Buradasınız
30 Madenci Katledildi, Sorumlular Cezalandırılsın!
Türkiye Taşkömürü Kurumu’na (TTK) ait Karadon Maden Ocağında 17 Mayıs günü öğlen saatlerinde meydana gelen grizu patlaması sonucunda göçük altında kalan işçilerin cesetlerine ancak patlamadan 3 gün sonra ulaşılabildi. Sabah saatlerinde 28 işçinin cesedi çıkarılırken, öğle saatlerinde 1 işçinin cansız bedenine daha ulaşıldı. 30. işçinin de yeri tespit edildi ve cesedi çıkarılmaya çalışılıyor.
Başta işçilerin aileleri olmak üzere, Zonguldak ve bütün işçi sınıfı, üç gündür 30 işçiden alınacak iyi haberi bekliyordu. Ancak bu haber bir türlü gelmedi ve TTK yetkililerinin ve bakanların 19 Mayısta yaptıkları “göçük ancak 4 günde aşılabilir” açıklamaları umutları tümüyle tüketti. 20 Mayıs sabahı ise 28 madencinin cansız bedenlerine ulaşıldığı haberi geldi. Bakanların ve TTK yetkililerinin bilimsellikten ve sorumluluktan uzak şovvari açıklamaları, işçi ailelerinin öfkesini ve acısını bir kat daha arttırdı.
Maden işçilerinin hayatını karartan aynı acıyı, Bursa Bükköy Madencilik’te 19 işçinin, Balıkesir Dursunbey Maden Ocağında ise 14 işçinin grizu patlamasıyla hayatını yitirmesinde de yaşamıştık. Sermayenin kâr hırsının tüm üretim sistemine egemen olduğu bir düzende iş cinayetlerinin, kazaların ve göçüklerin olmaması düşünülemez. Her ne kadar toplumun sırtından geçinen asalak patronlar, bakanlar ve bürokratlar, “önlemler aldık, kontroller düzenli olarak yapıldı, sonuç takdir-i ilahi” diyerek kendilerini aklamaya çalışsalar da, gerçekler ortadadır. Madenlerde meydana gelen patlamalar ve iş cinayetleri, yaşananların kader veya takdir-i ilahi olmadığını gösteriyor. Bizler çok iyi biliyoruz ki yaşananların hesabını sormazsak eğer, aynı acıları yeniden yaşamaya devam edeceğiz. Kanunlara uydurulan düzenlemeler ve göstermelik önlemleri araştırdığımızda, madenlerde ölümlerin göz göre göre yaşandığı ortaya çıkıyor. Bursa ve Balıkesir’in ardından Zonguldak’ta yaşanan facianın tek sebebi sermayenin kâr hırsıdır.
Çalışma koşullarının son derece ağır olduğu maden ocaklarında, işçilerin büyük çoğunluğu sendikasız, sigortasız, taşeron firmalarda ve düşük ücretle çalıştırılıyor. İşsizlik ve örgütsüzlük kırbacını kullanan patronlar, güvenlik önlemi talep eden işçileri ölümün ağzına zorunlu olarak indiriyor. Zonguldak’taki Karadon Maden Ocağında çalışan 4 bin 356 işçi yevmiyeli, kadrolu ve taşeron işçi olarak çalışıyor. İşçilerin yarıdan fazlası hiçbir güvenceye sahip değil. Sendikalarsa yaşanan iş cinayetlerine ve patronların saldırılarına karşı üç maymunu oynamaya devam ediyorlar.
Yerin yüz metrelerce altında çalışan işçilerin başına gelenlerin hesabını sormak, işçi sınıfının örgütlü gücüyle mümkündür. Madenlerden tersanelere kadar patronlar biz işçileri ucuz emek gücü olarak görüyorlar. Birkaç günlük timsah gözyaşlarının ardından, ölüm kuyularına yeni yeni işçiler yollanıyor. Ancak yaşadıklarımız bizlere ders olmalıdır. Maden işçileri örgütlü güçleriyle harekete geçmeli, işçi sağlığı ve güvenliği önlemlerinin tam olarak uygulanıp uygulanmadığını bizzat denetlemeli ve bu önlemlerin eksik olduğu yerlerde ocaklara inmeyi durdurmalıdırlar. İşçi sınıfının cehennem koşullarından kurtuluşu ancak ve ancak sermaye düzenine karşı örgütlü mücadelemizle mümkün olacaktır.
İş Cinayetlerinin Sorumluları Cezalandırılsın!
İş Saatleri Düşürülsün! Taşeronluk Sistemi Yasaklansın!
Sigortasız İşçi Çalıştıran Kapitalistler Ağır Şekilde Cezalandırılsın!
İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Kurulları Kurulsun ve İşçilerin Denetimine Verilsin!
Hastanelere Meslek Hastalıkları Bölümleri Kurulsun!
ONLAR
Rotamız 1 Mayıs
- Kâr Hırsı Doğayı ve İşçileri Katlediyor
- Gençlerimiz Ölmeye Devam Ediyor
- Kocaeli’de “MESEM’e ve Çocuk İşçiliğine Son”Eylemi
- Sağlıksız ve Kötü Çalışma Koşullarına Karşı Birleşelim
- Mesleki Eğitim mi Kâr Hırsı mı?
- Hayatımızı Değiştirecek Parolayı Unutmayalım!
- Gizli Açlık Tehlikesi Büyüyor
- Biz Mücadele Edersek Her Şey Düzelir!
- Hasköy Sanayi Sitesinden Sonra Şimdi Sıra Kimde?
- Ya Beni İşten Atarlarsa?
- İSG-SEN Ankara’da Siyah Baret Eylemi Yaptı
- Patronların Prestiji Yangın Riskinden Daha Önemli
- “El Cerrahisi 7/24 Yanınızda”
- Yangından Haberimiz Bile Olmadı!
- TMO Silosundan Fabrikalara Patlamalar ve Yangınlar Ne Anlatıyor?
- Aşırı Sıcaklar İşçi Sağlığı ve Güvenliğini Tehdit Ediyor
- Teknoloji Çağındayız Ama İşçiler Çalışırken Ölüyor!
- Örgütsüzlüğümüzün Bedeli: Artan İş Cinayetleri
- Baret Bile Olmadığı İçin!
- 28 Nisan Dünya İş Sağlığı ve Güvenliği Gününden 1 Mayıs’a
Son Eklenenler
- Bu sene 1 Mayıs’a UİD-DER’le birlikte bir işçi kenti olan Lüleburgaz’da katıldım. 1 Mayıs heyecanımız sabah saatlerinde başladı. Yol boyunca türkülerimizle, marşlarımızla 1 Mayıs alanına gittik. Tabii içimizde İstanbul’da kitlesel ve birleşik bir 1...
- 1 Mayıs’a gitmeden önce egemenlerin yarattığı algı yüzünden benim de endişelerim vardı. Fakat “Ben hakkımı savunmalıyım” diye düşünerek, arkadaşlarımın ısrarlı daveti sayesinde UİD-DER’le birlikte Bursa’da 1 Mayıs’a katıldım. İlk 1 Mayıs’ımdı, iyi...
- Ağır sorunlar altında bunalan işçi sınıfının bu sorunlar karşısında bir çıkış yolu bulabilmesi için sendikalarına sahip çıkması, sermayenin ve sendika bürokratlarının planlarını, niyetlerini boşa düşürmesi büyük önem taşımaktadır. Özellikle siyasi...
- Bartın’ın Amasra ilçesinde Türkiye Taşkömürü Kurumu’na (TTK) bağlı maden işletmesinde 14 Ekim 2022’de patlama meydana gelmiş, 43 maden işçisi yaşamını yitirmiş, 9 işçi de yaralanmıştı. Patlamaya ilişkin 7’si tutuklu 23 sanığın yargılanmasına 8...
- İşçi Sınıfının Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü 1 Mayıs’ı geride bıraktık. 1 Mayıs’ta Türkiye’nin dört bir yanında gerçekleşen mitinglere yüzbinlerce sendikalı sendikasız işçi, işsiz, emekli, emekçi kadın, genç katıldı. İşçi ve...
- Türkiye’nin dört bir yanında sendikalaşmak isteyen işçiler çeşitli engellerle karşılaşıyor, işten atılıyor, baskıyla sindirilmek isteniyor. Bursa’da Öz İplik-İş Sendikası’nda örgütlendikleri için işten atılan ve direnişlerine devam eden Durak...
- Türkiye tarihindeki en büyük işçi katliamı olan Soma Katliamı davasında daha önce yargılanmayan 28 kamu görevlisi ilk kez hâkim karşısına çıktı. Katliamın 10. yılında görülmeye başlanan kamu davasının ilk duruşması 8 Mayısta Soma 2. Asliye Ceza...
- Merhaba işçi ablalarım, abilerim. Ben İzmir’de yaşayan bir lise öğrenciyim. Ben de UİD-DER ile 1 Mayıs’a katılmak için İstanbul’da yaşayan teyzeme geldim. İlk defa 1 Mayıs’a katıldığım için sizlerle duygularımı paylaşmak istiyorum.
- Bu sene de 1 Mayıs’ı ağır şartlarda karşıladık. Bir tarafta ekonomik yıkım diğer tarafta savaş, göç sorunu ve işsizlik. Biz işçilerin birikmiş nice sorunu bulunuyor, toplum nefessiz bırakılıyor. İşte bu şartlar altında UİD-DER işçilere umut oldu,...
- Türkiye’de işçiler, reel ücretlerin düşmesi, çalışılmış günlerin ücretinin dahi patronlar tarafından gasp edilmesi gibi sorunlarla boğuşuyorlar. Diğer taraftan sağlık emekçileri ticarethaneye dönüştürülen sağlık sisteminin dayattığı ağır iş yüküyle...
- Geçen gün metal işçisi arkadaşımla bir araya geldik. Çayımızı içerken sohbet etmeye başladık. Konumuz toplu iş sözleşmesiydi.
- İlk kez UİD-DER’le 1 Mayıs’a gelen arkadaşımız, 1 Mayıs’ın daha önce duyduklarından, anlatılanlardan bambaşka bir şey olduğunu söyledi. Kadınlar, çocuklar, işçiler el ele halaylar çektik, hepimiz kardeş gibiydik.
- Merhaba, ben İzmir de yaşayan bir gencim. İstanbul’a UİD-DER’le 1 Mayıs’a katılmak için geldim. 1 Mayıs öncesi hazırlıklar için derneğe gittim. Çok sıcak bir ortam ve dayanışma duygusu sarmıştı her yeri.