Buradasınız
1 Mayıs’a Doğru: İşçiler Konuşuyor /7
UİD-DER’in Bostancı temsilciliğinde yapılan “Krize Karşı Mücadeleye” seminerine katılan işçi kardeşlerimize, 1 Mayıs hakkındaki düşüncelerini sorduk. İşçi kardeşlerimiz 1 Mayıs’ın önemini dile getirerek, sınıfın birliğinin yaratılması gerektiğine dikkat çektiler.
UİD-DER: Uluslararası birlik, mücadele ve dayanışma günü olan 1 Mayıs’a katılmak sizin için ne ifade ediyor?
Sağlık işçisi: Daha önce 1 Mayıs’a katılmadım. 1 Mayıs’ın işçilerin birliği, dayanışması olduğunu biliyorum.
Tekel işçisi: 1 Mayıs işçilerin emekçilerin birlik, beraberlik ve dayanışma günüdür. Emperyalist güçlere karşı emek sınıfının dayanışma gününü ifade ediyor.
Kadın tekstil işçisi: Taleplerimizi meydanda dile getireceğimiz, haykırışımızın en büyük günüdür. Dikkate almamız gereken bir gün.
Matbaa işçisi: Bana bir işçi olduğumu ve yılda bir kez kutladığımız bir işçi bayramımız olduğunu ifade ediyor.
UİD-DER: Krizin faturasını ödememek için ne yapılmalı?
Sağlık işçisi: İşten atılma korkusuyla çalışıyorum. Kriz yüzünden ben de işten atılabilirim. Buna karşı örgütlenmeli ve dayanışma içinde olmalıyız. İşyerimizde maaşlarımızı alamadığımız için daha yeni dayanışmaya başlıyoruz.
Tekel işçisi: Temelde birlik ve beraberliği sağlayamadığımız için yeniğiz. Örgütlenirsek krizden dolayı doğabilecek işten atmaları engellemiş olacağız. Bizim bölünmememiz lazım. Ancak bu şekilde her türlü şiddetin karşısında durabilir, işten atmaları durdurabiliriz.
Kadın tekstil işçisi: Önce birlik olmalıyız. En önemlisi bu. Bireysel olarak hiçbir şey yapmamalıyız.
Matbaa işçisi: Birlik ve dayanışma içinde olmamız gerekiyor. Krize karşı aynı düşüncede olmalıyız. Her işçi birbirinin eli ayağı olmalı.
UİD-DER: İşçiler 1 Mayıs’ta sizce hangi talepleri dile getirmelidir? Örneğin, bu seneki 1 Mayıs’ın ortak sloganı “işten atmaları geri püskürtmek için 1 Mayıs’a” olabilir mi?
Sağlık işçisi: “Dayanışma! Haklarımızın gasp edilmesine karşı alanlara!” olabilir. Hastanede taşeron olarak çalışıyorum. Senelik izinlerimizi kullanamıyoruz, düşük ücretle çalışıyoruz. Aldığımız ücretin içinde yol, yemek hepsi var. Bu yüzden taleplerden biri de “taşeronluk sisteminin kaldırılması” olabilir.
Tekel işçisi: Krizin en yakıcı ifadesi işten atmalar. Birlik ve beraberliği sağlayamadığımızdan dolayı işten atmalara engel olamadık. Birimiz binimiz, binimiz de birimiz için var olmaya çalışmalıyız. En büyük sloganımız bu olmalıdır. Bireysel davranmaya karşı bu slogan olmalı.
Kadın tekstil işçisi: Çalışan annelerin çocukları için fabrikalarda çocuk kreşlerinin olması, doğalgaza zam yapılmaması, işçilerin her türlü sosyal haklarının verilmesini içeren sloganlar olabilir.
Matbaa işçisi: Tüm sosyal haklarımızı talep etmeliyiz. Asgari ücretin yükseltilmesini, fazla mesailerin olmamasını ve çalışma şartlarının düzeltilmesini talep etmeliyiz.
UİD-DER: 1 Mayıs’ın kitlesel ve coşkulu olması, işçilere güven vermesi ve patronların yüreğine korku salması için sendikalar nasıl bir hazırlık yapmalılar?
Sağlık işçisi: Sendikaların 1 Mayıs’ta işçilerin birbirlerine güvenle dayanışması için yardımcı olması gerekiyor.
Tekel işçisi: UİD-DER gibi derneklerin işçileri bilinçlendirmesi gerekiyor. Sendikaların 1 Mayıs’a dönük bir çalışmasını görmüyorum. Sendikalar hakkıyla bir duruş göstermiyorlar. İşçilerin sorunları karşısında soğuk duruyorlar. DİSK gibi sendikalardan çok şey bekliyoruz. DİSK bizim için önemli. Üstüne düşeni yapmalı.
Kadın tekstil işçisi: Sendikalar işçilerin birlik ve beraberliğini sağlamak için Tekel işçilerini örnek verebilirler.
UİD-DER: Devletin ve patronların 1 Mayıs’ın içeriğini boşaltmak ve katılımı azaltmak için her daim yaptığı karalamalar ve baskılara karşı ne yapmalıyız? Çevrenizde bu korkular yüzünden 1 Mayıs’a katılmayanlar oluyor mu?
Sağlık işçisi: Bilinçli bir insan 1 Mayıs’ın ne olduğunu bilir. Katılmadım ama 1 Mayıs’ın ne olduğunu biliyorum. Bu yıl korkmadan katılacağım.
Tekel işçisi: 1 Mayıs’ın içeriğini boşaltmak için ellerinden geleni yapıyorlar. Birtakım marjinal grupların katıldığını söylüyorlar. 1 Mayıs’a sen, ben, o, kısaca biz işçiler katılıyoruz. Biz meydanlarda taleplerimizi haykırıyoruz.
Kadın tekstil işçisi: Patronların bizi kandırmalarına engel olmalıyız.
Matbaa işçisi: Patronlar her konuda kendilerini haklı gösteriyorlar. Patronların bizi korkutmasına izin vermemeliyiz. Patronlar işçilerin 1 Mayıs’a gitmemeleri için mesai koyuyorlar. İşten atmakla tehdit ediyorlar. Bir günlük ücretimizi kesiyorlar. Patronlar bizim ücretimizi bir gün de kesse üç gün de kesse bu bizim bayramımızdır.
UİD-DER: İlk kez 1 Mayıs’a katılacak olanlara veya diğer işçi kardeşlerimize ne söylemek istersiniz?
Sağlık işçisi: Ben daha önce bu tür olaylara önem vermiyordum. Ama işyerimde yaşadığım sorunlardan sonra önem vermeye başladım. 1 Mayıs işçilerin dayanışma günüdür. Televizyonlardaki görüntülere kanmadan alanlarda olmalıyız. Çünkü birçok haksızlığa uğradık.
Tekel işçisi: Dünya görüşü, inançları farklı da olsa tüm işçilerin tıpkı bugüne kadar birlik içerisinde kutladığı gibi, 1 Mayıs’ı aynı şekilde kutlamalarını istiyorum.
Kadın tekstil işçisi: Ben kendim katılmayı çok istiyorum. Katılmayanlara da katılmasını söylüyorum.
Matbaa işçisi: 1 Mayıs’ı bütün işçilerin kitlesel yani en güzel şekilde kutlamasını diliyorum.
UİD-DER: Hepinize teşekkür ederiz.
Sorunlarımız Ortak, Çözüm de!
Son Eklenenler
- Kocaeli Gebze’de bulunan Alman sermayeli Erlau Metal fabrikasında işçiler, Birleşik Metal-İş Sendikası Gebze 1 No’lu Şube’de örgütlendi. Sendika yakın zamanda Çalışma Bakanlığından yetki belgesini almasına rağmen işveren yetki itirazında bulundu....
- Kasım 2024’te Esenyurt Belediye Başkanı Prof. Dr. Ahmet Özer tutuklanarak görevden alınmış ve ardından belediyeye kayyum atanmıştı. İşçiler üzerinde baskı uygulayan kayyum yönetiminin tazminatlarını ödemeden, haklı gerekçe göstermeden pek çok işçiyi...
- Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) geçtiğimiz hafta Özel Program ve Proje Uygulayan Eğitim Kurumlarına Öğretmen Atama ve Yönetici Görevlendirme sonuçlarını açıkladı. Sonuçların açıklanmasının ardından eğitim sendikaları atamaların ölçülebilir ve somut...
- Gerek dünyada gerekse yaşadığımız ülkede öyle olaylar, öyle gelişmeler yaşanıyor ki ilk bakışta her şey çok bilinmeyenli bir matematik denklemi gibi karmaşık ve anlaşılmaz görünebilir. Nasıl ki matematikte karmaşık problemleri çözebilmek için...
- İrfan Yalçın’ın “Ölümün Ağzı” romanı, 1940’lı yıllarda Zonguldak köylüsünün “mükellef” adı altında bedavaya çalıştırıldığını belgeleyen bir tanıklıktır. Dönemin tek partili rejiminde, İsmet İnönü madeni teftişe gittiğinde, karşısına dizilen...
- Ha geldi, ha gelecek, yok yok bu sene gelmeyecek derken Yaren leylek Bursa’nın Karacabey ilçesinde, Uluabat Gölünün kıyısında balıkçı Âdem amcayla buluştu. On dört yıllık dostluk! Adı gibi yarenlik yapıyor Âdem amcaya. Aslında kimsenin haberi...
- 11 Nisan’da Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK), Emek ve Demokrasi Güçleri ve öğrenciler birçok ilde tutuklu öğrencilerin serbest bırakılması talebiyle basın açıklamaları gerçekleştirdi. İstanbul’da KESK İstanbul Şubeler Platformunun...
- Yunanistan’da işçi ve emekçiler bir kez daha kamu ve özel sektörde 24 saatlik genel grev gerçekleştirdi. Tembi tren felaketinin ikinci yıldönümü olan 28 Şubatta tarihindeki en büyük grev ve protestolara sahne olan Yunanistan’da, 9 Nisanda bir kez...
- KESK’e bağlı Eğitim Sen, Birleşik Kamu-İş’e bağlı Eğitim-İş ve Hürriyetçi Eğitim Sen, 10 Nisanda birçok ilde Milli Eğitim Müdürlükleri önünde, kent meydanlarında, sendika şubelerinde proje okullara yapılan keyfi atamalara karşı basın açıklamaları...
- Üzerine sayfalarca yazı yazılabilecek, saatlerce sohbet edilebilecek bir konunun en öz, en çarpıcı halidir sloganlar… Hele ki işçi sınıfının sloganları! Birkaç kelimeyle büyük anlamlar sırtlanırlar. Kimisi somut bir talebi anlatır, kimisi bir...
- Ankara’nın Beypazarı ilçesinde bulunan Çayırhan Maden Ocağında 10 Nisanda gece vardiyası sırasında meydana gelen patlamada 2’si ağır olmak üzere 14 işçi yaralandı.
- Evrensel sağlık kapsamı; tüm insanların ihtiyaç duydukları sağlık hizmetlerine, ihtiyaç duydukları yer ve zamanda, mali sıkıntı çekmeden erişebilmeleri anlamına gelir. Sağlığın geliştirilmesinden, hastalıkların önlenmesine, rehabilitasyon ve...
- Gençlik yılları insanın en güzel, en verimli, en dinamik yılları olarak tanımlanır. Fakat gençlerin dinamizmleri yok ediliyor, gelecekleri ve hayalleri çalınıyor, toplum nefessiz bırakılıyor. Kapitalizm genç kuşaklara bir gelecek vaat etmiyor....