Buradasınız
1 Mayıs’a Katılan Emekçi Kadınlar Anlatıyor
UİD-DER Kadın Komitesi’nden bir işçi

UİD-DER'li emekçi kadınlar olarak bu yıl da 1 Mayıs çalışmalarını yoğun bir şekilde yürüttük. Tabi bu yılın geçen senelerden bir farkı vardı. 1 Mayıs çalışmalarımıza Emekçi Kadın Komitesi’nin çalışmalarını da eklemiştik. Emekçi kadınlarla bir araya gelerek neden 1 Mayıs’a katılmamız gerektiği üzerine sohbet ettik. Evlerde 1 Mayıs’ı anlatan videolar izledik. Kadınlara hangi taleplerle 1 Mayıs’a katılacaklarını sorduk, röportajlar yaptık. Bu yoğun temponun ardından nihayet 1 Mayıs günü gelip çattığında mahallelerden emekçi kadınlarla beraber 1 Mayıs’a katıldık.
1 Mayıs’ın ardından Sarıgazi’deki emekçi kadın arkadaşlarla duygularımızı anlatan bir mektup yazmaya karar verdik. Sözleştiğimiz arkadaşın evine gittiğimde diğer kadın arkadaşlar benden önce gelmiş kahvelerini yudumluyorlardı. Hepsinde de “nasıl yazacağız ki?” diyen meraklı gözler... “Merak etmeyin” dedim. “İçinizden ne geliyorsa onu söyleyin. Önemli olan samimiyetle duygularımızı paylaşabilmemiz. Bu sene bizimle 1 Mayıs’a gelemeyen emekçi kadınlara bugünün coşkusunu verebilmemiz” dedim. Kadın arkadaşlardan biri hazırlıklı gelmişti. “Elime kalemi aldım, kendiliğinden dökülüverdi cümleler” dedi. İlk defa eşiyle birlikte geldi 1 Mayıs’a. Gözlerinde haklı bir gururla uzatıyor kâğıdı. Bana da onun düşüncelerini sizlerle paylaşmak kalıyor: “İlk defa katılacağım için heyecanlıydım. Oraya gittiğimizde insanlardaki coşkuyu, dayanışmayı görünce ‘iyi ki buradayım’ dedim. O topluluğun sadece kendi çıkarları için değil, ezilen bütün insanlar için tek yürek olduğuna şahit oldum ve bu birlik beraberlik olduğu sürece mutlaka bir gün güneş ezilen toplumlar için de doğacaktır diye ümit ettim. Ben bir ev kadınıyım. Oraya gidip emekçilere destek vermek, onlar için bir şeyler yapmak kendime saygımı artırdı diyebilirim.”
Bu samimi cümleleri okuyunca ister istemez duygulanıyorum, teşekkür ediyorum kendisine. Diğer arkadaşların gelmesine vesile olan kadın arkadaşımız alıyor bu sefer sözü. O da bir başka gururlu haklı olarak. Çünkü sadece kendisini getirmekle kalmamış, 1 Mayıs öncesi UİD-DER Kadın Komitesi’nin çalışmalarında evini açmış, hazırlıklara destek vermiş ve arkadaşlarının da katılımını sağlamış olmanın heyecanıyla konuşuyor o da: “Tıpkı katıldığım diğer 1 Mayıslar gibi benim için anlamı büyüktü bu yılki 1 Mayıs’ın da. Birliğin, beraberliğin olduğu, yoğun duyguların yaşandığı bir ortama girmiş olmaktan bir kez daha gurur duyuyorum. Bu sene coşkum ikiye katlandı. Çünkü yıllardır çalıştığım emekçi kadın arkadaşlarımın da katılımıyla onlarla birlikte olmanın mutluluğunu ve gururunu yaşadım. Kortejimiz her zamanki gibi en disiplinli, düzenli ve en çok dikkat çeken kortejdi. Alanda binlerce insanı görünce sadece bugüne katılmakla yetinmemek, daha fazla şey yapmak istedim. Kortejimizde iş kazası geçirmiş işçilerin resimlerini görünce daha çok etkilendim. Aynı zamanda emekçi kadın komitesi pankartı arkasında yürüdüm bu yıl. Ve benim için en anlamlı talebin yazılı olduğu dövizi taşıdım. Çocuğum olduktan sonra 17 yıllık işçilik hayatımı bırakmak zorunda kaldım. Çünkü ne çocuğumu bırakabileceğim biri vardı ne de kreşe bırakabilecek kadar param. Bu nedenle “Her işyerine kreş” talebi benim için çok anlamlı. Bu talebimi haykırmama aracı olan UİD-DER’e bir kez daha teşekkür etmek istiyorum.”
Söylenenlerin coşkusuyla kalemim uçuyor sanki! Durmak istemiyorum. Hemen yine ilk kez katılan diğer arkadaşa dönüyorum. 1 Mayıs’tan hemen önce çenesinden küçük bir operasyon geçirmiş olmasına rağmen gelmişti o da. “Ben ilk kez katıldım bu yıl. Daha önce kendi haklarımı bile savunamazken başkası için gitmeyi kendime yakıştıramıyordum. Ama sonra bir şeylere inanıyorsan onun içinde olmak gerekiyor diye düşündüm. Su damlaya damlaya bir şeyleri aşındırır. O yüzden damla olmak bile çok önemli. Daha önce hep dışarıdan baktım böyle yürüyüşlere. İlk kez bir kortejin içinde yürüdüm. Ve orada yürürken bu sefer içerden dışarıdakilere baktım. Bize bakıyorlardı. Bu yıla kadar ben de onlar gibiydim. Belki bir gün onlar da tıpkı benim yaptığım gibi bu kortejin içinde yer alacaklar ve burada olmanın bir şeyleri değiştirebileceğine inanacaklar diye düşündüm. Ben artık bir yerlerden başlanması gerektiğine inanıyorum. 12 yaşından beri çalışıyorum. Çok fazla hakkım yendi. Keşke böyle bir dernekle çok daha önce tanışmış olsaydım. Şimdi kaybettiklerimi geri almanın mücadelesini veriyorum. Kendim için bir şey yapamasam da hiç olmasa benden sonrakiler için mücadele etmek istiyorum.”
Son cümlesi üzerine bugünkü genç işçilerin çalışma koşullarından bahsediyoruz. Ne yazık ki birçoğunun haklarından ve bunun gibi şeylerden bihaber olduğunu söylüyor. “İşte o yüzden bize ihtiyaçları var” diyorum ben de. Birilerinin onların elinden tutması, geleceklerinin çalınmasına karşı mücadele etmeleri gerektiğini anlatması gerek. Koyu sohbetin orta yerinde kapı zili çalıyor. 1 Mayıs günü mitinge gelmek istediği halde gelemeyen bir kadın arkadaş gelen. Hemen takılıyor arkadaşları ona. “Piknik nasıldı?” diye soruyorlar. Sonra başlıyorlar anlatmaya. 1 Mayıs’a gelemeyince pikniğe gidelim diyen eşini protesto ederek evde arkadaşlarının dönüşünü beklemiş meğer. Gelememenin tesellisi olarak bir de sofra hazırlamış onlara. Semaveri de hazırlamış bir güzel. Gelir gelmez de soru yağmuruna tutmuş arkadaşlarını: “Nasıl geçti? Kalabalık mıydı? Coşkulu muydu?”
“O halde sen de düşüncelerini söyle. Hiç olmazsa senin gibi gelemeyenlerin duygularına tercüman olursun” diyorum. “Gerçekten çok istedim gelmeyi” oluyor ilk cümlesi. “Ama biraz da tereddütlüydüm sorun çıkar diye. Aynı zamanda gidemezsem bir tarafım eksik kalacaktı çünkü bütün sevdiklerim oradaydı. O coşkuyu yaşamak isterdim. Asalak gibi yaşamaktansa en azından kendi adımıza faydalı bir şey yapmak isterdim. Arkadaşlar yaşadıklarını anlatırken sanki ben de oradaymışım, yaşamışım gibi hissettim. Onların samimiyeti, mutlulukları az da olsa o hazzı yaşattı bana. ‘Keşke gitseydim’ dedirtti. Ama seneye mutlaka geleceğim.”
Sıcak çaylarımızı yudumlarken yapılan bu sıcak sohbetten böyle sıcak bir mektup çıkıyor işte. Ama artık gitme vakti geliyor. Emekçi kadınlar olarak tekrar bir araya gelmek üzere ayrılıyoruz arkadaşımızın evinden. UİD-DER Kadın Komitesi, adına yakışır bir şekilde çalışmalarına devam edecek. Önümüzdeki 1 Mayıs’ta çalışmalarımızın meyvesini göreceğiz hep birlikte ve daha güçlü çıkaracağız emekçi kadınlarımızın sesini.
Nikbinlik
- Direnen Haliç ve Bizim Direnişimiz
- Annelik Kursağımızda Kalmasın, Bu Düzeni Değiştirelim!
- MESS Sözleşmesi ve Emekçi Kadınlar: Ne Düşünüyoruz? Nasıl Düşünmeliyiz? /2
- MESS Sözleşmesi ve Emekçi Kadınlar: Ne Düşünüyoruz? Nasıl Düşünmeliyiz? /1
- Çocuklarımızın Yurtlarda Can Güvenliği Yok
- 1977 MESS Grevine Güç Katan Emekçi Kadınlar
- Emekçi Kadınlar: Yan Yana Gelmeliyiz!
- Değişim İstiyorsak İşçi Sınıfının Siyasetini Yapmalıyız
- Pazar Yerinden Sesler: “Ödenmeyecek! Ödemiyoruz!”
- Bu Ziller Zamlara Alamet
- “Bu Hayatı Yaşamanın Başka Bir Yolu Olmalı…”
- Asıl Değerli Olan…
- Egemenlerin “Zafer Yolları”nda İnsan Kalabilmek
- Önemli Olan Başına Gelen Değil, Onu Nasıl Karşıladığındır!
- Emekçi Kadınlar: Yağmacı Enkaz Düzenine, Tek Adam Rejimine Hayır!/1
- Emekçi Kadınlar, Kadın Düşmanlarına 14 Mayıs’ta HAYIR Diyecek!
- Eşitlik ve Özgürlük İstiyoruz!
- Emekçi Kadınlar 1 Mayıs Coşkusunu Paylaşıyor
- Nefes Almak İstiyoruz! Baskıcı Rejime ve Saldırılarına Karşı 1 Mayıs’ta Alandayız!
- Mata Direnişçisi Kadın İşçiler: Bu Bir Onur Mücadelesi!
Son Eklenenler
- İsrail’in 7 Ekimden bu yana Gazze’de sürdürdüğü kesintisiz saldırılarda çoğu çocuk ve kadın, 14 bin 500’den fazla insan katledildi. Evler, okullar, hastaneler, yaşam alanları yok edildi. Bu vahşete sessiz kalmayan farklı ülkelerden işçi ve emekçiler...
- Amazon işçileri, teknoloji devi şirketin 30 yıllık tarihinde en büyük greve imza attılar. Doğu Avrupa ülkesi Çekya’da sağlık, sosyal hizmet, eğitim, otomotiv, metal, gıda, enerji, ulaşım ve daha birçok sektörden yaklaşık 1 milyon işçi 27 Kasımda...
- Sendikalı oldukları için hakları ödenmeden işten atılan Agrobay işçileri İzmir Bergama Kent Meydanında çatıya çıkarak bir kez daha seslerini duyurdular. Urfa’da Özak Tekstilde bir kadın işçi Öz İplik-İş’ten istifa ederek BİRTEK-SEN’e üye olduğu için...
- Pahalılık ve zamlar nedeniyle adeta insan olduğumuzu unuttuk. Eğlenmek, dışarı çıkmak, eş dostla vakit geçirmek, bir yerlere gidip yeni insanlarla tanışmak gibi sosyal aktiviteler lüks oldu. Temel ihtiyaçlarımıza bile yetişemez durumdayız....
- 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Gününde kadınlar pek çok kentte meydanlarda buluştular, yürüyüşler düzenlediler, fabrika ve grev çadırlarında açıklamalar gerçekleştirdiler. Kadınlar eylemlerde “savaşa, şiddete, yoksulluğa...
- Çalışma koşulları yıpratıcı, omuzlarındaki yük ağır metal işçilerinin. Ücretlerini belirleyen MESS grup toplu iş sözleşmeleri metal işçileri için çok önemli. Fakat tek başına metal işkolunda çalışanları mı ilgilendiriyor bu sözleşme? Biz petrokimya...
- Patronların kâr hırsıyla iş güvenliği önlemlerini almamaları yüzünden işçiler madenlerde, inşaatlarda, tersanelerde, fabrikalarda, yollarda canından oluyor. Siyasi iktidar maden patronlarına ekonomik teşvikler verip olur olmaz her yere maden...
- Bu pahalılıkta Davut Abiyi neden misafir etmek istediğimizi size bir önceki mektubumda anlatmıştım. Hafta sonunu iple çektik. Eşimin çalıştığı işyerinden arkadaşı Davut Abiyi sonunda misafir ettik. Kapı çaldı ve ailecek kapıda karşıladık Davut Abiyi...
- MESS’e bağlı fabrikalarda çalışan metal işçileri, TMMOB Mimarlar Odası işçileri, İzmir Çiğli Belediyesi işçileri, İzmir DEÜ Mesleki ve Çevresel Hastalıklar Hastanesi inşaatında çalışan işçiler, Yalova Gürdesan Gemi Makinaları’na bağlı taşeronlarda...
- Türkiye’de yoksulluk derinleşiyor, işsizlik artıyor, çıkışsızlık duygusu büyüyor. Ülkeyi yönetenlerin yoksulluğumuzun üstünü örtmek ve bizleri aldatmak için söyledikleri yalanlar ve algıları çarpıtmak için giriştikleri oyunlar da bir o kadar büyüyor...
- İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırıları 7 Ekimden bu yana devam ediyor. Hastaneler, okullar, evler bombalanıyor. Hergün onlarca, yüzlerce Filistinli kadın, çocuk, genç, yaşlı katlediliyor. Bugüne kadar hayatını kaybedenlerin sayısı 14 bini aştı....
- Gazze’de Geçici Ateşkes, Dünya Meydanlarında Yükselen Ses: Savaşa Hayır! Kalıcı Ateşkes Hemen Şimdi!İsrail’in 7 Ekimden bu yana Gazze Şeridi’nde sürdürdüğü kesintisiz saldırıları karşısında dünyanın dört bir yanında işçi ve emekçiler Filistin halkıyla dayanışma gösterileri ve kitlesel eylemler düzenliyor. Emperyalist savaş karşıtı sloganlarla...
- Zamanın birinde Cemal adında biri varmış. Cemal Amasya’da yaşar, büyük bir ahşap oyma ve desen atölyesinde çalışırmış. Cemal işine çok düşkünmüş, patronu 24 saat çalış dese gık demez, diyenleri de nankörlükle itham edermiş. Onun için patronu, eli...