Buradasınız
Yeni Salgın: İşsizlik Belası
Beylikdüzü’nden bir kadın işçi

Geçen günlerde yapılan bir araştırmaya göre Türkiye’de işçilerin yaklaşık yüzde 70’i işini kaybetme korkusuyla yaşıyor. Nasıl yaşamasın? Daha şimdiden birçok işyeri işçileri işten çıkardı. Çıkarmaya da devam ediyorlar. Fakat bu kargaşanın içinde işten çıkarılanların ne sesi duyuluyor ne de sayısı biliniyor. Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) dünya genelinde şimdiden 25 milyon insanın işsiz kalacağını açıkladı. Daha şimdiden sadece ABD’de 10, Çin’de 5 milyon işçinin işten atılması bu rakamın hayli “iyimser” olduğunu ortaya koyuyor. Türkiye’de de 7,5 milyon işsize yüz binlercesi daha eklenecek. Kapitalistlerin yarattığı ekonomik krizin bedeli dünya genelinde işçi sınıfına ödetiliyor. İşsizler ordusu çoğalıyor, insanlar açlığa itiliyor. Sorumlu da koronavirüs oluyor.
Bu süreçte birçok fabrika ve işyeri işçileri süresiz ücretsiz izne çıkarmaya başladı. Yılardır uğraşıp hayata geçirmek istedikleri esnek çalışmayı da hayata geçirdiler. Sonuçta iş olduğu süre içinde çalışıp iş olmadığında evde oturacağız. Ya da süresi belirsiz bir sözde izne çıkarılacağız, üstelik tek kuruş maaş almadan! Bu da işsizliğin başka bir versiyonu! Patronların sermayesini koruyan devlet işçilere “ne haliniz varsa görün” diyor.
Bugün toplumu korkuya, paniğe iterek işsizlik dalgasının görünmesinin önüne geçiyorlar. Virüs olmasaydı kapitalistler krizden kaynaklı yine milyonları işsiz bırakacaktı. Bu milyonlar meydanlarda, sokaklarda hakkını arayacaktı. Fakat koronavirüs salgınıyla birlikte korku toplumu yarattılar. Meydanları dolduran işçiler evlerine döndüler, sokağa çıkmaya korkar oldular. Patronlar kendilerini şimdilik kurtulmuş olarak görüyorlar. Ne kadar korku yaratılırsa yaratılsın işçilerin şu gerçeğini değiştiremezler: İşçiler işe gitmezlerse, tek gelirleri olan ücretlerinden olurlarsa aç kalırlar. Çevremdeki çeşitli fabrikalardan, farklı sektörlerden işçi arkadaşlar şunu söylüyor: “Ha koronavirüsten ölmüşüz ha işsiz kalarak açlıktan ölmüşüz. Bizim evde kalma şansımız yok!” Önümüzdeki süreçte işsizlik bizlerin daha büyük kâbusu olacak! Zaten kötü çalışma koşullarında karın tokluğuna çalışırken bugün yarın issiz kaldığımızda taş mı kaynatacağız, çocuklarımıza ne yedireceğiz?
Egemenler virüsü fırsata dönüştürdüler. Büyük patronların ekonomik krizle birlikte gemileri batıyor. Batan gemide işçiler boğulan oluyor, ölüme itiliyor. Bu dünyaya bir kere geliyoruz. Bizlere dayatılan bu haksızlıklara karşı çıkalım. Kokmuş düzen insanı insanlıktan çıkarıyor. Her fırsatta kendi sermayelerini kurtarmak için işçileri felakete sürüklüyorlar. Korkunun ecele faydası yok, işçiler olarak bu yaratılan korku tünelinden çıkalım. Hayatımızı zindana çeviren patronlara karşı birleşelim. Dayanışmayı bırakmayalım, işimize de birbirimize de sahip çıkalım.
14 Kural!
- Gevrek “Susamlı Tavuk”
- Koronavirüs Sınıf Ayrımı Yapmıyor mu?
- Salgında İşçi Sağlığı Hiçe Sayılıyor!
- Patrondan Covid-19 Önlemleri
- Koronavirüsle Geçirdiğimiz 9 Ayın Bilançosu
- Maskeye Emanet Edilmiş İşçi Sağlığı ve İşten Atmaların Yeni Bahanesi Maske
- Patronlar Koronavirüsü Tepe Tepe Kullanırken Asıl Faturayı Biz İşçiler Ödüyoruz
- Şantiyede Sözde Korona Önlemleri
- Hayat Eve Sığar mı?
- İşçi Sınıfıdır Bizim Asıl Ailemiz
- Bakan’a mı İnanalım Yaşadıklarımıza mı?
- Adımız Koronalıya Çıktı!
- Metal İşçileri: “İşçinin Hakkı İşçiye!”
- Sözde Pandemi Önlemleri ve Küresel Açlık
- “Hijyene Dikkat Edin Ama Fazla Su, Sabun, Peçete Harcamayın”
- “Yeni Normal” Koşullarında Öğrencilerin Sınav Maratonu
- Gebzeli İşçiler Koronavirüsün İşçiler Üzerindeki Etkilerini Anlatıyor
- Gebzeli İşçiler Yeni Normali Değerlendiriyor
- Koronavirüsle Yaşamayı Öğrenmeli miyiz?
- Yağlı Ekmekleri Ballandı!
Son Eklenenler
- Merhaba dostlar. 1 Mayıs’ı geride bıraktık. Bizler de genç işçiler olarak 1 Mayıs’ta UİD-DER’le birlikte alanlardaydık. Sınıfımızın saflarında olmanın heyecanını yaşadık. Duygularımızı sizlerle de paylaşmak istiyoruz.
- Erol Eğrek’in katledilmesinin sorumlusu yalnızca Çalık Holding değildir. Mahkeme kararına rağmen işçinin kazanılmış hakkını 10 yıldır ödemeyen Çalık Holding’e hiçbir yaptırım uygulamayan; patronları denetlemeyen, adaletsizlik ve cezasızlığı temel...
- Yaşanan her türlü baskı ve zorbalığa karşı, işçi sınıfı kendi saflarında gücünü birleştirmeli ve öfkesini doğru adrese yönlendirmelidir. 1 Mayıs bu birliğin ortaya çıktığı uluslararası bir mücadele günü olarak önemli bir yere sahiptir.
- 1980 darbesinin üzerinden 45 yıl geçti ama bıraktığı karanlık hâlâ silinmedi. O darbe devrimci hareketi ve örgütlü işçi sınıfını ezmek için yapıldı. Bugün hâlâ baskılarla karşı karşıyayız. Ama nasıl ki o karanlık günlerde Hasanlar, Haticeler...
- Her sene olduğu gibi bu 1 Mayıs’a da büyük bir titizlik ve ciddiyetle hazırlandık. UİD-DER ailesi olarak çocuklarımızla, gençlerimizle kadın erkek hep birlikte kapitalizmi teşhir ettik. Ekonomik, sendikal ve siyasal taleplerimizi dosta düşmana...
- İstanbul Sultangazi’de bulunan Bezmialem Validesultan Kız Anadolu İmam Hatip Lisesinin Okul Müdürü Refik Albayrak’a, İBB’nin dağıttığı ücretsiz yemeğin öğrencilere ulaştırılmasını sağladığı için Milli Eğitim Bakanlığı tarafından kınama cezası...
- Gebze Organize Sanayi Bölgesinde bulunan Alman sermayeli ERLAU Metal fabrikasında işçilerin direnişi sürüyor. Birleşik Metal-İş Sendikası Gebze 1 No’lu Şubede örgütlenen işçiler kod 46 ile işten atıldı. Direnişin 26. gününde UİD-DER’li işçiler...
- Bazı kayıplar vardır ki ifadesi mümkün olmaz, sanki bir parçamızı alıp götürür. Pazar günü emekçi bir abimizi, bir değerimizi, bir rengimizi, “bu ülkede barışı savunan bir kişi bile kalsa umut vardır” diyen, savunduğu değerlerin bedelini...
- Bu yıl 1 Mayıs’ta Kadıköy’de yan yanaydık! Yağmur da yağdı, çamur da vardı ama biz çocuk, yaşlı, genç, engelli, üniversiteli, liseli, emekli, kadın, işçi, emekçi oradaydık. Omuz omuza, yürek yüreğeydik…
- İzmir’de belediye işçileri birbiri ardına greve çıkıyor. Narlıdere Belediyesi işçileri 6 Mayısta grev başlattı, bir gün sonra talepleri kabul edildi. Konak Belediyesi işçileri ise 7 Mayısta greve çıktı. İzmir Büyükşehir Belediyesi’nde çalışan...
- Bu 1 Mayıs’a kızım, torunum ve oğlumla katıldım. 1 Mayıs alanında çocuklarımın da yanımda olmasının heyecanımı ve mutluluğumu arttırdığını belirtmek isterim. Ben her yıl 1 Mayıs’a UİD-DER’le katılıyorum ve her zaman çok heyecanlanıyorum.
- TÜPRAŞ Rafineri'de kendilerine haber verilmeden taleplerinin çok altında zam oranlarına ve 3 yıllık sözleşmeye imza atılmasına tepki gösteren işçiler üretimi durdurarak, yürüyüş yaparak sözleşmeyi protesto etti.
- Hiçbir şey siyaset üstü değildir. Ekmekten suya, yediğimiz peynirin kalitesinden oturduğumuz evin sağlamlığına kadar her şey siyasetin içindedir. İş cinayetlerini “kader” diye yutturanlar, depremleri de “fıtrat” diye anlatıyorlar.