngiltereli işçi ve emekçiler 27. kez ulusal gösteri gününde bir araya geldi. Ülkenin dört bir yanından başkent...
- Felsefe yapmak, olgular, olaylar, süreçler, varlıklar üzerine düşünce üretmektir, neden ve sonuçlar üzerine düşünmektir, sormaktır, açıklama getirmektir. Ama sıradan insanlar, mesela örgütsüz işçiler gerçek manada düşünmeyi, düşünce üretmeyi...
- Dünyada ve Türkiye’de milyonlarca işçi demokratik ve ekonomik hak gasplarına, baskı ve yasaklara, yoksullaşmaya, emperyalist savaşa tepkisini ortaya koymak, taleplerini haykırmak için 1 Mayıs’ta alanlara çıktı. İstanbul Kadıköy’de kutlanan 1 Mayıs’...
- İzmir/Dikili’de çiçek üretimi yapılan Queen Tarım’da işçiler sendikal hakları için mücadele ediyor. DİSK/BTO-SEN üyesi Queen Tarım işçileri 16 Mayısta İstanbul’da, Danimarka Başkonsolosluğu önünde basın açıklaması gerçekleştirdi. Açıklamaya çeşitli...
- Hikâye bu ya; zamanın birinde adamın biri varmış. Bu adam çevresindeki insanları hakir görür, küçümser, beğenmezmiş. Kendini hep onlardan farklı görür, güçlü olanlara hayranlık duyarmış. Gel zaman git zaman bu adam bir gün şeytanla arkadaşlık kurmuş...