Buradasınız
Örgütsüzlüğün Getirdiği Rekabet
Gebze’den bir işçi
Bugün ücretlerimizden sosyal haklarımıza, sendikal örgütlülüğümüze kadar birçok konuda yapılan saldırılar hızlanmıştır. Patronların kârlarını daha da arttırması için büyük bir uğraş içinde olan hükümet, çıkarttığı yasalarla bizlere karşı yapılan saldırıları güvence altına almış bulunuyor. Esnek çalışma, taşeronlaştırma, uzun mesai saatleri ile pestili çıkan, adeta kırbaçlanan biz işçiler, örgütsüzlüğün getirdiği karamsarlıkla birlikte bir kırbaç da kendimize atıyoruz. İşçiler arası kopukluk ve güvensizlik ortamı sonucu kendi aramızdaki rekabet acımasızca artıyor.
Son günlerde çalıştığım fabrikada da durum bu. Rekabetin hızlandırıldığı zamanlarda ayrı vardiyalardaki işçi arkadaşlarımı uyarmama rağmen bunları dikkate almadılar ve kendilerince küçük hesapların peşinde koştular. Bir vardiyada 2500 adet üretilen ürün, bu rekabet sayesinde iyice arttı. Bu savaş, işçi arkadaşların güçleri tükenene kadar devam etti ve son rakam 4500 adet oldu. Ama nasıl? Presin kolu yukarı tam olarak kalkmadan elini prese koyup malzemeyi hızlıca alarak ve tekrar malzeme koyarak, su ve tuvalet ihtiyaçlarını artık sadece molalarda gidererek, yani kendi canlarını hiçe sayarak bu noktaya gelebildiler. Ancak son zamanlarda iki vardiyadaki işçi arkadaşlar da durumdan rahatsız olmuşlardı. Çünkü hem bu kadar ürünü güç bela çıkartıyorlardı hem de üretim şefleri çıtayı 5000 adede kadar yükseltiyordu. İşin en kötü yanı ise diğer vardiyadaki işçi arkadaş gündüz vardiyasının çıkarttığı ürün adedini çıkartabilmek için yemeğe bile gitmemiş ve aç kalarak, istirahat etmeden çalışmıştı. Tabiî ki bu duruma çok üzüldüm ve diğer operatöre mutlu olup olmadığını sordum.
Sonuçta üzülmek veya diğerini rencide etmek de çözüm değil. Şimdi ben iki vardiya arasında aracı konumundayım ve malzemenin 4150 adetten fazla çıkmaması için uğraşıyorum. Zaten başka çareleri yok, onlara bunu da söyledim. Çalıştığım fabrikada Çelik-İş örgütlü. Fakat atama usulü gelen temsilcilerimiz bu duruma bırakın müdahale etmeyi, bunu meşru kılacak açıklamalarda bulunuyorlar. Bizler şu an için çay ve yemek molalarında olabildiğine bu konuları ele alıp, rekabet tuzağına düşmemek için uğraşıyoruz. Ancak bu sadece bizim çalıştığımız fabrikayla sınırlı olarak engellenebilecek bir şey değil. Sendikacılarımızsa sınıf siyasetinden tümüyle uzaklaşmışlar ve bizlerin öfkelerini kontrol altında tutmak için çabalıyorlar.
O yüzden biz işçiler sınıf bilincine sahip olmamız gerekiyor. Bu sayede kendimize kurtarıcılar aramaktan vazgeçer ve bizleri kurtaracak olanın örgütlü mücadele olduğunu kavrarız. Üreten ve yaratan bizleriz ve şalterler bizlerin elinde. Bu dünya Nazım’ın dediği gibi öküzün boynuzunda dönmüyor, bizlerin kollarında dönüyor. O yüzden dostlar artık kaybedecek zaman yok. Asıl güç bizleriz. Fakat bu güç tek bir şekilde ortaya çıkar. Sınıf bilinçli ve örgütlü olduğumuz zaman.
Tut Şu Kızıl Aydınlığı
Kapitalizm Genç Beyinleri Uyuşturuyor!
- Patronlar “Kullan At” İşçi İstiyorlar!
- İşçi Sınıfı Olarak Ders Çıkaralım
- Grönland’ın Buzulları ve Egemenlerin Kâr Arzusu
- Dünü Unutmadan, Bugüne ve Geleceğe Bakabilmek…
- Emekliliği Kim Bitirdi?
- Servis mi Eziyet mi?
- Yamyam Fareler Gibi Olmamak İçin…
- “Keşke Bizim de Bahçeli Bir Evimiz Olsaydı”
- “Polonez İşçileri Kazanmış”
- Kumarla Köşeyi Dönenler Neye Dönüyor?
- Düşük Ücret Dayatmasına Karşı Örgütlü Mücadeleye
- “Geçinemiyorsan Memleketine Dön”
- Neden Hayattan Sıkılıyoruz?
- Rakip Değiliz
- Savaşı Kınamak Sorumluluktan Kurtulmaya Yeter mi?
- Sağlık Alanında Birleşik Mücadele Şart!
- İyi ki Varsın UİD-DER
- Her Şeyin İçinde ve Her Şeyin Dışındayız
- Her Şey Karşıtıyla Vardır
- Çocuklar Öldürülmesin Şeker de Yiyebilsinler
Son Eklenenler
- Merhaba kardeşler. Biz İstanbul Avrupa Yakasında yaşayan kadınlarız. Kimimiz çeşitli sektörlerde çalışan işçileriz, kimimiz emekliyiz, kimimiz de ev emekçisiyiz. Ankara’dan, Gebze’den UİD-DER’li kadınların 1 Mayıs’ta haykıracakları taleplerini...
- İşçi sınıfının Uluslararası Birlik Dayanışma ve Mücadele Günü 1 Mayıs’a sayılı günler kaldı. Tüm dünyada ekonomik yıkımın emekçileri, emekçi gençliği çıkışsız bıraktığı bir dönemde, Türkiye’de de baskıları, yasakları arttıran, korku iklimi yaratarak...
- Bizler genç işçi ve öğrencileriz. Kendimizi bildik bileli, “böyle gelmiş böyle gider” denildi bize hep. “Bu insanlardan bir şey olmaz, sen sesini çıkarırsan yalnız kalırsın”… Fakat geçtiğimiz günlerde neredeyse bütün kentlerde işçi ve emekçiler, ön...
- Bugün dünyanın pek çok ülkesinde büyük kitleler, sömürüye, baskılara, emperyalist savaşa karşı meydanlara çıkıyor, isyan ediyor, genel grevler örgütlüyor. Tarih gösteriyor ki sömürüye ve faşizme son verebilecek, kitlelerin isyanını başarıya...
- 1 Mayıs işçilerin çalışma koşullarını düzeltmek için bir araya geldiği tarihsel bir günün adıdır. Bizler de her yaştan, her meslekten işçiler olarak çalışma koşullarımızı düzeltmek için 1 Mayıs’ta bir araya gelmeli, taleplerimizi hep bir ağızdan...
- UİD-DER’li gençler 1 Mayıs’a hazırlanıyor. İstanbul Anadolu Yakasından genç kardeşlerimiz neden 1 Mayıs alanında olacaklarını anlatıyorlar.
- Zenginlerin milyonlarca dolar ödeyerek kendilerine “kıyamet sığınakları” inşa ettirdiklerini biliyor muydunuz? Sığınak deyince aklınıza öyle soğuk ve karanlık, daracık mahzenler gelmesin. Bu sığınaklarda yok yok! Yapay zekâ destekli tıbbi bakımdan...
- Sırrı Süreyya Önder, Türkiye’de önemli bir siyasi figür. Ama biz UİD-DER’li işçiler, onu, önce temsilciliklerimizde, ev buluşmalarımızda izlediğimiz Beynelmilel filmiyle tanıdık ve sevdik. Sonra “Kıdem Tazminatımızı Gasp Ettirmeyeceğiz!”...
- Mersin’de “1 Mayıs: Umut Örgütlü Mücadelede” adlı etkinliğimizin ardından biz emekçi kadınlar olarak 1 Mayıs’ta alanlarda haykıracağımız taleplerimizi dile getirdik. 1 Mayıs coşkumuzla tüm emekçi kadınları 1 Mayıs’ta birlik olmaya, dayanışmaya...
- Hizmet-İş Sendikasında örgütlü Ankara Altındağ Belediyesi işçilerinin 21 Nisanda başlayan grevi devam ediyor. İstanbul Şişli Belediyesi işçileri alacakları ödenmediği için 24 Nisanda belediye önünde eylem yaptı. 31 Mart yerel seçimleri sonrası İzmir...
- İşçi Sınıfının Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü 1 Mayıs, 1886’dan günümüze inatçı bir gelenek olarak yaşamaya devam ediyor. Türkiye’de 1 Mayıs’ın sembolü haline gelen 1 Mayıs Marşı, “Günlerin bugün getirdiği baskı zulüm ve kandır...
- UİD-DER, “Umut Örgütlü Mücadelede” şiarıyla işçi sınıfının Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü 1 Mayıs hazırlıklarını sürdürüyor. UİD-DER temsilciliklerinde düzenlenen “1 Mayıs: Umut Örgütlü Mücadelede” etkinliklerinde, dünya işçilerinin...
- Bizler Gebze’de yaşayan genç işçiler ve öğrencileriz. İşçi sınıfının mücadele örgütü UİD-DER ile 1 Mayıs alanında sınıfımızın saflarında yerimizi alacağız. Çoktandır başlattığımız çalışmalarımıza hız kesmeden devam ediyoruz. İşçi sınıfına yönelik...