Buradasınız
42 Basamak ve Patron Saati
Aydınlı’dan bir işçi

Merhaba dostlar.
Uzun bir işsizlikten sonra bir metal fabrikasında işe başladım. İşsizliğin insanı sürüklediği umutsuzluk ile ne iş olursa olsun kabul edecek duruma gelmiştim. Tam da o dönemde anlamıştım; insanların işlerini kaybetmemek için her şeye neden boyun eğdiğini. Çünkü inanıyorum ki, çoğu işçi dostum hayatında bir kere bile olsa işsizlik yaşamıştır. İşsizlik öyle bir kırbaç ki, ücret düşükmüş, çalışma saati uzunmuş, taşeronmuş işçi için fark etmiyor. İşsizlik, bunun gibi birçok konuda tüm işçileri derin bir suskunluğa itiyor. “Elimizdeki işten olmayalım da, ne olursa olsun” ya da, “ne de olsa tüm işyerleri aynı” gibi cümleler de zamanla adımız kadar çok kullandığımız cümleler oluveriyor. Ama bu cümleleri değiştirmenin artık zamanı geldi.
İşe başladığım fabrikada yeni olduğum için olsa gerek, herkese çok normal gelen şeyler, beni tam aksine çok şaşırtıyor. Bunlardan biri de çok kısa olan yemek ve çay molaları. Başladığım metal fabrikasında yarım saat yemek ve 10’ar dakikadan da iki çay molası var. Üretim, fabrikanın kapısında içeri girince hemen ikinci katta gerçekleştiriliyor. Yemekhane ve lavabolar giriş katta. Çay ve yemek molalarında toplam 42 basamak inip çıkıyoruz. Üretim bant usulü ve sürekli ayakta çalışıyoruz. Sürekli ayakta olmak insanı çok yoruyor. Vücut uyuşuyor. Çok basit hareketler bile inanılmaz zor geliyor. Boyun hep eğik durduğu için, boynunu kaldırmak ağır bir taşı kaldırmak gibi geliyor insana. Doğal olarak böyle bir vücudu merdivenlerden aşağı indirip çıkarmak, büyük bir marifet istiyor. İnmek belki bir mutluluk veriyor ama çıkmak insanın gözünde dağ gibi büyüyor.
İşe ilk başladığım gün saat 9.00’da çay molasına çıkarken tüm bu anlattıklarımı hissettim. Üretimdeyken geçmeyen zaman çayda öyle hızlı geçti ki. Akrep ve yelkovan yarış yaparcasına 10 dakikalık zamanı geçiriverdiler. Tabi ben acemi olduğum için 10 dakikalık zamanı, 14 yıldır orada çalışan bir işçi kadar verimli geçiremedim. Kendi kendime “neyse yemek molası yarım saat, o zaman dinlenirim” diye düşünerek 42 basamağı geri çıktım. Akrep ve yelkovan, üretim başlayınca çay molasındaki hızlarını bir kenara bırakıp, bir kaplumbağa oluverdiler. Ben 5 montaj yaptım, o bir dakika ilerledi. “Patron saati” diye düşünüp saatten çektim gözlerimi.
Neyse hiç bir şey ilelebet sürmüyor. “Patron saati” de olsa yemek molası geldi. Fabrika oldukça kalabalık bir fabrika. Doğal olarak o kalabalığın arasında aşağı inmek insanın epey zamanını alıyor. Yemek molasında lavaboya gidip ellerimi yıkamak ve yemekhaneye gitmek, yemekhanede o kalabalıkta sıra beklemek, nihayet yemeğimi alıp oturmak ilk gün bana oldukça zaman kaybettirmişti. Neye uğradığımı şaşırdım. Zaman nasıl geçti anlamadım. Akrep ve yelkovan kıs kıs gülüyormuş gibi geldi. Daha hiç dinlenememiştim bile oysaki. Ben de yemeğimi yedikten sonra, bahçede biraz oturup dinlenirim diye düşünmüştüm. Ama maalesef zaman yine o kadar hızlı geçti ki ben yemeğimi dahi bitiremedim. Dinlenmek hayal gibi geldi o an!
Aradan iki üç gün geçti. Benim gibi yeni başlayan işçiler ve bizden daha eski olan işçilerle birlikte yemek yerken ben bu sorunumu dile getirdim. “Molalarda zaman çok hızlı geçiyor, hiç bir şey anlamıyorum” dedim. Benim gibi işe yeni başlayan işçiler de sözlerime katıldılar. Benzer cümlelerle konuştular. Bizden daha eski olanlar ise; “dinlenmek istiyorsanız, çok hızlı hareket etmelisiniz. Ellerinizi gerekirse yıkamadan yemekhaneye koşmanız gerekiyor. Yemeğinizi 10 en fazla 15 dakikada bitirirseniz biraz oturup dinlenebilirsiniz. Başka türlü molaya çıktığınızı anlamanız imkânsız. Ama çok takmayın insan zamanla alışıyor zaten. Biz de ilk girdiğimizde sizin gibiydik. İlk gün kesin aç kalmışsınızdır. Ama alışırsınız merak etmeyin” dedi.
Benim korktuğum da bu zaten: Alışmak! Eski bir işçinin bu cümleleri doğru. Zamanla biz de alışacağız. Ama alışmamamız gerekiyor. Çünkü alışmak demek, aynı zamanda bunu kabullenmek demek. Bunun normal bir şey olması demek. Oysa bu normal bir şey değil. Ben buna alışmak değil, bunu değiştirmek istiyorum. Ben bunu tek başıma değiştiremeyeceğim için, diğer işçi arkadaşlarımın da buna alışmaması gerekiyor. Bazen o kadar alışıyoruz ki en zor ve kötü koşullara, başka bir ihtimal geçmiyor aklımızdan. Onu değiştirmeyi bırak, değiştirebileceğimizi bile düşünemiyoruz. Oysa her şey bizim elimizde, biz yeter ki isteyelim. Neleri başarabileceğimizi biz bile tahmin edemeyiz!
- Patronlar “Kullan At” İşçi İstiyorlar!
- İşçi Sınıfı Olarak Ders Çıkaralım
- Grönland’ın Buzulları ve Egemenlerin Kâr Arzusu
- Dünü Unutmadan, Bugüne ve Geleceğe Bakabilmek…
- Emekliliği Kim Bitirdi?
- Servis mi Eziyet mi?
- Yamyam Fareler Gibi Olmamak İçin…
- “Keşke Bizim de Bahçeli Bir Evimiz Olsaydı”
- “Polonez İşçileri Kazanmış”
- Kumarla Köşeyi Dönenler Neye Dönüyor?
- Düşük Ücret Dayatmasına Karşı Örgütlü Mücadeleye
- “Geçinemiyorsan Memleketine Dön”
- Neden Hayattan Sıkılıyoruz?
- Rakip Değiliz
- Savaşı Kınamak Sorumluluktan Kurtulmaya Yeter mi?
- Sağlık Alanında Birleşik Mücadele Şart!
- İyi ki Varsın UİD-DER
- Her Şeyin İçinde ve Her Şeyin Dışındayız
- Her Şey Karşıtıyla Vardır
- Çocuklar Öldürülmesin Şeker de Yiyebilsinler
Son Eklenenler
- Vezir Muhammed Nurtani… Tanıdık gelmiştir bu isim pek çoğunuza… Yine de hikâyesinin bildiğimiz kısmını bir kez daha paylaşalım sizinle: Afganistanlı göçmen işçi Vezir Muhammed Nurtani 10 Kasım 2023’te çalıştığı kaçak maden ocağında kalp krizi...
- Artık eski kuşak işçilerden sayılırım. Mücadele örgütümüz UİD-DER saflarında yaş alıp 60’a merdiven dayadığım için kendimi bahtiyar hissediyorum. İlk 1 Mayıs’a 1979 yılında, İzmir’de, ustamla birlikte katıldım. Katılım oldukça yüksekti. Kalabalıkta...
- TTL tütün işçileri, örgütlü oldukları Tekgıda-İş Sendikası ile birlikte, 41 gün önce “Bu işyerinde grev var” pankartını fabrikanın dört bir yanına asarak greve çıktılar. Grev çadırlarını fabrika önüne kurdular. Büyük çoğunluğu kadın olan işçi...
- DİSK, KESK, TMMOB ve TTB, 1 Mayıs’ı bu yıl İstanbul Kadıköy Meydanı’nda kutlama kararı aldıklarını basın açıklaması yaparak duyurdu.
- İzmir Çiğli Belediyesine bağlı Çibel’de çalışan işçiler Toplu İş Sözleşmesi (TİS) görüşmelerinde anlaşma sağlanamaması üzerine 17 Nisanda greve çıktı. İzmir Narlıdere Belediyesine bağlı Narbel’de de Genel-İş İzmir 4 No’lu Şube ile SODEMSEN arasında...
- İzmir’de Tekgıda-İş Sendikasının örgütlü olduğu Oryantal Tütün Paketleme (OTP), TTL Tütün ve Sunel Tütün fabrikalarında süren grevler anlaşmayla sonuçlandı. Genel-İş Sendikasında örgütlü İzmir Konak Belediyesine bağlı MER-BEL işçileri düşük ücret...
- Dünyada ve Türkiye’de olup bitenler üzerine sohbet ederken genç bir işçi kardeşimiz, “valla artık haberlere bakmıyorum, zaten benim kendi derdim başımdan aşkın” dedi. Aslında hepimizin derdi başından aşkın. Ama belki de bu nedenle çevremizdeki...
- Sömürüye başkaldırının sembolü, tüm dünya işçilerinin ortak duygularla ve taleplerle alanlara çıktığı, evrensel bir mücadele günü olan 1 Mayıs yaklaşıyor. Yüreği 1 Mayıs coşkusuyla, sınıfsız ve sömürüsüz bir dünya özlemiyle çarpan tüm işçilere selam...
- 2 Nisan 2024’te İstanbul Beşiktaş’ta Masquerade isimli gece kulübünde çıkan yangında 29 işçi yaşamını yitirmişti. Aileler aradan geçen bir senede adaletin sağlanmamış olmasına, asli kusurluların tutuklanmamasına tepkili. Mahkemeye sunulan ikinci...
- Arjantin’de faşist devlet başkanı Javier Milei’nin 2023 yılı sonunda iktidara gelmesinden bu yana işçiler üçüncü kez genel greve çıktı. Genel İş Konfederasyonu’nun (CGT) çağrısıyla 10 Nisan Perşembe günü ülke çapında 24 saatlik grev gerçekleşti....
- Panayırdaki gösteri için adam avazı çıktığı kadar bağırarak müşteri çekmek istiyormuş ama gösteri o kadar kötüymüş ki kimse adama kanıp gösteriye gitmiyormuş. Panayır açılalı epey olmuştur ve çığırtkana kanarak girenlerin söyledikleri de kulaktan...
- İşçi Sınıfının Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü 1 Mayıs yaklaşıyor. Peki, hangi koşullarda karşılıyoruz 1 Mayıs’ı? İşçiler, emekçiler olarak hepimiz ağırlaşan sorunlarımızın çözülmesini, üzerimizdeki baskının hafiflemesini istiyoruz....
- Kocaeli Gebze’de bulunan Alman sermayeli Erlau Metal fabrikasında işçiler, Birleşik Metal-İş Sendikası Gebze 1 No’lu Şube’de örgütlendi. Sendika yakın zamanda Çalışma Bakanlığından yetki belgesini almasına rağmen işveren yetki itirazında bulundu....